Dijital faşizme geçit yok

Bugüne kadar ABD başta olmak üzere Avrupa ülkelerinde temsilcilik bulunduran dijital platformların, Türkiye karşı ikircikli tavrı nihayet son buluyor. Sosyal medya mecraları Türkiye'de yasal temsilci bulundurmak için birbiri ardına harekete geçerken, bir kısım odaklar söz konusu süreci ‘sansür' söylemleriyle sabote ediyor. Nefret söyleminin yaygınlaştığı, iftira dilinin ve dijital lincin olağanlaştığı ve ülkemize yönelik yoğun bir kara propagandanın yürütüldüğü Twitter ise ısrarla temsilci atamaktan kaçınıyor. Uzmanlar ise söz konusu platformların ülkemizde temsilcilik bulundurmasının, ifade özgürlüğünün güvence altına alınacağı ve siber zorbalığa karşı korunacağımız anlamına geldiğini ifade ediyor.

Sansür değil siber mobinge önlem
Bilişim Uzmanı Mustafa Özbay, “Türkiye dışındaki birçok ülke, kanunlarına aykırılık taşıyan, insanların kişilik haklarına saldıran, bölücü ve nefret söylemi içeren içerik ve paylaşımların kaldırılmasından sosyal medya platformlarını sorumlu tutan düzenlemelere sahip. Türkiye'nin yaptığı tam da bu ve aslına bakarsanız biraz da gecikmiş bir karar” dedi. Platformların temsilci atamama ısrarının altındaki nedenleri de açıklayan Özbay, “Sosyal medya platformlarının temsilci bulundurmak istememesinin iki önemli boyutu var. Birincisi ekonomi boyutu, diğeri ise sorumluluk yani hukuki boyutu. Ekonomik boyutunda ülkemizden elde edilen gelirlerin vergilendirilmesi, hukuki boyutu ise karşı karşıya kalabilecekleri davalardan kurtulma çabaları olarak belirtilebilir. Bazı çevrelerin bu son derece demokratik istemi, özgürlüklere vurulan birer darbe şeklinde lanse etmesinin arka planında çok daha derin ilişki ve beklentilerin yer aldığını belirtmek isterim. Sosyal Medya platformlarının temsilci bulundurulması bu özgürlüklerin daha etkin bir şekilde uygulanması için mutlak gerekliliktir” ifadelerini kullandı.

Çifte standart son buluyor
Adli Bilişim Uzmanı İsa Altun, “Yeni nesil medya platformlarının ABD'de ve Avrupa'da temsilcilikleri var. Adeta onların yasasına tabiler. Bize geldiğinde ise hemen düşünce özgürlüğü kılıfına sarılıyorlar. Hükümet, vatandaşlarını dijital zorbalıktan korumak zorundadır. Bunun adı da sansür değildir” dedi. Sosyal medyanın istismara açık bir mecra olduğunu kaydeden Altun, “Twitter'ın son ABD seçimlerinde neler yaptığını gördük. Bütün dünya zaten bu tavırlarına tepki gösterdi. Bugün Twitter'da ülkemiz aleyhine işlenen bir suç sadece polisimizin çabasıyla bulunuyor. Bakın suç diyorum. Yasal olan bir şeye zaten kimse müdahale etmez. Ülkemizden milyonlarca lira kazanıp da bir temsilci bulundurmamaları da ayrıca garipti. Bu garabet yavaş yavaş son buluyor. Twitter da temsilci atamalıdır” şeklinde konuştu.