GRAFIKLI - Avusturya Egitim Kurumlarinda 2020'De 186 Ayrimcilik Vakasi Yasandi

Egitim kurumlarinda bireyler yüzde 74’le en çok 'etnik köken' nedeniyle ayrimciliga maruz kaldi Ayrimcilik yapan kisilerin yalniz yüzde 1'i isledikleri suç nedeniyle cezalandirildi 5 yildir çalismalarini sürdüren IDB, bu zaman zarfinda 1096 ayrimcilik vakasini kayit altina aldi.

Avusturya egitim kurumlarindaki ayrimciliga karsi çalismalar yürüten Egitimde Ayrimcilik Karsiti Esitlik Derneginin (IDB) raporuna göre, ülkede geçen yil yeni tip koronavirüs (Kovid-19) önlemleri nedeniyle yüz yüze egitime ara verilmesine ragmen 186 ayrimcilik vakasi yasandi.

Egitim sisteminde din, cinsiyet, kültür, etnik köken ve benzeri nedenlerle ayirimciliga maruz kalan ögrenci ve egitmenlere iliskin 5 yildir çalismalar yürüten IDB tarafindan düzenlenen basin toplantisinda, "2020 Avusturya Egitim Sisteminde Ayrimcilik Raporu" kamuoyuyla paylasildi.

Ayrimcilik nedenleri basta olmak üzere yasanan olaylara iliskin örneklerin aktarildigi raporda, geçen yil ayrimcilik nedeniyle 186 vaka kayit altina alindi.

- Yüz yüze egitime ara verilmesi vaka sayilarini düsürdü

Raporda, 2019’da 403 vakanin rapor edildigini, buna göre geçen yil yüzde 54 düsüs yasandigi ancak vaka sayilarindaki gerilemenin tamamen yeni tip koronavirüs (Kovid-19) önlemleriyle dogrudan iliskili oldugu belirtildi.

Salgin nedeniyle Mart 2020’den itibaren üniversitelerde fiziki egitime ara verildigi, ilkögretim okullarinda ise ögrencilerin yaklasik 10 hafta sinif ortamindan uzak kaldiklari bilgisine yer verilen raporda, Kovid-19 önlemlerinin aileler üzerindeki yükün artmasina neden oldugu, salginin yol açtigi sorunlarla bas etmeye çalisan ebeveynlerin ayrimciligi geri plana atmak durumda kaldigina isaret edildi.

- Etnik köken, birinci derecede ayrimcilik nedeni

Raporda, Avusturya egitim kurumlarinda bireylerin yüzde 74’le en çok "etnik köken" nedeniyle ayrimciliga maruz kaldigi belirtilirken, bunu yüzde 15 ile Islam karsitliginin takip ettigi, yüzde 11’nin ise çesitli nedenlerle magduriyet yasadigi ifade edildi.

Raporda, ayrimcilik suçunu isleyenlerin yüzde 63’ünün ögretmenlerden, yüzde 20’sinin ögrencilerden, yüzde 7’sinin ise okul yöneticilerinden olustuguna dikkat çekilerek, kurumsal ayrimciligin ise yüzde 10 seviyelerinde oldugu aktarildi.

- En çok olay Viyana’da yasandi

Ayrimciliga sahit olan üçüncü kisilerin yüzde 94’ünün medeni cesaret göstererek magdurdan yana tutum sergilemedigi belirtilen raporda, ayrimcilik yapan faillerin sadece yüzde 1’inin isledikleri suçlar nedeniyle cezalandirildigi, geri kalaninin ise ceza almadigi bildirildi.

Raporda, magdurlarin büyük bir çogunlugunun nerede ayrimciliga maruz kaldiklarina iliskin bilgiyi paylasmak istemedigi, buna karsin baskent Viyana’nin vaka sayisi açisindan ilk sirada yer aldigi aktarildi.

Yüzde 91 ile ilkögretim ögrencilerinin en çok magduriyet yasayan kesim oldugu vurgulanan raporda, bu oranin egitmen, üniversite ögrencisi ve stajyerlerden olusan grupta ise yüzde 9 oldugu kaydedildi.

- Egitimde ayrimcilik konusu tabu olmaktan çikarilmali

Raporda, egitim kurumlarinda yasanan ayrimciligin giderilmesi için önerilerde bulunuldu. Buna göre, ayrimcilik konusunun egitimle iliskili kurumlarin gündeminde olmadigina, bu konuya iliskin elle tutulur bir çalisma yapilmadigina isaret edilerek yetkililerin bir konuyu tabu olmaktan çikartip, üzerine egilmeleri gerektiginin alti çizildi.

Ögrencilerin herhangi bir kaygi olmaksizin yasadiklari sorunlari aktarabilecekleri bagimsiz yapilarin hayata geçirilmesi gerektigine deginilen raporda, ögretmen ve yöneticiler arasinda farkli etnik ve dini kökenden bireylerin sayisinin artirilmasinin önemine deginildi.

Raporda, ilkokullardan baslamak üzere her okulda birlikte yasam ve çok kültürlülük üzerine egitim verilmesi çagrisinda bulunulurken, egitmenlere yönelik irkçilik ve ayrimcilik karsiti egitimlerin gönüllü degil, zorunlu olmasi gerektiginin alti çizildi.

- 5 yilda 1096 vaka

IDB Baskani Dr. Sonia Zaafrani, rapora iliskin yaptigi açiklamada, gönüllülük ilkesine dayali olarak 5 yildir dernegin çalismalarini sürdürdügü, bu zaman zarfinda 1096 vakanin kayit altina alindigini ifade etti.

Zaafrani, ilkokullarda uygulanan basörtüsü yasaginin Aralik 2020’de Anayasa Mahkemesi tarafindan kaldirildigini animsatarak birçok uzmanin bu düzenlemenin anayasaya ve esitlige aykiri oldugunu vurguladigini ancak iktidarin aksi yönde hareket ettigini, benzer durumun ayrimciliga yol açan "Almanca tesvik siniflari" için de geçerli oldugunu söyledi.

- "Almanca tesvik siniflari"

Almancasi yetersiz ögrencilere yönelik bir yili askin süredir uygulanan Almanca tesvik siniflarina gitmek durumunda kalan çocuklarin bu dili gelistiremedigine isaret eden Zaafrani, ana dili Almanca olan çocuklarla ayni ortami paylasmadiklari için dil bilgilerinin geriledigini ifade etti.

Zaafrani, bu sinifa giden çocuklarin matematik gibi temel dersleri görmediklerini, bu durumun egitim hayatlarini tehlikeye attigini, söz konusu uygulamadan basta ögretmenler olmak üzere ögrenci ve ebeveynlerin sikayetçi olmasina ragmen hükümetin bu konudaki israrini sürdürdügünü anlatti.

Kovid-19 nedeniyle yüz yüze egitime ara verilmesinin ögrenciler arasinda ciddi esitsizlige yol açtigini, gerekli fiziki ortam ve teknolojik araca her ögrencinin sahip olmadigini belirten Zaafrani, özellikle söz konusu Almanca tesvik siniflarinda bulunan çocuklarin bu süreçte neredeyse hiç egitim görmediklerini sözlerine ekledi.

Kaynak: AA