Her Şeyi Bırakarak Kendisini Sokak Hayvanlarına Adadı
Eskişehir’de yaşayan ve uzun yıllar özel şirketlerde yöneticilik yapan Rabia Öztürk, her şeyi geride bırakıp hayatını kırsaldaki sokak hayvanlarına adadı.
Herkes onu sosyal medya platformu Instagram üzerinde ‘doğatemalıkadın’ ve Twitter’da da ‘pambık piremses’ olarak biliyor. Eskişehir’in merkez Sümer Mahallesi’nde yaşayan 33 yaşındaki Rabia Öztürk, sokak hayvanları için yaptıklarıyla görenlere örnek oluyor. İstanbul’da uzun bir süre plazalarda ve özel şirketlerde yöneticilik yapan, üç yıl boyunca da özel bir şirketin İç Anadolu Bölge Müdürü olarak görev alan Öztürk, üç sene önce istifa ederek Eskişehir’e ailesinin yanına döndü. Yolculuk yaptığı esnada yol kenarında ve kırsal alanda gördüğü ve içini burkan kimsesiz hayvanlara yardım etmekle işe koyulan Öztürk, ilk olarak restoranlardan atık yemekleri alarak kedi ve köpeklere götürmeye başladı.
Yaptığı güzel işlerin diğer insanlara dokunması ve onlara örnek olması açısından sosyal medya üzerinden de paylaşan Öztürk’ün yardımları kısa sürede duyulmaya başlandı. Zaman içerisinde diğer hayvanseverlerin destekleriyle kırsaldaki hayvanlara yağmur, çamur, kar demeden daha fazla destek olmaya başlayan Öztürk, kimsesiz kedi ve köpekleri de güvendiği kişilere sahiplendirerek bakımlarını üstlendi. Sokak hayvanlarına adeta ilgi dağıtan ve binlerce kişinin yüreğine dokunan Rabia Öztürk, sadece bir yıl içerisinde sokak hayvanları için 15 tona yakın mama topladı.
“Her akşam restoranlardan atık yemek topladık”
Şirkette çalıştığı esnada sürekli şehirlerarası yolculuk yaptığı için kırsaldaki köpekleri fark ettiğini ifade eden Rabia Öztürk, İHA muhabirine sokak hayvanlarıyla arasındaki bağı anlattı. Her akşam restoranlardan atık yemek topladığını ve onları kırsala taşıdığını söyleyen Öztürk, “Ben özel bir şirkette bölge yöneticisiydim. Şehirlerarası sürekli gidip geliyordum. Gidip gelirken Eskişehir civarı illere, şehirlerarası yollarda köpekleri görmeye başladım. Her gidip gelişimde yiyecek götürmeye başladım. Baktım bu böyle de olmayacak. Çalıştığım süre içerisinde yaklaşık 3 yıl boyunca ’atık yemek toplama projesi’ yürüttüm kendi başıma. Her akşam restoranlardan atık yemek topladık ve köylerdeki köpeklere dağıttık annemle. 2.5 yıl gibi bir süre geçti bu şekilde” ifadelerini kullandı.
“Sadece Eskişehir değil, diğer illerde de beslediğim dostlarım var”
Zamanla işinden istifa ettiğini ve arabasını satmak zorunda kaldığını ifade eden Öztürk, sosyal medya sayesinde yardım ettiği hayvanlara başka insanların da destek verdiğini belirtti.
Kırsaldaki hayvanların kentlerdekine göre daha kötü durumda olduğunu vurgulayan Rabia Öztürk, “Daha sonra ben sosyal medya kullanmaya başladım. Yaptığım şeyleri göstermeye başladım ve işimden istifa ettim. O süreçten sonra mama alıp gelememeye başladım, aracımı da satmıştım çünkü. Daha sonra insanların bana yardım etme, mama toplama ve mama gönderme talepleri oldu. Benim yaptıklarımı gördükçe bana güvendiler. Çok teşekkür ediyorum onlara. Başta 700 kilogram, 1 ton 200 kilo, 2 ton 400 kilo, 3 ton 400 kilo derken şu an bir yılda 10 ton mama topladım. Belli başlı bölgelerim var, Bilecik, Kütahya, Eskişehir ve civarı. Köylere geliyorum. Köylerdeki hayvansever ailelere mamaları teslim ediyorum ve ’Benim adıma bunları besler misiniz’ diyorum. 10-15 günlük bir stok bırakıyorum onlara. Onlar da gördüğünüz gibi ben yokken dostlarımıza teslim ediyorlar. Şehirdeki hayvanları çok beslemiyorum, onlar bir şekilde yine besleniyorlar. Ama uzağa atılan, ormana atılan ve ölüme terk edilen hayvanlara ben yetişmeye çalışıyorum. Onların durumu daha acil çünkü” şeklinde konuştu.
“Onları sevmeyen insanların arasında hayatta kalmaya çalışıyorlar”
Rabia Öztürk, hayvanlara alerjisi olduğunu ve doktor tarafından yasaklanmasına rağmen dinlemediğini ifade etti.
“İnsanlara ve doğaya karşı aslında bir evrensel sevgiye sahibim” diyen Öztürk, “Ben böyle olmaktan mutluyum. Asla rahatsız değilim. Aynı zamanda benim hayvanlara alerjim var. Köpeklere dokunmamam gerekiyor. Bana temas etmemeleri gerekiyor. Doktor tarafından kesinlikle yasaklandı, gördüğünüz gibi dinlemiyorum. İçimde sadece hayvanlara da değil, insanlara ve doğaya karşı aslında bir evrensel sevgiye sahibim. En büyük kısmını da hayvanlara aktarıyorum. Neden hayvanlar derseniz onlar çok yalnız, kimsesiz, çaresizler. Bu kadar onları sevmeyen insanların arasında hayatta kalmaya çalışıyorlar. Empati yaptığım için onları çok iyi anlıyorum. Gerçekten çok zor bir hayatları var onların, bizim onlara destek olmamız gerekiyor, onları korumamız gerekiyor” dedi.
“Ben aileden böyle yetiştim”
Küçüklüğünden beri hayvanları sevdiğini ifade eden Öztürk, senelerdir annesiyle beraber köylere beraber yemek taşıdıklarını belirtti.
“Hayvanlara yardım etmeye çalışan bir insanı herkes sever” diyen Öztürk, şözlerine şöyle son verdi:
“Sosyal medyanın çok etkisi oldu. Çünkü insanlara sürekli bana gelen mamaları ne yaptığımı gösterdim adım adım. ’Bugün bu mamaları buraya getirdim, bugün bu mamalar şurada’ diye. Demek ki insanlar güvenip yardım edebilecekleri bir yer arıyorlarmış. Teşekkür ederim onlara, çok güzel destek oluyorlar bana. Sevgi olarak, maneviyat olarak, maddi olarak hiç mamasız kalmadım çok uzun zamandır. Ben aileden böyle yetiştim küçüklüğümden, bebekliğimden beri böyleyim. Çünkü genlerimden geliyor. Biz 2.5 yıl boyunca annemle dağıttık bütün atık yemekleri. İnsanların bir kere bile yardım etmeye çekindikleri, ’ağır gelir biz taşıyamayız’ dediği şeyleri biz yıllarca annemle bu köylere beraber taşıdık. Ben tabii ki çok mutlu oluyor, layık olmaya çalışıyorum, elimden geleni yapıyorum, anlıyorlar. Yani hayvanlara yardım etmeye çalışan bir insanı herkes sever bence.”
“Bazen kasalarla et getirir”
Rabia Öztürk’ün kırsaldaki köpekleri sahiplendirdiği ve mamalarını temin ettiği vatandaşlardan Sebahattin Özgür, kendisinin de yardımlarla birlikte yaklaşık 20 sokak hayvanına baktığını belirtti.
Öztürk’ün kendilerine mama ayarladığını ve sık sık hayvanları ziyaret ettiğini anlatan Özgür, kendisine teşekkür etti.
“Kene de mutlu, Rabia mutlu”
‘Kene’ adını verdikleri köpeği Rabia Öztürk’ten sahiplenen Tulumlu ailesi ise, “Rabia onu bize İstanbul’dan getirdi. Rica etti bakar mısınız dedi, biz de seve seve bakarız dedik. Kene de mutlu, Rabia mutlu oldu, biz de mutlu olduk. Burada olmadığı zaman da görüşüyoruz, telefonlaşıyoruz, yemimizi, mamalarımızı alıyoruz. Her konuda yardımcı oluyor bize, teşekkür ediyoruz kendisine. Hayvanları herkes sevsin, sahiplensin, hayvanlar güzel, onlarla mutlu olunuyor” dedi.
Kaynak: İHA
Yaptığı güzel işlerin diğer insanlara dokunması ve onlara örnek olması açısından sosyal medya üzerinden de paylaşan Öztürk’ün yardımları kısa sürede duyulmaya başlandı. Zaman içerisinde diğer hayvanseverlerin destekleriyle kırsaldaki hayvanlara yağmur, çamur, kar demeden daha fazla destek olmaya başlayan Öztürk, kimsesiz kedi ve köpekleri de güvendiği kişilere sahiplendirerek bakımlarını üstlendi. Sokak hayvanlarına adeta ilgi dağıtan ve binlerce kişinin yüreğine dokunan Rabia Öztürk, sadece bir yıl içerisinde sokak hayvanları için 15 tona yakın mama topladı.
“Her akşam restoranlardan atık yemek topladık”
Şirkette çalıştığı esnada sürekli şehirlerarası yolculuk yaptığı için kırsaldaki köpekleri fark ettiğini ifade eden Rabia Öztürk, İHA muhabirine sokak hayvanlarıyla arasındaki bağı anlattı. Her akşam restoranlardan atık yemek topladığını ve onları kırsala taşıdığını söyleyen Öztürk, “Ben özel bir şirkette bölge yöneticisiydim. Şehirlerarası sürekli gidip geliyordum. Gidip gelirken Eskişehir civarı illere, şehirlerarası yollarda köpekleri görmeye başladım. Her gidip gelişimde yiyecek götürmeye başladım. Baktım bu böyle de olmayacak. Çalıştığım süre içerisinde yaklaşık 3 yıl boyunca ’atık yemek toplama projesi’ yürüttüm kendi başıma. Her akşam restoranlardan atık yemek topladık ve köylerdeki köpeklere dağıttık annemle. 2.5 yıl gibi bir süre geçti bu şekilde” ifadelerini kullandı.
“Sadece Eskişehir değil, diğer illerde de beslediğim dostlarım var”
Zamanla işinden istifa ettiğini ve arabasını satmak zorunda kaldığını ifade eden Öztürk, sosyal medya sayesinde yardım ettiği hayvanlara başka insanların da destek verdiğini belirtti.
Kırsaldaki hayvanların kentlerdekine göre daha kötü durumda olduğunu vurgulayan Rabia Öztürk, “Daha sonra ben sosyal medya kullanmaya başladım. Yaptığım şeyleri göstermeye başladım ve işimden istifa ettim. O süreçten sonra mama alıp gelememeye başladım, aracımı da satmıştım çünkü. Daha sonra insanların bana yardım etme, mama toplama ve mama gönderme talepleri oldu. Benim yaptıklarımı gördükçe bana güvendiler. Çok teşekkür ediyorum onlara. Başta 700 kilogram, 1 ton 200 kilo, 2 ton 400 kilo, 3 ton 400 kilo derken şu an bir yılda 10 ton mama topladım. Belli başlı bölgelerim var, Bilecik, Kütahya, Eskişehir ve civarı. Köylere geliyorum. Köylerdeki hayvansever ailelere mamaları teslim ediyorum ve ’Benim adıma bunları besler misiniz’ diyorum. 10-15 günlük bir stok bırakıyorum onlara. Onlar da gördüğünüz gibi ben yokken dostlarımıza teslim ediyorlar. Şehirdeki hayvanları çok beslemiyorum, onlar bir şekilde yine besleniyorlar. Ama uzağa atılan, ormana atılan ve ölüme terk edilen hayvanlara ben yetişmeye çalışıyorum. Onların durumu daha acil çünkü” şeklinde konuştu.
“Onları sevmeyen insanların arasında hayatta kalmaya çalışıyorlar”
Rabia Öztürk, hayvanlara alerjisi olduğunu ve doktor tarafından yasaklanmasına rağmen dinlemediğini ifade etti.
“İnsanlara ve doğaya karşı aslında bir evrensel sevgiye sahibim” diyen Öztürk, “Ben böyle olmaktan mutluyum. Asla rahatsız değilim. Aynı zamanda benim hayvanlara alerjim var. Köpeklere dokunmamam gerekiyor. Bana temas etmemeleri gerekiyor. Doktor tarafından kesinlikle yasaklandı, gördüğünüz gibi dinlemiyorum. İçimde sadece hayvanlara da değil, insanlara ve doğaya karşı aslında bir evrensel sevgiye sahibim. En büyük kısmını da hayvanlara aktarıyorum. Neden hayvanlar derseniz onlar çok yalnız, kimsesiz, çaresizler. Bu kadar onları sevmeyen insanların arasında hayatta kalmaya çalışıyorlar. Empati yaptığım için onları çok iyi anlıyorum. Gerçekten çok zor bir hayatları var onların, bizim onlara destek olmamız gerekiyor, onları korumamız gerekiyor” dedi.
“Ben aileden böyle yetiştim”
Küçüklüğünden beri hayvanları sevdiğini ifade eden Öztürk, senelerdir annesiyle beraber köylere beraber yemek taşıdıklarını belirtti.
“Hayvanlara yardım etmeye çalışan bir insanı herkes sever” diyen Öztürk, şözlerine şöyle son verdi:
“Sosyal medyanın çok etkisi oldu. Çünkü insanlara sürekli bana gelen mamaları ne yaptığımı gösterdim adım adım. ’Bugün bu mamaları buraya getirdim, bugün bu mamalar şurada’ diye. Demek ki insanlar güvenip yardım edebilecekleri bir yer arıyorlarmış. Teşekkür ederim onlara, çok güzel destek oluyorlar bana. Sevgi olarak, maneviyat olarak, maddi olarak hiç mamasız kalmadım çok uzun zamandır. Ben aileden böyle yetiştim küçüklüğümden, bebekliğimden beri böyleyim. Çünkü genlerimden geliyor. Biz 2.5 yıl boyunca annemle dağıttık bütün atık yemekleri. İnsanların bir kere bile yardım etmeye çekindikleri, ’ağır gelir biz taşıyamayız’ dediği şeyleri biz yıllarca annemle bu köylere beraber taşıdık. Ben tabii ki çok mutlu oluyor, layık olmaya çalışıyorum, elimden geleni yapıyorum, anlıyorlar. Yani hayvanlara yardım etmeye çalışan bir insanı herkes sever bence.”
“Bazen kasalarla et getirir”
Rabia Öztürk’ün kırsaldaki köpekleri sahiplendirdiği ve mamalarını temin ettiği vatandaşlardan Sebahattin Özgür, kendisinin de yardımlarla birlikte yaklaşık 20 sokak hayvanına baktığını belirtti.
Öztürk’ün kendilerine mama ayarladığını ve sık sık hayvanları ziyaret ettiğini anlatan Özgür, kendisine teşekkür etti.
“Kene de mutlu, Rabia mutlu”
‘Kene’ adını verdikleri köpeği Rabia Öztürk’ten sahiplenen Tulumlu ailesi ise, “Rabia onu bize İstanbul’dan getirdi. Rica etti bakar mısınız dedi, biz de seve seve bakarız dedik. Kene de mutlu, Rabia mutlu oldu, biz de mutlu olduk. Burada olmadığı zaman da görüşüyoruz, telefonlaşıyoruz, yemimizi, mamalarımızı alıyoruz. Her konuda yardımcı oluyor bize, teşekkür ediyoruz kendisine. Hayvanları herkes sevsin, sahiplensin, hayvanlar güzel, onlarla mutlu olunuyor” dedi.