İtalya'da Yüksek Hızlı Tren Tartışması
Yapımı uzun yıllardır devam eden Torino ile Lyon kentleri arasındaki yüksek hızlı tren tartışması İtalya'da yeniden gündeme geldi Başbakan Giuseppe Conte: 'Bu projeyi hayata geçirmemek daha pahalıya mal olabilir'.
İtalya'nın Torino kentiyle Fransa'nın Lyon kenti arasında yapımı yıllardır süren yeni yüksek hızlı tren hattına ilişkin tartışmalar, İtalya Başbakanı Giuseppe Conte'nin projeye yeşil ışık yakmasıyla yeniden alevlendi.
Torino ve Lyon arasındaki mesafeyi kısaltması planlanan ve yapımı yılan hikayesine dönen yeni yüksek hızlı tren hattı projesine ilişkin tartışmalar, ülke gündeminin ilk sırasına yerleşti.
Aşırı sağcı Lig Partisi ile düzen karşıtı 5 Yıldız Hareketi'nin (M5S) oluşturduğu koalisyon hükümetinin başındaki isim Başbakan Giuseppe Conte, daha önce "İtalya'ya hizmet ettiğini sanmıyorum." ifadelerini kullandığı proje hakkında yeni açıklamalarda bulundu.
Conte, sosyal medya hesabından, daha önceki görüşlerinin aksine koşulları yeniden değerlendirdiğini ve projenin yapılmasından yana olduğunu belirtti.
"Bu konuda farklı düşünen iki siyasi gücün desteklediği hükümeti temsil ediyorum. Bu oyunda çok fazla para var. Bunlar büyük dikkatle idare edilmesi gereken sizin paranız." ifadelerini kullanan Conte, projenin, Avrupa Birliği (AB) tarafından desteklendiğini ve bu desteğin yüzde 40'lardan yüzde 55'e yükseltilmesine sıcak baktığını kaydetti.
Conte, "Bu, İtalya için maliyeti düşürecektir. Bu projeyi hayata geçirmemek daha pahalıya mal olabilir." değerlendirmesinde bulundu.
Hükümetin, AB kaynaklarından mahrum kalmamak için cuma gününe kadar bir cevap vermek zorunda olduğunu aktaran Conte, projedeki AB desteğinin artmasıyla kendi kaynaklarından önemli tasarruf imkanı bulacaklarını da belirtti.
Conte, projeye başından beri karşı çıkan koalisyon ortağı M5S'i işaret ederek, bu projenin durdurulmasına yönelik tek taraflı kararı sadece parlamentonun alabileceğine dikkat çekti.
Conte'nin açıklamasını, projeyi başından beri destekleyen koalisyon ortağı Lig Partisi olumlu karşılarken, diğer koalisyon ortağı M5S ise karşı tavrını sürdürüyor.
- Proje karşıtlarından eylem duyurusu
Torino'nun M5S'li Belediye Başkanı Chiara Appendino, söz konusu projeye kendi seçim kampanyasının ilk gününden bu yana karşı olduğunu ancak belediye başkanı olarak bunu engelleyemediğini, M5S'in parlamentoda yüzde 51'e sahip olmadığı için de bir şey yapamadığını kaydetti.
"Yüksek Hızlı Trene Hayır" hareketinden (NO TAV), Conte'nin projeden yana tavır almasına karşı yapılan açıklamada da "Conte, bizim kararlılığımızı bilmediğini ortaya koydu." ifadesi kullanıldı.
Açıklamada, yüksek maliyeti nedeniyle projeye başta karşı çıkan Conte'nin tavrını, hükümeti ayakta tutmak için değiştirdiği ileri sürülürken, cumartesi günü Chiomonte şantiyesinde geniş katılımlı bir protesto düzenleneceği bildirildi.
İtalya ve Fransa'nın ortaklaşa yapımını üstlendiği Torino-Lyon arasındaki ulaşım süresini kısaltacak yeni hattaki 57 kilometrelik tünel tartışma konusu olmuştu.
Tünelin hem yüksek maliyetli olması hem de geçeceği güzergahta daha önce tespit edilen uranyum ve amyant kaynaklarının insan sağlığını olumsuz etkileyeceği iddiaları nedeniyle ülkede proje karşıtı kalabalık bir kesim bulunuyor.
Proje karşıtlarının 2011'de düzenlediği protestoların büyük bir kısmında şiddet olayları yaşanmıştı.
Kaynak: AA
Torino ve Lyon arasındaki mesafeyi kısaltması planlanan ve yapımı yılan hikayesine dönen yeni yüksek hızlı tren hattı projesine ilişkin tartışmalar, ülke gündeminin ilk sırasına yerleşti.
Aşırı sağcı Lig Partisi ile düzen karşıtı 5 Yıldız Hareketi'nin (M5S) oluşturduğu koalisyon hükümetinin başındaki isim Başbakan Giuseppe Conte, daha önce "İtalya'ya hizmet ettiğini sanmıyorum." ifadelerini kullandığı proje hakkında yeni açıklamalarda bulundu.
Conte, sosyal medya hesabından, daha önceki görüşlerinin aksine koşulları yeniden değerlendirdiğini ve projenin yapılmasından yana olduğunu belirtti.
"Bu konuda farklı düşünen iki siyasi gücün desteklediği hükümeti temsil ediyorum. Bu oyunda çok fazla para var. Bunlar büyük dikkatle idare edilmesi gereken sizin paranız." ifadelerini kullanan Conte, projenin, Avrupa Birliği (AB) tarafından desteklendiğini ve bu desteğin yüzde 40'lardan yüzde 55'e yükseltilmesine sıcak baktığını kaydetti.
Conte, "Bu, İtalya için maliyeti düşürecektir. Bu projeyi hayata geçirmemek daha pahalıya mal olabilir." değerlendirmesinde bulundu.
Hükümetin, AB kaynaklarından mahrum kalmamak için cuma gününe kadar bir cevap vermek zorunda olduğunu aktaran Conte, projedeki AB desteğinin artmasıyla kendi kaynaklarından önemli tasarruf imkanı bulacaklarını da belirtti.
Conte, projeye başından beri karşı çıkan koalisyon ortağı M5S'i işaret ederek, bu projenin durdurulmasına yönelik tek taraflı kararı sadece parlamentonun alabileceğine dikkat çekti.
Conte'nin açıklamasını, projeyi başından beri destekleyen koalisyon ortağı Lig Partisi olumlu karşılarken, diğer koalisyon ortağı M5S ise karşı tavrını sürdürüyor.
- Proje karşıtlarından eylem duyurusu
Torino'nun M5S'li Belediye Başkanı Chiara Appendino, söz konusu projeye kendi seçim kampanyasının ilk gününden bu yana karşı olduğunu ancak belediye başkanı olarak bunu engelleyemediğini, M5S'in parlamentoda yüzde 51'e sahip olmadığı için de bir şey yapamadığını kaydetti.
"Yüksek Hızlı Trene Hayır" hareketinden (NO TAV), Conte'nin projeden yana tavır almasına karşı yapılan açıklamada da "Conte, bizim kararlılığımızı bilmediğini ortaya koydu." ifadesi kullanıldı.
Açıklamada, yüksek maliyeti nedeniyle projeye başta karşı çıkan Conte'nin tavrını, hükümeti ayakta tutmak için değiştirdiği ileri sürülürken, cumartesi günü Chiomonte şantiyesinde geniş katılımlı bir protesto düzenleneceği bildirildi.
İtalya ve Fransa'nın ortaklaşa yapımını üstlendiği Torino-Lyon arasındaki ulaşım süresini kısaltacak yeni hattaki 57 kilometrelik tünel tartışma konusu olmuştu.
Tünelin hem yüksek maliyetli olması hem de geçeceği güzergahta daha önce tespit edilen uranyum ve amyant kaynaklarının insan sağlığını olumsuz etkileyeceği iddiaları nedeniyle ülkede proje karşıtı kalabalık bir kesim bulunuyor.
Proje karşıtlarının 2011'de düzenlediği protestoların büyük bir kısmında şiddet olayları yaşanmıştı.