'20 Yıl Geçti Ama Halkımız Halen Gerektiği Kadar Önlem Almıyor'
AKUT Yönetim Kurulu Üyesi Murat Boz: '17 Ağustos depreminin üzerinden 20 yıl geçti ama halkımız depremler konusunda bilinçlendirilmeye çalışılsa da halen daha gerektiği kadar önlem almıyor ve afetler konusunda gerekli hazırlıkları yapmıyor' 'Depremden korkmamalıyız ama hem ailemizde hem mahallemizde hem de yaşadığımız bölgede depremle ilgili her türlü hazırlıkları yapmalıyız'.
YILDIZ AKTAŞ - Arama Kurtarma Derneği (AKUT) Yönetim Kurulu Üyesi ve Ankara Ekip Lideri Murat Boz, 17 Ağustos'taki Marmara Depremi'nin üzerinden 20 yıl geçtiğine işaret ederek, "Ama halkımız depremler konusunda bilinçlendirilmeye çalışılsa da halen daha gerektiği kadar önlem almıyor ve afetler konusunda gerekli hazırlıkları yapmıyor." dedi.
Boz, binlerce insanın ölümüne yol açan Marmara Depremi'nin 20. yılı dolayısıyla AA muhabirine yaptığı açıklamada, depremde AKUT'un yüzlerce kişinin hayatını kurtardığını ve sonrasında da arama kurtarma konusunda kamu ve sivil toplum kuruluşlarına öncülük ettiğini belirtti.
Türkiye'nin arama kurtarmada son yıllarda gelişme katettiğini vurgulayan Boz, "17 Ağustos depreminin üzerinden 20 yıl geçti ama halkımız depremler konusunda bilinçlendirilmeye çalışılsa da halen daha gerektiği kadar önlem almıyor ve afetler konusunda gerekli hazırlıkları yapmıyor; kendilerini, ailelerini, toplumu bilinçlendirmiyor." ifadelerini kullandı.
Boz, AKUT tarafından yaptırılan araştırmanın, vatandaşların olası bir afete ilişkin herhangi bir hazırlığı bulunmadığını ortaya koyduğunu söyledi.
Türkiye'de insanların yüzde 63'ünün depremden korktuğunu, bu korkuyu yangın, sel ve su taşkınlarının takip ettiğini belirten Boz, "Araştırma hala daha toplumumuzun yüzde 55'inin depremlere hazırlık için çalışma yapmadığını ve bu eksikliğini tamamlamaya çalışmadığını ortaya koyuyor." diye konuştu.
Boz, depremi yaşamayan insanların, bu doğal afetten gerçekten korkmadığını ve önlem almadığını vurguladı.
Depremin, öncesi, esnası ve sonrası olmak üzere üç evresi bulunduğunu ifade eden Boz, özellikle fay hattında yaşayanların neler yapılabileceğini bilmesi gerektiğini söyledi.
Vatandaşlara, deprem anında yapılması gerekenlere ilişkin sivil toplum kuruluşlarından eğitim almalarını ve hazırlık çantası bulundurmalarını öneren Boz, şunları kaydetti:
"Depremde, 'yat-korun-tutun' yaklaşımı var. Deprem anında, herhangi bir şekilde bulunduğunuz binadan dışarı çıkamazsınız. En doğrusu bulunduğunuz yerde, güvenli bir alanda yaşam üçgeni oluşturup büyük bir nesneye tutunarak depremin geçmesini beklemeniz çünkü deprem olduğu anda ayağa kalkıp gitmeniz mümkün olmayabilir. Küçük sarsıntıysa tamam ama 6 şiddetinde bir depremde bina içerisinde koşturmak ya da yürümek çok zordur. Bulunduğunuz noktadan asansöre gitmek ya da merdiven kullanmak kesinlikle çok tehlikelidir. Öncelikle depremin geçmesini beklemek gerekir, tutunacaksınız, korunacaksınız, yaşam üçgeninizi oluşturup ve hayati organlarınızı koruma altına aldıktan ve depremin durduğuna inandıktan sonra bulunduğunuz noktayı terk edeceksiniz. Bulunduğunuz binadan, en az bir buçuk kat uzakta bir noktaya gitmeniz gerekir ki herhangi bir yıkılma olduğunda size zarar vermesin. Elektrik direkleri veya ağaçların altında durmamamız gerekir. Deprem sonrasında ise binanızda herhangi bir zarar olup olmadığına dair bilirkişilerden rapor alıp, sonra binayla ilgili tedbir alınması gerekiyorsa da onu almalısınız."
Afet bilinçlendirme eğitimlerinin önemine işaret eden Boz, AKUT'un eğitimler verdiğinin altını çizdi.
AKUT'un İstanbul veya herhangi bir bölgede olabilecek depremle ilgili acil durum yönetimini oluşturduğunu aktaran Boz, "Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi'ndeki Prof. Haluk Özener'in de ifade ettiği gibi bölgede 7,2 şiddetinde bir deprem de yaşanabilir, tabii bunun gününü tahmin etmek zor ama önünde sonunda Kuzey Anadolu fay hattında böyle bir deprem yaşanacak. Bizler, depremden korkmamalıyız ama hem ailemizde hem mahallemizde hem de yaşadığımız bölgede depremle ilgili her türlü hazırlığı yapmalıyız." şeklinde konuştu.
Kaynak: AA
Boz, binlerce insanın ölümüne yol açan Marmara Depremi'nin 20. yılı dolayısıyla AA muhabirine yaptığı açıklamada, depremde AKUT'un yüzlerce kişinin hayatını kurtardığını ve sonrasında da arama kurtarma konusunda kamu ve sivil toplum kuruluşlarına öncülük ettiğini belirtti.
Türkiye'nin arama kurtarmada son yıllarda gelişme katettiğini vurgulayan Boz, "17 Ağustos depreminin üzerinden 20 yıl geçti ama halkımız depremler konusunda bilinçlendirilmeye çalışılsa da halen daha gerektiği kadar önlem almıyor ve afetler konusunda gerekli hazırlıkları yapmıyor; kendilerini, ailelerini, toplumu bilinçlendirmiyor." ifadelerini kullandı.
Boz, AKUT tarafından yaptırılan araştırmanın, vatandaşların olası bir afete ilişkin herhangi bir hazırlığı bulunmadığını ortaya koyduğunu söyledi.
Türkiye'de insanların yüzde 63'ünün depremden korktuğunu, bu korkuyu yangın, sel ve su taşkınlarının takip ettiğini belirten Boz, "Araştırma hala daha toplumumuzun yüzde 55'inin depremlere hazırlık için çalışma yapmadığını ve bu eksikliğini tamamlamaya çalışmadığını ortaya koyuyor." diye konuştu.
Boz, depremi yaşamayan insanların, bu doğal afetten gerçekten korkmadığını ve önlem almadığını vurguladı.
Depremin, öncesi, esnası ve sonrası olmak üzere üç evresi bulunduğunu ifade eden Boz, özellikle fay hattında yaşayanların neler yapılabileceğini bilmesi gerektiğini söyledi.
Vatandaşlara, deprem anında yapılması gerekenlere ilişkin sivil toplum kuruluşlarından eğitim almalarını ve hazırlık çantası bulundurmalarını öneren Boz, şunları kaydetti:
"Depremde, 'yat-korun-tutun' yaklaşımı var. Deprem anında, herhangi bir şekilde bulunduğunuz binadan dışarı çıkamazsınız. En doğrusu bulunduğunuz yerde, güvenli bir alanda yaşam üçgeni oluşturup büyük bir nesneye tutunarak depremin geçmesini beklemeniz çünkü deprem olduğu anda ayağa kalkıp gitmeniz mümkün olmayabilir. Küçük sarsıntıysa tamam ama 6 şiddetinde bir depremde bina içerisinde koşturmak ya da yürümek çok zordur. Bulunduğunuz noktadan asansöre gitmek ya da merdiven kullanmak kesinlikle çok tehlikelidir. Öncelikle depremin geçmesini beklemek gerekir, tutunacaksınız, korunacaksınız, yaşam üçgeninizi oluşturup ve hayati organlarınızı koruma altına aldıktan ve depremin durduğuna inandıktan sonra bulunduğunuz noktayı terk edeceksiniz. Bulunduğunuz binadan, en az bir buçuk kat uzakta bir noktaya gitmeniz gerekir ki herhangi bir yıkılma olduğunda size zarar vermesin. Elektrik direkleri veya ağaçların altında durmamamız gerekir. Deprem sonrasında ise binanızda herhangi bir zarar olup olmadığına dair bilirkişilerden rapor alıp, sonra binayla ilgili tedbir alınması gerekiyorsa da onu almalısınız."
Afet bilinçlendirme eğitimlerinin önemine işaret eden Boz, AKUT'un eğitimler verdiğinin altını çizdi.
AKUT'un İstanbul veya herhangi bir bölgede olabilecek depremle ilgili acil durum yönetimini oluşturduğunu aktaran Boz, "Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi'ndeki Prof. Haluk Özener'in de ifade ettiği gibi bölgede 7,2 şiddetinde bir deprem de yaşanabilir, tabii bunun gününü tahmin etmek zor ama önünde sonunda Kuzey Anadolu fay hattında böyle bir deprem yaşanacak. Bizler, depremden korkmamalıyız ama hem ailemizde hem mahallemizde hem de yaşadığımız bölgede depremle ilgili her türlü hazırlığı yapmalıyız." şeklinde konuştu.