Uygur Yazar Haitiwaji, 2 Yil Esir Tutuldugu Kamp Hayatini Anlatti

Çin’in Dogu Türkistan’daki kamplarinda 2 yil esir tutulan Gülbahar Haitiwaji, gece nöbet tuttuklarini ve gündüz 11 saat psikolojik siyasi çalismalar yapildigini söyledi.

Uygur Yazar Haitiwaji, 2 Yil Esir Tutuldugu Kamp Hayatini Anlatti
Fransa’dan Çin’e davet edilip tutuklanan, sorgulanan ve istismar edilen Uygur yazar Gülbahar Haitiwaji yasadiklarini “Çin Kampindan Nasil Kurtuldum” adli kitabinda anlatti. Korku dolu günler geçirdigini ifade eden Haitiwaji, kampta geçirdigi sürenin asir gibi geldigini dile getirdi.

“29 Ocak 2017’den 12 Mart 2019’a kadar gözalti merkezinde ve toplama kampinda alikonuldum” diyen Uygur yazar, “Gözalti merkezlerinde veya toplama kamplarinda yasam kosullari çok kötü. Normalde 15 veya en fazla 20 kisinin kalabilecegi odalarda 30-40 kisilik gruplar halinde tutuluyorduk. Çok kötü sartlarda hazirlanan, insan sagligina zararli sekilde bekletilmis yiyecekler veriliyordu. Kaldigimiz toplama kampinda kisin sicaklik eksi 30 dereceyi gösterirken bizler disarida kalmak zorunda birakiliyorduk. Sözde bizlerin günes görmesi gerektigini ve aydinliga çikardiklarini söylüyorlardi” dedi.



“Gündüz 11 saat psikolojik siyasi çalismalar yapiliyor”

Geceleri isiklarin söndürülmedigini ifade eden Haitiwaji, “Isik altinda uyumak çok zor, bunu da bilinçli bir sekilde yapiyorlardi. Gece nöbet tutuyoruz, gündüz 11 saat psikolojik siyasi çalismalar yapiliyor. Anlatilanlari not tutmak zorundasiniz. Gözalti merkezinde tutuldugumda bana yüklenen suç, kitleleri kamu güvenligini bozmaya tahrik etme suçunu imzalamaya ve itiraf etmeye zorlandim. Ondan sonra bu iftiradan bir daha bahsetmediler” açiklamasini yapti.

“Kizimin çabalarini küçümseyerek kamptan çikabildim”

Esinin Fransa’ya siyasi siginma basvurusunda bulundugunu ve kizinin Uygurlar tarafindan düzenlenen Çin karsiti protestolara katildigini kaydeden yazar, “Bunlari kocama ve kizima terörist demek için bahane olarak kullandilar. Bana gelince, bir Çin vatandasi olarak ailemin yasa disi davranislarini Çin Komünist Partisine bildirme yükümlülügüm oldugunu söylediler. Rapor etmemek, suçlarini örtbas etmek ve desteklemek sayiliyormus. 2019 yilinda kizimin çabalarini küçümseyerek ve Fransiz hükümetinin müdahalesiyle toplama kampindan çikabildim ve aileme yeniden kavustum” diye konustu.



“Çin hükümetinin bu tür iftiralarindan korkmuyorum”

“Ilk baslarda kitabimi yazmaya basladigimda anavatanimiz Dogu Türkistan’da ailemin tehlike altinda olacagi konusunda endiseliydim” diyen Haitiwaji, açiklamasini su sekilde sürdürdü:

“Ama yine Çin toplama kamplarindaki insanlik disi yasanilanlari herkesin bilmesi için kitabi yazip bitirdim. Su anda ailemin özel durumunu bilmiyorum. Haber alamiyoruz. Çok fazla temas etme ve irtibat kurma sansimiz yok. Kitabim bu yil yayinlandiktan sonra, Çin hükümeti bana saldirmaya ve bir terörist olarak bana iftira atmaya basladi.

Kötü bir kadin oldugumu söylediler. Bana saldirip karalamaya devam ediyorlar, iftira atmayi ve saldirmalarini durduracaklarini da sanmiyorum. Çin hükümetinin bu tür iftiralarindan korkmuyorum.”

Kitabinin Türkçe’ye de çevrildigini sözlerine ekleyen Gülbahar Haitiwaji, “Kitabim Türkçe’ye çevrildi ve Türkiye’de yayinlandi. Yakin gelecekte birçok farkli dilde bir düzineden fazla ülkede yayinlanacak. Kitabimin Türkçe’ye çevrilmesi ve Türkiye’de yayinlanmasi beni çok mutlu etti. Çünkü Türkiye’de çok sayida Uygur Türk’ü var. Çok sayida Uygur yurttaslarimiz su anda Türkiye’de yasiyor. Uygur yurttaslarin hükümet tarafindan korunup kollandigi bir yerde, bunun için çok mutluyum ve bunun için minnettarim. Uygur hemserilerimizin Türkiye’de daha fazla ilgi ve özen görmesini ve Türk hükümetinin Çin hükümeti üzerindeki baskisini artirmasini umuyorum“ dedi.

Kaynak: İHA