YÖK'te Bulusan Bilim Insanlari Marmara Denizi'ndeki Müsilaj Sorunu Için Önerilerini Sundu

ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü Ögretim Üyesi Prof. Dr. Baris Salihoglu: 'Müsilaj isin görünen yüzü ve sonucu, denizleri bütünlükçü olarak ele almamiz gerekiyor ve nasil daha saglikli hale getirebiliriz, bunlara yönelik programlar ve ilerleme saglamamiz gerekiyor. Buna yönelik, bütünlesik bir deniz bilimi yüksekögrenim stratejisi gelistirilebilir' 'Müsilaj olmasaydi belki deniz anasi patlamasi, belki hidrojen sülfür patlamasi olacakti. Denizin sagligi bozulunca, bunun sonuçlari oluyor' Istanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi Ögretim Üyesi Prof. Dr. Melek Okyar: 'Kisa vadede müsilajin hizli sekilde kimyasal yapisinin çözülmesi, karakterizasyonunun ögrenilerek, bertaraf edilmesi yönünde çalismalar yapilmali. Orta vadede, bu olayin olmasinda asil sebeplerden belki de basrolü oynayan, havzalardan gelen girdilerin ve yüklerin takibinin yapilmasi gerekiyor'

Yüksekögretim Kurulu (YÖK) Baskanliginda, Marmara Denizi'nde yasanan müsilaj (deniz salyasi) sorununa iliskin üniversitelerde yürütülen bilimsel çalismalar ile bu çalisma sonuçlarindan çikan önlemler görüsüldü.

Yüksekögretim Kurulu Baskani Prof. Dr. Yekta Saraç'in baskanligindaki, "Denizlerimizdeki Müsilaj Sorununa Yönelik Akademik Çalismalarin Degerlendirme Toplantisi"na, Bandirma Onyedi Eylül, Çanakkale Onsekiz Mart, Gebze Teknik, Istanbul Teknik, Istanbul, Orta Dogu Teknik, Piri Reis, Tekirdag Namik Kemal ve Yildiz Teknik üniversitelerinden ilgili fakültelerin dekanlarinin yani sira konuyla ilgili sahada bizzat çalismalar yürüten akademisyenler katildi.

Toplantida, Saraç'in konusmasinin ardindan, müsilaj sorununa iliskin üniversitelerdeki akademik çalismalar degerlendirildi, meselenin çözümüne yönelik önerilen bilimsel yöntemler ele alindi.

- Marmara Denizi'nin dijital ikizi çikarilacak

ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü Ögretim Üyesi Prof. Dr. Baris Salihoglu, ODTÜ Bilim Gemisi ile Türkiye denizlerinde çalismalar yürüttüklerini ve Marmara Denizi'ndeki degisimlerin kötüye gittigini bir süredir gözlemlediklerini söyledi.

Çevre ve Sehircilik Bakanliginin, ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü koordinasyonunda, 2017'den bu yana yürüttügü Marmara Denizi Bütünlesik Modelleme Sistemi (MARMOD) Projesi'nde, Marmara Denizi'nin dijital ikizini ortaya koymayi amaçladiklarini bildiren Salihoglu, böylece denizin farkli etkiler altinda nasil degisecegini modeller üzerinde gösterebileceklerini aktardi.

Marmara ile ilgili çalisan tüm kurumlar ile bir arada, ortak veri tabani ve model olusturduklarini anlatan Salihoglu, ODTÜ olarak öngörülerinin, Çevre ve Sehircilik Bakanliginin açikladigi acil eylem planina girdigini ifade etti. Prof. Dr. Salihoglu, eylem planinin, bilime dayali oldugunu, buna katki vermekten memnuniyet duyduklarini dile getirdi.

Salihoglu, ODTÜ Bilim Gemisi ile Marmara'dan topladiklari verilere iliskin su bilgileri verdi:

"Çalismalarimiz sürüyor, tüm denizi taramistik, simdi bir daha taramamiz istendi. 100'den fazla istasyonda devam ediyoruz. Son duruma bakildiginda, müsilaj aktif olarak devam ediyor, yüzeyde oksijen yüksek ama 25 metrenin altinda çok hizli azaliyor. Bu kadar azalmalari normalde göremezsiniz, oksijen azalmasi ciddi boyutta tüm basende var. Optik cihazlarla yaptigimiz gözlemlerde, müsilajin deniz yüzeyinin altinda da çok yogun oldugunu görüyoruz ve risk sürüyor."

Baris Salihoglu, soruna çözüm olarak görüslerini siralarken, üniversitelerdeki deniz bilimlerinin güçlendirilmesi gerektigini, YÖK'ün 100/2000 burs programinin, sayi ve burs miktarinda artis beklediklerini dile getirdi. Prof. Dr. Salihoglu, sunlari kaydetti:

"Müsilaj olmasaydi belki deniz anasi patlamasi, belki hidrojen sülfür patlamasi olacakti, denizin sagligi bozulunca, bunun sonuçlari oluyor. Marmara ve tüm denizlerimizin sagligi için, yüksekögretim stratejileri içinde uluslararasilasma da önemli bir yer tutuyor. Müsilaj isin görünen yüzü ve sonucu, denizleri bütünlükçü olarak ele almamiz gerekiyor ve nasil daha saglikli hale getirebiliriz, bunlara yönelik programlar ve ilerleme saglamamiz gerekiyor. Buna yönelik, bütünlesik bir deniz bilimi yüksekögrenim stratejisi gelistirilebilir. Bu da daha saglikli ve mavi, ekonomik kalkinmayi da destekleyici islevi olan bir program olarak ortaya çikabilir."

- "Ekonomik gelir getiren baliklarimizi kaybetmisiz"

Istanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi Ögretim Üyesi Prof. Dr. Melek Okyar, Marmara Denizi'ndeki müsilaj sorununu "çevre felaketi" olarak nitelendirdi.

Okyar, YÖK Baskani Yekta Saraç'a, bu olayda hassasiyet göstererek Türkiye'nin degerli egitimcilerini bir araya toplamasi dolayisiyla tesekkür etti.

Marmara'nin kirliliginin, çevresindeki yogun sanayi ve nüfus nedeniyle yüksek olduguna dikkati çeken Okyar, habitat kaybi, yabanci ve istilaci türler, plastik ve mikroplastik kirliligi, asiri balikçilik ve deniz tasimaciliginin ekolojik sorunlarin olusmasina neden oldugunu vurguladi.

Bu sisteme ilk tepkiyi, besin zincirinin üstündeki kiliç baligi, orkinos ve uskumru baliklarinin verdigini ve kirlenmeye bagli olarak oksijene hassas olan bu türlerin ortamdan çekildigini belirten Okyar, sunlari söyledi:

"Bunun yaninda, asiri deniz anasi artislari ve Marmara Denizi'nde bahar aylarinda sik rastladigimiz asiri alg artisina bagli, denizin kirmizi-turuncu renge büründügü red-tide denilen kirmizi çizgi olayi da görülüyor. Bunlar firsatçi türler tarafindan gerçeklestiriliyor. Ekonomik gelir getiren baliklarimizi kaybetmisiz, onun yerine yazili hani baligi denilen, ekonomik degeri olmayan yeni bir balik türü baskin hale geçmis, deniz kirpisi organizmalardan yogun olarak toplanmaya baslamis."

Ilk müsilaj olayinin, 2007 Ekim ayinda, Izmit ve Erdek Körfezi'nde görüldügüne isaret eden Okyar, bunun ardindan müsilajin yikici etkisinin Ocak 2008'de Izmit Körfezi'nde görülmeye basladigini anlatti.

Istanbul Üniversitesi olarak TÜBITAK Marmara Arastirma Merkezi ile ortak çalisarak olayi arastirdiklarini belirten Melek Okyar, "Dip suyunda artik oksijenin, canli yasami için kritik olan seviyenin altinda seyrettigini fark ettik. 2007-2008'deki dönemde denizden aldigimiz örneklere bakildiginda, deniz suyunda da bulunan bakterilerin müsilajda daha aktif hale geçtigini gördük." bilgisini paylasti.

Prof. Dr. Okyar, müsilajin, "turizmde azalmaya, balik stoklarinin ve denizdeki oksijenin azalmasina, deniz teknelerinin sogutma suyu deliklerinin tikanmasina, biyoçesitliligin daha da azalmasina neden olacagini" aktardi.

Marmara Denizi'ndeki sorunlarin ortadan kaldirilmasi için kisa, orta ve uzun vadede yapilacak çalismalara da deginen Okyar, su önerilerde bulundu:

"Deniz bilimleri alaninda yetismis elemanlara ve genç arkadaslara ihtiyacimiz var. Bu yönde YÖK 100/2000 Programi ile bize bu konuda destek olacak genç arkadaslar geliyor. Kisa vadede müsilajin hizli sekilde kimyasal yapisinin çözülmesi, karakterizasyonunun ögrenilerek bertaraf edilmesi yönünde çalismalar yapilmali. Buna neden olan türler hakkinda çalismalar yapilmali. Orta vadede bu olayin olmasinda asil sebeplerden belki de basrolü oynayan havzalardan gelen girdilerin ve yüklerin takibinin yapilmasi gerekiyor. Derelerin ve havzalarin kontrol altina alinmasi lazim. Aritma sistemlerinin sürdürülebilir olmasi lazim. Uzun vadede ise deniz ekosistem ve balik stoklarinin incelenmesi, meteorolojik datalarin izlenmesi ve modelleme yapilip gelecege yönelik bir plan olusturmamiz gerekiyor."

YÖK yetkilileri, toplanti sonrasinda olusturulacak bilimsel degerlendirme raporunun, YÖK Baskani Prof. Dr. Yekta Saraç baskanligindaki akademik heyet tarafindan Cumhurbaskani Recep Tayyip Erdogan'a sunulacagini, Cumhurbaskanligi Külliyesi'ndeki görüsme sonrasinda, sonuç bildirgesinin YÖK tarafindan kamuoyu ile paylasilacagini bildirdi.
Kaynak: AA