TGDF Akademi'de Koronavirüsün Ekonomiye Etkisi Ele Alındı
Ekonomi uzmanı Fatih Keresteci: “Kovid19 krizi bittiğinde dünya değişmiş olacak. Bu değişiklik radikal olmasa da önemli bir boyutta olacak. Ekonomik ve kültürel anlamda yeni bir dünya düzeni kurulurken firmaların bu duruma bir an önce adapte olması gerekecek” 'Türkiye coğrafi konumu, insan gücü ve düşük maliyetli istihdam imkanı sayesinde avantaj sağlayarak, doğunun batıya açılan kapısı haline gelebilir. Türkiye güçlü yerel pazarı sayesinde de kriz sonrası daha kolay ayakta kalan ülkeler arasında yer alabilir'
Ekonomi uzmanı Fatih Keresteci, “Kovid-19 krizi bittiğinde dünya değişmiş olacak. Bu değişiklik radikal olmasa da önemli bir boyutta olacak. Ekonomik ve kültürel anlamda yeni bir dünya düzeni kurulurken firmaların bu duruma bir an önce adapte olması gerekecek.” değerlendirmesinde bulundu.
Türk Gıda ve İçecek Sanayi Dernekleri Federasyonu'nun (TGDF) sektörün insan kaynağına yatırımlarına katkı sağlamak hedefiyle hayata geçirdiği TGDF Akademi, koronavirüs salgını nedeniyle ilerleyen günlerde yaşanabilecek gelişmeler konusunda sektörü bilgilendirmek üzere ekonomi uzmanı Fatih Keresteci’yi konuk etti.
Konuya ilişkin TGDF Akademi'den yapılan açıklamada, internet bağlantısı üzerinden 100’den fazla katılımcı ile düzenlenen konferansta koronavirüs salgınının dünya ve Türkiye ekonomisi üzerindeki etkileri değerlendirilerek gelecek hakkında öngörü ve tavsiyelerde bulunuldu.
- “Tarih korona öncesi ve korona sonrası olarak ikiye ayrılacak”
Açıklamada görüşlerine yer verilen DNG Danışmanlık kurucusu ve ekonomi uzmanı Fatih Keresteci, bundan böyle tarihin “Korona Öncesi” ve “Korona Sonrası” şeklinde ikiye ayrılacağını belirtti.
Kovid-19 krizinin hastalık yanında finansal ve sosyal boyutlarının da olduğunu belirten Keresteci, alınan önlemlere rağmen dünya ekonomisinin durma noktasına geldiğini, tedarik ve tüketim zincirlerinin kopmuş durumda olduğunu kaydetti.
Keresteci, Suudi Arabistan ve Rusya arasındaki petrol krizinin etkilerinin sürdüğü bir dönemde başlayan salgın sonucunda bir panik havasının oluştuğunu, bu nedenle de Amerikan dolarının her şeye karşı değer kazandığını aktardı.
Hisse senetlerinin 1929’daki Büyük Buhran ve 1940’lardaki İkinci Dünya Savaşı döneminden bile daha büyük bir düşüş kaydettiğini anlatan Keresteci, dünya merkez bankalarının krizi önleme çabalarının ise henüz sonuç vermediğini ifade etti
- “Vakalardaki artışın durması için en erken 30 gün gibi bir zaman olduğu görülüyor”
Keresteci, içinde bulunulan kriz durumunu tüketicilerin hastalık korkusuyla markete gitmemesine benzeterek, ekonominin canlanabilmesi için ayrılan paranın devlet yardımları, destekleme paketleri ile bizzat ekonomideki aktörlere aktarılması gerektiğini, bu uygulamaya yeni yeni başlandığını belirtti.
Salgının ilerleyiş grafiklerine bakıldığında pozitif vaka sayısındaki artışın durması için bile daha en az 30 gün gibi bir zaman olduğunun görüldüğüne işaret eden Keresteci, bu dönemi sorunsuz atlatabilmek için ise sektörün nakit yönünden kendini garantiye alması gerektiğini vurguladı.
Keresteci, korona öncesi ve sonrası arasındaki en belirleyici değişikliğin devlet aygıtının nicelik ve nitelik olarak büyümesi ve hayatın her alanına girmesi olacağını bildirdi.
Küreselleşme olgusunun taraftar kaybedeceğini belirten Keresteci, kriz sonrasında büyük şirketlerin ilk iş olarak tedarik zincirlerini çeşitlendirmeye, ham madde ve üretimde lokalizasyona yöneleceğini kaydetti.
Keresteci, Türkiye’nin bu bağlamda coğrafi konumu, insan gücü ve düşük maliyetli istihdam imkanı sayesinde avantaj sağlayarak, doğunun batıya açılan kapısı haline gelebileceğini bildirerek, Türkiye'nin güçlü yerel pazarı sayesinde de kriz sonrası daha kolay ayakta kalan ülkeler arasında yer alabileceğini kaydetti.
- “İflasların önlenmesi için devletleştirmelere başvurulacaktır"
Keresteci, devletlerin kural ve cezaların daha caydırıcı olduğu sıkı bir ekonomi modeline geçeceğini, ekonomi yanında siyasette de ciddi değişikliklere yol açabilecek bu yaklaşımın toplum kültürü üzerinde etkili olacağını ifade etti.
Kriz sonrasında sosyalizm olmasa da “devlet kapitalizmine” dönüş olacağını öne süren Keresteci, iflasların önlenmesi için devletleştirmelere başvurulacağı öngörüsünde de bulundu.
Krizden olumsuz etkilenecek sektörlerin başında taşımacılığın geldiğini belirten Keresteci, biyoteknoloji alanında ve buna bağlı olarak tarım, gıda, ilaç gibi sektörlerde olumlu gelişmeler yaşanabileceğini bildirdi.
Her alanda e-ticaret ve dijital para kullanımının artacağı öngörüsünde bulunan Keresteci, firmaların bu ve benzeri olası değişimleri göz önüne alarak hızla adaptasyon çalışmalarına başlaması gerektiğini vurguladı.
- “Türkiye salgına tek ayak üstünde yakalandı”
Türkiye’nin 2018’in ikinci yarısında yaşanan kriz nedeniyle koronavirüs salgınına tek ayak üstünde yakalandığını belirten Keresteci, içinde bulunulan durumda faiz artırımının çözüm olmayacağını, asıl amacın reel sektörün yüzdürülmesi olması gerektiğini kaydetti.
Keresteci, “Kovid-19 krizi bittiğinde dünya değişmiş olacak. Bu değişiklik radikal olmasa da önemli bir boyutta olacak. Ekonomik ve kültürel anlamda yeni bir dünya düzeni kurulurken firmaların bu duruma bir an önce adapte olması gerekecek.” değerlendirmesinde bulundu.
Kaynak: AA
Türk Gıda ve İçecek Sanayi Dernekleri Federasyonu'nun (TGDF) sektörün insan kaynağına yatırımlarına katkı sağlamak hedefiyle hayata geçirdiği TGDF Akademi, koronavirüs salgını nedeniyle ilerleyen günlerde yaşanabilecek gelişmeler konusunda sektörü bilgilendirmek üzere ekonomi uzmanı Fatih Keresteci’yi konuk etti.
Konuya ilişkin TGDF Akademi'den yapılan açıklamada, internet bağlantısı üzerinden 100’den fazla katılımcı ile düzenlenen konferansta koronavirüs salgınının dünya ve Türkiye ekonomisi üzerindeki etkileri değerlendirilerek gelecek hakkında öngörü ve tavsiyelerde bulunuldu.
- “Tarih korona öncesi ve korona sonrası olarak ikiye ayrılacak”
Açıklamada görüşlerine yer verilen DNG Danışmanlık kurucusu ve ekonomi uzmanı Fatih Keresteci, bundan böyle tarihin “Korona Öncesi” ve “Korona Sonrası” şeklinde ikiye ayrılacağını belirtti.
Kovid-19 krizinin hastalık yanında finansal ve sosyal boyutlarının da olduğunu belirten Keresteci, alınan önlemlere rağmen dünya ekonomisinin durma noktasına geldiğini, tedarik ve tüketim zincirlerinin kopmuş durumda olduğunu kaydetti.
Keresteci, Suudi Arabistan ve Rusya arasındaki petrol krizinin etkilerinin sürdüğü bir dönemde başlayan salgın sonucunda bir panik havasının oluştuğunu, bu nedenle de Amerikan dolarının her şeye karşı değer kazandığını aktardı.
Hisse senetlerinin 1929’daki Büyük Buhran ve 1940’lardaki İkinci Dünya Savaşı döneminden bile daha büyük bir düşüş kaydettiğini anlatan Keresteci, dünya merkez bankalarının krizi önleme çabalarının ise henüz sonuç vermediğini ifade etti
- “Vakalardaki artışın durması için en erken 30 gün gibi bir zaman olduğu görülüyor”
Keresteci, içinde bulunulan kriz durumunu tüketicilerin hastalık korkusuyla markete gitmemesine benzeterek, ekonominin canlanabilmesi için ayrılan paranın devlet yardımları, destekleme paketleri ile bizzat ekonomideki aktörlere aktarılması gerektiğini, bu uygulamaya yeni yeni başlandığını belirtti.
Salgının ilerleyiş grafiklerine bakıldığında pozitif vaka sayısındaki artışın durması için bile daha en az 30 gün gibi bir zaman olduğunun görüldüğüne işaret eden Keresteci, bu dönemi sorunsuz atlatabilmek için ise sektörün nakit yönünden kendini garantiye alması gerektiğini vurguladı.
Keresteci, korona öncesi ve sonrası arasındaki en belirleyici değişikliğin devlet aygıtının nicelik ve nitelik olarak büyümesi ve hayatın her alanına girmesi olacağını bildirdi.
Küreselleşme olgusunun taraftar kaybedeceğini belirten Keresteci, kriz sonrasında büyük şirketlerin ilk iş olarak tedarik zincirlerini çeşitlendirmeye, ham madde ve üretimde lokalizasyona yöneleceğini kaydetti.
Keresteci, Türkiye’nin bu bağlamda coğrafi konumu, insan gücü ve düşük maliyetli istihdam imkanı sayesinde avantaj sağlayarak, doğunun batıya açılan kapısı haline gelebileceğini bildirerek, Türkiye'nin güçlü yerel pazarı sayesinde de kriz sonrası daha kolay ayakta kalan ülkeler arasında yer alabileceğini kaydetti.
- “İflasların önlenmesi için devletleştirmelere başvurulacaktır"
Keresteci, devletlerin kural ve cezaların daha caydırıcı olduğu sıkı bir ekonomi modeline geçeceğini, ekonomi yanında siyasette de ciddi değişikliklere yol açabilecek bu yaklaşımın toplum kültürü üzerinde etkili olacağını ifade etti.
Kriz sonrasında sosyalizm olmasa da “devlet kapitalizmine” dönüş olacağını öne süren Keresteci, iflasların önlenmesi için devletleştirmelere başvurulacağı öngörüsünde de bulundu.
Krizden olumsuz etkilenecek sektörlerin başında taşımacılığın geldiğini belirten Keresteci, biyoteknoloji alanında ve buna bağlı olarak tarım, gıda, ilaç gibi sektörlerde olumlu gelişmeler yaşanabileceğini bildirdi.
Her alanda e-ticaret ve dijital para kullanımının artacağı öngörüsünde bulunan Keresteci, firmaların bu ve benzeri olası değişimleri göz önüne alarak hızla adaptasyon çalışmalarına başlaması gerektiğini vurguladı.
- “Türkiye salgına tek ayak üstünde yakalandı”
Türkiye’nin 2018’in ikinci yarısında yaşanan kriz nedeniyle koronavirüs salgınına tek ayak üstünde yakalandığını belirten Keresteci, içinde bulunulan durumda faiz artırımının çözüm olmayacağını, asıl amacın reel sektörün yüzdürülmesi olması gerektiğini kaydetti.
Keresteci, “Kovid-19 krizi bittiğinde dünya değişmiş olacak. Bu değişiklik radikal olmasa da önemli bir boyutta olacak. Ekonomik ve kültürel anlamda yeni bir dünya düzeni kurulurken firmaların bu duruma bir an önce adapte olması gerekecek.” değerlendirmesinde bulundu.