150 Yıllık 'Ata' Tohumları İçin Harman Etkinliği
Tunceli’de bir gurubun girişimiyle yapılan araştırmada bulunun 150 yıllık "Karakılçık Buğdayı" tohumunun ekimi bir çiftçinin bahçesinde yapılarak çoğaltılması sağlandı. Harman etkiliği ile elde edilen tohumlar yöre halkına dağıtıldı.
Tunceli’nin Pülümür ilçesine bağlı Armağan köyünde çiftçi Ali Budak, Anka Dersim grubunun desteğiyle “Tohumdan Toprağa, Topraktan Sofraya Temiz Gıda, Ekolojik Yaşam” sloganı kapsamında 150 yıllık Karakılçık Buğdayı tohumu temin etti. Temin edilen tohumlar toprakla buluşturularak yeniden tohumları alınması için yetiştirildi. Tohumluk seviyeye gelen buğday için harman etkiliği yapıldı. Etkinliği katılanlar tırpan ve oraklarla biçtikleri buğdayı, patos makinesinden geçirerek tanelerine ayırdı. Daha sonra torbalara konulan buğdayın bir bölümü Alevi Dedesi Zeynel Batar’ın duası ile katılımcılara dağıtıldı.
"İsrail tohumlarından ikinci sene verim elde edemiyoruz"
1990’lı yıllara kadar köylerinde çiftçilik yaptıklarını ancak daha sonra göç etmek zorunda kaldıklarını anımsatan Ali Budak, “Bu göçle birlikte baba, dede tohumlarımızı kaybettik. 2003 yılında köylerimize geri dönüş yaptık. Anka Dersim oluşumuyla bu tohumları araştırdık. 150 yıllık Karakılçık tohumu bulduk. Bu tohum dedelerimizin bulgur yaptıkları tohumdur. Elde ettiğimiz tohumları çoğaltıp bütün yöre halkımıza ekmek ve biçmek isteyenlere dağıtıp yardımcı olacağız. İsrail tohumları geliyor. Bunlar GDO’ludur. Ekiyoruz ikinci sene verim elde edemiyoruz. Ancak bizim tohumlarımız bozulmadığı için her sene aynı verimi alabiliyoruz” dedi.
"Gluten oranı yüzde 1’in altında"
Karakılçık buğdayının yörenin en eski tohumlarından olduğunu ve yüksek rakımı sevdiğini belirten Grupta yer alan Eyüp Hanoğlu ise, “Gluten oranı yüzde birin altında ve en düşük olan buğday türüdür. Potasyum ve mineral değerleri yüksek olan ekmeklik güzel bir buğdaydır. Biz bu tohumu yine kendi arkadaşlarımız üzerinden temin ettik. Üç köyde bir ton karakılçık tohumu ektik. Bu sene de ilk hasadımızı yapıyoruz. Atalarımız, tohumların haktan geldiğini ve korunması gerektiğini savunurlardı. Biz de bu anlayışı ve inancı sürdürüyoruz. Hem çoğaltmaya hem de yaymaya çalışıyoruz. Köylülere tohumu dağıtıyoruz hasat zamanı tekrar geri alıyoruz. O kişiye başka birine dağıtması için şart koşuyoruz. Üretimin en başından sonuna kadar bir rızalık mekanizması işliyor. Önce toprağın rızalığını istiyoruz. Burada tarla sulayan, eken, traktörden ve yaşanan tüm iş gücünden rızalığı esas alıyoruz. Toprağı kirletmemeyi esas alan herkesle birlikte iş yapmak istiyoruz” şeklinde konuştu.
Sanatçıların da dinletileriyle katıldığı harman etkinliği, katılımcılara, asırlık buğdaydan yapılmış yöresel yemeklerin ikramıyla sona erdi.
Kaynak: İHA
"İsrail tohumlarından ikinci sene verim elde edemiyoruz"
1990’lı yıllara kadar köylerinde çiftçilik yaptıklarını ancak daha sonra göç etmek zorunda kaldıklarını anımsatan Ali Budak, “Bu göçle birlikte baba, dede tohumlarımızı kaybettik. 2003 yılında köylerimize geri dönüş yaptık. Anka Dersim oluşumuyla bu tohumları araştırdık. 150 yıllık Karakılçık tohumu bulduk. Bu tohum dedelerimizin bulgur yaptıkları tohumdur. Elde ettiğimiz tohumları çoğaltıp bütün yöre halkımıza ekmek ve biçmek isteyenlere dağıtıp yardımcı olacağız. İsrail tohumları geliyor. Bunlar GDO’ludur. Ekiyoruz ikinci sene verim elde edemiyoruz. Ancak bizim tohumlarımız bozulmadığı için her sene aynı verimi alabiliyoruz” dedi.
"Gluten oranı yüzde 1’in altında"
Karakılçık buğdayının yörenin en eski tohumlarından olduğunu ve yüksek rakımı sevdiğini belirten Grupta yer alan Eyüp Hanoğlu ise, “Gluten oranı yüzde birin altında ve en düşük olan buğday türüdür. Potasyum ve mineral değerleri yüksek olan ekmeklik güzel bir buğdaydır. Biz bu tohumu yine kendi arkadaşlarımız üzerinden temin ettik. Üç köyde bir ton karakılçık tohumu ektik. Bu sene de ilk hasadımızı yapıyoruz. Atalarımız, tohumların haktan geldiğini ve korunması gerektiğini savunurlardı. Biz de bu anlayışı ve inancı sürdürüyoruz. Hem çoğaltmaya hem de yaymaya çalışıyoruz. Köylülere tohumu dağıtıyoruz hasat zamanı tekrar geri alıyoruz. O kişiye başka birine dağıtması için şart koşuyoruz. Üretimin en başından sonuna kadar bir rızalık mekanizması işliyor. Önce toprağın rızalığını istiyoruz. Burada tarla sulayan, eken, traktörden ve yaşanan tüm iş gücünden rızalığı esas alıyoruz. Toprağı kirletmemeyi esas alan herkesle birlikte iş yapmak istiyoruz” şeklinde konuştu.
Sanatçıların da dinletileriyle katıldığı harman etkinliği, katılımcılara, asırlık buğdaydan yapılmış yöresel yemeklerin ikramıyla sona erdi.