Fransız uzmandan Ayasofya itirafı!
Paris Jeopolitik Araştırmaları Gözlemevi Genel Direktörü Charles Saint-Prot, Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi'nin ibadete açılması kararının ardından gelen öfkeyi "şaşırtıcı" buldu.
24 temmuzda kılınan ilk Cuma namazı ile ibadete açılan Ayasofya Camii'nin dünya kamuoyundaki yankıları devam ediyor. Fransız Jeopolitik Araştırmaları Gözlemevi Genel Direktörü Charles Saint-Prot'tan Ayasofya'nın ibadete açılmasıyla ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Saint-Prot, Wakeupinfo internet sitesinde, Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi'nin yeniden ibadete açılmasına ilişkin yazı kaleme aldı. İbadethanelerin dönüştürülmesinin çok eskiye dayandığını ifade eden Saint-Prot, örneğin Roma İmparatorluğu'nun Hristiyanlığa geçtiğinde birçok tapınağın kilise tarafından ilhak edildiğini aktardı. Saint-Prot, bu nedenle Türkiye'nin Ayasofya'nın yeniden ibadete açılmasına ilişkin aldığı kararının ardından gelen "seçici öfkenin" şaşırtıcı olduğunu vurguladı. Ayasofya'nın Fatih Sultan Mehmet'in zamanında camiye dönüştüğünü ve 1934'te müzeye çevrildiğini anımsatan Saint-Prot, 2012'de Ayasofya'nın yeniden ibadete açılması için birçok kampanyanın yürütüldüğünü kaydetti. Saint-Prot, Ayasofya-i Kebir Camii Şerifi'nde 24 Temmuz'da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla ilk namazın kılındığını hatırlattı.
Erdoğan'ın Ayasofya-i Kebir Camii Şerifi'nin yabancı, Türk, Müslüman veya Müslüman olmayan herkese açık olduğuna yönelik sözlerini anımsatan Saint-Prot, Ayasofya-i Kebir Camii Şerifi'nin statüsünün değişen tek ibadet yeri olmadığını belirtti.
Saint-Prot, daha önce İspanya'nın Sevilla kentinde bir caminin 1248'te ve Cordoba Camisi'nin 13'üncü yüzyılda kiliseye dönüştürüldüğünü belirtti.
Filistin'de Safed'in kuzeyinde bulunan el-Ahmar Camisi'nin geçen yıl kafeye çevrildiğine dikkati çeken Saint-Prot, bazı Batılı çevrelerdeki kişiler ve İslam karşıtı olanlar, İslam ve özellikle Türkiye söz konusu olunca ölçüyü kaybettiklerini vurguladı.
Saint-Prot, Wakeupinfo internet sitesinde, Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi'nin yeniden ibadete açılmasına ilişkin yazı kaleme aldı. İbadethanelerin dönüştürülmesinin çok eskiye dayandığını ifade eden Saint-Prot, örneğin Roma İmparatorluğu'nun Hristiyanlığa geçtiğinde birçok tapınağın kilise tarafından ilhak edildiğini aktardı. Saint-Prot, bu nedenle Türkiye'nin Ayasofya'nın yeniden ibadete açılmasına ilişkin aldığı kararının ardından gelen "seçici öfkenin" şaşırtıcı olduğunu vurguladı. Ayasofya'nın Fatih Sultan Mehmet'in zamanında camiye dönüştüğünü ve 1934'te müzeye çevrildiğini anımsatan Saint-Prot, 2012'de Ayasofya'nın yeniden ibadete açılması için birçok kampanyanın yürütüldüğünü kaydetti. Saint-Prot, Ayasofya-i Kebir Camii Şerifi'nde 24 Temmuz'da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla ilk namazın kılındığını hatırlattı.
Erdoğan'ın Ayasofya-i Kebir Camii Şerifi'nin yabancı, Türk, Müslüman veya Müslüman olmayan herkese açık olduğuna yönelik sözlerini anımsatan Saint-Prot, Ayasofya-i Kebir Camii Şerifi'nin statüsünün değişen tek ibadet yeri olmadığını belirtti.
Saint-Prot, daha önce İspanya'nın Sevilla kentinde bir caminin 1248'te ve Cordoba Camisi'nin 13'üncü yüzyılda kiliseye dönüştürüldüğünü belirtti.
Filistin'de Safed'in kuzeyinde bulunan el-Ahmar Camisi'nin geçen yıl kafeye çevrildiğine dikkati çeken Saint-Prot, bazı Batılı çevrelerdeki kişiler ve İslam karşıtı olanlar, İslam ve özellikle Türkiye söz konusu olunca ölçüyü kaybettiklerini vurguladı.