Filistinli Ve Arap Entelektüellerden İsrail'in Eleştirilmesinin Antisemitizm Sayılmasına Tepki

Filistinli ve Arap entelektüeller, İsrail devletinin eleştirilmesinin antisemitizm (Yahudi karşıtlığı) sayılmasına ve antisemitizm tanımının Filistin'in haklarını savunanları susturmak için bir araç olarak kullanılmasına karşı çıktı.

Filistinli ve Arap 122 gazeteci, akademisyen ve entelektüel yayımladığı ortak bir bildiride Uluslararası Holokost Anma İttifakı'nın (IHRA), antisemitizm tanımına tepki gösterdi.

Guardian gazetesinde yayımlanan bildiride, IHRA'nın antisemitizm tanımıyla, İsrail devletinin tüm Yahudilerin kendi kaderini tayin hakkını temsil ettiğini varsayarak Yahudilik ile Siyonizm'i birleştirmeye çalıştığı belirtildi.

Bildiride IHRA'nın antisemitizm tanımına itiraz edilerek, "Antisemitizme karşı mücadele, Filistinlilerin haklarının ve topraklarının işgaline karşı yürütülen mücadeleyi gayri meşrulaştırmak için bir oyuna dönüştürülmemelidir." denildi.

IHRA'nın antisemitizm ile siyonizmi birleştirerek İsrail devletinin eylemlerinin tartışılmasını engellemeye çalıştığının kaydedildiği bildiride, İsrail devletini ırkçı olarak gören herkese karşı antisemitizm suçlaması yapılmasının, İsrail'in ne yaparsa yapsın "cezadan muaf tutulacağı" anlamına geleceği ve bunun temel adalete, insan hakları ile uluslararası hukukun temel normlarına aykırı olduğu vurgulandı.

Bildiride, antisemitizmle mücadelenin uluslararası hukuk ve insan hakları çerçevesinde tanımlanması gerektiğine işaret edilerek, "Bu İslamofobi, Filistin ve Arap düşmanlığı gibi her türlü ırkçılık ve yabancı düşmanlığına karşı mücadelenin bir parçası olmalıdır. Bu mücadelenin amacı, tüm ezilen grupların özgürlüğünü garanti etmek olmalıdır. Antisemitizm, baskıcı ve yağmacı bir devletin savunmasına yönelik geliştirildiğinde derinden bozulur." ifadeleri kullanıldı.

Bildiride, şunlar kaydedildi:

"Kendi kaderini tayin hakkı, başka bir toplumu köklerinden koparma ve onların topraklarına geri dönmelerini engelleme hakkını ya da devlet içinde demografik çoğunluğu sağlamanın bir yoluna başvurmayı içermez. Filistinlilerin kendilerinin, ebeveynlerinin, büyükanne ve büyükbabalarının sınır dışı edildikleri topraklara geri dönme talepleri antisemitik olarak yorumlanamaz. Böyle bir talebin İsraillileri endişeye sürüklemesi, bunun ne haksız ne de antisemitik olduğunu kanıtlar. Bu 1948 tarihli 194 sayılı Birleşmiş Milletler Genel Kurul kararında temsil edildiği şekliyle uluslararası hukuk tarafından tanınan bir haktır."

Kaynak: AA