Mehmet Akif'in Torunu Selma Argon Açiklamasi 'Asla Vatanimizdan Vazgeçmeyin'

Samsun’da ögrencilere yönelik düzenlenen konferansta konusan Mehmet Akif Ersoy’un torunu Selma Argon, “Dedemiz çok ileriyi gören bir insandi. Söyledigi, yazdigi her sey bugün de gerçektir. Her zaman her gün tekrarlaniyor ve bunu isitiyoruz. Dedemizi kendinize örnek alin. Asla vatanimizdan vazgeçmeyin. Hep birlikte bu topraklarda ölelim” dedi.

Mehmet Akif'in Torunu Selma Argon Açiklamasi 'Asla Vatanimizdan Vazgeçmeyin'
Samsun Büyüksehir Belediyesi Gençlik Hareketi kapsaminda düzenlenen programda Milli Sair Mehmet Akif Ersoy’un torunu Selma Argon, dedesini anlatti. Büyüksehir Belediyesi Sanat Merkezinde düzenlenen programda konusan Selma Argon, "Biz düsmanlari kovuyoruz. Hepsini kovacagiz. Onlarin gidecek topragi var, der. Bizim ise bu topraktan bu vatan parçasindan gidecek tek karis topragimiz yoktur. Onun için simsiki sarilmaliyiz. Bu topragi korumaliyiz. Son ocak sönene kadar korumaliyiz, der. Istiklal Marsi’nin ‘Korkma’ diye baslamasi korkmayi korkutun der. Son ocak sönene kadar her sey yapilmalidir. Son ocak dedigi ise aile ocagidir. Eger o da bittikten sonra yapilacak bir sey yoktur. Birlik ve beraber oldukça bu topraklari kimseye vermeyiz. Burada ölürüz, hiçbir yere gitmeyiz. On binlerce kisi bize sigindi. Bu toprak emniyetli ve bu toprak Türkiye’dir. Biz herkese kucagimizi açariz. Bize bir sey olursa kimse bizi almaz. O yüzden bu topragi iyi korumaliyiz ve birlik ve beraberligimiz korumaliyiz. Biz topla tüfekle yikamayacaklarini anlayanlar bizi karistirmak için her türlü saldirida bulunuyorlar. Dedemiz o gün yine derki düsmanlarimiz 10 sene, 20 sene sonrasini degil bin sene hatta 2 bin sene sonrasini düsünerek planlar yaparlar. Her an tetikte olmak bizim vazifemiz olmalidir. Çünkü öyle bir karisiklik çikarirlar, bizi birbirimize düsürürler. Dedemiz çok ileriyi gören bir insandi. Söyledigi, yazdigi her sey bugün de gerçektir. Her zaman her gün tekrarlaniyor ve bunu isitiyoruz. Çok yakinda yasadigimiz olaylarda bunlarin ispatidir. 15 Temmuz felaketinden birlik ve beraberligimiz sayesinde kurtulduk. Dogru yoldan ayrilmayin. Dedemizi kendinize örnek alin. Asla vatanimizdan vazgeçmeyin. Hep birlikte bu topraklarda ölelim. Bakin ‘Asim’ diye bir bölümü var Safahat’in büyüdükçe anlayacaksiniz. Asim olacaksiniz. Asim vazgeçtigi okulundan dedemin sözlerin sayesinde geri döner. Geri döner ve sizler gibi gençleri yetistirmek için kollari sivar. Asim diye biri yoktur aslinda. Asim görmek istedigi gençliktir. Gençlik sembolüdür. Bu sene Istiklal Marsi’nin 100. senesidir. Çok degerli bir seneyi kutladik. Bu yil bütün bir ömrünüz boyunca devam etmelidir. Istiklal Marsimiz göklerde çinlamali, bayragimiz inmemelidir. O mili marsimizdir ama istiklalimizin marsidir. Dedem derki, ‘Hayalle yoktur benim isim, ne gördüysem onu yazdim.’ Vatan için siirleri vurucudur, çarpicidir. Bazen aglatir, bazen kizdirir. Istiklal Marsi ve Çanakkale siiri bastan asagi yasanmisliktir. Dedemizin para ile hiçbir isi olmamistir. Boyun egseydi bazi seylere bir eli yagda, bir eli balda olurdu. Evler, hamamlar alirdi. Saraylarda otururdu. Onun sarayi halkin, milletinin, vataninin kalbidir" diye konustu.



"Çanakkale geçilmedi mesajini alinca gözlerinde yaslar akmis"

Çanakkale siirinin nasil yazildigindan ve Mehmet Akif Ersoy’un çocukluk yillarinda bahseden Argon, "Dedemiz Berlin’den beri Çanakkale’deki savasi takip etmektedir. Hiçbir zaman güvenini kaybetmemistir. Asla bir kötü haber beklemez fakat merak etmektedir. Beklenen haber Necid Çölleri’nden gelir. Enver Pasa’nin telgrafi ile gelir. Kusçu Basi Esref derki, ‘Üstat, beklediginiz haber geldi. Çanakkale geçilmedi.’ Ben bir tezahürat beklerken dondu kaldi der dedemiz için. ‘Bir baktim yakinda gözlerinden yaslar akiyordu.’ O heyecan ile aglamaya baslamis. Kusçu Basi Esref derki, ‘Sonra orada küçücük bir odaya çekildi. Sabaha kadar sükür namazi kildi.’ Sesini duyuyormus Kusçu Basi Esref diyormus ki, ‘Allah’im bu destani yazmadan canimi alma.’ Çanakkale siiri Çanakkale’de yazilmadi. Necid Çölleri’nde küçücük bir odada yazildi. Çanakkale’de degildi dedemiz ama müthis siir ben inaniyorum ki Allah onun gönül gözünü açti. O siiri okurken askerin ayak seslerini duyarsiniz. Gözünüzün önünde canlanir” seklinde konustu.

Selma Argon konusmasini söyle tamamladi:

“Yaramaz ama çok zeki bir çocukmus. Eve geldigi zaman çantasi bir tarafa atar ve agaçlara tirmanirmis. Gece oldugunda komsu bir teyzeden masal dinlemeden uyumak istemezmis. Bazen dizelerinde anlatir. Teyzeyi uyuturdum ama tekrar uyandirip masalin bitmesini basinda beklerdim diye. Annesi ve babasi siir yazmazlarmis ama çok hoslanirlarmis siirden. Dedemiz ayni zamanda sportmen bir insandir. Spor yapmayi hayatinizdan çikarmayin. Ilkokul, ortaokul derken sizler gibi 14 yasina kadar bu güzellik devam ediyor. 14 yasinda babasini kaybeder. Evinin bakimi gencecik omuzlarina yüklenir. Para kazanmak zorundadir. Yeni açilan Halkali Ziraat Mektebi’nden o zaman oradan mezun olanlara is bulma imkani ve güzel bir para veriyorlarmis. Orayi birincilikle bitirmis. Hemen vazifeye baslamis. Dedem veteriner hekim ve ziraat müfettisi olarak Anadolu’yu karis karis dolasmistir."

Konferansa ayrica Atakum Kaymakami Kemal Yildiz, Atakum Ilçe Milli Egitim Müdürü M. Irfan Yetik ve ögrenciler katildi.

Kaynak: İHA