Mangal Ve Gece Çalışma Kolon Kanseri Sebebi
Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Mehmet Ufuk Şenköylü, "Diyabet, sigara, alkol tüketimi, uzun süreli gece vardiyasında çalışma, mangalda pişirilmiş etin aşırı tüketimi kolon kanseri gelişiminde risk oluşturan faktörlerdir" dedi.
Özel OFM Antalya Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Mehmet Ufuk Şenköylü, kalın bağırsak kanserinin sebep ve tedavisi hakkında bilgiler verdi. Kalın bağırsak kanserinin en yaygın kanser türü olduğuna dikkat çeken Şenköylü, özellikle yaz ayında sık mangal yapan vatandaşların, birinci derecede kolon kanseri riski taşıdığına vurgu yaptı. Bağırsak kanserinin en sık 50 yaşında görüldüğünü ve cinsiyet farkı gözetmediğini söyleyen Op. Dr Mehmet Ufuk Şenköylü, “Kalın bağırsak türleri, en sık yaşadığımız kanser türlerindendir. En sık 50 yaşında görülür ve herhangi bir cinsiyet farkı gözetmez. Yani erkek ve kadında eşit oranda rastlanan kanserlerdendir. Yaşam boyunca kolon kanserine yakalanma oranı yüzde 5’dir. Son 15 yılda tarama testlerinin artması, halkımızın duyarlılığı ile bu hastalık daha erken evrede yakalanmakta ve ölüm oranı giderek azalmaktadır. Kolon kanserinin gelişimi 3-5 yıl arasında bir zaman alır ve yüzde 60’ı kolon poliplerinden, kron hastalığı ve ülseratif kolit gibi inflamatuar bağırsak hastalığı dediğimiz hastalıklar zemininde gelişir. Ailede birinci derecede akrabalarda kolon kanseri bulunması, kolon polipleri, hayat tarzı ve yanlış beslenme kanserin belli başlı sebepleri arasındadır” diye konuştu.
"Gece çalışan, obez olanlar risk altında"
Şenköylü, 10 yıldan fazla sorun yaşayan ülseratif veya kron hastalarında bağırsak kanseri riskinin 3 kat arttığına vurgu yaparak, "Yüksek yağ ve kalorili diyetle beslenen kişiler, obezite ki bunlarda risk yaklaşık 2-3 kat artıyor. Düşük lifli diyetle beslenme, yetersiz sıvı tüketimi ki bunların hepsi aynı anda kabızlığa da yol açabiliyor. Her gün kırmızı et tüketimi kolon kanseri riskini yaklaşık 1,5 kat kadar artırıyor. Diyabet, sigara, alkol tüketimi, uzun süreli gece vardiyasında çalışma, mangalda pişirilmiş etin aşırı tüketimi kolon kanseri gelişiminde risk oluşturan faktörlerdir. Dışkıda gizli kan tespit edilen her yüz 100 vakadan 1’i, direkt kanama olan her 10 vakadan 1’inde kolon kanseri yakalıyoruz. Yine hastaların yüzde 30’unda kramp tarzında karın ağrıları oluyor. Yüzde 25’inde dışkılama alışkanlıklarında değişiklik oluyor ki bu 1 haftadan uzun süren kabızlık, ishal, dışkı çapının incelmesi önemli bir durum” ifadelerine yer verdi.
"Hiçbir belirti göstermeyebilir"
Hastalığın tespit ve tedavisine ilişkin değerlendirmede bulunan Şenköylü, "Hastalar bize direkt olarak tümörün kalın bağırsağı tıkaması ve anüste ağrı şikayeti ile geliyor. Olguların yüzde 2 ila 4’ünde kalın bağırsak kanserinin yol açtığı tıkanma sonrası delinme gerçekleşiyor ki bu son derece ağır ve ciddi bir durumdur. Kolon kanseri, hastaların yüzde 3’lük kısmında hiçbir belirti göstermeden ortaya çıkar. Yapılan tetkiklerle tesadüfen kolon kanseri olduğunu öğrendiğimiz hastalarımız oluyor. Ameliyatla kanserli dokunun alınması temel tedavi yöntemi olmakla birlikte, erken vakalarda tek başına cerrahi tedavi yeterli olabilmektedir. Gecikmiş vakalarda ise kemoteratipi ve radyoterapi yardımcı yöntemdir. 50 yaşına giren her vatandaş, kanser tarama merkezlerinde, dışkıda gizli kan testi yaptırmalı. 5 yılda bir kez rektosigmoidoskopi, 10 yılda bir kez kolonoskopi yaptırmalı” diye belirtti.
"Mangal yapmayı seven vatandaşlarımız yüksek risk altında"
Kolon kanseri riskinin en aza indirilmesi hakkında önerilerde bulunan Şenköylü, diyet, bol posalı gıda, baklagil, sebze, meyve, süt, sarımsak tüketiminin kolon kanseri riskini azalttığını söyledi.
Şenköylü, "Aşırı yağlı yiyeceklerden uzak durmak, kırmızı et tüketimini sınırlandırmak kolon kanseri riskini yüzde 40 oranında azaltabilmektedir. Probiyotikler, bağırsaklardaki yararlı bakterilerin miktarını artırırlar, faydalıdırlar. Egzersiz çok önemli, düzenli olarak günde 30-60 dakika yapılan egzersiz kolon kanseri riskini yüzde 40 civarında azaltıyor. Düzenli olarak folik asit, kalsiyum, D vitamini tüketimi, kadınlarda menopoz sonrası hormon tedavisi, düzenli aspirin kullanmak kolon poliplerinin oluşumunu azaltır. Sigaradan uzak durmak, günde en az 2 litre su tüketmek, kabızlıktan korunmak, ani, yüksek ısılı pişirme tekniklerinden uzak durmak hastalık faktörünü büyük ölçüde ortadan kaldırır. Özellikle yaz ayında mangal yapmayı seven vatandaşlarımız yüksek risk altında. Çünkü mangal üzerinde pişirilen ürünler yüksek ısıya maruz kalır. Yüksek ısıya maruz kalan etlerin yüzeyi hızlı bir biçimde yanar ve kanser oluşumuna yol açan maddeler ortaya çıkar. Mangal severler en azından küllenmiş ve az ateşte uzun süreli pişirerek eti pişirmelerini ve tüketmelerini salık veririm” mesajını verdi.
Kaynak: İHA
"Gece çalışan, obez olanlar risk altında"
Şenköylü, 10 yıldan fazla sorun yaşayan ülseratif veya kron hastalarında bağırsak kanseri riskinin 3 kat arttığına vurgu yaparak, "Yüksek yağ ve kalorili diyetle beslenen kişiler, obezite ki bunlarda risk yaklaşık 2-3 kat artıyor. Düşük lifli diyetle beslenme, yetersiz sıvı tüketimi ki bunların hepsi aynı anda kabızlığa da yol açabiliyor. Her gün kırmızı et tüketimi kolon kanseri riskini yaklaşık 1,5 kat kadar artırıyor. Diyabet, sigara, alkol tüketimi, uzun süreli gece vardiyasında çalışma, mangalda pişirilmiş etin aşırı tüketimi kolon kanseri gelişiminde risk oluşturan faktörlerdir. Dışkıda gizli kan tespit edilen her yüz 100 vakadan 1’i, direkt kanama olan her 10 vakadan 1’inde kolon kanseri yakalıyoruz. Yine hastaların yüzde 30’unda kramp tarzında karın ağrıları oluyor. Yüzde 25’inde dışkılama alışkanlıklarında değişiklik oluyor ki bu 1 haftadan uzun süren kabızlık, ishal, dışkı çapının incelmesi önemli bir durum” ifadelerine yer verdi.
"Hiçbir belirti göstermeyebilir"
Hastalığın tespit ve tedavisine ilişkin değerlendirmede bulunan Şenköylü, "Hastalar bize direkt olarak tümörün kalın bağırsağı tıkaması ve anüste ağrı şikayeti ile geliyor. Olguların yüzde 2 ila 4’ünde kalın bağırsak kanserinin yol açtığı tıkanma sonrası delinme gerçekleşiyor ki bu son derece ağır ve ciddi bir durumdur. Kolon kanseri, hastaların yüzde 3’lük kısmında hiçbir belirti göstermeden ortaya çıkar. Yapılan tetkiklerle tesadüfen kolon kanseri olduğunu öğrendiğimiz hastalarımız oluyor. Ameliyatla kanserli dokunun alınması temel tedavi yöntemi olmakla birlikte, erken vakalarda tek başına cerrahi tedavi yeterli olabilmektedir. Gecikmiş vakalarda ise kemoteratipi ve radyoterapi yardımcı yöntemdir. 50 yaşına giren her vatandaş, kanser tarama merkezlerinde, dışkıda gizli kan testi yaptırmalı. 5 yılda bir kez rektosigmoidoskopi, 10 yılda bir kez kolonoskopi yaptırmalı” diye belirtti.
"Mangal yapmayı seven vatandaşlarımız yüksek risk altında"
Kolon kanseri riskinin en aza indirilmesi hakkında önerilerde bulunan Şenköylü, diyet, bol posalı gıda, baklagil, sebze, meyve, süt, sarımsak tüketiminin kolon kanseri riskini azalttığını söyledi.
Şenköylü, "Aşırı yağlı yiyeceklerden uzak durmak, kırmızı et tüketimini sınırlandırmak kolon kanseri riskini yüzde 40 oranında azaltabilmektedir. Probiyotikler, bağırsaklardaki yararlı bakterilerin miktarını artırırlar, faydalıdırlar. Egzersiz çok önemli, düzenli olarak günde 30-60 dakika yapılan egzersiz kolon kanseri riskini yüzde 40 civarında azaltıyor. Düzenli olarak folik asit, kalsiyum, D vitamini tüketimi, kadınlarda menopoz sonrası hormon tedavisi, düzenli aspirin kullanmak kolon poliplerinin oluşumunu azaltır. Sigaradan uzak durmak, günde en az 2 litre su tüketmek, kabızlıktan korunmak, ani, yüksek ısılı pişirme tekniklerinden uzak durmak hastalık faktörünü büyük ölçüde ortadan kaldırır. Özellikle yaz ayında mangal yapmayı seven vatandaşlarımız yüksek risk altında. Çünkü mangal üzerinde pişirilen ürünler yüksek ısıya maruz kalır. Yüksek ısıya maruz kalan etlerin yüzeyi hızlı bir biçimde yanar ve kanser oluşumuna yol açan maddeler ortaya çıkar. Mangal severler en azından küllenmiş ve az ateşte uzun süreli pişirerek eti pişirmelerini ve tüketmelerini salık veririm” mesajını verdi.