Diyanet Isleri Baskani Erbas, Hala Sultan Camii'nde Bayram Hutbesi Irad Etti
Diyanet Isleri Baskani Prof. Dr. Ali Erbas, Kurban Bayrami namazini Kuzey Kibris Türk Cumhuriyeti’nin baskenti Lefkosa’da bulunan Hala Sultan Camii’nde kildirdi ve ardindan hutbe irad etti.
Erbas’in okudugu hutbe su sekilde:
"Aziz ve Muhterem Müslümanlar!
Bugün, Zilhicce ayinin onuncu günü. Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in buyurdugu üzere, Allah katinda günlerin en degerlisi. Bugün, mübarek Kurban Bayrami. Ibadet ve taatlerimizle, zikir ve sükrümüzle Rabbimize kullugumuzu arz ettigimiz, kurbanlarimizla Allah’a yaklastigimiz mukaddes bir zaman dilimi. Bizleri böylesine kiymetli bir vakte kavusturan Cenâb-i Hakk’a sonsuz hamd ve senalar olsun. Bayramlari nasil idrak edecegimizi ögreten Resûl-i Ekrem Efendimize salat ve selam olsun.
Aziz Kardeslerim!
Bugün ilk isimiz olan bayram namazimizi eda ettik, biraz sonra da insallah kurban sevincini yasayacagiz. Allah Resûlü (s.a.s) bir hadisi seriflerinde kurban ibadetinin faziletiyle ilgili söyle buyurmaktadir: “Âdemoglu kurban günü Allah katinda kurban kesmekten daha güzel bir amel islememistir.” Nitekim Kurban, rizasini kazanmak amaciyla Yüce Rabbimize sundugumuz kiymetli bir hediyedir. Kurban malimizla ve canimizla O’nun yolunda oldugumuzun en büyük nisanelerinden biridir.
Kiymetli Müslümanlar!
Bayramlar; rahmet ve bereket vakitleridir. Peygamberimize ümmet olma suuruyla kardesligimizi diri tutma anlaridir. Bayramlar; sevinme ve sevindirme, baris ve huzur zamanlaridir. Anne babamizin, kardeslerimizin, akrabalarimizin ve komsularimizin gönlünü ziyadesiyle hosnut etme günleridir.
Kardeslerim!
Bayramlar, yardimlasma ve paylasmayla güzellesir. Öyleyse bayram sevincimizi artirmak için kurbanlarimizdan, akraba ve komsularimiza ikram edelim. Yoksul, yetim ve kimsesizlerle paylasalim. Yüce Rabbimizin su tavsiyesine uymaya gayret gösterelim: “Allah’in kendilerine rizik olarak verdigi kurbanliklari belirlenen günlerde kesecekleri zaman üzerlerine Allah’in adini ansinlar. Artik onlardan siz de yiyin, yoksula fakire de yedirin.”
Aziz Müslümanlar!
Bayramlar, kardeslik ve muhabbet günleridir. O halde, bu nadide günleri firsat bilerek darginliklari ve küskünlükleri sonlandiralim. Peygamber Efendimiz (sas) ‘Bir Müslümanin üç günden fazla, kardesiyle küs durmasi helal degildir’ hadisi serifini aklimizdan çikarmayalim.
Bayramlar ayni zamanda “sila-i rahim” yani dost ve akraba ziyareti günleridir. Ancak salgin hastalikla imtihan edildigimiz su günlerde temizlik, maske ve mesafe kurallarina özenle riayet edelim; sevinç günlerimize hüzün günlerine dönüstürmeyelim.
Bu mübarek günlerin hakkini vermek için üzerimize düsen vazifeleri yerine getirelim. Özellikle, Arefe günü sabah namaziyla basladigimiz ve bayramin dördüncü günü ikindi namaziyla birlikte sona erecek olan tesrik tekbirlerini unutmayalim.
Aziz Kardeslerim!
Bugünün bizler için yeri ve önemi daha vardir. Bugün Kibris Türk Baris Harekatinin 47. Yil dönümüdür. Zulmün ve zalimin karsisinda adaletin ve mazlumun yaninda yer alan aziz milletimizin 20 Temmuz 1974’te yeniden tarih sahnesine çiktigi ve yeni bir destan yazmaya basladigi gündür bugün. Bagimsiz, özgür ve hür Kuzey Kibris Türk Cumhuriyetine giden yolun taslarinin dösenmeye basladigi gündür bugün.
‘Dalgalan sen de safaklar gibi ey sanli hilâl;
Olsun artik dökülen kanlarimin hepsi helâl.
Ebediyen sana yok, irkima yok izmihlâl:
Hakkidir, hür yasamis bayragimin hürriyet;
Hakkidir, Hakk’a tapan milletimin istiklâl!’
Ruhuyla Istiklal mücadelesine basladigimiz gündür bugün.
Aziz Müminler!
Kibris tipki Istanbul gibi sevgili Peygamberimizin (sas) müjdeledigi mübarek topraklardir. Nitekim Resulu Ekrem Efendimiz (sas) Kibris’in bagrinda yatan süt teyzesi Ummu Harâm binti Milhân’in ziyaret ettigi bir gün öglen uykusundan gülerek uyanmisti. Ummu Haram (ra) Peygamberimize (sas) niçin güldügünü sorunca Allah Resulü Efendimiz (sas) uykusunda ümmetinden fetih maksadiyla Akdeniz’e açilan bazi kimselerin kendisine gösterildigini onlarin cennetlik oldugunu buyurmustur. Bunun üzerine Ummu Haram (ra) kendisinin de onlarin arasinda bulunmasi için dua etmesini Peygamberimizden istemis Efendimizde (sas) ona dua etmistir. Iste Kibris bu müjdeye nail olmak için fetih arzusuyla yanip tutusan Hala Sultan ismiyle maruf su an içinde ibadet ettigimiz camii ile de Hala Sultan olarak kiyamete kadar anilacak olan Ummu Haram’in (ra) sehadete kavustugu yerdir. Ecdadimizin da bu müjdeye nail olmak için seferden sefere zaferden zafere kostugu vatandir bizim için Kibris.
Muhterem Müslümanlar!
Üzerinde yasadigimiz bu vatan bir toprak parçasindan çok daha fazla anlam ifade etmektedir. Vatan, hür yasadigimiz ve hür yasamak için her türlü hayasizca akina gögsümüzü siper ettigimiz yerdir. Vatan ugruna canini, cananini, bütün varini feda edip sehadet serbeti içenlerin, varligindan vazgeçip gazi olanlarin bize miras biraktigi mukaddes bir emanettir. Bu sebepledir ki bizler vatan müdafasini sadece bir toprak parçasini korumaktan ibaret görmeyiz. Bu vatanda yasayan her ferdin canini, dinini, malini, neslini, seref ve haysiyetini koruruz. Din, dil ve irk ayrimi yapmaksizin mazlumlarin ve magdurlarin yaninda yer alir. Bize güvenenlerin ümitlerini bosa çikarmayiz. Istiklal ve istikbalimizin sembolü olan sanli bayragimiza namahrem eli degmemesi, sehadetleri dinin temeli olan ezanlarimizin dinmemesi için her türlü fedakarligi gögüsleriz. ‘Ey sehit oglu sehit isteme benden makber, sana agusunu açmis duruyor Peygamber’ müjdesine nail olmak için sehitlige kosarak giden bir milletiz biz.
Aziz kardeslerim!
Bizler iki devlet tek millet olarak ayni kaderi paylasan ayni yola bas koyan kardesleriz. Sadece kan bagiyla degil iman bagiyla da gönüllerimizi birbirimize kenetlemisiz. Merhamet, muhabbet ve sefkatle bir vücut gibiyiz. Nasil ki vücudumuzun bir yeri agridiginda diger uzuvlar bu agriya istirak ederse iste bizlerde böyleyiz. Kendimiz için istedigimiz hayirli seyleri kardeslerimiz içinde isteriz. Bu sebepledir ki sizler ne kadar huzurlu ve mutlu iseniz bizlerde o kadar huzurlu ve mutluyuz. Sizi üzen bizi üzer. Derdiniz derdimiz, aciniz acimiz, sikintiniz sikintimizdir. Bu vesileyle Cenab-i Hak’tan bizi birbirimizden ayirmamasini, istiklal ve istikbalimizi, hürriyetle bagimsizligimizi, huzur ve mutlulugumuzu daim eylemesini niyaz ediyorum. Bedir’den Malazgirt’e, Istanbul’un fethinden Çanakkale’ye, Kurtulus savasindan Kibris Baris Harekatina ve 15 Temmuz’dan bugüne kadar dini devlet, mülkü millet yolunda canini seve seve feda eden aziz sehitlerimize ve daru bekaya irtihal eden kahraman gazilerimize yüce Rabbimden rahmet hayatta olanlara saglik, huzur ve afiyet diliyorum.
Hutbemi bitirirken siz kiymetli cemaatimizin, aziz milletimizin ve ümmet-i Muhammed’in Kurban Bayramini tebrik ediyorum. Rabbimizin selami, rahmeti, magfireti ve bereketi üzerimize olsun. Bayramimiz mübarek olsun.”
Kaynak: İHA
"Aziz ve Muhterem Müslümanlar!
Bugün, Zilhicce ayinin onuncu günü. Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in buyurdugu üzere, Allah katinda günlerin en degerlisi. Bugün, mübarek Kurban Bayrami. Ibadet ve taatlerimizle, zikir ve sükrümüzle Rabbimize kullugumuzu arz ettigimiz, kurbanlarimizla Allah’a yaklastigimiz mukaddes bir zaman dilimi. Bizleri böylesine kiymetli bir vakte kavusturan Cenâb-i Hakk’a sonsuz hamd ve senalar olsun. Bayramlari nasil idrak edecegimizi ögreten Resûl-i Ekrem Efendimize salat ve selam olsun.
Aziz Kardeslerim!
Bugün ilk isimiz olan bayram namazimizi eda ettik, biraz sonra da insallah kurban sevincini yasayacagiz. Allah Resûlü (s.a.s) bir hadisi seriflerinde kurban ibadetinin faziletiyle ilgili söyle buyurmaktadir: “Âdemoglu kurban günü Allah katinda kurban kesmekten daha güzel bir amel islememistir.” Nitekim Kurban, rizasini kazanmak amaciyla Yüce Rabbimize sundugumuz kiymetli bir hediyedir. Kurban malimizla ve canimizla O’nun yolunda oldugumuzun en büyük nisanelerinden biridir.
Kiymetli Müslümanlar!
Bayramlar; rahmet ve bereket vakitleridir. Peygamberimize ümmet olma suuruyla kardesligimizi diri tutma anlaridir. Bayramlar; sevinme ve sevindirme, baris ve huzur zamanlaridir. Anne babamizin, kardeslerimizin, akrabalarimizin ve komsularimizin gönlünü ziyadesiyle hosnut etme günleridir.
Kardeslerim!
Bayramlar, yardimlasma ve paylasmayla güzellesir. Öyleyse bayram sevincimizi artirmak için kurbanlarimizdan, akraba ve komsularimiza ikram edelim. Yoksul, yetim ve kimsesizlerle paylasalim. Yüce Rabbimizin su tavsiyesine uymaya gayret gösterelim: “Allah’in kendilerine rizik olarak verdigi kurbanliklari belirlenen günlerde kesecekleri zaman üzerlerine Allah’in adini ansinlar. Artik onlardan siz de yiyin, yoksula fakire de yedirin.”
Aziz Müslümanlar!
Bayramlar, kardeslik ve muhabbet günleridir. O halde, bu nadide günleri firsat bilerek darginliklari ve küskünlükleri sonlandiralim. Peygamber Efendimiz (sas) ‘Bir Müslümanin üç günden fazla, kardesiyle küs durmasi helal degildir’ hadisi serifini aklimizdan çikarmayalim.
Bayramlar ayni zamanda “sila-i rahim” yani dost ve akraba ziyareti günleridir. Ancak salgin hastalikla imtihan edildigimiz su günlerde temizlik, maske ve mesafe kurallarina özenle riayet edelim; sevinç günlerimize hüzün günlerine dönüstürmeyelim.
Bu mübarek günlerin hakkini vermek için üzerimize düsen vazifeleri yerine getirelim. Özellikle, Arefe günü sabah namaziyla basladigimiz ve bayramin dördüncü günü ikindi namaziyla birlikte sona erecek olan tesrik tekbirlerini unutmayalim.
Aziz Kardeslerim!
Bugünün bizler için yeri ve önemi daha vardir. Bugün Kibris Türk Baris Harekatinin 47. Yil dönümüdür. Zulmün ve zalimin karsisinda adaletin ve mazlumun yaninda yer alan aziz milletimizin 20 Temmuz 1974’te yeniden tarih sahnesine çiktigi ve yeni bir destan yazmaya basladigi gündür bugün. Bagimsiz, özgür ve hür Kuzey Kibris Türk Cumhuriyetine giden yolun taslarinin dösenmeye basladigi gündür bugün.
‘Dalgalan sen de safaklar gibi ey sanli hilâl;
Olsun artik dökülen kanlarimin hepsi helâl.
Ebediyen sana yok, irkima yok izmihlâl:
Hakkidir, hür yasamis bayragimin hürriyet;
Hakkidir, Hakk’a tapan milletimin istiklâl!’
Ruhuyla Istiklal mücadelesine basladigimiz gündür bugün.
Aziz Müminler!
Kibris tipki Istanbul gibi sevgili Peygamberimizin (sas) müjdeledigi mübarek topraklardir. Nitekim Resulu Ekrem Efendimiz (sas) Kibris’in bagrinda yatan süt teyzesi Ummu Harâm binti Milhân’in ziyaret ettigi bir gün öglen uykusundan gülerek uyanmisti. Ummu Haram (ra) Peygamberimize (sas) niçin güldügünü sorunca Allah Resulü Efendimiz (sas) uykusunda ümmetinden fetih maksadiyla Akdeniz’e açilan bazi kimselerin kendisine gösterildigini onlarin cennetlik oldugunu buyurmustur. Bunun üzerine Ummu Haram (ra) kendisinin de onlarin arasinda bulunmasi için dua etmesini Peygamberimizden istemis Efendimizde (sas) ona dua etmistir. Iste Kibris bu müjdeye nail olmak için fetih arzusuyla yanip tutusan Hala Sultan ismiyle maruf su an içinde ibadet ettigimiz camii ile de Hala Sultan olarak kiyamete kadar anilacak olan Ummu Haram’in (ra) sehadete kavustugu yerdir. Ecdadimizin da bu müjdeye nail olmak için seferden sefere zaferden zafere kostugu vatandir bizim için Kibris.
Muhterem Müslümanlar!
Üzerinde yasadigimiz bu vatan bir toprak parçasindan çok daha fazla anlam ifade etmektedir. Vatan, hür yasadigimiz ve hür yasamak için her türlü hayasizca akina gögsümüzü siper ettigimiz yerdir. Vatan ugruna canini, cananini, bütün varini feda edip sehadet serbeti içenlerin, varligindan vazgeçip gazi olanlarin bize miras biraktigi mukaddes bir emanettir. Bu sebepledir ki bizler vatan müdafasini sadece bir toprak parçasini korumaktan ibaret görmeyiz. Bu vatanda yasayan her ferdin canini, dinini, malini, neslini, seref ve haysiyetini koruruz. Din, dil ve irk ayrimi yapmaksizin mazlumlarin ve magdurlarin yaninda yer alir. Bize güvenenlerin ümitlerini bosa çikarmayiz. Istiklal ve istikbalimizin sembolü olan sanli bayragimiza namahrem eli degmemesi, sehadetleri dinin temeli olan ezanlarimizin dinmemesi için her türlü fedakarligi gögüsleriz. ‘Ey sehit oglu sehit isteme benden makber, sana agusunu açmis duruyor Peygamber’ müjdesine nail olmak için sehitlige kosarak giden bir milletiz biz.
Aziz kardeslerim!
Bizler iki devlet tek millet olarak ayni kaderi paylasan ayni yola bas koyan kardesleriz. Sadece kan bagiyla degil iman bagiyla da gönüllerimizi birbirimize kenetlemisiz. Merhamet, muhabbet ve sefkatle bir vücut gibiyiz. Nasil ki vücudumuzun bir yeri agridiginda diger uzuvlar bu agriya istirak ederse iste bizlerde böyleyiz. Kendimiz için istedigimiz hayirli seyleri kardeslerimiz içinde isteriz. Bu sebepledir ki sizler ne kadar huzurlu ve mutlu iseniz bizlerde o kadar huzurlu ve mutluyuz. Sizi üzen bizi üzer. Derdiniz derdimiz, aciniz acimiz, sikintiniz sikintimizdir. Bu vesileyle Cenab-i Hak’tan bizi birbirimizden ayirmamasini, istiklal ve istikbalimizi, hürriyetle bagimsizligimizi, huzur ve mutlulugumuzu daim eylemesini niyaz ediyorum. Bedir’den Malazgirt’e, Istanbul’un fethinden Çanakkale’ye, Kurtulus savasindan Kibris Baris Harekatina ve 15 Temmuz’dan bugüne kadar dini devlet, mülkü millet yolunda canini seve seve feda eden aziz sehitlerimize ve daru bekaya irtihal eden kahraman gazilerimize yüce Rabbimden rahmet hayatta olanlara saglik, huzur ve afiyet diliyorum.
Hutbemi bitirirken siz kiymetli cemaatimizin, aziz milletimizin ve ümmet-i Muhammed’in Kurban Bayramini tebrik ediyorum. Rabbimizin selami, rahmeti, magfireti ve bereketi üzerimize olsun. Bayramimiz mübarek olsun.”