Denizcilerin Piri Barbaros Hayreddin Pasa Vefatinin 475. Yilinda Anildi
"Denizcilerin piri" olarak bilinen Barbaros Hayreddin Pasa, vefatinin 475. yilinda Istanbul Il Kültür Turizm Müdürlügü tarafindan düzenlenen programla anildi.
Program kapsaminda Besiktas'taki Barbaros Hayreddin Pasa'nin türbesi ziyaret edildikten sonra Ahmet Hamdi Tanpinar Edebiyat ve Müze Kütüphanesi'nde Prof. Dr. Idris Bostan bir konferans verdi.
Programin açilisini yapan Il Kültür ve Turizm Müdürü Coskun Yilmaz, Barbaros Hayreddin Pasa'yi tanimanin önemli oldugunu belirterek, "Barbaros demek, 1500'li yillarda yasamis, büyük zaferlere imza atmis bir deniz komutani olmak degil. Barbaros demek, Türklerin denizciliginin geçmisiyle, bugünüyle ve gelecegiyle temsili, anlami demek." ifadelerini kullandi.
Prof. Dr. Idris Bostan ise Osmanlilarin kara ordulariyla büyük zaferler kazanmasinin yani sira denizlerde de karadan geride kalmayacak bir vizyona sahip olduklarini anlatti.
Osmanli'yi Akdeniz'de hakim konuma asil getiren kisinin Hayreddin Pasa olduguna isaret eden Bostan, Osmanli denizcilerinin hiçbir zaman denizlerde hukuk disi bir davranis ve tutumda bulunmadiginin altini çizdi.
Bostan, Hizir ve Oruç Pasa ile daha sonradan Barbaros unvanini alan Hayreddin Pasa'nin ilk olarak denizlere ticari amaçli indiklerini aktararak, "Önce Midilli civarinda Selanik'e kadar yakin yerlerde dolasiyorlar. Sonra basardikça asagiya dogru ilerliyorlar. Oruç, imkanlari daha fazla gelistirerek Misir'a kadar gidiyor. Ama o arada Rodos bölgesinden geçiyor ve Rodos sövalyeleriyle daimi bir çatisma basliyor. Bunlardan bir tanesinde kardesi Ilyas hayatini kaybediyor. Kendisi de Rodos zindanlarinda esir düsüyor." dedi.
Bu konuda Barbaros Hayreddin Pasa'nin gazalarini anlatan "Gazavat-i Hayreddin Pasa" adli önemli bir kaynak olduguna dikkati çeken Prof. Dr. Idris Bostan, söyle devam etti:
"Hem Osmanli döneminde matbu olarak yayinlanmis, 1970'li yillarda da sadelestirerek yayinlanmis. Sonraki yillarda da o sadelestirilmeler devam etmis. Günümüze kadar bilimsel amaçli diyerek, hala yayinlar yapilan benim de üzerimde yaklasik 10 yildir emek sarf ettigim ilmi bir çalisma. Ama bu kaynak mevcut haliyle bile bir fikir veriyor olsa da onu dogru degerlendirmek, en güzel nüshasini bulup, ilim dünyasina tanitabilmek gibi bir sorumlulugumuz var. Oradan Barbaros Hayreddin Pasa ve kardeslerinin hayat hikayeleri genel hatlariyla saglikli bir sekilde çikartilabilir. Bunlari da Avrupa ve bizim arsiv belgelerimizle desteklemek gerekir."
Bostan, Barbaros Hayreddin Pasa hakkinda en eski arsivin Ispanya'nin Valladolid sehrinin Simancas bölgesinde bir köydeki manastirda korundugu bilgisini vererek, "Bu bize gösteriyor ki, tarihi arsivlerin kendi mekanlarini yüzlerce yil koruyabilecek imkanlari olmali. Simancas arsivi de dünyanin en önemli tarih arsividir. Bu arsiv üzerinden biz bugün Osmanli Akdeniz'inde neler yasaniyordu, Kuzey Afrika'daki Osmanli eyaletlerinin beylerbeyinin Ispanya ile olan iliskilerini o arsivdeki mevcut belgeler üzerinden takip edebiliyoruz. Nitekim ben o belgeler üzerinden 'Kanuni ve Akdeniz Siyaseti' adli bir makale hazirlayabilecek malzemeye ulastim. Dolayisiyla Osmanli belgeleri sadece bizim elimizdeki arsiv belgelerinden ibaret degil. Venedik, Dubrovnik, Fransiz, Ingiliz arsivleri ve kadim dönemler için Ispanya'nin Simancas arsivleri, daha sonraki yüzyillar için Madrid'teki milli arsiv en önemli bilgileri barindiriyor." diye konustu.
16. yüzyilda Osmanli Akdeniz politikalarini Kanuni Sultan Süleyman ile Barbaros Hayreddin Pasa'nin yeniden sekillendirdigini ifade eden Bostan, sunlari kaydetti:
"Yeni politikalarla Osmanli varligini, Akdeniz üzerinden Avrupa devletlerine tasimislar ve yeni bir dünyanin kazanimini gerçeklestirmislerdir ki, aslinda tabii sinirlarina karalarda ulasmis Osmanli varliginin denizler üzerinden gidebilecekleri cografya sadece Orta ve Bati Akdeniz degil, Atlas Okyanusu'na ulasan ve Fasli denizcilerle müsterek düzenledikleri harekatlarla Ingiltere'nin güney bölgelerini yaklasik 50 yil vuran bir döneme ulasmistir. Bu Akdeniz tarihinde Osmanli varliginin kendi konumunu belirleme sürecinde nereden yola çiktigini gösterir. Bu da Barbaros Hayreddin Pasa'nin gelistirdigi politikalarla gerçeklesmistir. Pargali Ibrahim Pasa da bu süreçte önemli bir rol oynamistir."
Bostan, Barbaros Hayreddin Pasa döneminin bir daha 150 yil degismeksizin onun ortaya koydugu politikalarla devam ettigine dikkati çekerek, "Eger Pasa, Akdeniz dünyasinda Preveze gibi büyük bir zaferi kazanmamis olsaydi, Osmanliyi Akdeniz'in en etkin deniz gücü haline getirmeseydi o zaman Avrupa'da var olan ve denizcilikte iddiali olan Ispanya, Fransa, Venedik gibi devletlerin ve onlarin kontrolü altindaki diger denizci devletçiklerin hepsinin birlikte olusturduklari, biz onlara 'Avrupa veya Haçli müttefikleri' diyoruz, onlarin karsisinda tutunamazlardi. Preveze gerçek manada bir Islam hakimiyeti tesis etmis bir zaferdir. Etkileri uzun zaman devam etmistir. Hatta Avrupalilar nezdinde Osmanli yenilmez bir devlet olarak algilanmistir, Inebahti Savasi'na kadar."
Kaynak: AA
Programin açilisini yapan Il Kültür ve Turizm Müdürü Coskun Yilmaz, Barbaros Hayreddin Pasa'yi tanimanin önemli oldugunu belirterek, "Barbaros demek, 1500'li yillarda yasamis, büyük zaferlere imza atmis bir deniz komutani olmak degil. Barbaros demek, Türklerin denizciliginin geçmisiyle, bugünüyle ve gelecegiyle temsili, anlami demek." ifadelerini kullandi.
Prof. Dr. Idris Bostan ise Osmanlilarin kara ordulariyla büyük zaferler kazanmasinin yani sira denizlerde de karadan geride kalmayacak bir vizyona sahip olduklarini anlatti.
Osmanli'yi Akdeniz'de hakim konuma asil getiren kisinin Hayreddin Pasa olduguna isaret eden Bostan, Osmanli denizcilerinin hiçbir zaman denizlerde hukuk disi bir davranis ve tutumda bulunmadiginin altini çizdi.
Bostan, Hizir ve Oruç Pasa ile daha sonradan Barbaros unvanini alan Hayreddin Pasa'nin ilk olarak denizlere ticari amaçli indiklerini aktararak, "Önce Midilli civarinda Selanik'e kadar yakin yerlerde dolasiyorlar. Sonra basardikça asagiya dogru ilerliyorlar. Oruç, imkanlari daha fazla gelistirerek Misir'a kadar gidiyor. Ama o arada Rodos bölgesinden geçiyor ve Rodos sövalyeleriyle daimi bir çatisma basliyor. Bunlardan bir tanesinde kardesi Ilyas hayatini kaybediyor. Kendisi de Rodos zindanlarinda esir düsüyor." dedi.
Bu konuda Barbaros Hayreddin Pasa'nin gazalarini anlatan "Gazavat-i Hayreddin Pasa" adli önemli bir kaynak olduguna dikkati çeken Prof. Dr. Idris Bostan, söyle devam etti:
"Hem Osmanli döneminde matbu olarak yayinlanmis, 1970'li yillarda da sadelestirerek yayinlanmis. Sonraki yillarda da o sadelestirilmeler devam etmis. Günümüze kadar bilimsel amaçli diyerek, hala yayinlar yapilan benim de üzerimde yaklasik 10 yildir emek sarf ettigim ilmi bir çalisma. Ama bu kaynak mevcut haliyle bile bir fikir veriyor olsa da onu dogru degerlendirmek, en güzel nüshasini bulup, ilim dünyasina tanitabilmek gibi bir sorumlulugumuz var. Oradan Barbaros Hayreddin Pasa ve kardeslerinin hayat hikayeleri genel hatlariyla saglikli bir sekilde çikartilabilir. Bunlari da Avrupa ve bizim arsiv belgelerimizle desteklemek gerekir."
Bostan, Barbaros Hayreddin Pasa hakkinda en eski arsivin Ispanya'nin Valladolid sehrinin Simancas bölgesinde bir köydeki manastirda korundugu bilgisini vererek, "Bu bize gösteriyor ki, tarihi arsivlerin kendi mekanlarini yüzlerce yil koruyabilecek imkanlari olmali. Simancas arsivi de dünyanin en önemli tarih arsividir. Bu arsiv üzerinden biz bugün Osmanli Akdeniz'inde neler yasaniyordu, Kuzey Afrika'daki Osmanli eyaletlerinin beylerbeyinin Ispanya ile olan iliskilerini o arsivdeki mevcut belgeler üzerinden takip edebiliyoruz. Nitekim ben o belgeler üzerinden 'Kanuni ve Akdeniz Siyaseti' adli bir makale hazirlayabilecek malzemeye ulastim. Dolayisiyla Osmanli belgeleri sadece bizim elimizdeki arsiv belgelerinden ibaret degil. Venedik, Dubrovnik, Fransiz, Ingiliz arsivleri ve kadim dönemler için Ispanya'nin Simancas arsivleri, daha sonraki yüzyillar için Madrid'teki milli arsiv en önemli bilgileri barindiriyor." diye konustu.
16. yüzyilda Osmanli Akdeniz politikalarini Kanuni Sultan Süleyman ile Barbaros Hayreddin Pasa'nin yeniden sekillendirdigini ifade eden Bostan, sunlari kaydetti:
"Yeni politikalarla Osmanli varligini, Akdeniz üzerinden Avrupa devletlerine tasimislar ve yeni bir dünyanin kazanimini gerçeklestirmislerdir ki, aslinda tabii sinirlarina karalarda ulasmis Osmanli varliginin denizler üzerinden gidebilecekleri cografya sadece Orta ve Bati Akdeniz degil, Atlas Okyanusu'na ulasan ve Fasli denizcilerle müsterek düzenledikleri harekatlarla Ingiltere'nin güney bölgelerini yaklasik 50 yil vuran bir döneme ulasmistir. Bu Akdeniz tarihinde Osmanli varliginin kendi konumunu belirleme sürecinde nereden yola çiktigini gösterir. Bu da Barbaros Hayreddin Pasa'nin gelistirdigi politikalarla gerçeklesmistir. Pargali Ibrahim Pasa da bu süreçte önemli bir rol oynamistir."
Bostan, Barbaros Hayreddin Pasa döneminin bir daha 150 yil degismeksizin onun ortaya koydugu politikalarla devam ettigine dikkati çekerek, "Eger Pasa, Akdeniz dünyasinda Preveze gibi büyük bir zaferi kazanmamis olsaydi, Osmanliyi Akdeniz'in en etkin deniz gücü haline getirmeseydi o zaman Avrupa'da var olan ve denizcilikte iddiali olan Ispanya, Fransa, Venedik gibi devletlerin ve onlarin kontrolü altindaki diger denizci devletçiklerin hepsinin birlikte olusturduklari, biz onlara 'Avrupa veya Haçli müttefikleri' diyoruz, onlarin karsisinda tutunamazlardi. Preveze gerçek manada bir Islam hakimiyeti tesis etmis bir zaferdir. Etkileri uzun zaman devam etmistir. Hatta Avrupalilar nezdinde Osmanli yenilmez bir devlet olarak algilanmistir, Inebahti Savasi'na kadar."