Türkiye Av Turizminden 4 Milyon Dolarlık Pay Alıyor
Türkiye, dünyada av turizminden en az payı olan ülkelerden biri konumunda. ABD av turizminden yılda 35 milyar dolar ile en fazla geliri elde eden ülke olurken, Türkiye av çeşitliliği bakımından çok zengin olmasına rağmen yılda 4 milyon dolar gelir elde ediyor.
Karadeniz Teknik Üniversitesi Yaban Hayatı Ekolojisi ve Yönetimi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şağdan Başkaya, Türkiye’den her yıl dünyanın farklı ülkelerine av yapmak için gidenlerin olduğunu belirterek, ülkemizde avcılara gereken şartların sağlanmadığını söyledi.
Amerika’nın av turizminden yılda 35 milyar dolar kazandığını, Türkiye’nin ise bütün turizm gelirlerinin 30 milyar TL civarında olduğunu kaydeden Başkaya, “Av aynı zamanda bir turizm çeşidi. Doğada yapılan bir etkinlik. O nedenle turizmin alt kollarından biri olarak değerlendiriliyor. Ülkemizde av turizmine sunduğumuz toplam toynaklı boynuzlu hayvan sayısı 500 civarında. Bu aslında ciddiye alınacak bir rakam değil. Çok gibi görünse de hiç de çok değil. Müşteri çekilmeye çalışılan bir sektör olduğundan Avrupa, Amerika gibi ülkeler bizim rakibimiz. Biz oralardan müşteri çekmeye çalışıyoruz. Bizden de oralara avcı gidiyor. Trabzon’dan Almanya’ya, Amerika’ya, Arjantin’e ava giden avcılarımız var. Bize Trabzon’a o kadar avcı geliyor mu derseniz maalesef gelmiyor” dedi.
“Biz avcımıza şartları sağlayamıyoruz”
Türkiye’de avcılara gereken şartların sağlanmadığını kaydeden Başkaya, “Biz avcımıza gereken şartları sağlayamıyoruz. Boynuzlu türlerden 500 kadar hayvan vurduruyoruz. Bunların da çoğunun kotalarını dolduramıyoruz. Zaten yabancı avcıların tamamı bunun için gelmiyor. Bunun içinde yerli ve yerel avcılarımız da var. Av turizminden ne kazanıyorsunuz dersek neredeyse hiçbir şey kazanmıyoruz. Peki dünya ülkeleri ne kazanıyor. Dünya avdan muazzam paralar kazanıyor. Amerika ile Türkiye’yi bu anlamda kıyaslamak doğru değil; ancak eyaletler olarak kıyaslayabiliriz. Sadece Amerika’nın tek bir eyaletinden bahsedecek olursak bizden çok daha fazla paralar kazanıyorlar. Biz onlarla kıyaslanacak durumda bile değiliz. Onların beş bin, on binde biri pozisyonundayız. Çok fazla para kazanıyorlar. Amerika avdan sadece geçen yıl 35 milyar dolar para kazandı. Bizim ise turizm gelirlerimizin toplamı 30 milyar civarında. Biz milyarla konuşuyoruz, onlar milyar dolarlarla konuşuyor. Bizden kat kat parayı avdan kazanıyorlar. Av onların doğada yapmış oldukları faaliyetlerde en az para kazandıkları sektörlerden bir tanesi. Avdan 35 milyar dolar para kazanan Amerika, bizde ise 30 milyar TL kazandığımız toplam turizm sektörü. Biz bunun içine neden avı katmıyoruz. Kültür ve Turizm Bakanlığımız veya Doğa Koruma ve Milli Parkların bağlı olduğu Tarım ve Orman Bakanlığımızın bu işlerde daha etkili olmaları gerekiyor. Dolayısıyla av sayımızı artırmamız gerekiyor. Bunun alt yapısını kurmamız gerekir. Çok eksiğimiz var” diye konuştu.
"Av yapılmasın diyenler var"
Ülkemizde "av yapılmasın" diyenlerin olduğunu ifade eden Başkaya, “Av yapılmasın, av hayvanları avlanmasın, ülkemize dışarıdan avcı gelmesin, hatta parayı biz veririz diyen bir kesim var. Biz turizm gelirlerini artıralım diyoruz, bunun içinde av çok ciddi bir kesim oluşturuyor. Ülkemizde şu an 7 adet boynuzlu, yaban domuzu, tilki, çakalıyla 15 civarında av türünü av turizmine sunuyoruz. Bu Almanya, Fransa, İngiltere, Amerika’nın da çok önünde bir rakam. Oralar 4-5 hayvan türünden bu geliri elde ederken, bizde bu 15 civarında. Biyoçeşitliliğimiz çok zengin, tür sayımız çok fazla, avlattırabileceğimiz tür sayısı çok fazla. Avcı doğadaki bütün av hayvanlarını avlayan bir kişi değildir. Avcı her zaman avlanan kişi değildir. Avcı yılın belli zamanlarında doğaya çıkar, yaptığı işlerin çoğu doğanın faydasınadır. Bunlar insana ters gelebilir” dedi.
“ABD’de, Avrupa’da kitaplarda avı doğru dürüst yapan tek millet Türkler diye yazıyor”
Kitaplarda avcıların kötü anlatıldığını kaydeden Başkaya, “Maalesef bizim kitaplarımızda avcıyı çok kötü gösteriyorlar. ABD’de veya Avrupa ülkelerinde okunan av kitabının ilk satırlarında dünyada avı doğru dürüst yapan, işleten ilk millet Türklerdir. Kitaplar Kubilay Han’dan, Cengiz Han’dan, Mete Han’dan bahseder. Kitaplar bundan bahsederken maalesef biz onlardan bahsetmiyoruz. Trabzon’da şehzadelik yapan Yavuz Sultan Selim, Zigana Dağları’nda av yapmış o şekilde yetişmiş. At üzerine binmeyen, ok atmayan, kılıç sallamayan padişah olmazdı. Asker de olmazdı zaten. Bizim böyle bir tarihimiz var; öyle bir geçmişimiz var. Bu geçmişimizi yabancılar kitaplarında okutuyorlar. Onlar bizi överek en iyi işi onlar yaptılar diyor ancak bugünkü halimiz ortada” ifadelerini kullandı.
"Amerika 9 yaşında avcı eğitimi yaptırırken, bizde 18 yaşından sonra"
Av yasasının yeniden gözden geçirilmesi gerektiğine işaret eden Başkaya, “Av alt yapısı nasıl düzeltilebilir? Av yasamızda 18 yaşından sonra avcı eğitimi alınabilir ve avcı olunabilir. Yabancılarda Amerika’da ise 9-10 yaşında avcı eğitimi yaptırılıyor. Geçici avcılık belgesi ya da ön avcılık belgesi veriyor. Çoğu ülke bunu yaparken, biz 18 yaşından önce avla ilgili bir şey yapamıyoruz. Zaten yasal olarak bile avcılığın kökünü kazımaya çalışıyoruz” diye konuştu.
Ülkemizde yılda avlanan hayvan sayısı kotası 500 civarında iken, Amerika’da bu sayının 10 milyon rakamlarının üzerinde olduğunu belirten Başkaya, “Ülkemizde avlanan av hayvanlar arasında en çok avlattığımız yaban keçisi. Yılda 300’lü rakamlarda, bu komik bir rakam. Karacamız 100 kadar. Yılda toplam yivli avcıya sunabildiğimiz av hayvanı sayımız yaban keçisinde 300’e kadar. Karacada 100 kadar. Yanında yaban koyunu, ceylan, melez yaban keçisi v.s. hepsiyle birlikte 500 kadar. Amerika’da vurdurulan hayvan sayısı 10 milyon rakamlarında. Ayı 40-50 bin tane avlanıyor. Bizi yese de koruyacağımız hayvanlardan bir tanesi; bizde yok ama yılda 5 bin tane puma avlattırıyorlar. Çünkü eko sistem onu gerektiriyor. Bizde ise ayı adam yese bile öldüremiyorsunuz. Yurt dışında, AB ülkelerinde bizim gelişmemizi istemeyen bu kafadaki insanlardır. Bu ülkede av olmalı, geliştirilmeli. Turizm gelirlerimiz 30 milyar bandında. Yabancılar, Amerikalı bundan 35 milyar dolar kazanıyorken, bunun yanında da avcılık konusunda 195-200 bine yakın iş kolundan hizmet alıyor. Yani ulaşımından giyim kuşamına, av malzemesine kadar 195 bin iş kolundan avcılık camiası destek alıyor. Bizde ise yok denecek kadar az. Konuşacağımız rakamlarımız yok. Bizim avdan kazandığımız para 4 milyon dolar. Bu çok büyük bir rakam değil. Özellikle bazı STK’lar bir sürü av hayvanının avcılar tarafından avlandığından bahsediyor. Bizim Türkiye’de avladığımız av hayvanı sayısı 5-10 tanedir. Biyoçeşitliliğimiz zengin, avcı bunu tahrip ediyor gibi saçma sapan algılar oluşturan insanlar var maalesef. Halbuki avcının avladığı av türü sayısı çok az. 500 tane kuş türünden avcının toplamda kuş türü sayısı 10. Bu 10 tanenin de popülasyonları iyi ise, iyi olduğu avlaklarda ona göre devlet kota veriyor. Biz bunu her avlakta avlatmadığımız halde 5-10 tane kuş türünü avlattığımız zaman diyorsunuz ki 500 tane kuş türü yok oluyor. 500’ünü 10 tane avlayan avcıya faturasını kesemezsiniz” ifadelerini kullandı.
Kaynak: İHA
Amerika’nın av turizminden yılda 35 milyar dolar kazandığını, Türkiye’nin ise bütün turizm gelirlerinin 30 milyar TL civarında olduğunu kaydeden Başkaya, “Av aynı zamanda bir turizm çeşidi. Doğada yapılan bir etkinlik. O nedenle turizmin alt kollarından biri olarak değerlendiriliyor. Ülkemizde av turizmine sunduğumuz toplam toynaklı boynuzlu hayvan sayısı 500 civarında. Bu aslında ciddiye alınacak bir rakam değil. Çok gibi görünse de hiç de çok değil. Müşteri çekilmeye çalışılan bir sektör olduğundan Avrupa, Amerika gibi ülkeler bizim rakibimiz. Biz oralardan müşteri çekmeye çalışıyoruz. Bizden de oralara avcı gidiyor. Trabzon’dan Almanya’ya, Amerika’ya, Arjantin’e ava giden avcılarımız var. Bize Trabzon’a o kadar avcı geliyor mu derseniz maalesef gelmiyor” dedi.
“Biz avcımıza şartları sağlayamıyoruz”
Türkiye’de avcılara gereken şartların sağlanmadığını kaydeden Başkaya, “Biz avcımıza gereken şartları sağlayamıyoruz. Boynuzlu türlerden 500 kadar hayvan vurduruyoruz. Bunların da çoğunun kotalarını dolduramıyoruz. Zaten yabancı avcıların tamamı bunun için gelmiyor. Bunun içinde yerli ve yerel avcılarımız da var. Av turizminden ne kazanıyorsunuz dersek neredeyse hiçbir şey kazanmıyoruz. Peki dünya ülkeleri ne kazanıyor. Dünya avdan muazzam paralar kazanıyor. Amerika ile Türkiye’yi bu anlamda kıyaslamak doğru değil; ancak eyaletler olarak kıyaslayabiliriz. Sadece Amerika’nın tek bir eyaletinden bahsedecek olursak bizden çok daha fazla paralar kazanıyorlar. Biz onlarla kıyaslanacak durumda bile değiliz. Onların beş bin, on binde biri pozisyonundayız. Çok fazla para kazanıyorlar. Amerika avdan sadece geçen yıl 35 milyar dolar para kazandı. Bizim ise turizm gelirlerimizin toplamı 30 milyar civarında. Biz milyarla konuşuyoruz, onlar milyar dolarlarla konuşuyor. Bizden kat kat parayı avdan kazanıyorlar. Av onların doğada yapmış oldukları faaliyetlerde en az para kazandıkları sektörlerden bir tanesi. Avdan 35 milyar dolar para kazanan Amerika, bizde ise 30 milyar TL kazandığımız toplam turizm sektörü. Biz bunun içine neden avı katmıyoruz. Kültür ve Turizm Bakanlığımız veya Doğa Koruma ve Milli Parkların bağlı olduğu Tarım ve Orman Bakanlığımızın bu işlerde daha etkili olmaları gerekiyor. Dolayısıyla av sayımızı artırmamız gerekiyor. Bunun alt yapısını kurmamız gerekir. Çok eksiğimiz var” diye konuştu.
"Av yapılmasın diyenler var"
Ülkemizde "av yapılmasın" diyenlerin olduğunu ifade eden Başkaya, “Av yapılmasın, av hayvanları avlanmasın, ülkemize dışarıdan avcı gelmesin, hatta parayı biz veririz diyen bir kesim var. Biz turizm gelirlerini artıralım diyoruz, bunun içinde av çok ciddi bir kesim oluşturuyor. Ülkemizde şu an 7 adet boynuzlu, yaban domuzu, tilki, çakalıyla 15 civarında av türünü av turizmine sunuyoruz. Bu Almanya, Fransa, İngiltere, Amerika’nın da çok önünde bir rakam. Oralar 4-5 hayvan türünden bu geliri elde ederken, bizde bu 15 civarında. Biyoçeşitliliğimiz çok zengin, tür sayımız çok fazla, avlattırabileceğimiz tür sayısı çok fazla. Avcı doğadaki bütün av hayvanlarını avlayan bir kişi değildir. Avcı her zaman avlanan kişi değildir. Avcı yılın belli zamanlarında doğaya çıkar, yaptığı işlerin çoğu doğanın faydasınadır. Bunlar insana ters gelebilir” dedi.
“ABD’de, Avrupa’da kitaplarda avı doğru dürüst yapan tek millet Türkler diye yazıyor”
Kitaplarda avcıların kötü anlatıldığını kaydeden Başkaya, “Maalesef bizim kitaplarımızda avcıyı çok kötü gösteriyorlar. ABD’de veya Avrupa ülkelerinde okunan av kitabının ilk satırlarında dünyada avı doğru dürüst yapan, işleten ilk millet Türklerdir. Kitaplar Kubilay Han’dan, Cengiz Han’dan, Mete Han’dan bahseder. Kitaplar bundan bahsederken maalesef biz onlardan bahsetmiyoruz. Trabzon’da şehzadelik yapan Yavuz Sultan Selim, Zigana Dağları’nda av yapmış o şekilde yetişmiş. At üzerine binmeyen, ok atmayan, kılıç sallamayan padişah olmazdı. Asker de olmazdı zaten. Bizim böyle bir tarihimiz var; öyle bir geçmişimiz var. Bu geçmişimizi yabancılar kitaplarında okutuyorlar. Onlar bizi överek en iyi işi onlar yaptılar diyor ancak bugünkü halimiz ortada” ifadelerini kullandı.
"Amerika 9 yaşında avcı eğitimi yaptırırken, bizde 18 yaşından sonra"
Av yasasının yeniden gözden geçirilmesi gerektiğine işaret eden Başkaya, “Av alt yapısı nasıl düzeltilebilir? Av yasamızda 18 yaşından sonra avcı eğitimi alınabilir ve avcı olunabilir. Yabancılarda Amerika’da ise 9-10 yaşında avcı eğitimi yaptırılıyor. Geçici avcılık belgesi ya da ön avcılık belgesi veriyor. Çoğu ülke bunu yaparken, biz 18 yaşından önce avla ilgili bir şey yapamıyoruz. Zaten yasal olarak bile avcılığın kökünü kazımaya çalışıyoruz” diye konuştu.
Ülkemizde yılda avlanan hayvan sayısı kotası 500 civarında iken, Amerika’da bu sayının 10 milyon rakamlarının üzerinde olduğunu belirten Başkaya, “Ülkemizde avlanan av hayvanlar arasında en çok avlattığımız yaban keçisi. Yılda 300’lü rakamlarda, bu komik bir rakam. Karacamız 100 kadar. Yılda toplam yivli avcıya sunabildiğimiz av hayvanı sayımız yaban keçisinde 300’e kadar. Karacada 100 kadar. Yanında yaban koyunu, ceylan, melez yaban keçisi v.s. hepsiyle birlikte 500 kadar. Amerika’da vurdurulan hayvan sayısı 10 milyon rakamlarında. Ayı 40-50 bin tane avlanıyor. Bizi yese de koruyacağımız hayvanlardan bir tanesi; bizde yok ama yılda 5 bin tane puma avlattırıyorlar. Çünkü eko sistem onu gerektiriyor. Bizde ise ayı adam yese bile öldüremiyorsunuz. Yurt dışında, AB ülkelerinde bizim gelişmemizi istemeyen bu kafadaki insanlardır. Bu ülkede av olmalı, geliştirilmeli. Turizm gelirlerimiz 30 milyar bandında. Yabancılar, Amerikalı bundan 35 milyar dolar kazanıyorken, bunun yanında da avcılık konusunda 195-200 bine yakın iş kolundan hizmet alıyor. Yani ulaşımından giyim kuşamına, av malzemesine kadar 195 bin iş kolundan avcılık camiası destek alıyor. Bizde ise yok denecek kadar az. Konuşacağımız rakamlarımız yok. Bizim avdan kazandığımız para 4 milyon dolar. Bu çok büyük bir rakam değil. Özellikle bazı STK’lar bir sürü av hayvanının avcılar tarafından avlandığından bahsediyor. Bizim Türkiye’de avladığımız av hayvanı sayısı 5-10 tanedir. Biyoçeşitliliğimiz zengin, avcı bunu tahrip ediyor gibi saçma sapan algılar oluşturan insanlar var maalesef. Halbuki avcının avladığı av türü sayısı çok az. 500 tane kuş türünden avcının toplamda kuş türü sayısı 10. Bu 10 tanenin de popülasyonları iyi ise, iyi olduğu avlaklarda ona göre devlet kota veriyor. Biz bunu her avlakta avlatmadığımız halde 5-10 tane kuş türünü avlattığımız zaman diyorsunuz ki 500 tane kuş türü yok oluyor. 500’ünü 10 tane avlayan avcıya faturasını kesemezsiniz” ifadelerini kullandı.