Antalya'da işkenceci eşini öldüren ve tahliye edilen Melek İpek yeni hayatının kapılarını açtı

Antalya'da, işkenceci eşi Ramazan İpek'i (36) öldüren ve 108 gün sonra tahliye edilen Melek İpek (31), yaşadığı zor günleri, ailesine ait çiftlik evinde atlatmaya çalışıyor. Çiftlikte traktör süren İpek, tarla işlerini bitirdikten sonra makyaj yapıp, kızları Ceylin Deniz (9) ve İkra Nur (7) ile kent merkezine gidiyor. Kızlarıyla arkadaş gibi vakit geçiren İpek, üniversite sınavına hazırlanırken, matematik öğretmenliğini hedefliyor. Her gün kızlarıyla masa etrafında ders çalışan İpek, "İstemedikleri durumla karşılaştıklarında 'hayır' demeleri gerektiğini öğretiyorum" dedi.

Antalya'da işkenceci eşini öldüren ve tahliye edilen Melek İpek yeni hayatının kapılarını açtı
Antalya'da işkenceci eşini öldüren ve tahliye edilen Melek İpek yeni hayatının kapılarını açtı
Döşemealtı ilçesinde, 7 Ocak'ta kendisine işkence edip, ölümle tehdit ettiği iddiasıyla 12 yıllık eşi Ramazan İpek'i av tüfeğiyle vurarak, öldüren 2 çocuk annesi Melek İpek, mahkemece tutuklandı. Antalya 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen 3'üncü duruşmada, 'Meşru savunmada sınırın aşılması mazur görülebilecek bir heyecan, korku ve telaştan ileri gelmiş ise faile ceza verilmez' hükmü gereğince tahliyesine karar verilen İpek, 108 gün sonra özgürlüğüne kavuştu.

HEDEFİ MATEMATİK ÖĞRETMENLİĞİ
Melek İpek, tahliye edildikten sonra ailesine ait çiftlik evinde ilk röportajını DHA'ya verdi. Kovanlık köyündeki antik kentin kıyısında, zakkum çiçeklerinin arasındaki çiftlik evinde günlerini geçiren İpek, koyunları, kazları, köpekleri ve tavukları ile iç içe yaşıyor.

Çiftlikte traktör süren İpek, tarla işlerini bitirdikten sonra makyaj yapıp, kızları Ceylin Deniz ve İkra Nur ile kent merkezine gidiyor. Kendi kullandığı servis aracına kızlarını bindiren İpek, merkezde alışveriş yapıp, yemek yiyor. Kızlarıyla arkadaş gibi vakit geçiren İpek, üniversite sınavına da hazırlanıyor. İpek'in bu süreçte en büyük destekçisi ise her gün ders çalıştığı masabaşında kendisine kitaplarıyla eşlik eden kızları.

Ailesinin yanına taşınan Melek İpek, sabahın ilk saatlerinde koyunları sağıp, kuzuları annelerinin yanına götürüyor. Koyun, kaz ve tavuklara yem veren İpek, daha sonra tarlaya ekin işlerini tamamlamak için gidiyor. İpek'in en keyif aldığı işlerden biri de yünleri uzayan koyunların kırkılması.

Antalya'da işkenceci eşini öldüren ve tahliye edilen Melek İpek yeni hayatının kapılarını açtı

'İYİ İNSAN OLUN' ÖĞÜDÜ
Kızlarına en çok iyi insan olmayı öğütlediğini belirten Melek İpek, gençlere de öğütlerde bulundu. İpek, ailelerinden bir şey gizlememeleri, başlarına kötü bir olay geldiğinde korkmadan paylaşmaları gerektiğini söyledi. Yaşanan olay nedeniyle hala üzgün olduğunu dile getiren İpek, bu süreçte kendisini destekleyen başta avukatı Ahmet Onaran olmak üzere herkese çok teşekkür ettiğini söyledi.

'ÇOCUKLARIMA HASRET DOLU GÜNLER GEÇTİ'
Cezaevindeki anılarını, hislerini, günlük hayatını ve hayallerini anlatan Melek İpek, mahkum arkadaşlarının da kendisine destek olduklarını söyledi. İpek, "Orada 108 gün iyi insanlara denk geldim. Herkes iyiydi, yaralarımı sarmamda bana çok destek oldular.

İlk gün şaşkın haldeydim. Kimseyi tanımıyorum. Nasıl davranmam gerektiğini bilmiyorum ama oradaki arkadaşlar bana yardımcı oldu. Ben oraya ilk girdiğimde hareket etmekte zorluk çekiyordum, işlerimi yapmamda bana yardımcı oldular. Oraya adapte olmak için ne yapmam gerektiğini, nasıl yapmam gerektiğini anlattılar.

Konuşarak geçti ilk günümüz. Sonraki süreç 14 günlük karantina süreciydi. Biz normal koğuşlara geçtiğimizde oradaki arkadaşlar 'İnşallah bizi buraya verirler' diye dua ediyordu. Geneli ağır hükümlüydü, kişilik olarak iyi insanlar. Bana hep yardımcı oldular. Yemeklerimizi yapıyorduk, günlük yapmamız gereken işleri yapıp boş zamanımızı ben soru çözerek kitap okuyarak değerlendiriyordum. Çocuklarıma özlem ve hasret dolu günler geçti" diye konuştu.

DURUŞMA GECESİ UYUYAMAMIŞ, HAZIRLIK YAPMAMIŞ
Mahkeme sürecinin hızlı geçtiğini aktaran İpek, "Bu kadar kısa sürede beklemediğim bir karardı. Şok olmuştum. Nasıl davranmam gerektiğini bilmiyordum. Çocuklara kavuşacağım ama rüyada gibiydim. Çocuklarıma sarılınca rüyada olmadığımı anladım. Rüya değil gerçekmiş" dedi.

Üçüncü duruşma öncesi hiçbir eşyasını hazırlamadığını belirten İpek, "O gece uyuyamadım, ama hiç hazırlık da yapmadım. 'Allah büyük' dedim her zaman. O gün o kararı beklemiyordum ama benim için büyük bir mucize oldu. Koğuş arkadaşlarım 'Sen çıkarsın, sen çıkacaksın' diyorlardı.