Ölüm Riskiyle İç İçe Yaşayan Kozalak Emekçilerine Teknik Destek Verilmeli

AYDIN – EKODOSD Başkanı Bahattin Sürücü, sık sık üzücü haberlere konu olan kozalak toplayıcılarına, teknik destek verilmesi halinde bu olayların önüne geçilebileceğini belirtti.

Ölüm Riskiyle İç İçe Yaşayan Kozalak Emekçilerine Teknik Destek Verilmeli
Bahattin Sürücü, yaptığı açıklamada; “Bugün haberlerde Beşparmak (Latmos) Dağları’nda, fıstık çamından kozalak toplayan bir vatandaşın, ağaçtan düşerek hayatını kaybettiğini üzülerek öğrendik. Yakınlarının ve sevenlerinin acısını paylaşıyor, başsağlığı ve sabır diliyoruz.

Bu tür vakalar Latmos’ta hemen her yıl duyulmakta, ağaçtan düşen kozak emekçileri bugün olduğu gibi bazen yaşamını yitirmekte, bazen de sakat kalarak yaşamı boyunca bu acıları çekmektedir.

Pazardan ya da kuru yemişçilerden satın aldığımız künerin bize ulaşıncaya kadar çok zahmetli bir yolculuğu vardır. Kozalak emekçileri, en ufak bir dikkatsizlikte hayatına mal olacak ya da kendisini sakat bırakacak bu işçiliği nasıl yapmaktadır.

Beşparmak Dağları’ndan doğuya ve kuzeye doğru gidildiğinde, coğrafyayı adeta yeşil bir örtü gibi kaplayan, Türkiye’de oldukça lokal bir yayılış gösteren fıstık çamı (Pinus pinea) ormanlarının en geniş örneğine ev sahipliği yapmaktadır. Türkiye’de en yoğun bulunduğu yöreler Aydın – Muğla Beşparmak Dağları ve İzmir Bergama Kozak Yaylası olan fıstık çamları, Akdeniz ikliminin hakim olduğu İspanya, İtalya, Portekiz gibi ülkelerde, Girit Adası ve Mora yarımadasında da geniş topluluklar halinde görülmektedir. Ülkemizde genellikle yemek ve tatlı çeşitlerinde kullanılan çam fıstığı, halk arasında küner olarak adlandırılmaktadır. Brokoli görünümlü yemyeşil çamlar, Latmos’un kayaçlarıyla bütünleşerek olağanüstü bir doğal peyzaj oluşturmaktadır. Latmos’un kuzeyinde ve doğusundaki köylerin ekonomisi büyük ölçüde bu ağaçlardan elde edilen künere bağlıdır. Ekonomik getirisi fazla olduğundan burada yaşayan yöre insanları fıstık çamlarına gözü gibi bakar.

Yenecek hale gelinceye kadar çok zahmetli aşamalardan geçen çam fıstığının en zor işçiliği ağaçtan kozalak düşürmektir. Atadan kalma geleneksel usullerle, ayaklarındaki lastik ayakkabılarla, adeta bir maymun çevikliğiyle 15-20 metre yüksekliğindeki ağaçlara bir çırpıda tırmanan kozalak toplayıcılar, hiçbir güvenlik tedbiri olmadan ellerindeki uzun sopalara bağlı kiye adını verdikleri çengellerle, ağacın başında daldan dala atlayarak kozalakları düşürmektedir” dedi.



Teknik destek sağlanmalı

Ocak ayında başlayan kozalak toplama işleminin Nisan-Mayıs aylarına kadar devam ettiğini kaydeden Ulucan, “Toplanan kozalaklar yaz aylarında sıcağın etkisiyle kendiliğinden açılmaktadır. Ancak mahsulünü bir an önce paraya çevirmek isteyenler geleneksel sistemi harekete geçirirler. Kozalaklar önce sıcak suda kaynatılır. Daha sonra kaynayan kozalaklar çıkarılıp istiflenir ve kazana yenileri konulur. Bu aşamadan sonra kadınlar devreye girer. Kaynamış kozalaklar kadınların önüne yığılarak, ağzı keskin olmayan satırlarla kozalağın pullarını tek tek açarak, posasıyla fıstığın içinin olduğu kısmı ayırırlar. Bundan sonrası fabrikasyon sisteme, kırma makinelerine ve iç fıstığın çıkarılacağı fabrikaya kalır. Talebe göre fırınlamaları yapılarak, paketlenip ihracata ve iç piyasaya hazır hale getirilir.

Fıstık çamının hiçbir şeyi yabana gitmez. Budanan dallar ya da çürüyen ağaçlar, arazilerin arasında sınır çiti olarak kullanılır. Künerler çıkarıldıktan sonra kalan kabuklar yakacak olarak kullanılır. Fıstık çamı ormanlarının içinde yürüyen insanlar mutluluk ve huzur duyarlar.

İşlerini büyük bir maharetle yapan kozalak emekçileri, ne yazık ki bazen de dengesini kaybederek önemli sakatlıklar geçirmekte, hatta bazen de bugün olduğu gibi ölümle sonuçlanan olaylar da görülmektedir. Hayatlarını hiçe sayarak ölümüne mücadele eden bu insanların kendilerini tehlikeye atmadan kozalaklar nasıl toplanabilir ki. Umarız Tarım ve Orman Bakanlığı ve Üniversitelerin Ziraat Fakülteleri bu konuda teknik olarak yardımcı olurlar ve bizler de böyle üzücü haberler duymayız” şeklinde konuştu.

Kaynak: İHA