TIHEK Baskani Kiliç'tan AB Adalet Divaninin Basörtüsü Kararina Tepki Açiklamasi

'Bagimsiz ve tarafsiz olmasi gereken ABAD, üstlendigi misyona aykiri davranarak inançlari geregi basörtülü olan Müslüman kadinlarin istihdamdan dislanmasini makul ve mesru kabul ederek insan haklarinin ihlaline yol açmistir'.

Türkiye Insan Haklari ve Esitlik Kurumu (TIHEK) Baskani Muharrem Kiliç, Avrupa Birligi (AB) Adalet Divaninin basörtüsü karariyla inançlari geregi basörtülü olan Müslüman kadinlarin istihdamdan dislanmasini makul ve mesru kabul ederek insan haklarinin ihlaline yol açtigini bildirdi.

Kiliç, yaptigi yazili açiklamada, AB Adalet Divani'nin (ABAD) Almanya'da basörtülü iki Müslüman kadin çalisanin açtigi davada verdigi "çalisanlarin felsefi veya dini inançlara ait görünür bir sembolü takmasinin yasaklanabilecegi" kararina tepki gösterdi.

Kararin uluslararasi sözlesmelerdeki temel hak ve özgürlüklere aykiri oldugunu belirten Kiliç, Avrupa Insan Haklari Sözlesmesi'nin 9'uncu maddesinde düzenlenen din ve vicdan özgürlügünün, ibadet ve dinsel ritüellerin yerine getirilmesini, dini inancin sembollerinin kullanilmasini ve o dinin bayram ve dinlenme günlerine uyulmasini da kapsadigina dikkati çekti.

Kiliç, "Bagimsiz ve tarafsiz olmasi gereken ABAD, üstlendigi misyona aykiri davranarak inançlari geregi basörtülü olan Müslüman kadinlarin istihdamdan dislanmasini makul ve mesru kabul ederek insan haklarinin ihlaline yol açmistir." ifadelerini kullandi.

Kararin, din ve inanç özgürlügünün yani sira ayrimcilik yasagini da ihlal ettigini kaydeden Kiliç, ayrimcilik yasaginin, bireylere ya da gruplara yönelik makul ve mesru gerekçesi ortaya konulamayan her farkli durumun bu temel insan hakkinin ihlaline yol açacagini ortaya koyduguna isaret etti.

Söz konusu olayda, Müslüman basörtülü kadinlara yönelik uygulamanin hakli bir gerekçesinin ortaya konulamayacagini vurgulayan Kiliç, bu noktada, hizmetin gereklerine yönelik hakli ve mesru bir gerekçenin tartisilmasinin dahi kabul edilemeyecegini ifade etti.

"Stereotiplesme" ve ön yargilardan kaynaklanan bu durumun, son dönemlerde Avrupa'da yükselise geçen yabanci düsmanligi ve Islam karsitligi disinda bir gerekçe ile açiklanamayacagini ifade eden Kiliç, sunlari kaydetti:

"Farkli din veya inançtan olanlara yönelik bu haksiz muamelelerin Avrupa Birligi'nin kurulus düsüncesinin temel gereklilikleriyle birlikte Avrupa Insan Haklari Sözlesmesi'nin 9'uncu maddesinde güvence altina alinan 'Düsünce, Vicdan ve Din Özgürlügü' ile 14'üncü maddesinde yer alan 'Ayrimcilik Yasagi'ni açikça ihlal ettigi tartisma götürmez bir gerçektir. Tüm bu nedenlerle, hak ve özgürlük düsüncesinin temel degerlerini yadsiyan mezkur kararin Avrupa degerleriyle de bagdasmadigini beyan ediyor, bu kaygi verici durumu dikkatle izliyoruz."

Kaynak: AA