İletişim Başkanı Altun: Yurtta sulh, cihanda sulh' ifadesini 'ağzımızın tadı bozulmasın' diye anlayanlarla mücadele ediyoruz
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi ve Türk Dili Konuşan Ülkeler Parlamenter Asamblesi (TÜRKPA) tarafından Bişkek’te düzenlenen "Türk Dünyasının Dünü, Bugünü ve Geleceği” konulu sempozyumun açılışına bir video mesaj gönderdi. Altun, "'Yurtta sulh, cihanda sulh' ifadesinden, 'Aman ağzımızın tadı bozulmasın' diye dış politika yapmayı anlayan, gerçeklerden tamamen kopuk bir zihniyetle mücadele ediyoruz" dedi.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, 'FETÖ sadece Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları için değil, Orta Asya'daki soydaşlarımız için de çok büyük bir tehdit, çok büyük bir şer odağıdır. Bu nedenle Türk Cumhuriyetlerinde FETÖ hakkında farkındalık oluşturulmasını önemsiyoruz.' dedi.
Altun, Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi ve Türk Dili Konuşan Ülkeler Parlamenter Asamblesi (TÜRKPA) tarafından Bişkek'te düzenlenen 'Türk Dünyasının Dünü, Bugünü ve Geleceği' konulu sempozyumun açılışına bir video mesaj gönderdi. Etkinliğin Türk devletleri arasındaki güçlü bağları tahkim etmesi temennisinde bulunan Altun, tarih sahnesine çıktığı günden itibaren nice devletler kuran, bağımsızlığı karakterinin asli unsuru haline getiren, çağ açıp çağ kapatan aziz Türk milletinin evlatları olmaktan gurur duyduklarını dile getirdi. Altun, 'Şan ve şeref dolu tarihimizin en önemli dönüm noktalarının 100. yıl dönümünü 2021 yılında idrak ediyoruz. Bu vesileyle Milli Şairimiz Mehmet Akif Ersoy ile bağımsızlığımızın kazanılması ve muhafaza edilmesi için şehit veya gazi olan ecdadımızı ve evlatlarımızı minnetle yad ediyorum.' ifadelerini kullandı.
Orta Asya'daki soydaşları bağımsızlıklarının 30. yılını kutlarken Türkiye Cumhuriyeti'nin de 100. yaşına doğru emin adımlarla ilerlediğini vurgulayan Altun, sözlerini şöyle sürdürdü:
'Ancak, İstiklal davasını geçmişte kalmış tarihi bir mesele olarak tahayyül etmek, özgürlüğümüze yönelik en ciddi tehdittir. Nitekim 1000 yıllık Türk vatanını düşman işgalinden kurtaran Türkiye Büyük Millet Meclisinin, bir başka işgal girişimi olan 15 Temmuz hain darbe girişimi sırasında bombalanması asla ve asla tesadüf değildir. Sultan Alparslan'ın açtığı Anadolu kapısını Türk'e kapatma gayretinin hala devam ettiğini, mevcudiyetimizin çok büyük tehditlerle karşı karşıya olduğunu görmek, gereken tedbirleri almak zorundayız. Bugün benzer tehditler, Balkanlar'dan Uzak Asya'ya kadar, Türklerin yaşadığı her yerde farklı kisveler altında ortaya çıkıyor. Bu nedenle 'Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız' diyerek her alanda birbirimize destek olmak, iyiyi ve kötüyü kardeşçe paylaşmak durumundayız.'
'FETÖ BÜYÜK BİR TEHDİT'
Altun, Türkiye Cumhuriyeti'nin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde, söz konusu iç ve dış tehditler noktasında kararlı bir mücadele ortaya koyduğunu belirtti.
Devletin kılcal damarlarına kadar sızan, askerleri hedef alan, masumların hayatını karartan FETÖ'ye karşı gerekli adımları attıklarını, atmaya da devam ettiklerini dile getiren Altun, şunları söyledi:
'Özellikle 15 Temmuz'dan itibaren bu karanlık yapının inlerine girerek, sınırlarımızın içerisindeki imkan ve kabiliyetlerini neredeyse tamamen ortadan kaldırdık. Yurt dışına kaçan üst düzey sorumluların gittikleri yerlerde yeni komplolar kurmamaları ve adalete teslim edilmeleri için gerekli adımları da atıyoruz. Bu vesileyle ifade etmeliyim ki FETÖ sadece Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları için değil, Orta Asya'daki soydaşlarımız için de çok büyük bir tehdit, çok büyük bir şer odağıdır. Bu nedenle Türk Cumhuriyetlerinde FETÖ hakkında farkındalık oluşturulmasını önemsiyoruz. Gençlerin bu Türk ve İslam düşmanlarının ağına düşmemesi için Kırgızistan başta olmak üzere ilgili ülkelerle yakın iş birliğimizi sürdürüyoruz. Kuşkusuz, Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi, bu ortak mücadelenin en önemli unsurlarından biridir.'
Fahrettin Altun, Türkiye'de 83 milyon vatandaşın tamamını tehdit eden, bugüne kadar on binlerce masum insanı şehit eden PKK, terör örgütüyle mücadelenin de kararlılıkla devam ettiğini bildirdi. Bilhassa ordu ve kolluk kuvvetlerine sızan FETÖ unsurlarının temizlenmesiyle son yıllarda teröristleri çok büyük ölçüde sınırların dışına attıklarını anlatan Altun, şu değerlendirmelerde bulundu:
'Bu kazanım, kuşkusuz, Sayın Cumhurbaşkanı'mızın güçlü liderliği ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçişin tamamlanması sayesinde mümkün olmuştur. Bölücü terör örgütü PKK'ya karşı meşru mücadelemizi, Suriye ve Irak'ın kuzeyinde tek bir terörist kalmayana kadar sürdüreceğiz. Yalnızca Türkiye'nin değil, komşularımızın da toprak bütünlüğünü hedef alan bu yılanın başını ezeceğiz. Suriye ve Irak'ta icra edilen terörle mücadele faaliyetlerine, PKK teröründen muzdarip olan yerel unsurların verdiği güçlü destek de tezlerimizin haklılığını ortaya koyuyor.'
'DOĞU AKDENİZ'DE HAÇLI ZİHNİYETİNİ BERTARAF EDİYORUZ'
Doğu Akdeniz'de de Türk milletini Antalya Körfezi'ne hapsetmeyi amaçlayan uluslararası oyunu bozma mücadelesi verdiklerini belirten Altun, 'Mabedimizin göğsüne uzanan namahrem elini kırıyor, 100 yıl sonra yeniden peydah olan bu haçlı zihniyetini bertaraf ediyoruz. Türkiye'nin kararlı duruşu ile uluslararası hukuka ve bölgesel istikrara bağlılığı, bugün 'denizden komşumuz' olan ülkelerin de bizim pozisyonumuza yaklaşmasını beraberinde getirmiştir. Bölgedeki enerji kaynaklarının Kıbrıs Türkleri başta olmak üzere bölgenin tüm unsurlarının ortak serveti olduğunu tekrar tekrar ifade ediyoruz. Bu kaynağın, çatışmanın değil, barışın yakıtı olması için çalışmaya devam ediyoruz.' şeklinde konuştu.
'MUHALEFETE RAĞMEN BU BAŞARILAR ELDE EDİLDİ'
Altun, Türkiye'nin tüm bu başarılarını yurt dışında üretilen dezenformasyon ve gayrimeşru iddiaları dolaşıma sokan bir muhalefete rağmen elde ettiğini vurguladı. Fahrettin Altun, ''Yurtta sulh, cihanda sulh.' ifadesinden 'Aman ağzımızın tadı bozulmasın.' diye dış politika yapmayı anlayan, gerçeklerden tamamen kopuk bir zihniyetle mücadele ediyoruz. 'Libya'da ne işimiz var?' diyenleri, 'Sırtımızı YPG'ye yaslıyoruz.' diyenlerle bir araya getiren 'şer ittifakı'na rağmen milli çıkarların gereğini yapıyoruz. Allah, Türk milletini 'PKK tehdit değildir.' diyen, İstiklal Marşı'mızı 'ırkçı bir dayatma' diye aşağılayan bu zihniyetten muhafaza eylesin.' dedi.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Altun, Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın liderliğinde, olağanüstü baskılara rağmen doğru yoldan sapmadığını aktardı. KKTC ile her konuda iş birliği yapmaya, Kıbrıs Türklerinin haklı mücadelesini desteklemeye devam edeceklerine dikkati çeken Altun, 'Geçtiğimiz yüzyılda şiddetle bitirilmeye çalışılan Ada'daki Türk varlığının, bugün çözüm adı altında kıskaca alınmasına razı olamayız. Bu nedenle Kıbrıs'ta kalıcı barış ve istikrar için tek çarenin, iki devletli bir yapının tesis edilmesi olduğuna inanıyoruz.' ifadelerini kullandı.
'TÜRKİYE ADALETİN TARAFINDA OLDUĞUNU TÜM DÜNYAYA KANITLAMIŞTIR'
Türkiye'den yardım isteyen hiçbir ülkenin talebini geri çevirmediklerini bildiren Altun, şöyle konuştu:
'Bosna'dan Somali'ye kadar birçok bölgede nasıl barışa hizmet ettiysek Libya'nın meşru hükümetine de aynı gerekçelerle destek olduk. Nitekim 2019'da imzalanan anlaşmalarla yalnızca Türkiye ve Libya'nın değil, birçok bölge ülkesinin hakları koruma altına alınmıştır. Darbeci Hafter'in dış destekli saldırısı püskürtülerek darbecilerin insanlık suçları böylelikle ortaya çıkarılmıştır. Böylece Türkiye, bir kez daha adaletin tarafında olduğunu tüm dünyaya kanıtlamıştır.'
Altun, Türkiye'nin Kafkaslar ve Orta Asya'daki soydaşlarının da her zaman yanında olduğuna işaret etti. Bu konudaki samimiyet ve kararlılıklarının en somut göstergesinin Azerbaycan topraklarının Ermeni işgalinden kurtarılmasına verdikleri destek olduğunu anlatan Altun, '44 gün boyunca hem sahada hem de enformasyon cephesinde sergilenen ortak mücadele, bizim için gerçekten bir gurur vesilesidir. İş birliğimizi, bu gönül birliğinin sembolü olan Türkiye-Azerbaycan Ortak Medya Platformu bünyesinde kurumsallaştırıp çalışmalarımızı aynı şuurla sürdürüyoruz, sürdüreceğiz.' dedi.
Türk dünyasının bir bütün olarak muasır medeniyetler seviyesini aşması için eğitim ve kültür alanında çok daha yakın iş birliği içerisinde olmaları gerektiğini vurgulayan Altun, şu değerlendirmelerde bulundu:
'Bu itibarla Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi başta olmak üzere, dil ve ülkü birliğimizi, kültür birliğiyle taçlandıran tüm kuruluşlarımız çok önemli bir rol üstlenmektedir. Üniversitemiz başta olmak üzere, ilgili kurumların desteklenmesi, çalışanlarının el üstünde tutulması, önlerinin açılması hepimizin ortak sorumluluğudur. Bu desteğin verilmesi, tam bağımsız ve güçlü bir Türk dünyası için bir zorunluluktur. Bu, gelecek nesillere de borcumuzdur.'
Türkiye'nin diğer Türk devletleriyle ilişkilerinin Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın liderliğinde çok daha ileri seviyelere taşındığını dile getiren Altun, şunları kaydetti:
'Stratejik iş birliğimizin güçlendirilmesi noktasında yasama organlarımız ve parlamenterlerimiz arasında daha yakın ilişkilerin tesis edilmesini özellikle önemli buluyoruz. Kuşkusuz, milli iradenin tecelligahı olan meclislerimizin katkılarıyla vatandaşlarımız arasındaki bağlar tahkim edilecek liderlerimizin dostluk ve dayanışması ilişkilerimizin tüm boyutlarına yansıyacaktır. Bu kapsamda TÜRKPA tarafından yapılan çalışmalar tüm milletimiz tarafından takdir edilmekte, dünyaya birlik ve beraberliğimize dair anlamlı bir mesaj vermektedir. Bu önemli etkinlikte İstiklal Marşı'nın kabulünün 100. yıl dönümü vesileyle bağımsızlık şairi Mehmet Akif Ersoy'un yad edilmesinden büyük mutluluk duyuyorum. Vatan, bayrak ve özgürlük aşkıyla ilmek ilmek dokunan milli marşımız, Anadolu'nun düşman işgali altında olduğu o günlerde Hamdullah Suphi Bey tarafından Meclis'te okunmuştu. O dönemde vatanımızı işgal edenler, kim bilir, belki de milletimizin çelik iradesini yeterince takdir edememişti. Neticede milletimizin olağanüstü gayretiyle, şehitlerimizin kanıyla, Türk'ün tarihten silinmesine engel olduk. Topraklarımızı paylaşmaya kalkanlar ise ya mezara gittiler ya da evlerine döndüler. Bugün milletimize meydan okuyanlar, Türk'ün küllerinden doğduğu İstiklal Savaşı'nı da soydaşlarımızın bağımsızlıklarını kazandıkları o günleri de iyi hatırlamalı, tarihten gereken dersleri çıkararak aynı hataları yapmaktan imtina etmelidir.'
Altun, Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi ve Türk Dili Konuşan Ülkeler Parlamenter Asamblesi (TÜRKPA) tarafından Bişkek'te düzenlenen 'Türk Dünyasının Dünü, Bugünü ve Geleceği' konulu sempozyumun açılışına bir video mesaj gönderdi. Etkinliğin Türk devletleri arasındaki güçlü bağları tahkim etmesi temennisinde bulunan Altun, tarih sahnesine çıktığı günden itibaren nice devletler kuran, bağımsızlığı karakterinin asli unsuru haline getiren, çağ açıp çağ kapatan aziz Türk milletinin evlatları olmaktan gurur duyduklarını dile getirdi. Altun, 'Şan ve şeref dolu tarihimizin en önemli dönüm noktalarının 100. yıl dönümünü 2021 yılında idrak ediyoruz. Bu vesileyle Milli Şairimiz Mehmet Akif Ersoy ile bağımsızlığımızın kazanılması ve muhafaza edilmesi için şehit veya gazi olan ecdadımızı ve evlatlarımızı minnetle yad ediyorum.' ifadelerini kullandı.
Orta Asya'daki soydaşları bağımsızlıklarının 30. yılını kutlarken Türkiye Cumhuriyeti'nin de 100. yaşına doğru emin adımlarla ilerlediğini vurgulayan Altun, sözlerini şöyle sürdürdü:
'Ancak, İstiklal davasını geçmişte kalmış tarihi bir mesele olarak tahayyül etmek, özgürlüğümüze yönelik en ciddi tehdittir. Nitekim 1000 yıllık Türk vatanını düşman işgalinden kurtaran Türkiye Büyük Millet Meclisinin, bir başka işgal girişimi olan 15 Temmuz hain darbe girişimi sırasında bombalanması asla ve asla tesadüf değildir. Sultan Alparslan'ın açtığı Anadolu kapısını Türk'e kapatma gayretinin hala devam ettiğini, mevcudiyetimizin çok büyük tehditlerle karşı karşıya olduğunu görmek, gereken tedbirleri almak zorundayız. Bugün benzer tehditler, Balkanlar'dan Uzak Asya'ya kadar, Türklerin yaşadığı her yerde farklı kisveler altında ortaya çıkıyor. Bu nedenle 'Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız' diyerek her alanda birbirimize destek olmak, iyiyi ve kötüyü kardeşçe paylaşmak durumundayız.'
'FETÖ BÜYÜK BİR TEHDİT'
Altun, Türkiye Cumhuriyeti'nin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde, söz konusu iç ve dış tehditler noktasında kararlı bir mücadele ortaya koyduğunu belirtti.
Devletin kılcal damarlarına kadar sızan, askerleri hedef alan, masumların hayatını karartan FETÖ'ye karşı gerekli adımları attıklarını, atmaya da devam ettiklerini dile getiren Altun, şunları söyledi:
'Özellikle 15 Temmuz'dan itibaren bu karanlık yapının inlerine girerek, sınırlarımızın içerisindeki imkan ve kabiliyetlerini neredeyse tamamen ortadan kaldırdık. Yurt dışına kaçan üst düzey sorumluların gittikleri yerlerde yeni komplolar kurmamaları ve adalete teslim edilmeleri için gerekli adımları da atıyoruz. Bu vesileyle ifade etmeliyim ki FETÖ sadece Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları için değil, Orta Asya'daki soydaşlarımız için de çok büyük bir tehdit, çok büyük bir şer odağıdır. Bu nedenle Türk Cumhuriyetlerinde FETÖ hakkında farkındalık oluşturulmasını önemsiyoruz. Gençlerin bu Türk ve İslam düşmanlarının ağına düşmemesi için Kırgızistan başta olmak üzere ilgili ülkelerle yakın iş birliğimizi sürdürüyoruz. Kuşkusuz, Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi, bu ortak mücadelenin en önemli unsurlarından biridir.'
Fahrettin Altun, Türkiye'de 83 milyon vatandaşın tamamını tehdit eden, bugüne kadar on binlerce masum insanı şehit eden PKK, terör örgütüyle mücadelenin de kararlılıkla devam ettiğini bildirdi. Bilhassa ordu ve kolluk kuvvetlerine sızan FETÖ unsurlarının temizlenmesiyle son yıllarda teröristleri çok büyük ölçüde sınırların dışına attıklarını anlatan Altun, şu değerlendirmelerde bulundu:
'Bu kazanım, kuşkusuz, Sayın Cumhurbaşkanı'mızın güçlü liderliği ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçişin tamamlanması sayesinde mümkün olmuştur. Bölücü terör örgütü PKK'ya karşı meşru mücadelemizi, Suriye ve Irak'ın kuzeyinde tek bir terörist kalmayana kadar sürdüreceğiz. Yalnızca Türkiye'nin değil, komşularımızın da toprak bütünlüğünü hedef alan bu yılanın başını ezeceğiz. Suriye ve Irak'ta icra edilen terörle mücadele faaliyetlerine, PKK teröründen muzdarip olan yerel unsurların verdiği güçlü destek de tezlerimizin haklılığını ortaya koyuyor.'
'DOĞU AKDENİZ'DE HAÇLI ZİHNİYETİNİ BERTARAF EDİYORUZ'
Doğu Akdeniz'de de Türk milletini Antalya Körfezi'ne hapsetmeyi amaçlayan uluslararası oyunu bozma mücadelesi verdiklerini belirten Altun, 'Mabedimizin göğsüne uzanan namahrem elini kırıyor, 100 yıl sonra yeniden peydah olan bu haçlı zihniyetini bertaraf ediyoruz. Türkiye'nin kararlı duruşu ile uluslararası hukuka ve bölgesel istikrara bağlılığı, bugün 'denizden komşumuz' olan ülkelerin de bizim pozisyonumuza yaklaşmasını beraberinde getirmiştir. Bölgedeki enerji kaynaklarının Kıbrıs Türkleri başta olmak üzere bölgenin tüm unsurlarının ortak serveti olduğunu tekrar tekrar ifade ediyoruz. Bu kaynağın, çatışmanın değil, barışın yakıtı olması için çalışmaya devam ediyoruz.' şeklinde konuştu.
'MUHALEFETE RAĞMEN BU BAŞARILAR ELDE EDİLDİ'
Altun, Türkiye'nin tüm bu başarılarını yurt dışında üretilen dezenformasyon ve gayrimeşru iddiaları dolaşıma sokan bir muhalefete rağmen elde ettiğini vurguladı. Fahrettin Altun, ''Yurtta sulh, cihanda sulh.' ifadesinden 'Aman ağzımızın tadı bozulmasın.' diye dış politika yapmayı anlayan, gerçeklerden tamamen kopuk bir zihniyetle mücadele ediyoruz. 'Libya'da ne işimiz var?' diyenleri, 'Sırtımızı YPG'ye yaslıyoruz.' diyenlerle bir araya getiren 'şer ittifakı'na rağmen milli çıkarların gereğini yapıyoruz. Allah, Türk milletini 'PKK tehdit değildir.' diyen, İstiklal Marşı'mızı 'ırkçı bir dayatma' diye aşağılayan bu zihniyetten muhafaza eylesin.' dedi.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Altun, Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın liderliğinde, olağanüstü baskılara rağmen doğru yoldan sapmadığını aktardı. KKTC ile her konuda iş birliği yapmaya, Kıbrıs Türklerinin haklı mücadelesini desteklemeye devam edeceklerine dikkati çeken Altun, 'Geçtiğimiz yüzyılda şiddetle bitirilmeye çalışılan Ada'daki Türk varlığının, bugün çözüm adı altında kıskaca alınmasına razı olamayız. Bu nedenle Kıbrıs'ta kalıcı barış ve istikrar için tek çarenin, iki devletli bir yapının tesis edilmesi olduğuna inanıyoruz.' ifadelerini kullandı.
'TÜRKİYE ADALETİN TARAFINDA OLDUĞUNU TÜM DÜNYAYA KANITLAMIŞTIR'
Türkiye'den yardım isteyen hiçbir ülkenin talebini geri çevirmediklerini bildiren Altun, şöyle konuştu:
'Bosna'dan Somali'ye kadar birçok bölgede nasıl barışa hizmet ettiysek Libya'nın meşru hükümetine de aynı gerekçelerle destek olduk. Nitekim 2019'da imzalanan anlaşmalarla yalnızca Türkiye ve Libya'nın değil, birçok bölge ülkesinin hakları koruma altına alınmıştır. Darbeci Hafter'in dış destekli saldırısı püskürtülerek darbecilerin insanlık suçları böylelikle ortaya çıkarılmıştır. Böylece Türkiye, bir kez daha adaletin tarafında olduğunu tüm dünyaya kanıtlamıştır.'
Altun, Türkiye'nin Kafkaslar ve Orta Asya'daki soydaşlarının da her zaman yanında olduğuna işaret etti. Bu konudaki samimiyet ve kararlılıklarının en somut göstergesinin Azerbaycan topraklarının Ermeni işgalinden kurtarılmasına verdikleri destek olduğunu anlatan Altun, '44 gün boyunca hem sahada hem de enformasyon cephesinde sergilenen ortak mücadele, bizim için gerçekten bir gurur vesilesidir. İş birliğimizi, bu gönül birliğinin sembolü olan Türkiye-Azerbaycan Ortak Medya Platformu bünyesinde kurumsallaştırıp çalışmalarımızı aynı şuurla sürdürüyoruz, sürdüreceğiz.' dedi.
Türk dünyasının bir bütün olarak muasır medeniyetler seviyesini aşması için eğitim ve kültür alanında çok daha yakın iş birliği içerisinde olmaları gerektiğini vurgulayan Altun, şu değerlendirmelerde bulundu:
'Bu itibarla Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi başta olmak üzere, dil ve ülkü birliğimizi, kültür birliğiyle taçlandıran tüm kuruluşlarımız çok önemli bir rol üstlenmektedir. Üniversitemiz başta olmak üzere, ilgili kurumların desteklenmesi, çalışanlarının el üstünde tutulması, önlerinin açılması hepimizin ortak sorumluluğudur. Bu desteğin verilmesi, tam bağımsız ve güçlü bir Türk dünyası için bir zorunluluktur. Bu, gelecek nesillere de borcumuzdur.'
Türkiye'nin diğer Türk devletleriyle ilişkilerinin Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın liderliğinde çok daha ileri seviyelere taşındığını dile getiren Altun, şunları kaydetti:
'Stratejik iş birliğimizin güçlendirilmesi noktasında yasama organlarımız ve parlamenterlerimiz arasında daha yakın ilişkilerin tesis edilmesini özellikle önemli buluyoruz. Kuşkusuz, milli iradenin tecelligahı olan meclislerimizin katkılarıyla vatandaşlarımız arasındaki bağlar tahkim edilecek liderlerimizin dostluk ve dayanışması ilişkilerimizin tüm boyutlarına yansıyacaktır. Bu kapsamda TÜRKPA tarafından yapılan çalışmalar tüm milletimiz tarafından takdir edilmekte, dünyaya birlik ve beraberliğimize dair anlamlı bir mesaj vermektedir. Bu önemli etkinlikte İstiklal Marşı'nın kabulünün 100. yıl dönümü vesileyle bağımsızlık şairi Mehmet Akif Ersoy'un yad edilmesinden büyük mutluluk duyuyorum. Vatan, bayrak ve özgürlük aşkıyla ilmek ilmek dokunan milli marşımız, Anadolu'nun düşman işgali altında olduğu o günlerde Hamdullah Suphi Bey tarafından Meclis'te okunmuştu. O dönemde vatanımızı işgal edenler, kim bilir, belki de milletimizin çelik iradesini yeterince takdir edememişti. Neticede milletimizin olağanüstü gayretiyle, şehitlerimizin kanıyla, Türk'ün tarihten silinmesine engel olduk. Topraklarımızı paylaşmaya kalkanlar ise ya mezara gittiler ya da evlerine döndüler. Bugün milletimize meydan okuyanlar, Türk'ün küllerinden doğduğu İstiklal Savaşı'nı da soydaşlarımızın bağımsızlıklarını kazandıkları o günleri de iyi hatırlamalı, tarihten gereken dersleri çıkararak aynı hataları yapmaktan imtina etmelidir.'