Sürdürülebilir Kalkinma Için Iyi Uygulama Örnekleri

Is Dünyasi ve Sürdürülebilir Kalkinma Dernegi (SKD Türkiye) ve tüzügüne sürdürülebilir kalkinma hedeflerini koyarak bir ilke imza atan Ege Genç Is Insanlari Dernegi (EGIAD), geçtigimiz günlerde yaptiklari is birligi protokolü sonrasinda, iyi uygulama örnekleri için üyeleriyle bir araya geldi. Böylelikle, BM Sürdürülebilir Kalkinma Hedefleri çerçevesinde, Türkiye’nin sürdürülebilirlik konusunda lider sirketleriyle birlikte çalisan SKD Türkiye, örnek uygulamalari ve iyi uygulama sirketlerini EGIAD üyelerinin degerlendirmesine açmis oldu.

Sürdürülebilir Kalkinma Için Iyi Uygulama Örnekleri
Döngüsel ekonomi konusunda üyelerinin farkindalik ve bilgi düzeyini artirmayi, is yerlerinde uygulamalarini tesvik etmeyi amaçlayarak, bu konudaki çalismalarina hiz veren ve SKD Türkiye ile geçtigimiz günlerde is birligi protokolü imzalayan EGIAD, kurumla ilk toplantisini “Döngüsel Ekonomi, Firsatlar ve Iyi Uygulama Örnekleri” basligiyla gerçeklestirdi. EGIAD Yönetim Kurulu Baskani Alp Avni Yelkenbiçer’in ev sahipligi yaptigi toplantiya, SKD Genel Sekreteri Konca Çalkivik, SKD Türkiye Danismani Ferda Ulutas Isevi ve SKD Türkiye Kidemli Uzmani Melis Cengizhan katilim sagladi.

“Döngüsel ekonomi çözümlerin basinda gelmekte”

Toplantinin açilis konusmasini yapan EGIAD Baskani Alp Avni Yelkenbiçer, geri dönüsüm için önemli çabalar gösterildigine dikkat çekti ancak bu durumun gelecegimiz için ve artan üretime karsi yeterli olmadigina da vurgu yaparak, “Sanayi Devrimi’nden beri dogal kaynaklari aliyoruz, üretim yapiyoruz ve atiga dönüstürüyoruz. Bu süreçte daha çok kaynagi daha verimli kullanmayi ögrendik. Üreticiler kaynaklari müsterilerden ön plana koyarak planlar yapmaya baslamali ve bu sekilde is modellerini gelistirmeliler. Bu durum iki zorluk getiriyor: Döngü boyunca degeri en yüksege çikarmak ve kaynaklari piyasaya tekrar sunulabilmek. Sinirli kaynaklar giderek azalmakta, hammaddelere erisim zorlasmakta, rekabet artmakta ve iklim degisikliginin kaçinilmaz sonuçlari dikkat çekici bir sekilde görülmektedir. Giderek artan çevre kirliligi ve iklim krizi nedeniyle ülkeler çesitli çözümler aramaya basladilar. Üretim sisteminde olusan her atigin tekrar degerlendirildigi, bu sayede hammadde maliyetinin minimize edildigi, kaynak verimliliginin ise en üst düzeyde tutuldugu, sürdürülebilir bir üretim modeli olan döngüsel ekonomi bu çözümlerin basinda gelmektedir” dedi.



“Döngüsel ekonomiye katki anlaminda yapilacak birçok faaliyet bulunmakta”

EGIAD olarak bu dönem ‘Sürdürülebilirlik, Döngüsel Ekonomi ve Iklim Degisikligi’ basliklarini önemsediklerini dile getiren Yelkenbiçer, “Aslinda iç içe olan birbirinin hem nedeni hem de sonucu olan bu kavramlar son dönemde iyice dikkat çekmekte. Geçtigimiz hafta bu dogrultuda dile getirdigimiz ’Yesil Kugu’ kavrami da oldukça önemli. Yesil Kugu bize iklimle ilgili yikici gerçekleri hatirlatan bir kavram. Yesil Kugu kavrami ile ifade edilen, iklimle ilgili düsük olasilikli ancak yüksek yikiciliktaki riskleri belirten küresel senaryo, artik hepimizin ajandasinda yer aliyor. Döngüsel Ekonomi bakis açisiyla alinacak aksiyonlar da Yesil Kugu senaryosundan kaçinmak için oldukça önemli. Ülkeler döngüsel ekonomi ile ilgili politikalar gelistirmekte. Bizim de ülke olarak bu konuda çok çalismamiz gerektigi ortada. Paris Iklim Anlasmasi’ni nihayet meclisimizde onaylamamiz, akabinde de Glasgow’da düzenlenen COP 26 zirvesinde 2053 yili için karbon nötr hedefini beyan etmis olmamiz bu anlamda iyi bir baslangiçtir. Döngüsel ekonomiye katki anlaminda büyük sanayi kuruluslarindan start up’lara kadar olan yelpazede hatta günlük hayatimizda alabilecegimiz kisisel önlemlere kadar yapilacak birçok faaliyet bulunmakta. Potansiyel önlemler, uygulanacak etkin ve sürdürülebilir politikalarla sirketlerimizin çevre dostu faaliyetler gerçeklestiren yapilara yakinsamasi saglanabilir” diye konustu.



“Döngüsel ekonomi tek çikis noktasi olarak karsimiza çikmakta”

SKD Genel Sekreteri Konca Çalkivik ise iklim krizi ve sosyal krizlerin gittikçe derinlestigine dikkat çekerek, gelecekte var olmak isteyen sirketlerin karar mekanizmalarina sürdürülebilirligi ve insan odagini koymalari gerektigini, 2053’e kadar nötr karbona geçis olmadigi takdirde dünya varliginin tehlikeye girecegini kaydetti.

Çalkivik, “Bir yilda tüketilmesi gereken kaynaktan çok daha fazlasini tüketiyoruz. Döngüsel ekonomi tek çikis noktasi olarak karsimiza çikmakta. Agustos ayinda olan dünya limit asimi günü 29 Temmuz’a kadar gerilemis bulunuyor. Bunu son 50 yildir sürekli yapiyoruz. AB Döngüsel Ekonomi konusunda sistem gelistirdi. Türkiye de ihracatinin yüzde 42’sini Avrupa’ya yapan bir ülke olarak bu sisteme dahil olmak zorundadir” ifadelerini kullandi.

“Mevcut kaynaklarin kullanilabilirligi giderek azalmakta”

SKD Türkiye Danismani Ferda Ulutas Isevi de, dünya genelindeki toplam atik üretiminin 2050 yilina kadar yüzde 70 oraninda artmasinin beklendigini belirterek, “2017’de küresel ekonomi içindeki malzeme miktari yüzde 9,1’i döngüseldi. 2019’da ise bu oran yüzde 8,6 oldu. Her yil, 300 milyon ton plastik, 50 milyon ton e-atik, üretilen gidanin 1/3’ü çöpe gidiyor. Kaynaklar tükenmekte, mevcut kaynaklarin kullanilabilirligi giderek azalmakta. Geri dönüsüm oranlari ve döngüsellik düsüktür. Kaynaklarin verimsiz kullanimi sera gazi emisyonlarini arttirmaktadir. Girdi maliyetleri sürekli artis göstermektedir. Kaynaklarin eldesinde ve kullanilmasinda verimlilik artisi zorunludur. Döngüsel ekonomiye ve döngüsel is modellerine geçis zorunludur” diye belirtti.

SKD Türkiye Kidemli Uzmani Melis Cengizhan da Türkiye Döngüsel Ekonomi Platformunun süreçlerini aktardi. Etkinlikte, ROTEKS, Bilecik Demir Çelik, Ergin Makine firmalarindan iyi uygulama paylasimlari gerçeklestirildi.

Kaynak: İHA