Prof. Dr. Aktay Açiklamasi '15 Temmuz'da Net Bir Sekilde Gördük, Bu Devlete Dokunani Bu Millet Yakar'

Yildirim Beyazit Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Ögr. Üyesi Prof. Dr. Yasin Aktay, 15 Temmuz’un bir isgal girisimi oldugunu belirterek, "15 Temmuz’da net bir sekilde gördük, bu devlete dokunani bu millet yakar. Bu devlet-millet kaynasmasinin nasil bir Türkiye ortaya çikaracagini gördüler" dedi.

Prof. Dr. Aktay Açiklamasi '15 Temmuz'da Net Bir Sekilde Gördük, Bu Devlete Dokunani Bu Millet Yakar'


Samsun Büyüksehir Belediyesi Ömer Halisdemir Toplanti Salonu’nda gerçeklesen konferansa protokol üyeleri ve çok sayida vatandas katildi.

Konusmasini yapmak için kürsüye gelen Yildirim Beyazit Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Ögr. Üyesi Prof. Dr. Yasin Aktay, "15 Temmuz maruz kaldigimiz bir isgal girisimiydi. Ben isgal girisimi olarak nitelendirdim. O gece yabanci kanallara çikip bu darbenin basarma sansi yok, Türkiye’nin sosyolojisi buna izin vermez, dedigim saatlerde halen o darbe, benden sadece bir an önce El -Cezire’ye çikan konusmaci Türkiye’nin darbe gelenegi vardir ve o darbe basarilidir. Geçmis olsun Türkiye için, dedi.

Akabinde ben çiktim dedim ki böyle bir sey yok. Sizi temin ediyorum. Sabaha dogru bu darbenin basarisizligi haberi ile uyanacak dünya. Sevinenlerin hevesleri kursaklarinda kalacak. Üzülenleri simdiden müjdeliyorum. Bu sözü söyledigimden birkaç dakika sonra Meclise son bomba düstü. Ben o sira TBMM’nin mescidindeydim. Artik 5 yil geçmis bir hadisenin sicakligi içerisinde degiliz. Bu tür hadiseler Türkiye’nin kendi üzerinde düsünmesi için bir firsattir. 15 Temmuz bir toplumsal hareket olusturdu. Neticesinde toplum sokaklara çikiyor ve bir direnis sergiliyor. Sosyoloji açisinda ilginç olan budur. O gece ilk o olay duyuldugunda çok romantik olmayalim. Bu toplum asla darbeye izin vermez gibi bir mutlak iyimserlik için çok fazla iyimser olmamak lazim. O kadar iyimser olmamizi gerektirecek bir durum yoktu. Her sey bir denge içerisindeydi. Ilk darbe söylentisi oldugunda hatirlayalim ki birçok insan alkisladi. Ilk etapta insanlar sokaklara kosup kimmis darbe yapan, karsisinda biz dururuz demedi. Çogu insanlar alkisladilar. Öyle bir kesim de vardi Türkiye’de. O gece bir mücadeleydi. Bunu görmemiz gerekiyor. Kendi toplumumuz dinamiklerini tanimamiz açisindan bilmemiz gerekiyor. Ne yazik ki cehalet her zaman müsteri bulur. Bu toplumda kindarlik, bagnazlik müsteri buluyor. O yüzden popülizm kötü bir seydir diyoruz" diye konustu.



"Devlet-millet kaynasmasinin nasil bir Türkiye ortaya çikaracagini gördüler"

15 Temmuz’da gerçeklesen toplumsal bir hareket oldugunu belirten Prof. Dr. Aktay, "Baskin çikan kisa sürede o tanklari alkislayanlara karsi baskin çikan baska bir toplum ortaya çikti. Toplumsal hareketler sosyolojisi diye bir alan vardir. Toplumsal hareketler sosyolojisi en önemli yeri sudur: Genellikle toplumsal hareketler mevcut iktidara muhalif olarak çikarlar ve genellikle bir talepte bulunurlar. Hosnutsuzluklarini ifade etmek için toplumsal hareketler yaparlar. Ilk defa belki de toplumsal sosyolojisinin ezberlerini bozacak baska bir sey çikti. Mevcut olan hükümetini savunmak için bir toplumsal hareket ortaya çikti. Akabinde bu toplumsal hareketini destekleyen demokrasi nöbetleri ortaya çikti. Cumhurbaskanimizin öncülügünde, talimatlariyla bir ay kadar devam eden demokrasi nöbetleri oldu. Türkiye’de devlet ve millet arasinda en az 100 yillik dönemdir ciddi bir sogukluk vardi. Bu sogukluk bir mesafe bazen bir kopukluk, devlet ile milletin degerleri bir çatisma halindeydi. Devletin millet empoze etmeye çalistigi degerler, milletin devletten beklentileri bunlar arasinda çok ciddi bir mesafe vardi. O yüzden millet devletine küskündü. Türkiye’de insanlarin basörtüsüyle, diniyle, Kur’an-i ile ugrasildi. Alfabeleriyle ugrasildi. Laikligi adeta bir ideoloji olarak ayri bir din olarak gören yaklasim kendisi halka baska türlü empoze etmeye çalisiyordu. Halk buna direniyordu. 20 yildir yasanan toplumsal sosyolojik bir dönüsüm var. Artik devlet milletin hakimi degil, devlet milletin hadimi olacak sekilde yasanan siyasi ve sosyolojik bir dönüsüm var. O dönüsümün hangi boyutlarda oldugunu 15 Temmuz’da gördük. Devletin bir milleti yok artik milletin bir devleti var. Milletimiz bu devleti iyice benimsemis. Çünkü kendi halkina tepeden bakmayan, kendi halkinin degerlerini kendi gibi benimseyen devlet oldugu sürece devlet millet kaynasmasi Allah’in izniyle bu ülkede yasandi. Yasanan bu kaynasmanin ne oldugu 15 Temmuz’da net bir sekilde gördük. Bu devlete dokunani bu millet yakar. Çünkü bu devlet bu milletin devletidir. Çünkü millet kendi devletini kendi gözü gibi korur. Bu devlet millet kaynasmasinin nasil bir Türkiye ortaya çikaracagini gördüler" seklinde konustu.



"Darbe bize ayni kilikla gelmiyor"

Darbecilere karsi korunacak tek seyin yine toplumun kendisini oldugu ifade eden Aktay, "15 Temmuz hadisesinde epey önce bize sorulan bir soru vardi. Bu devirde darbe olur mu, dediler ki bu devirde darbe olmaz bizim aklimizla oynamayin. Ben de dedim ki; bu devirde darbe olmaz da darbecilerin bundan haberi var mi? Bu devirde darbe yapmanin akil disi bir sey oldugunu ispatlamaya çalisti bir çok insan. Darbecinin bundan haberi var mi? Çünkü darbeci çok akilli olmayabiliyor. Darbecinin çok umurunda olmayabiliyor. Bazen bir yerde darbe yapma istegi ortaya çiktigi zaman o çilginligi göze alan insanlar var. Keske Islam dünyasindan çok güçlü Müslüman ülkeler olsaydi. Bugün güçlü Müslüman ülke yok. Zenginlikten bahsetmiyorum. Zenginler ama güçlü degiller. Kendi iradelerine sahip degiller. Türkiye kendi iradesine sahip olma vasfini yeni yeni kazandi. Kök söktürüyor dünyaya. Türkiye’nin bazi ülkeler tarafinda olumsuz algilanmasinin bir sebebi de kendi iradesine sahip olmasidir. Hayir diyebiliyor. Kendi iradesine sahip oldugu için güçlü. Çok sükür artik zenginde. Bu devirde darbe olur mu olmaz mi meselesine çok güvenmeyelim. Bu devirde bal gibi darbe olur. O yüzden darbelere karsi ne sosyolojik bir bagisliligimiz var, ne uluslararasi dengeler arasindan bizi koruyacak bir bagislilik mekanizmamiz var. Darbelere karsi bizi koruyacak tek sey yine biziz. Darbeyi görmemiz lazim. Darbeciyi tanimamiz lazim. Çünkü darbe bize ayni kilikla gelmiyor" ifadelerini kullandi.

"28 Subat’tan en çok faydalan FETÖ oldu"

FETÖ’nün simdiye kadar gelmis geçmis tüm hükümetleri basarili bir sekilde kullandigini vurgulayan Aktay sunlari söyledi: "FETÖ’nün darbe yapma konusunda kapasitesine bakildigi zaman aslinda FETÖ, 60 yillarin basinda beri var olan bir örgüttür. Hükümetlerin hepsinde faydalanarak çikmis. Belki bütün darbeleri kendisi planlamis olamaz. Yasi tutmuyor o kadar ama darbelerden faydalanarak gelmis bir sey. 12 Eylül darbesinde darbe yapacak kapasitesi yok ama o darbecilerle öyle bir içli disli ki darbecilerin hepsinde de istifade etti.

Hepsinden faydalandi. 28 Subat’tan en çok faydalan FETÖ oldu. Imam hatipler kapatildi. Onlarin okullarinin önü açilmis oldu. 28 Subat’ta alinan tedbirler yüzünde FETÖ yapilanmasi neredeyse dopinge ugramis gibi büyük bir patlama yasadi. Büyük bir gelisim patlamasi yasadi. Simdiye kadar gelmis geçmis tüm hükümetleri çok basarili bir sekilde kullandilar. Ilk defa FETÖ ile mücadele etmeyi göze alan hükümet AK Parti hükümeti oldu."

Konferansa Samsun Valisi Doç. Dr. Zülkif Dagli, Büyüksehir Belediye Baskani Mustafa Demir, Samsun Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mahmut Aydin, Ondokuz Mayis Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yavuz Ünal, ögretim üyeleri, il müdürleri ve vatandaslar katildi.

Kaynak: İHA