Bakan Çavusoglu Açiklamasi 'Özel Temsilcinin Atanmasi Fikrini Dogru Bulmuyoruz'

Disisleri Bakani Mevlüt Çavusoglu, çalisma ziyareti kapsaminda dün geldigi Kuzey Kibris Türk Cumhuriyeti’ndeki (KKTC) temaslarini sürdürüyor. Bakan Çavusoglu, önce bas basa, ardindan da heyetler arasi görüsme gerçeklestirdigi KKTC Cumhurbaskani Ersin Tatar ile ortak basin toplantisi düzenleyerek sorulari yanitladi. Tatar, Kibris’a yeni bir BM Özel Temsilcisi atanmasina iliskin soruya, “Cenevre’de ortaya koydunuz ilkeler çerçevesinde oradaki durusumuz resmi bir müzakere sürecine baslamadan önce farkli bir temsilci atanmasinin olumlu olmayacagi, sikintiya neden olabilecegi, sayin Lute’nin bu görevi en iyi sekilde yaptigi, ortak zemin noktasina ulasmadan farkli özel temsilcinin aranmasinin dogru olmayacagi düsüncesindeyiz. Bunu karsi tarafa iletecegiz” dedi.

Disisleri Bakani Mevlüt Çavusoglu ise, “Cenevre’de sayin genel sekreterin böyle bir önerisi olmustu. Kendisine bu toplantilarin ve önümüzdeki süreçte sarf edecegimiz çabalarin amaci ortak bir zemin olup olmadigini görmek. Su ana kadar yaptigimiz çalismalarda henüz ortak bir zemin yok. Sayin Lute, genel sekterin danismani olarak bu görevi su anda yapiyor. Yani zemin var mi yok mu? 5+BM gayriresmi toplanti ihtimali de var. Ancak ortak bir zemin oldugunu gördükten sonra ve yeni bir müzakere baslama karari alindiktan sonra özel temsilcinin atanmasinin bir anlami var. Su anda Sayin Lute’un görevine iliskin özel temsilcinin yapacagi bir görev yoktur. Biz su anda özel temsilci atanmasi fikrini dogru bulmuyoruz. Genel sekretere bu fikrini gündeme getirince açik ve net bir sekilde söylemistim” ifadelerini kullandi.

Çavusoglu açiklamasini su sekilde sürdürdü:

“Konusmamda da Kuzey Kibris Türk Cumhuriyeti‘nin ve Kibris Türk halkinin haklarini sonuna kadar koruyacagimizi söylemistim. Gerek Avrupa Birligi gerek BM, Rum Kesimi’ne su mesaji iyi vermesi gerekir. Hakça paylasim olmadan, gelir paylasimi olmadan atilacak her bir adima karsi KKTC ve Türkiye Cumhuriyeti de gerekli adimi atacak. Bu kararliligimizi gösterdik. Geçmiste tüm telkinlerimize ragmen sismik sondaj çalismalarina devam etti. Biz de sahaya indik Kuzey Kibris Türk Cumhuriyeti‘nin haklarini savunmak için. Tabii ki kendi kita sahanligimizda Türkiye Cumhuriyeti haklarimizi savunmak için. Sismik arastirma ve sondaj gemilerimizi sahaya sürdük, çalismalari yaptik ve devam ettiriyoruz. Burada yapilmasi gereken sey hakça gelir paylasimi. Bu konuda Kibris Türk Cumhuriyeti’nin önerileri hala masada. AB ve BM bu hakça paylasim konusunda gerekli adimi atmali, aksi durumda biz adimi atacagiz. Bunda kimsenin endisesi ve tereddütü olmasin. Türkiye olarak KKTC’nin lisans ve ruhsat verdigi yerlerde faaliyetlerimizi sürdürürüz, bugüne kadar oldugu gibi. Kibris Türk halkinin ve KKTC’nin hakkini kimseye yedirmeyiz. Baris, huzur ve paylasim istiyorlarsa Cumhurbaskanimizin konferans teklifi masadadir ve KKTC’nin de hakça gelir paylasimi konusunda teklifleri masadadir. Gerekligi göstermistir. Bu çerçevede adim atilirsa problem yok, aksi takdirde biz de adim atariz.”