Anaokulunda İnanılması Güç Görüntü
Bilecik’te özel bir anaokulunda çekilen fotoğrafta, dil ve konuşma gecikmesi rahatsızlığı bulunan kardeş ikiz öğrencinin sandalyeye bağlanması ve bu öğrencilerden birinin sandalye ile yarı çıplak yere düşmesi yer alırken, öğrencilerin ailesi bu durumu öğrendikten sonra suç duyurusunda bulundu.
Bilecik eğitim veren özel bir anaokulunda çekilmiş bir fotoğraf karesinde yer alan şok görüntüler kentti karıştırırken, aile kurumdan şikayetçi oldu. Konu hakkında açıklama yapan 3 buçuk yaşındaki ikizler A.T. ve T.T.’nin annesi İnci T., çocuklarının 29 haftalık dünyaya geldiğini bu yüzden dilde ve konuşmada gecikme yaşadıklarını söyledi.
O zaman aylarca ölüm kalım mücadelesi veren çocuklarının gördüğü bu eziyet karşısında şok olduklarını anlatan İnci T. "Ankara’da yıllarca emek vererek kurduğum düzeni, Gazi Üniversitesi’ndeki kadromu tereddüt ermeden sırf Eskişehir’de daha iyi özel eğitim ve dil terapisi alabilsinler diye ardıma bakmadan geride bırakıp Bilecik’e geldim. Tüm attığımız adımlar ve mücadelemiz onlar bir önce yaşıtlarını yakalayabilsinler diyeydi. Yüzüme gülümseyerek bakması yeterli evet, kalplerinin atıyor olması bile yeterli ama 3 buçuk yaşına gelmelerine rağmen hala duyamadığım o anne kelimesi içindi her şey. Gelişimsel dil ve konuşma gecikmesi teşhisi ile arayı kapatmaya çalıştığımız, bunun için her hafta en az 2-3 kez eğitim için Eskişehir’e gittiğimiz bu kritik sürecimizde, güvenerek verdiğimiz ve akademik bir eğitim beklentimiz olmasa da en azından sevildikleri ve güvende oldukları bir ortamda olduklarını düşündüğümüz kreşlerinde aylardır bir hayvana bile yapılmaması gereken şekilde çocuklarımızın sandalyeye bağlandıklarını, diğer serbest arkadaşlarının arasında tek bağlı kendi oldukları için kendilerini çözmek için çırpındıklarını, sandalyeden devrildiklerini ve yerlerde çırpındıklarını, özellikle yemek yerken bağlandıklarında sinirlenip tabaklarını döktüklerinde yeniden yemek vermek yerine kuru ekmek verdiklerini ve diğer birçok şeyi çok, çok geç öğrendik. İnsan hiç kendi başına gelmez sanıyormuş. Oğullarım küvezde kendilerinden on kat büyük kateterlerin, damar yollarının içinde yaşam mücadelesi verirken ses çıkarmadan ağladıklarında, yanaklarında kurumuş kalmış olan gözyaşı tuzlarını içime kan ağlayarak sildim ben. İçimden onlara şu sözü verdim. Nefes aldığım sürece ağlamanıza hiç izin vermeyeceğim. Sözümü tutamadım. Ama o her çırpışlarınızın, akıttığınız her bir gözyaşının hesabını soracağım" dedi.
"Bu çocuklar melek, ya nasıl kıydınız nasıl yapabildiniz bunu"
Baba Oktay T. ise; "Güvenip çocuklarımızı emanet ettiğimiz bu kurumda yaşanan olaylar bizleri şok etti. Meğer çocuklarımızı ekle sandalyeye bağlayıp sözlü olarak azarlıyorlarmış ve daha neler neler. Bu çocuklar melek ya nasıl kıydınız nasıl yapabildiniz bunu. Ben bu konunun adli olarak takipçisi olacağım ve bütün dostlarımızdan da desteklerini bekliyoruz. Sizde çocuklarınıza güvenin eğer ki bu kurumlara gönderiyorsanız çocukların huzursuzluklarından şüphelenin" dedi.
"Her çocuğa 4 yıldır özen ve imtina ile eğitim ortamı sağlanmaktadır"
Kurumun sosyal medya hesaplarından yapılan açıklamada ise, "Kimin çektiği belli olmayan fotoğraflarla, kurumumuza sosyal medya üzerinden karalama kampanyası yapılmaya çalışılmaktadır. Sosyal medya üzerinden yayınlanan fotoğraf ve ilgili yazılara bakarak karalama yapanlar hakkında suç duyurusunda bulunulmuştur ve mesnetsiz bu sürece dâhil olan her kişi hakkında da bulunulacaktır. Olaya konu olan fotoğraf yaklaşık bir ay önce çekilip WhatsApp grubundan gizli olarak çektirdiğini bildiren çocukların velisi bu kadar süre bekleyerek iddia ettiği üzere çocuklarını bağlayan kişiden değil de okulumuzdan şikâyetçi olarak amacının okulu kapattırmak olduğunu belirtmektedir. Bu durumu çirkin bir boyuta getirmek için kurgulayan veli stajyer olarak kurumumuza yerleştirilmiş kişilerle fotoğrafın çekilmesi sağlandığı kanısındayız. Olay aydınlatıldığında fotoğrafı çeken kişinin bağlama olayını gerçekleştiren kişi olduğu ortaya çıkacak olup, kendilerinden kurumumuza karşı yapılan komplo sonucunda uğradığı zararın tazmini için gerekli işlemler yapılacaktır. Okulumuzda çocuklarınız çocuklarımızdır düsturuyla her çocuğa 4 yıldır özen ve imtinaıyla eğitim ortamı sağlanmaktadır "denildi.
Kaynak: İHA
O zaman aylarca ölüm kalım mücadelesi veren çocuklarının gördüğü bu eziyet karşısında şok olduklarını anlatan İnci T. "Ankara’da yıllarca emek vererek kurduğum düzeni, Gazi Üniversitesi’ndeki kadromu tereddüt ermeden sırf Eskişehir’de daha iyi özel eğitim ve dil terapisi alabilsinler diye ardıma bakmadan geride bırakıp Bilecik’e geldim. Tüm attığımız adımlar ve mücadelemiz onlar bir önce yaşıtlarını yakalayabilsinler diyeydi. Yüzüme gülümseyerek bakması yeterli evet, kalplerinin atıyor olması bile yeterli ama 3 buçuk yaşına gelmelerine rağmen hala duyamadığım o anne kelimesi içindi her şey. Gelişimsel dil ve konuşma gecikmesi teşhisi ile arayı kapatmaya çalıştığımız, bunun için her hafta en az 2-3 kez eğitim için Eskişehir’e gittiğimiz bu kritik sürecimizde, güvenerek verdiğimiz ve akademik bir eğitim beklentimiz olmasa da en azından sevildikleri ve güvende oldukları bir ortamda olduklarını düşündüğümüz kreşlerinde aylardır bir hayvana bile yapılmaması gereken şekilde çocuklarımızın sandalyeye bağlandıklarını, diğer serbest arkadaşlarının arasında tek bağlı kendi oldukları için kendilerini çözmek için çırpındıklarını, sandalyeden devrildiklerini ve yerlerde çırpındıklarını, özellikle yemek yerken bağlandıklarında sinirlenip tabaklarını döktüklerinde yeniden yemek vermek yerine kuru ekmek verdiklerini ve diğer birçok şeyi çok, çok geç öğrendik. İnsan hiç kendi başına gelmez sanıyormuş. Oğullarım küvezde kendilerinden on kat büyük kateterlerin, damar yollarının içinde yaşam mücadelesi verirken ses çıkarmadan ağladıklarında, yanaklarında kurumuş kalmış olan gözyaşı tuzlarını içime kan ağlayarak sildim ben. İçimden onlara şu sözü verdim. Nefes aldığım sürece ağlamanıza hiç izin vermeyeceğim. Sözümü tutamadım. Ama o her çırpışlarınızın, akıttığınız her bir gözyaşının hesabını soracağım" dedi.
"Bu çocuklar melek, ya nasıl kıydınız nasıl yapabildiniz bunu"
Baba Oktay T. ise; "Güvenip çocuklarımızı emanet ettiğimiz bu kurumda yaşanan olaylar bizleri şok etti. Meğer çocuklarımızı ekle sandalyeye bağlayıp sözlü olarak azarlıyorlarmış ve daha neler neler. Bu çocuklar melek ya nasıl kıydınız nasıl yapabildiniz bunu. Ben bu konunun adli olarak takipçisi olacağım ve bütün dostlarımızdan da desteklerini bekliyoruz. Sizde çocuklarınıza güvenin eğer ki bu kurumlara gönderiyorsanız çocukların huzursuzluklarından şüphelenin" dedi.
"Her çocuğa 4 yıldır özen ve imtina ile eğitim ortamı sağlanmaktadır"
Kurumun sosyal medya hesaplarından yapılan açıklamada ise, "Kimin çektiği belli olmayan fotoğraflarla, kurumumuza sosyal medya üzerinden karalama kampanyası yapılmaya çalışılmaktadır. Sosyal medya üzerinden yayınlanan fotoğraf ve ilgili yazılara bakarak karalama yapanlar hakkında suç duyurusunda bulunulmuştur ve mesnetsiz bu sürece dâhil olan her kişi hakkında da bulunulacaktır. Olaya konu olan fotoğraf yaklaşık bir ay önce çekilip WhatsApp grubundan gizli olarak çektirdiğini bildiren çocukların velisi bu kadar süre bekleyerek iddia ettiği üzere çocuklarını bağlayan kişiden değil de okulumuzdan şikâyetçi olarak amacının okulu kapattırmak olduğunu belirtmektedir. Bu durumu çirkin bir boyuta getirmek için kurgulayan veli stajyer olarak kurumumuza yerleştirilmiş kişilerle fotoğrafın çekilmesi sağlandığı kanısındayız. Olay aydınlatıldığında fotoğrafı çeken kişinin bağlama olayını gerçekleştiren kişi olduğu ortaya çıkacak olup, kendilerinden kurumumuza karşı yapılan komplo sonucunda uğradığı zararın tazmini için gerekli işlemler yapılacaktır. Okulumuzda çocuklarınız çocuklarımızdır düsturuyla her çocuğa 4 yıldır özen ve imtinaıyla eğitim ortamı sağlanmaktadır "denildi.