Gida Perakendecileri Dernegi Tarafindan Düzenlenen 7. Ortak Gelisim Kongresi Gerçeklestirildi

Gida Perakendecileri Dernegi(GPD) tarafindan düzenlenen ve perakende sektörü ile tedarik zinciri paydaslarini bir araya getiren 7. Ortak Gelisim Kongresi Sisli’de bulunan bir otelde gerçeklestirildi. Açilis konusmasini yapan GPD Yönetim Kurulu Baskani Galip Aykaç, “Pandemi döneminde gida sektörü olarak basarili bir sinav verdik” dedi.

Gida Perakendecileri Dernegi Tarafindan Düzenlenen 7. Ortak Gelisim Kongresi Gerçeklestirildi
Bu yil 7’incisi düzenlenen ve perakende sektörü ile tedarik zinciri paydaslarini bir araya getiren Ortak Gelisim Kongresi Sisli’de bulunan bir otelde gerçeklestirildi.

Kongrenin açilis konusmasini yapan GPD Yönetim Kurulu Baskani Galip Aykaç, “Tüm dünyanin önemli bir mücadele verdigi gerek toplumsal, gerek ekonomik sikintilar yasadigimiz bir dönemden geçiyoruz. Pandemi dönemi hala devam ederken en önemli silahimiz olan asiya sariliyoruz. Saglikli günlere ulasmak için önlemlerimizi alarak bu yeni normale alismaya çalisiyoruz. Pandemi tüm yasamimizi ve is hayatimizi degistirirken en basta çalisanlarimizin ve toplumun sagligini düsünerek tüm gida sektörü oyunculari olarak basarili bir sinav verdigimize inaniyoruz. Bu dönemde gida perakende sektörü halkin temel ihtiyaçlarinin karsilanmasi için canla basla çalisti. Ihtiyaçlarin karsilanmasi, herhangi bir aksama olmamasi ve halkimizin ürünlere en uygun ve en hizli sekilde ulasabilmesi için tüm imkanlarimizi seferber ettik. Tedarik zincirimizdeki tüm paydaslarimiz da bu zorlu dönemde desteklerini sagladilar. Buradan tüm sektöre ve özellikle de çalisanlarimiza sükranlarimi sunuyorum” dedi.

“Fiyat dalgalanmalarini tüketicimize en az düzeyde yansitmak için kendi kaynaklarimizi zorluyoruz”

Gida fiyatlarindaki degisimlere deginen Galip Aykaç, “Sektörümüz halkimiza dogrudan ulasan ve onlarin en temel ihtiyaçlari olan beslenmelerine, mutfaklarina ulasan bir sektör. Gida, yiyecek, içecek ve temel ihtiyaç maddeleri harcamalari hane halki tüketim harcamalarinin yüzde ellisinden fazlasini olusturuyor. Dolayisiyla isin içerisine gida girince biz perakendeciler ile üretici ve tedarikçilerin de bu zor dönemlerde önemi bir kez daha ortaya çikiyor. Biz perakendeciler olarak tüketicimize ihtiyaçlarini maksimum seviyede karsilamak üzere ürün ve hizmet sunarak üretim ile son tüketici arasindaki köprü vazifesini görüyoruz. Bu vazifemizi gerçeklestirirken de tedarik zincirimizden gelen fiyat dalgalanmalarini tüketicimize en az düzeyde yansitmak için kendi kaynaklarimizi da zorluyoruz. Ölçegimizle kullanarak sagladigimiz fiyat avantajiyla son fiyatlarimizi dengelemeye çalisiyoruz. Içinde bulundugumuz ekonomik durumda biz bu kaynak destegini saglamaya çalisirken, gerektiginde karlarimizdan vazgeçerken tedarik zincirimizin de sekteye ugramamasi gerekiyor. Tedarikçimizin önünü kesmeden ürün ve hizmetleri hijyenik ortamda ve en iyi fiyatla tüketiciye ulastirma görevimizde de daima ve en büyük patronumuz olan tüketicimizin tarafinda oldugumuzun altini bir kez daha çizmek istiyorum” diye konustu.

“Artan fiyatlara kalkan görevi görüyoruz”

Tüm dünyada enflasyonist bir döneme girildigini hatirlatan Aykaç, “Malumunuz sadece ülkemizde degil tüm dünyada enflasyonist bir döneme girildigi ortadadir. Dünyada gida fiyatlarinda bir artis varken ülkemizin bu durumun disinda kalmasini beklemek mümkün degildir. Buna ragmen arastirmalar gösteriyor ki ülkemiz tüketim mal ve hizmetleri fiyat düzeyi endeksine göre dünyada bir ölçüme göre ikinci, bir ölçüme göre üçüncü, Avrupa’da ise en ucuz ülke konumundayiz. Unutmayalim ki organize perakende genis ekosistemi sayesinde ülke ekonomisine olan dinamo etkisi ve ölçek ekonomisi dolayisiyla enflasyonla mücadelede kilit rol oynamaktadir. Yine birçok kaynaga göre organize perakendenin büyüdügü pek çok ülkede enflasyonun düstügü gözlemlenmektedir. Pek çok gelismis ekonomide organize perakende sektöründeki büyüme ile düsük enflasyon rakamlari arasinda anlamli bir korelasyon bulunmaktadir. Ülkemizde organize perakendenin tüm perakende içerisindeki orani yüzde 50 - 55’ler seviyesinde ölçülürken gelismis ekonomilerde bu oranin yüzde 90’lara tirmanmis ve enflasyonun bu ülkelerde yüzde 1-2 seviyesinde oldugu görülebilmektedir. Olumlu büyüme ve dis ticaret rakamlarimiza ragmen global etkilerle ortaya çikan enflasyonist çerçeve karsisinda topyekun mücadele kapsaminda dernegimiz ve perakendeciler olarak ilgili tüm kamu otoriteleri ile isbirligi halindeyiz. Organize perakende sektörü tam da bu noktada ülke ekonomisi içinde olusturdugu dinamo etkisi ve ölçek ekonomisi nedeniyle artan fiyatlara kalkan görevi görmektedir. Sektörümüzün bu pozisyonu yüksek üretici enflasyonu karsisinda tüketici enflasyonunun yüksek seviyelere çikmadan düsük seviyelerde kalmasini saglamaktadir. Örnegini verecek olursak Eylül ayi verilerine göre 43,96 olan üretici enflasyonuna karsilik 19,58 oraninda tüketici enflasyonu gerçeklesmistir. Bunun bu seviyelerde tutulmasinin sebebi perakendedir. Ancak perakendecilerin tüketiciye sunduklari ürünlerin raflara gelene kadar üretim, tedarik, lojistik, gümrük vb. asamalardan geçmekte ve tüm bu operasyonlarin yükü perakendecilerden bagimsiz olarak nihayet fiyatlara yansimaktadir. Bunun altini bir daha çizmek istiyorum” diye belirtti.

“Bizler yerli kurumlarin denetimlerine her zaman açigiz”

Gida perakendecilerinin fahis fiyat uygulamasi yapmalari ile damgalanmasinin sektörü derinden üzdügünü ve artisin asil sebeplerini belirten Aykaç, “Sektör olarak fiyat artislarina iliskin temel gözlemimiz tarim ürünlerinin üretiminde olusan maliyet artisi, yurtdisina ithal edilen ürünlerdeki maliyet artisi, globaldeki lojistik maliyetlerinin artmasi, bazi ürün gruplarinda yasanan tedarik sorunlari gibi etmenlerin fiyatlar üzerinde olumsuz etki yaptigidir. Bu durumun en açik örnegi yürütülmekte olan rekabet kurumu sorusturmasinda sektörle ilgili önemli bir kisminda yer alan siviyag fiyatlaridir. Malumunuz oldugu üzere ayçiçegi ham yagi dünya borsalarinda yakin dönemde yüzde 97 oraninda artmistir. Kur etkisi karsisinda bu artisin iç piyasaya etkisi daha da dramatik olmustur. Ülkemizde fiyatlara bakildiginda ise artisin yüzde 70’ler seviyesinde tutuldugu görülmektedir. Elbette bu artis da yüksektir ancak tüketici lehine perakendeciler tarafindan bir baski oldugu da açiktir. Bizler yerli kurumlarin denetimlerine her zaman açigiz. Yine gündemimiz olan fahis fiyat denetimlerine deginmek istiyorum. Fahis fiyat uygulamasi denetimleri zaten her zaman yapilmaktaydi. Bizler halihazirda tüm operasyonlarimiz ve süreçlerimiz kayit altinda isletmeler oldugumuzdan bu tür denetimlere hiçbir zaman karsi durmadik. Ancak gündemdeki bu fiyat artislarinin asil sebepleri irdelenmedikçe ve önlemler alinmadikça bu kontrollerin sadece son satis noktalarina yogunlasmasi ve alginin bu artislarin sebebi olarak marketleri gösterir sekilde olusturulmasi olumlu bir sonuç dogurmayacaktir. Örnegin sebze ve meyve fiyatlarindaki hareketlere bakarsak Türkiye sebze meyve üretiminin 55 milyon ton civarinda oldugu ölçülüyor. Bu üretimin yaklasik yüze 30’u satis noktalarina gelene kadar fireye ayriliyor. Geriye kalan miktar 38.5 milyon ton. Bunu biz ölçüyoruz biçiyoruz yüzde 15’ine tekabül eden bir kismini zincir marketlerde satildigini görüyoruz. Dolayisiyla asil büyük bölümü açik pazarlar, hoyraka diye kisaltilan otel, restoran ve toplu yemek yerlerinde tüketilmektedir. Hal böyleyken bu sektörümüzde yüksek derecede rekabet varken fahis fiyatla damgalanmamiz bizleri son derece üzmektedir” diye konustu.

“Bir ürünün fiyatini sadece satici degil basta tedarik maliyetleri olmak üzere basta tüm giderler ve arz ve talep kosullari belirler”

Ürün fiyatlarinin birbirine yakin olmasinin sebebinin güçlü rekabet oldugunu vurgulayan Aykaç, “Bir diger konumuz da yatlarin birbirine yakin oldugundan hareketle bunun da ortak bir eylemle belirlendigi iddialaridir. Onlarca oyuncu ve binlerce ürünlerin yer aldigi sektörümüz tüketici lehine yogun bir rekabet içerisinde olup bu iddialar dogruluktan son derece uzaktir. Hepimizin bildigi bir durum var bir ürünün fiyatini sadece satici degil basta tedarik maliyetleri olmak üzere basta tüm giderler ve arz ve talep kosullari belirler. Bu yakin fiyatlarin sebebi anlasma gibi asilsiz bir iddianin aksine sektördeki çok yogun rekabet, yükselen tedarik maliyetleri ve bunlara bagli olarak maliyetlere yakin fiyatlarina ulasilmasidir. Rekabet geregi bazi dönemler zararina bile satis yapildigi görülmektedir. Tüketicinin hassas oldugu ürünler basta olmak üzere tüm ürünlerde amaç tüketicinin ihtiyacinin en uygun fiyatla karsilamak oldugundan , fiyatlarin mümkün olan en düsük seviyede tutulmasi için yogun bir rekabet söz konusudur. Dolayisiyla benzesen fiyatlar yogun bir rekabetin sonucudur. Sadece gida ürünlerinde degil, yogun rekabetin yasandigi her ürün kategorisinde birbirine yakin fiyatlarin olusmasi rekabetin dogasi geregidir.

Bu süreç sadece ülkemizde degil dünyada da bu sekilde islemektedir. Rekabet ortami güçlendikçe fiyatlarda tüketici lehine hareketlerin olmasi kaçinilmaz olmaktadir. Sektörümüzdeki tüm paydaslarimiz gibi üyelerimiz arasinda da rekabete dayali bir amansiz mücadele vardir, kazanan tüketici olmasina ragmen. Gerçeklikten uzak bu algilar isletmelerimize zarar vermektedir. Bir ülkenin sirketleri de güçlüyse o ülke de güçlü olacaktir. Burada dikkat edilmesi gereken fiyat artislarinin yani sira dengesizlesen gelir dagilimi ve alim gücünün düsmesidir. Yapisal sorunlarimizin oldugu bir gerçektir. Öncelikli ve hizli bir sekilde bu sorunlarin çözülmesi için hep birlikte çalismaliyiz. Bunun içinde ülkemizin temel sorunlarini tek tek ele almali ve hepimiz elimizi tasin altina koymaliyiz” dedi.

Kaynak: İHA