Bakan Kasapoğlu 11. Büyükelçiler Konferansı'na Katıldı
Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu, 11. Büyükelçiler Konferansı’nda yaptığı konuşmada, “Spor, aynı zamanda, bölgesel ve küresel düzeyde kendimizi, kendi hikâyemizi anlatmamıza, kendimizi tanıtmamıza imkân veren büyük bir potansiyeldir” dedi.
Ankara’da düzenlenen 11. Büyükelçiler Konferansı’na katılan Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu, yaptığı konuşmada spor, sağlık ve turizmin Türkiye adına çok önemli faaliyetlerden olduğunu, her üç alanda da insanlığın, barış ve esenliğini esas alan bölgesel ve küresel hedefler bakımından çok önemli fırsatlar sunduğunu, bu fırsatları birer imkana dönüştürmek için anlamlı ve bütüncül yeni bir plan çerçevesinde hedeflerini daha ileri seviyelere taşımak istediklerini söyledi.
"Spor, aynı zamanda, bölgesel ve küresel düzeyde kendimizi, kendi hikâyemizi anlatmamıza, kendimizi tanıtmamıza imkân veren büyük bir potansiyeldir"
Türkiye’nin, kendi bölgesinde spor alanındaki büyük tesisleşme atılımıyla, gösterdiği büyük gelişimle ve yetiştirdiği başarılı sporcularıyla öncü bir ülke olduğunu söyleyen Bakan Kasapoğlu, “Bu tabloya bakarak, yakın gelecekte spor turizminin; kapsamı, etki alanı ve etki gücü bağlamında, ülkemize büyük ekonomik, sosyolojik ve kültürel etkileri olacağını söylemek yanlış olmayacaktır. Sporu sportif çerçeve içinde kalan sınırlı bir faaliyet olarak görmüyoruz, spor bizim için çok boyutlu etkileriyle bir sosyal meseledir, bir toplumsal meseledir. Spor, aynı zamanda, bölgesel ve küresel düzeyde kendimizi, kendi hikâyemizi anlatmamıza, kendimizi tanıtmamıza imkân veren büyük bir potansiyeldir. Toplumları, kültürleri, inançları birbirine yakınlaştıran ve kaynaştıran bir insani diplomasi faaliyetidir. Bu etki alanı ve gücüyle, Türkiye’nin, spor olgusunu kamu diplomasisinin stratejik bir alanı olarak etkili bir şekilde kullanması gerektiğine inanıyoruz” ifadelerini kullandı.
Sporun gücünü kullanarak, başta bölgemizdeki ülkeler olmak üzere, bütün toplumlarla, ilişkileri geliştirme yönünde sağlam adımlar atmayı hedeflediklerini belirten Bakan Kasapoğlu, şöyle konuştu:
“Nitekim Gençlik ve Spor Bakanlığı olarak, uluslararası spor politikamızı bu düzlemde ve bu ilkeler çerçevesinde yürütmekteyiz. Bugünün dünyasında, geçmişin ‘devletten devlete’ şeklinde yürütülen geleneksel diplomasisi, yerini ‘devletten topluma’ veya ‘toplumdan topluma’ şeklinde işleyen daha efektif ve insanı merkeze koyan bir anlayışa bırakmış bulunuyor. Küresel dünyada, bugün artık devletler attıkları adımları etkin bir Halkla İlişkiler yaklaşımıyla planlıyor. Bu bağlamda spor ve spor diplomasisini çok önemli bir yumuşak güç olarak değerlendirmeli ve ülke olarak adımlarımızı bu anlayışla atmalıyız. Spor diplomasisi sayesinde bir ülkenin yetiştirdiği sporcudan antrenörüne, hakeminden uluslararası spor teşkilatlarında görev alan temsilcilerine kadar bütün, uluslararası alanda sahneye çıkmaktadır. Bunlar aynı zamanda ülkenin, kültürünü, gücünü, insan profilini, toplumsal iletişim biçimini de temsil etmektedirler.”
"1950 yılında küresel turizm sektöründen elde edilen 2 milyar dolarlık gelir, 2018 yılı sonu itibariyle 1,5 trilyon dolara ulaşmış durumda"
Günümüzde sportif amaçlı seyahatlerin her yaştan insanı cezbederek dünya turizminin önemli bir parçası haline geldiğine şahit olduklarını aktaran Bakan Kasapoğlu, “Turizm sektörü göstergelerine baktığımız zaman bu gerçek, bariz biçimde kendini gösteriyor. 1950 yılında küresel turizm sektöründen elde edilen 2 milyar dolarlık gelir, 2018 yılı sonu itibariyle 1,5 trilyon dolara ulaşmış durumda. Uluslararası turist hareketliliğinin 25 milyon kişiden, 1,4 milyar kişi seviyesine yükselmiş bulunuyor. Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü tarafından yayımlanan bir raporda, dünya genelinde 2016 yılında uluslararası seyahat ve turizm gelirlerinin yüzde 10’unun spor turizminden kaynaklandığı belirtiliyor. Bazı destinasyonlarda spor turizminin, turizm sektörü içindeki payının yüzde 25 olduğu ve hatta bu oranın Avustralya ve Yeni Zelanda gibi ülkelerde yüzde 55 seviyelerine ulaştığı ifade ediliyor. Dünyada küresel turizmin yıllık büyüme oranı yüzde 4-5 seviyelerinde seyrederken, spor turizminin yıllık büyüme oranı yaklaşık yüzde 14 civarında, bugün, küresel ihracatın yüzde 7’si, hizmet ihracatının ise yüzde 30’u turizmden kaynaklanıyor ve turizm sektörü, dünya çapında her 11 kişiden 1’ine iş olanağı sağlıyor” şeklinde konuştu.
"Spor endüstrisinin toplam büyüklüğünün dünyada 600 milyar dolara yaklaştığı tahmin ediliyor"
Spor endüstrisinin küresel bir olgu olarak bütün dünyaya yayıldığını, ekonomik hacmi, sosyolojik etkileri ve kültürel sonuçlarıyla önemini kanıtlamış bir endüstri olduğunu hatırlatan Bakan Kasapoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Spor endüstrisinin toplam büyüklüğünün dünyada 600 milyar dolara yaklaştığı tahmin ediliyor. Peki, Türkiye’ye baktığımız zaman durum nedir? Türkiye, coğrafi yapısı ve iklim özelliklerinden dolayı spor turizmi potansiyeli çok yüksek bir ülke. Bütün geleneksel ve ekstrem spor branşları için aranan her türlü imkana sahip bir ülke, Bu kadar mı? Hayır, Türkiye’de bundan çok daha fazlası var. Türkiye, büyük profesyonel sporcu kitlelerinin bulunduğu Avrupa ülkelerine yakınlığı, kaliteli ve uygun konaklama imkanlarıyla spor turizminin en önemli iki bileşenini de içinde barındırıyor. Yapılması gereken şey, ülkemize gelen sporcuların ve takımların çalışmalarını dünya standartlarına uygun bir şekilde yapabilecekleri spor tesislerinin inşasıdır. Ama yapmamız gereken bir şey daha var. Doğrudan ve sürekliliği temel alan bir iletişim stratejisinin geliştirilmesi ve bu doğrultuda güçlü tanıtım kampanyalarıyla ülkemizin spor turizmi olanaklarının dünyaya daha etkili şekilde tanıtılması gerekiyor. Ülkemizin zengin potansiyeline rağmen, bugün Türkiye’de spor turizminin gelişimini incelediğimizde, maalesef sadece futbol ve golf sporunun ön planda olduğu görülüyor. İletişim ve iş birliğinin güçlenmesi için çalışmalarımız devam ediyor. Bakanlık olarak spor turizmindeki yaklaşımımızı kısaca; ürün çeşitliliğini artırıp Türkiye’nin belli spor dalları için ilk akla gelen destinasyon olmasını sağlamak şeklinde özetleyebiliriz."
Kaynak: İHA
"Spor, aynı zamanda, bölgesel ve küresel düzeyde kendimizi, kendi hikâyemizi anlatmamıza, kendimizi tanıtmamıza imkân veren büyük bir potansiyeldir"
Türkiye’nin, kendi bölgesinde spor alanındaki büyük tesisleşme atılımıyla, gösterdiği büyük gelişimle ve yetiştirdiği başarılı sporcularıyla öncü bir ülke olduğunu söyleyen Bakan Kasapoğlu, “Bu tabloya bakarak, yakın gelecekte spor turizminin; kapsamı, etki alanı ve etki gücü bağlamında, ülkemize büyük ekonomik, sosyolojik ve kültürel etkileri olacağını söylemek yanlış olmayacaktır. Sporu sportif çerçeve içinde kalan sınırlı bir faaliyet olarak görmüyoruz, spor bizim için çok boyutlu etkileriyle bir sosyal meseledir, bir toplumsal meseledir. Spor, aynı zamanda, bölgesel ve küresel düzeyde kendimizi, kendi hikâyemizi anlatmamıza, kendimizi tanıtmamıza imkân veren büyük bir potansiyeldir. Toplumları, kültürleri, inançları birbirine yakınlaştıran ve kaynaştıran bir insani diplomasi faaliyetidir. Bu etki alanı ve gücüyle, Türkiye’nin, spor olgusunu kamu diplomasisinin stratejik bir alanı olarak etkili bir şekilde kullanması gerektiğine inanıyoruz” ifadelerini kullandı.
Sporun gücünü kullanarak, başta bölgemizdeki ülkeler olmak üzere, bütün toplumlarla, ilişkileri geliştirme yönünde sağlam adımlar atmayı hedeflediklerini belirten Bakan Kasapoğlu, şöyle konuştu:
“Nitekim Gençlik ve Spor Bakanlığı olarak, uluslararası spor politikamızı bu düzlemde ve bu ilkeler çerçevesinde yürütmekteyiz. Bugünün dünyasında, geçmişin ‘devletten devlete’ şeklinde yürütülen geleneksel diplomasisi, yerini ‘devletten topluma’ veya ‘toplumdan topluma’ şeklinde işleyen daha efektif ve insanı merkeze koyan bir anlayışa bırakmış bulunuyor. Küresel dünyada, bugün artık devletler attıkları adımları etkin bir Halkla İlişkiler yaklaşımıyla planlıyor. Bu bağlamda spor ve spor diplomasisini çok önemli bir yumuşak güç olarak değerlendirmeli ve ülke olarak adımlarımızı bu anlayışla atmalıyız. Spor diplomasisi sayesinde bir ülkenin yetiştirdiği sporcudan antrenörüne, hakeminden uluslararası spor teşkilatlarında görev alan temsilcilerine kadar bütün, uluslararası alanda sahneye çıkmaktadır. Bunlar aynı zamanda ülkenin, kültürünü, gücünü, insan profilini, toplumsal iletişim biçimini de temsil etmektedirler.”
"1950 yılında küresel turizm sektöründen elde edilen 2 milyar dolarlık gelir, 2018 yılı sonu itibariyle 1,5 trilyon dolara ulaşmış durumda"
Günümüzde sportif amaçlı seyahatlerin her yaştan insanı cezbederek dünya turizminin önemli bir parçası haline geldiğine şahit olduklarını aktaran Bakan Kasapoğlu, “Turizm sektörü göstergelerine baktığımız zaman bu gerçek, bariz biçimde kendini gösteriyor. 1950 yılında küresel turizm sektöründen elde edilen 2 milyar dolarlık gelir, 2018 yılı sonu itibariyle 1,5 trilyon dolara ulaşmış durumda. Uluslararası turist hareketliliğinin 25 milyon kişiden, 1,4 milyar kişi seviyesine yükselmiş bulunuyor. Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü tarafından yayımlanan bir raporda, dünya genelinde 2016 yılında uluslararası seyahat ve turizm gelirlerinin yüzde 10’unun spor turizminden kaynaklandığı belirtiliyor. Bazı destinasyonlarda spor turizminin, turizm sektörü içindeki payının yüzde 25 olduğu ve hatta bu oranın Avustralya ve Yeni Zelanda gibi ülkelerde yüzde 55 seviyelerine ulaştığı ifade ediliyor. Dünyada küresel turizmin yıllık büyüme oranı yüzde 4-5 seviyelerinde seyrederken, spor turizminin yıllık büyüme oranı yaklaşık yüzde 14 civarında, bugün, küresel ihracatın yüzde 7’si, hizmet ihracatının ise yüzde 30’u turizmden kaynaklanıyor ve turizm sektörü, dünya çapında her 11 kişiden 1’ine iş olanağı sağlıyor” şeklinde konuştu.
"Spor endüstrisinin toplam büyüklüğünün dünyada 600 milyar dolara yaklaştığı tahmin ediliyor"
Spor endüstrisinin küresel bir olgu olarak bütün dünyaya yayıldığını, ekonomik hacmi, sosyolojik etkileri ve kültürel sonuçlarıyla önemini kanıtlamış bir endüstri olduğunu hatırlatan Bakan Kasapoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Spor endüstrisinin toplam büyüklüğünün dünyada 600 milyar dolara yaklaştığı tahmin ediliyor. Peki, Türkiye’ye baktığımız zaman durum nedir? Türkiye, coğrafi yapısı ve iklim özelliklerinden dolayı spor turizmi potansiyeli çok yüksek bir ülke. Bütün geleneksel ve ekstrem spor branşları için aranan her türlü imkana sahip bir ülke, Bu kadar mı? Hayır, Türkiye’de bundan çok daha fazlası var. Türkiye, büyük profesyonel sporcu kitlelerinin bulunduğu Avrupa ülkelerine yakınlığı, kaliteli ve uygun konaklama imkanlarıyla spor turizminin en önemli iki bileşenini de içinde barındırıyor. Yapılması gereken şey, ülkemize gelen sporcuların ve takımların çalışmalarını dünya standartlarına uygun bir şekilde yapabilecekleri spor tesislerinin inşasıdır. Ama yapmamız gereken bir şey daha var. Doğrudan ve sürekliliği temel alan bir iletişim stratejisinin geliştirilmesi ve bu doğrultuda güçlü tanıtım kampanyalarıyla ülkemizin spor turizmi olanaklarının dünyaya daha etkili şekilde tanıtılması gerekiyor. Ülkemizin zengin potansiyeline rağmen, bugün Türkiye’de spor turizminin gelişimini incelediğimizde, maalesef sadece futbol ve golf sporunun ön planda olduğu görülüyor. İletişim ve iş birliğinin güçlenmesi için çalışmalarımız devam ediyor. Bakanlık olarak spor turizmindeki yaklaşımımızı kısaca; ürün çeşitliliğini artırıp Türkiye’nin belli spor dalları için ilk akla gelen destinasyon olmasını sağlamak şeklinde özetleyebiliriz."