TBMM Baskani Sentop, 'Demir Hafiz-Mehmet Akif Ersoy' Belgeselinin Tanitim Gecesinde Konustu Açiklamasi
'Türkçenin büyük sairi Akif, hafizligini iyice pekistirdiginde, Türkçenin mantigina uygun olarak bu durumu 'Demir Hafizlik' olarak adlandirmistir. Kendisine bir kez daha rahmet dilerken, örnek bir sahsiyet olarak Akif'in yolundan giden genç hafizlarimiza da 'Demir Hafiz' olmalari için çelik gibi irade, ipek gibi bir ahlak, ayna gibi bir gönül ve Kur'an ile dolu uzun ömürler diliyorum' Diyanet Isleri Baskani Ali Erbas: 'Süphesiz Mehmet Akif Ersoy, kalemiyle Istiklal Marsi'na ruh veren bir sair olmanin yaninda milletimiz için din, iman, vatan, bayrak, hürriyet gibi asil kavramlarla sembollesen unutulmaz bir degerdir'
TBMM Baskani Mustafa Sentop, "Türkçenin büyük sairi Akif, hafizligini iyice pekistirdiginde, Türkçenin mantigina uygun olarak bu durumu 'Demir Hafizlik' olarak adlandirmistir. Kendisine bir kez daha rahmet dilerken, örnek bir sahsiyet olarak Akif'in yolundan giden genç hafizlarimiza da 'Demir Hafiz' olmalari için çelik gibi irade, ipek gibi bir ahlak, ayna gibi bir gönül ve Kur'an ile dolu uzun ömürler diliyorum." dedi.
Sentop, Diyanet TV tarafindan hazirlanan Mehmet Akif Ersoy'un hayatinin anlatildigi "Demir Hafiz" belgeselinin, TDV Konferans Salonu'nda düzenlenen tanitim gecesine katildi.
Diyanet Isleri Baskani Ali Erbas, Kamu Basdenetçisi Seref Malkoç ve çok sayida davetlinin katildigi programda, Kur'an-i Kerim tilavetinin yani sira ilahiler ve ezgiler okundu.
Sentop, yaptigi konusmada, Milli Sair Mehmet Akif Ersoy'un ahirete irtihalinin 85'inci yil dönümünde, Istiklal Marsi'nin kabulünün 100'üncü yilinda Diyanet TV'nin hazirladigi "Demir Hafiz-Mehmet Akif Ersoy" belgeselinin, Mehmet Akif'in az bilinen bir yönüne dikkati çektigini belirtti.
Sefkatini Buharali bir aileye mensup olan saliha bir anneden, izzetini ve sayginligini alim bir babadan almis, hayatinin her noktasiyla yüksek Islam ahlakinin timsali olarak yetistirilmis ve son nefesine kadar da sahip oldugu ahlaki ve imani degerlere sadik kalarak yasamis Akif'in ilk siirlerinden birinin, "Kur'an'a Hitab" basligini tasidigini belirten Sentop, süphesiz bunda da yetistigi ev ve aile ortaminin Kur'an ile sarmalanmis, Kur'an ürpertisiyle donanmis bir ev olmasinin etkisinin büyük oldugunu söyledi.
Toplumda, Kur'an-i Kerim'i sadece okuma degil, gücü yetiyorsa ezberlemenin en öncelikli bir egitim basamagi ve bir seref payesi olarak görüldügünü anlatan Sentop, hafizligin, geçmis yüzyillarda ömür boyu devam edecek egitimin birinci basamagi kabul edildigini, çocuklarin hafizliga 5-6 yaslarinda basladigini anlatti.
Istiklal Sairi merhum Mehmed Akif'in de Müderris Ihsan Efendi'nin yaninda hafizliga erken yaslarda basladigini, fakat babasinin sik sik baska sehirlere tayini çikmasi sebebiyle hafizligini hizli sekilde ikmal edemedigini anlatan Sentop, söyle konustu:
"Kimi kaynaklarda üniversite egitimi sirasinda bitirdigi, kimi kaynaklarda ise Baytarlik Fakültesinden mezun olduktan sonra Baytar Müfettisi olarak atandigi ve ilk memuriyet yeri olan Edirne sehrinde hafizligini tamamladigi yazmaktadir. Akif'in Kur'an'i ezberlemekle yetinmeyip, 1894 ve 1895 yillarinda Istanbul Süleymaniye Bozdogan Kemeri'nde bulunan Kirazli Mescit'te iki yil süreyle ramazanlarda mukabele okudugunu, bazi dost evlerinde ramazanlarda teravih namazi kildirdigini, çok sevdigi dostlarinin toplantilarinda, dügünlerinde de asr-i serifler okudugunu biliyoruz. Mithat Cemal Kuntay onun hafizligini 'Akif'in dimaginda Kur'an sanki Hafiz Osman'in hatti ile yazilmistir. Diledigi ayeti oradan alir okurdu.' sözleriyle tanimlamistir. Akif yalnizca Kur'an hafizi degildi, tefsirleri de sik sik okur, hatta yaninda tasirdi."
Akif'in, "Demir Hafiz" lakabini alisinin ise Misir'da Kur'an-i Kerim'i Türkçeye çevirmek için yogunlastigi dönemlere rastladigini aktaran Sentop, söyle devam etti:
"Akif, 1925 Kasim ayinin basinda Misir'a gider ve bu tarihten baslayarak Kur'an meali üzerinde yogun bir biçimde çalisarak 1928'de müsveddeyi tamamlar ve sonra da temize çekmeye çalisir ki bu 1932 yilina kadar devam eden bir süreçtir. Meal hazirlamak için Kur'an-i Kerim'i yeni bastan cümle cümle, ayet ayet tetkik edip üzerine düsünürken, hifzini iyice pekistirmis ve artik evde teravih namazini hatimle kilmaya baslamistir. Hatta bunu latife yollu arkadasi Esref Edip'e kendisi söylemis, 'Ben Demir Hafiz oldum. Artik teravihi hatimle kildiriyorum.' demistir."
Akif'in ana dilinin disinda Arapça, Farsça ve Fransizcayi da bu dillerde yazilan siirleri serh edecek düzeyde iyi bildigini aktaran Sentop, Cumhuriyet ilan edildikten sonra kendisinden Kur'an-i Kerim'in Türkçe mealini yazmasi istenmesinin sebebinin de bu oldugunu kaydetti.
Mehmet Akif'in milli ve dini hassasiyetlerinin çok güçlü, millet-memleket meseleleriyle daima çok yakindan alakadar oldugunu ifade eden Sentop, "Memleketin istikbali ve Müslümanlarin ahvali Akif'i hayatin içine çekmis ve bir aksiyon adamina dönüstürerek Peygamber meslegi bir hasletle uyaricilik görevini üstlenmesine vesile olmustur." dedi.
Sentop, Peygamber ahlakiyla ahlaklanan Akif'in, ilhamini, Hazreti Muhammed'den aldigi, "Korkma ey Ebu Bekir, Allah bizimledir." inancina yaslanarak yazdigi Istiklal Marsi ile milleti bir ve bütün yaptigini vurguladi.
Demirin; sadece saglam, degismez, sarsilmaz olani degil, ayni zamanda saygin olani da ifade ettigini dile getiren Sentop, "Türkçenin büyük sairi Akif, hafizligini iyice pekistirdiginde, yine Türkçenin mantigina uygun olarak bu durumu 'Demir Hafizlik olarak adlandirmistir. Kendisine bir kez daha rahmet dilerken, örnek bir sahsiyet olarak Akif'in yolundan giden genç hafizlarimiza da 'Demir Hafiz' olmalari için çelik gibi irade, ipek gibi bir ahlak, ayna gibi bir gönül ve Kur'an ile dolu uzun ömürler diliyorum." seklinde konustu.
- "Asil kavramlarla sembollesen unutulmaz bir degerdir"
Diyanet Isleri Baskani Ali Erbas da milletlerin ruhunda ve hafizasinda derin izler birakip daima hayirla andiklari çok önemli sahsiyetler oldugunu belirterek, "Süphesiz Mehmet Akif Ersoy, kalemiyle Istiklal Marsi'na ruh veren bir sair olmanin yaninda milletimiz için din, iman, vatan, bayrak, hürriyet gibi asil kavramlarla sembollesen unutulmaz bir degerdir." diye konustu.
Gerçek bir müminin asaletini, cesaretini ve azmini onda görmenin mümkün oldugunu ifade eden Erbas, "Onun haksizlik ve zulüm karsisindaki dirayetli durusu, vatanina, milletine, inancina, bayragina ve tüm degerlerine sadakatinin bir tezahürüdür. Onun sahsi manevisi aziz milletimizin gelecegini insa etme sorumlulugunu deruhte edecek bir nesil mefkuresi olan 'Asim'in neslinde ete kemige bürünmüstür." diye konustu.
Erbas, Mehmet Akif Ersoy'un her ne kadar sairlik yönüyle ön plana çikmis olsa da esasen çok yönlü bir ilim, fikir, aksiyon ve dava insani oldugunu hatirlatarak, sunlari kaydetti:
"Tüm Müslümanlarin birlik, beraberlik ve bütünlügünü temel gaye edinen Mehmet Akif Ersoy, ayni zamanda ideal hedeflerin gerçeklesecegine inanan ve inandigi degerleri hayatla bulusturan engin ufuk sahibi bir mütefekkirdir. Mehmet Akif her seyden önce kararli ve dirayetli bir Islam davetçisidir. Hatta onun en önemli özelliginin bu oldugunu söyleyebiliriz. Bilge bir düsünce ve hareket insani olarak Akif'e göre, insanligin kurtulusu iman ile hayatin, bilgi ile ahlakin yek vücut olmasiyla gerçeklesecektir. O, tutum ve davranisa yansimayan inancin, ahlaka dönüsmeyen bilginin hayata huzur getirmeyecegine inanir. Bu çerçevede verdigi dirilis mücadelesinde Akif'in en dikkat çekici yönü ise Kur'an-i Kerim'in evrensel mesajini sözü ile ve kalemi ile insanlara ulastirma gayretidir. Bu gayretini onun bütün eserlerinde ve konusmalarinda görmek mümkündür."
- "Kendisini bizatihi 'Demir Hafiz' olarak tanimlamistir"
Mehmet Akif Ersoy'un tam anlamiyla çok güçlü bir Kur'an sairi oldugunu dile getiren Erbas, "Mehmet Akif'in kisiliginin olusmasinda en önemli etken hiç süphesiz Kur'an-i Kerim'dir. Henüz 8 yaslarinda Kur'an-i Kerim'i ezberlemeye baslayan Akif, ömrünün sonuna kadar yüce kitabimizla hep hemhal olmustur. Kalemi kadar hafizasi da güçlü olan Akif, hifzinin kuvvetine isaretle kendisini bizatihi 'Demir Hafiz' olarak tanimlamistir. Mehmet Akif, Kur'an'in sadece metnini ezberlemekle kalmamis bilakis bir hayat ve medeniyet rehberi olarak gördügü Kur'an'i anlama, yasama ve hayata hakim kilma konusunda da büyük bir örneklik ortaya koymustur." ifadelerini kullandi.
Erbas, bugün hakikati ve huzuru arayan insanligin, Kur'an'in çaglar üstü mesajina ve merhamet, adalet, cömertlik, vefa, iffet gibi hayat veren ahlak ilkelerine muhtaç olduguna dikkati çekerek, "Sevgili Peygamberimizin örnekliginde yasanan bir hayata dönüsen Kur'an, insanligi modern zamanlarin bunalimlardan sikinti ve krizlerinden kurtaracak yegane rehberdir. Kur'an'a bu bilinçle yaklasmali, ondan ilham almali, onun kilavuzlugunda huzurlu bir hayat ve gelecek insa etmenin gayreti içerisinde olmaliyiz." diye konustu.
- "Bir milletin sahsiyetinin yeniden insa edilisinin bayraklasmis halidir"
Diyanet Isleri Baskani Erbas, herkesin Kur'an-i Kerim'den, Kur'an'a hizmeti kadar istifade edecegini anlatarak, sözlerine söyle devam etti:
"Yani ona ne kadar deger verirsek, Allah katinda degerimiz o kadar artacaktir. Bu baglamda memnuniyetle ifade edeyim ki bizler kitabini her seyden aziz bilen bir milletiz. Kalbimizin derinliklerinde Kur'an'in müstesna bir yeri vardir. Tarih boyunca kültürümüzün, sanatimizin, egitimimizin, ticaretimizin, beseri iliskilerimizin, kisacasi bütün medeniyetimizin en temel referansi daima Kur'an-i Kerim olmustur. Kerim kitabimiza olan bagliligimiz en zor zamanlarda bile bizi ayakta tutmus, zorluklar karsisinda mücadele, direnis ve çalisma azmi vermistir. Mehmet Akif siirlerinde, yazilarinda, vaazlarinda daima Kur'an'in yüce degerlerini dile getirmis, hayati boyunca Kur'an'in rehberliginde insanlari hak ve hakikate davet etmistir. Her durumda yüce dinimiz Islam'i merkeze alarak Müslümanca düsünmeyi ve yasamayi temel ilke edinen Akif, fikir, duygu ve aksiyon boyutuyla bir milletin sahsiyetinin yeniden insa edilisinin bayraklasmis halidir."
Erbas, konusmasinin sonunda "Demir Hafiz-Mehmet Akif Ersoy Belgeseli"nin hayirli ve faydali sonuçlara vesile olmasini temenni ederek, belgeselin hazirlanmasindan yayinlanmasina kadarki süreçte emegi geçenlere tesekkür etti ve Ersoy'u, Milli Mücadele'nin aziz sehitleri ile kahraman gazilerini rahmet ve minnetle andigini belirtti.
Kaynak: AA
Sentop, Diyanet TV tarafindan hazirlanan Mehmet Akif Ersoy'un hayatinin anlatildigi "Demir Hafiz" belgeselinin, TDV Konferans Salonu'nda düzenlenen tanitim gecesine katildi.
Diyanet Isleri Baskani Ali Erbas, Kamu Basdenetçisi Seref Malkoç ve çok sayida davetlinin katildigi programda, Kur'an-i Kerim tilavetinin yani sira ilahiler ve ezgiler okundu.
Sentop, yaptigi konusmada, Milli Sair Mehmet Akif Ersoy'un ahirete irtihalinin 85'inci yil dönümünde, Istiklal Marsi'nin kabulünün 100'üncü yilinda Diyanet TV'nin hazirladigi "Demir Hafiz-Mehmet Akif Ersoy" belgeselinin, Mehmet Akif'in az bilinen bir yönüne dikkati çektigini belirtti.
Sefkatini Buharali bir aileye mensup olan saliha bir anneden, izzetini ve sayginligini alim bir babadan almis, hayatinin her noktasiyla yüksek Islam ahlakinin timsali olarak yetistirilmis ve son nefesine kadar da sahip oldugu ahlaki ve imani degerlere sadik kalarak yasamis Akif'in ilk siirlerinden birinin, "Kur'an'a Hitab" basligini tasidigini belirten Sentop, süphesiz bunda da yetistigi ev ve aile ortaminin Kur'an ile sarmalanmis, Kur'an ürpertisiyle donanmis bir ev olmasinin etkisinin büyük oldugunu söyledi.
Toplumda, Kur'an-i Kerim'i sadece okuma degil, gücü yetiyorsa ezberlemenin en öncelikli bir egitim basamagi ve bir seref payesi olarak görüldügünü anlatan Sentop, hafizligin, geçmis yüzyillarda ömür boyu devam edecek egitimin birinci basamagi kabul edildigini, çocuklarin hafizliga 5-6 yaslarinda basladigini anlatti.
Istiklal Sairi merhum Mehmed Akif'in de Müderris Ihsan Efendi'nin yaninda hafizliga erken yaslarda basladigini, fakat babasinin sik sik baska sehirlere tayini çikmasi sebebiyle hafizligini hizli sekilde ikmal edemedigini anlatan Sentop, söyle konustu:
"Kimi kaynaklarda üniversite egitimi sirasinda bitirdigi, kimi kaynaklarda ise Baytarlik Fakültesinden mezun olduktan sonra Baytar Müfettisi olarak atandigi ve ilk memuriyet yeri olan Edirne sehrinde hafizligini tamamladigi yazmaktadir. Akif'in Kur'an'i ezberlemekle yetinmeyip, 1894 ve 1895 yillarinda Istanbul Süleymaniye Bozdogan Kemeri'nde bulunan Kirazli Mescit'te iki yil süreyle ramazanlarda mukabele okudugunu, bazi dost evlerinde ramazanlarda teravih namazi kildirdigini, çok sevdigi dostlarinin toplantilarinda, dügünlerinde de asr-i serifler okudugunu biliyoruz. Mithat Cemal Kuntay onun hafizligini 'Akif'in dimaginda Kur'an sanki Hafiz Osman'in hatti ile yazilmistir. Diledigi ayeti oradan alir okurdu.' sözleriyle tanimlamistir. Akif yalnizca Kur'an hafizi degildi, tefsirleri de sik sik okur, hatta yaninda tasirdi."
Akif'in, "Demir Hafiz" lakabini alisinin ise Misir'da Kur'an-i Kerim'i Türkçeye çevirmek için yogunlastigi dönemlere rastladigini aktaran Sentop, söyle devam etti:
"Akif, 1925 Kasim ayinin basinda Misir'a gider ve bu tarihten baslayarak Kur'an meali üzerinde yogun bir biçimde çalisarak 1928'de müsveddeyi tamamlar ve sonra da temize çekmeye çalisir ki bu 1932 yilina kadar devam eden bir süreçtir. Meal hazirlamak için Kur'an-i Kerim'i yeni bastan cümle cümle, ayet ayet tetkik edip üzerine düsünürken, hifzini iyice pekistirmis ve artik evde teravih namazini hatimle kilmaya baslamistir. Hatta bunu latife yollu arkadasi Esref Edip'e kendisi söylemis, 'Ben Demir Hafiz oldum. Artik teravihi hatimle kildiriyorum.' demistir."
Akif'in ana dilinin disinda Arapça, Farsça ve Fransizcayi da bu dillerde yazilan siirleri serh edecek düzeyde iyi bildigini aktaran Sentop, Cumhuriyet ilan edildikten sonra kendisinden Kur'an-i Kerim'in Türkçe mealini yazmasi istenmesinin sebebinin de bu oldugunu kaydetti.
Mehmet Akif'in milli ve dini hassasiyetlerinin çok güçlü, millet-memleket meseleleriyle daima çok yakindan alakadar oldugunu ifade eden Sentop, "Memleketin istikbali ve Müslümanlarin ahvali Akif'i hayatin içine çekmis ve bir aksiyon adamina dönüstürerek Peygamber meslegi bir hasletle uyaricilik görevini üstlenmesine vesile olmustur." dedi.
Sentop, Peygamber ahlakiyla ahlaklanan Akif'in, ilhamini, Hazreti Muhammed'den aldigi, "Korkma ey Ebu Bekir, Allah bizimledir." inancina yaslanarak yazdigi Istiklal Marsi ile milleti bir ve bütün yaptigini vurguladi.
Demirin; sadece saglam, degismez, sarsilmaz olani degil, ayni zamanda saygin olani da ifade ettigini dile getiren Sentop, "Türkçenin büyük sairi Akif, hafizligini iyice pekistirdiginde, yine Türkçenin mantigina uygun olarak bu durumu 'Demir Hafizlik olarak adlandirmistir. Kendisine bir kez daha rahmet dilerken, örnek bir sahsiyet olarak Akif'in yolundan giden genç hafizlarimiza da 'Demir Hafiz' olmalari için çelik gibi irade, ipek gibi bir ahlak, ayna gibi bir gönül ve Kur'an ile dolu uzun ömürler diliyorum." seklinde konustu.
- "Asil kavramlarla sembollesen unutulmaz bir degerdir"
Diyanet Isleri Baskani Ali Erbas da milletlerin ruhunda ve hafizasinda derin izler birakip daima hayirla andiklari çok önemli sahsiyetler oldugunu belirterek, "Süphesiz Mehmet Akif Ersoy, kalemiyle Istiklal Marsi'na ruh veren bir sair olmanin yaninda milletimiz için din, iman, vatan, bayrak, hürriyet gibi asil kavramlarla sembollesen unutulmaz bir degerdir." diye konustu.
Gerçek bir müminin asaletini, cesaretini ve azmini onda görmenin mümkün oldugunu ifade eden Erbas, "Onun haksizlik ve zulüm karsisindaki dirayetli durusu, vatanina, milletine, inancina, bayragina ve tüm degerlerine sadakatinin bir tezahürüdür. Onun sahsi manevisi aziz milletimizin gelecegini insa etme sorumlulugunu deruhte edecek bir nesil mefkuresi olan 'Asim'in neslinde ete kemige bürünmüstür." diye konustu.
Erbas, Mehmet Akif Ersoy'un her ne kadar sairlik yönüyle ön plana çikmis olsa da esasen çok yönlü bir ilim, fikir, aksiyon ve dava insani oldugunu hatirlatarak, sunlari kaydetti:
"Tüm Müslümanlarin birlik, beraberlik ve bütünlügünü temel gaye edinen Mehmet Akif Ersoy, ayni zamanda ideal hedeflerin gerçeklesecegine inanan ve inandigi degerleri hayatla bulusturan engin ufuk sahibi bir mütefekkirdir. Mehmet Akif her seyden önce kararli ve dirayetli bir Islam davetçisidir. Hatta onun en önemli özelliginin bu oldugunu söyleyebiliriz. Bilge bir düsünce ve hareket insani olarak Akif'e göre, insanligin kurtulusu iman ile hayatin, bilgi ile ahlakin yek vücut olmasiyla gerçeklesecektir. O, tutum ve davranisa yansimayan inancin, ahlaka dönüsmeyen bilginin hayata huzur getirmeyecegine inanir. Bu çerçevede verdigi dirilis mücadelesinde Akif'in en dikkat çekici yönü ise Kur'an-i Kerim'in evrensel mesajini sözü ile ve kalemi ile insanlara ulastirma gayretidir. Bu gayretini onun bütün eserlerinde ve konusmalarinda görmek mümkündür."
- "Kendisini bizatihi 'Demir Hafiz' olarak tanimlamistir"
Mehmet Akif Ersoy'un tam anlamiyla çok güçlü bir Kur'an sairi oldugunu dile getiren Erbas, "Mehmet Akif'in kisiliginin olusmasinda en önemli etken hiç süphesiz Kur'an-i Kerim'dir. Henüz 8 yaslarinda Kur'an-i Kerim'i ezberlemeye baslayan Akif, ömrünün sonuna kadar yüce kitabimizla hep hemhal olmustur. Kalemi kadar hafizasi da güçlü olan Akif, hifzinin kuvvetine isaretle kendisini bizatihi 'Demir Hafiz' olarak tanimlamistir. Mehmet Akif, Kur'an'in sadece metnini ezberlemekle kalmamis bilakis bir hayat ve medeniyet rehberi olarak gördügü Kur'an'i anlama, yasama ve hayata hakim kilma konusunda da büyük bir örneklik ortaya koymustur." ifadelerini kullandi.
Erbas, bugün hakikati ve huzuru arayan insanligin, Kur'an'in çaglar üstü mesajina ve merhamet, adalet, cömertlik, vefa, iffet gibi hayat veren ahlak ilkelerine muhtaç olduguna dikkati çekerek, "Sevgili Peygamberimizin örnekliginde yasanan bir hayata dönüsen Kur'an, insanligi modern zamanlarin bunalimlardan sikinti ve krizlerinden kurtaracak yegane rehberdir. Kur'an'a bu bilinçle yaklasmali, ondan ilham almali, onun kilavuzlugunda huzurlu bir hayat ve gelecek insa etmenin gayreti içerisinde olmaliyiz." diye konustu.
- "Bir milletin sahsiyetinin yeniden insa edilisinin bayraklasmis halidir"
Diyanet Isleri Baskani Erbas, herkesin Kur'an-i Kerim'den, Kur'an'a hizmeti kadar istifade edecegini anlatarak, sözlerine söyle devam etti:
"Yani ona ne kadar deger verirsek, Allah katinda degerimiz o kadar artacaktir. Bu baglamda memnuniyetle ifade edeyim ki bizler kitabini her seyden aziz bilen bir milletiz. Kalbimizin derinliklerinde Kur'an'in müstesna bir yeri vardir. Tarih boyunca kültürümüzün, sanatimizin, egitimimizin, ticaretimizin, beseri iliskilerimizin, kisacasi bütün medeniyetimizin en temel referansi daima Kur'an-i Kerim olmustur. Kerim kitabimiza olan bagliligimiz en zor zamanlarda bile bizi ayakta tutmus, zorluklar karsisinda mücadele, direnis ve çalisma azmi vermistir. Mehmet Akif siirlerinde, yazilarinda, vaazlarinda daima Kur'an'in yüce degerlerini dile getirmis, hayati boyunca Kur'an'in rehberliginde insanlari hak ve hakikate davet etmistir. Her durumda yüce dinimiz Islam'i merkeze alarak Müslümanca düsünmeyi ve yasamayi temel ilke edinen Akif, fikir, duygu ve aksiyon boyutuyla bir milletin sahsiyetinin yeniden insa edilisinin bayraklasmis halidir."
Erbas, konusmasinin sonunda "Demir Hafiz-Mehmet Akif Ersoy Belgeseli"nin hayirli ve faydali sonuçlara vesile olmasini temenni ederek, belgeselin hazirlanmasindan yayinlanmasina kadarki süreçte emegi geçenlere tesekkür etti ve Ersoy'u, Milli Mücadele'nin aziz sehitleri ile kahraman gazilerini rahmet ve minnetle andigini belirtti.