'Şairlerin Dilinden 15 Temmuz Destanı'

Panele, İstanbul Kültür ve Turizm Müdür Yardımcısı Ziya Karatekin, tarihçiyazar Can Alpgüvenç, şair Bestami Yazgan ve şair Yusuf Dursun konuşmacı olarak katıldı.

"Şairlerin Dilinden 15 Temmuz Destanı" paneli, Üsküdar Şemsipaşa Kütüphanesi'nde yapıldı.

Panelde konuşan İstanbul Kültür ve Turizm Müdür Yardımcısı Ziya Karatekin, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişiminde şehit olanları rahmetle andı.

Karatekin, "O gece yakınlarımızın ölüm haberini ilk aldığımızın zaman hissedememiştik. Taze bıçak yarası gibi önce bir şey hissetmiyorsunuz, sıcaklık oluşuyor. Vücut yarayı kapatmaya çalıştıkça acı daha da derinleşiyor. Derinleşince de tabii hem madden hem manen farklı bir duygu ve tepki ortaya koymanıza neden oluyor." dedi.

Darbe girişimi gecesi adeta muntazam işleyen bir çarkın dişlileri gibi halkın birkaç saat içinde darbecilere karşı durduğunu anlatan Karatekin, Türk milletinin bir coğrafyaya bağlı kalmadan farklı coğrafyalarda yeniden organize olup hayatını devam ettirebilen bir özelliğe sahip olduğunu söyledi.

Karatekin, "Ben Anadolu'yu cins bir ata benzetiyorum. Anadolu'nun medeniyet beşiği olduğu söylenir ama tersinden okursanız medeniyetler mezarlığı anlamına da gelir. Birçok medeniyeti ve milleti tarihe gömmüştür Anadolu, çünkü zor bir coğrafya. Eğer muvaffak olmayı, o ata binmeyi başarırsak bizi şahlandıracak ama başaramazsak bizi gömecektir, diğerlerini gömdüğü gibi. Biz milli mücadelede bunu başardık." ifadelerini kullandı.

- "Darbeler insanları darbeder"

Tarihçi-yazar Can Alpgüvenç, 15 Temmuz darbe girişimine halkın destansı bir mücadeleyle karşı koyduğunu belirterek, "15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi millet olarak atlattığımız ilk darbe. 'Darbeler tarihe karıştı.' savını gazetelerde, dergilerde yazanlar olmuştu. Gördük ki darbeler tarihe karışmamış. Darbeler tarihe karışmadı, karışmayacak." ifadelerini kullandı.

Şair Yusuf Dursun, darbelerin insanlar üzerinde yarattığı tahribatın silinemediğini dile getirerek, 12 Eylül 1980 darbesinde yaşadığı bir anıyı şu sözlerle anlattı:

"Samsun'un Bafra ilçesinde bir okulun müdürüydüm. Ekmek almaya giderken sokakların kapatıldığını, askerlerin beklediğini gördüm. Radyomuz yoktu. Bir müdür yardımcımız elinde radyoyla gelmiş, o gün akşama kadar olayları radyodan dinleyerek takip etmiştik. Bir müddet sonra okulda aramalar, kovuşturmalar başladı. Rütbeli bir askerle beraber bir grup asker odamıza girivermişti. Aradılar, çekmeceden bir gazete çıkardılar, gazete pek hoşlarına gitmemiş olacak ki 'Bir okul müdürü böyle gazete mi okurmuş?' dediler. Aradan biraz zaman geçtikten sonra bir baktık ki falan ilçenin falan ortaokuluna sürgün olarak gönderildik. Daha sonra eşimin öğrencilerinden bir veli Binbaşının eşiymiş 'Sizin eşiniz olduğunu bilseydik göndermezdik.' demiş. Darbeler böyledir, insanları darbeder. O gün çektiğimiz sıkıntıların darbe izleri gönlümüzde duruyor."

Şair Bestami Yazgan, destanı yazılmayan zaferlerin boynu bükük kalacağını aktararak, şunları kaydetti:

"Biz milli duyguları güçlü insanlar, Kut'ül Amare diye bir zaferimizin olduğunu 5-6 yıl oldu duyalı. İngilizler orada ilk defa yenilmiş, unutturmuşlar bize. İngiliz'in elinden gelse Çanakkale'yi de İstiklal Savaşı'nı da Yemen'i de unuttururdu. Çanakkale'yi unutturamaz çünkü Akif'in 'Çanakkale Şehitlerine' şiiri var, İstiklal Savaşı'nı unutturamaz 'İstiklal Marşı' var, Yemen'i unutturamaz 'Yemen Türküsü' var. Acizane derim ki, Kut'ül Amare'yi anlatan bir şiirimiz, kırık dökük bir ağıdımız olsaydı bu millet bunu unutmazdı."
Kaynak: AA