Türk-İş Genel Başkanı Atalay, ITUC Ve ETUC'a Filistin Halkına Destek Vermeleri İçin Mektup Yazdı Açıklaması
'Her iki kuruluşumuzun da yüksek sesle öncü rol üstlenmeye ve Filistin halkının yaşadığı zulme son verilmesi için BM ve diğer kuruluşlar nezdinde çaba göstermeye devam etmesini istiyoruz'.
Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu (ITUC) Genel Sekreteri Sharan Burrow ve Avrupa Sendikalar Konfederasyonu (ETUC) Genel Sekreteri Luca Visentini'ye İsrail'in saldırılarına karşı Filistin halkına destek vermeleri için mektup yazdı.
Atalay, mektubunda, İsrail güçlerinin Filistin'de işlediği insanlık suçlarının ardı arkasının kesilmediğini belirterek, İsrail'in son olarak ramazan ayında Mescid-i Aksa'nın avlusuna girerek, ibadet eden Müslümanlara ses bombaları ve plastik mermilerle saldırdığını anımsattı.
İsrail'in aynı zamanda Kudüs'ün doğusundaki Filistinli aileleri göçe zorladığına ve Filistin'i tamamen işgal ederek yok etmek amacıyla her türlü şiddeti ve zulmü gösterdiğine dikkati çeken Atalay, mektubunda şu ifadeleri kullandı:
"İsrail güçlerinin Müslümanların ilk kıblesi olan Mescid-i Aksa'ya girerek ibadetlerini yerine getiren Filistin vatandaşlarına ses bombaları ve mermilerle saldırıda bulunmasını şiddetle kınıyoruz. Tüm uyarılara rağmen saldırgan tutumundan vazgeçmeyen, uluslararası hukuku hiçe sayan ve insanlık dışı uygulamalarına devam eden İsrail, BM Güvenlik Konseyi ve BM Genel Kurulunun Filistin ile ilgili almış olduğu kararlara meydan okumaktadır."
Atalay, Türk-İş olarak dünyadaki pek çok ülke ve sivil toplum kuruluşu ile birlikte İsrail'in her saldırısında uluslararası topluma çağrıda bulunduklarını anımsatarak, şunları kaydetti:
"Yapılan çağrılara, BM Güvenlik Konseyi ve BM Genel Kurul kararlarına rağmen saldırılarına devam eden İsrail'e ve saldırılarına artık 'dur' demek ve harekete geçmek için bekleyenleri ve yaşanan insanlık dramına göz yumanları tarih hiçbir zaman affetmeyecektir. Saldırıların artmasından ve çatışmaların şiddetlenmesinden büyük bir endişe duyuyoruz. Filistin'e, Kudüs'e ve Mescid-i Aksa'ya saldırılara karşı bir kez daha uluslararası toplumu harekete geçmeye çağırıyoruz. Üst kuruluşlarımız olan ITUC ve ETUC'un bu konuda sessiz kalmamasını memnuniyetle karşılıyor, her iki kuruluşumuzun da yüksek sesle öncü rol üstlenmeye ve Filistin halkının yaşadığı zulme son verilmesi için BM ve diğer kuruluşlar nezdinde çaba göstermeye devam etmesini istiyoruz."
Kaynak: AA
Atalay, mektubunda, İsrail güçlerinin Filistin'de işlediği insanlık suçlarının ardı arkasının kesilmediğini belirterek, İsrail'in son olarak ramazan ayında Mescid-i Aksa'nın avlusuna girerek, ibadet eden Müslümanlara ses bombaları ve plastik mermilerle saldırdığını anımsattı.
İsrail'in aynı zamanda Kudüs'ün doğusundaki Filistinli aileleri göçe zorladığına ve Filistin'i tamamen işgal ederek yok etmek amacıyla her türlü şiddeti ve zulmü gösterdiğine dikkati çeken Atalay, mektubunda şu ifadeleri kullandı:
"İsrail güçlerinin Müslümanların ilk kıblesi olan Mescid-i Aksa'ya girerek ibadetlerini yerine getiren Filistin vatandaşlarına ses bombaları ve mermilerle saldırıda bulunmasını şiddetle kınıyoruz. Tüm uyarılara rağmen saldırgan tutumundan vazgeçmeyen, uluslararası hukuku hiçe sayan ve insanlık dışı uygulamalarına devam eden İsrail, BM Güvenlik Konseyi ve BM Genel Kurulunun Filistin ile ilgili almış olduğu kararlara meydan okumaktadır."
Atalay, Türk-İş olarak dünyadaki pek çok ülke ve sivil toplum kuruluşu ile birlikte İsrail'in her saldırısında uluslararası topluma çağrıda bulunduklarını anımsatarak, şunları kaydetti:
"Yapılan çağrılara, BM Güvenlik Konseyi ve BM Genel Kurul kararlarına rağmen saldırılarına devam eden İsrail'e ve saldırılarına artık 'dur' demek ve harekete geçmek için bekleyenleri ve yaşanan insanlık dramına göz yumanları tarih hiçbir zaman affetmeyecektir. Saldırıların artmasından ve çatışmaların şiddetlenmesinden büyük bir endişe duyuyoruz. Filistin'e, Kudüs'e ve Mescid-i Aksa'ya saldırılara karşı bir kez daha uluslararası toplumu harekete geçmeye çağırıyoruz. Üst kuruluşlarımız olan ITUC ve ETUC'un bu konuda sessiz kalmamasını memnuniyetle karşılıyor, her iki kuruluşumuzun da yüksek sesle öncü rol üstlenmeye ve Filistin halkının yaşadığı zulme son verilmesi için BM ve diğer kuruluşlar nezdinde çaba göstermeye devam etmesini istiyoruz."