(Özel) Bu Meslek 'Maneviyat, Cesaret Ve Güç' İstiyor
Eskişehir Şehit Hastanesi’nde her gün çok sayıda cenazeyi yıkayan gassallardan Hamza Özken bu mesleğin cesaret, güç, kuvvet istediğini belirterek, "Bu mesleği herkes yapamaz" diye belirtti.
Eskişehir’in en büyük sağlık kurumu olan Şehir Hastanesi’nde hayatını kaybeden veya başka yerlerden getirilen cenazeler, dini vecibeler yerine getirilerek yıkanıp kefenleniyor ve yakınlarına teslim ediliyor. Yapılması en zor mesleklerden biri olan gassallık, artık gençler tarafından pek de tercih edilmiyor. Manevi tarafı güçlü olan kişilerin yapabileceği bu önemli görevde çalışan gassallar, cenaze yakınları kadar hayatını kaybedenler için üzüntü duyuyor.
Eskişehir Şehir Hastanesi’nde görevli 2 erkek, 1 kadın gassallar arasında bulunan ve aynı zamanda hastane mescidinde imam-hatiplik yaşan Hamza Özkan, cenazeleri yıkarken yakınları gibi üzüldüklerini söyledi.
Günde 8-10 tane cenaze yıkadıklarını söyleyen Özkan, “Cenaze bize geldiğinde önce kayıt işlemlerini yapıyoruz. Sonra dolaba alıyoruz ve hangi dolaba aldıysak üzerine numara yazıyoruz, ölünün adını soyadını yazıyoruz. Ardından bizlere ölüm belgeler geliyor. Bu belgeleri cenaze yakınlarına imzalattırıyoruz. Yakınlarına cenazelerini ne zaman yıkatmak istediklerini soruyoruz ve ona göre de cenazeleri yıkıyoruz. Bu mesleği herkes yapamaz. Günde ortalama 8 ilâ 15 arasında cenaze yıkıyoruz” ifadelerini kullandı.
“Cesaret, güç, kuvvet isteyen bir iş”
Gassallığın her insanın yapabileceği bir iş olmadığını, ama mesleğini sevdiğini belirten Özkan, “Cesaret, güç, kuvvet isteyen bu mesleğe herkes ılımlı bakamıyor, ama ben işimi severek yapıyorum. Bu işi genç arkadaşlara önerebilirim. Güzel bir iş, maneviyatı var ve sürekli ölümü hatırlıyorsun. Mesela genç birisi vefat ettiğinde sen de onunla beraber üzülüyorsun. Vefat eden kişinin yakınları ağlıyor, sen de onlarla beraber ağlıyorsun. 80-100 yaşında amcalarımız, teyzelerimiz vefat ediyor ve yakınları bekliyorduk diyebiliyor. Ölüm bazen gerçekten bir nimet olabiliyor. Üzülüyoruz, yeri geliyor duamızı ediyoruz. Avusturalya’dan bir cenaze gelmişti o cenazeyi unutamıyorum. Orada vefat edeli yaklaşık 20 gün olmuş. Getirdiler bizde cenazeyi teneşire koyduk. Hocam bunu yıkayalım dediler. Cenazeye baktığımda yıkanacak bir vaziyette olmadığını gördüm. O şekilde kefenledik, üzerine su döktük. Böyle unutamadığım bir anım olmuştu” dedi.
Kaynak: İHA
Eskişehir Şehir Hastanesi’nde görevli 2 erkek, 1 kadın gassallar arasında bulunan ve aynı zamanda hastane mescidinde imam-hatiplik yaşan Hamza Özkan, cenazeleri yıkarken yakınları gibi üzüldüklerini söyledi.
Günde 8-10 tane cenaze yıkadıklarını söyleyen Özkan, “Cenaze bize geldiğinde önce kayıt işlemlerini yapıyoruz. Sonra dolaba alıyoruz ve hangi dolaba aldıysak üzerine numara yazıyoruz, ölünün adını soyadını yazıyoruz. Ardından bizlere ölüm belgeler geliyor. Bu belgeleri cenaze yakınlarına imzalattırıyoruz. Yakınlarına cenazelerini ne zaman yıkatmak istediklerini soruyoruz ve ona göre de cenazeleri yıkıyoruz. Bu mesleği herkes yapamaz. Günde ortalama 8 ilâ 15 arasında cenaze yıkıyoruz” ifadelerini kullandı.
“Cesaret, güç, kuvvet isteyen bir iş”
Gassallığın her insanın yapabileceği bir iş olmadığını, ama mesleğini sevdiğini belirten Özkan, “Cesaret, güç, kuvvet isteyen bu mesleğe herkes ılımlı bakamıyor, ama ben işimi severek yapıyorum. Bu işi genç arkadaşlara önerebilirim. Güzel bir iş, maneviyatı var ve sürekli ölümü hatırlıyorsun. Mesela genç birisi vefat ettiğinde sen de onunla beraber üzülüyorsun. Vefat eden kişinin yakınları ağlıyor, sen de onlarla beraber ağlıyorsun. 80-100 yaşında amcalarımız, teyzelerimiz vefat ediyor ve yakınları bekliyorduk diyebiliyor. Ölüm bazen gerçekten bir nimet olabiliyor. Üzülüyoruz, yeri geliyor duamızı ediyoruz. Avusturalya’dan bir cenaze gelmişti o cenazeyi unutamıyorum. Orada vefat edeli yaklaşık 20 gün olmuş. Getirdiler bizde cenazeyi teneşire koyduk. Hocam bunu yıkayalım dediler. Cenazeye baktığımda yıkanacak bir vaziyette olmadığını gördüm. O şekilde kefenledik, üzerine su döktük. Böyle unutamadığım bir anım olmuştu” dedi.