İKV'den AB Türkiye Raporuna İlişkin Açıklama
İKV Başkanı Ayhan Zeytinoğlu:'AB üyelik sürecinin canlandırılması öncelikli hedef olmalı'.
İktisadi Kalkınma Vakfı Başkanı Ayhan Zeytinoğlu, Avrupa Birliği'ne (AB) üyelik sürecinin canlandırılmasının öncelikli hedef olması gerektiğini belirtti.
Zeytinoğlu, mevcut AB Komisyonunun açıkladığı son Türkiye raporuna ilişkin olarak yaptığı değerlendirmede raporun Türkiye’nin AB için anahtar bir ortak ve aday ülke olduğunu tespit ettiğini ve göç ve mülteci konusu başta olmak üzere iş birliğinden memnuniyet duyulduğunu belirtti. Bunun yanında, raporun AB üyeliği için öngörülen siyasi ve ekonomik kriterler alanında da önemli tespitler barındırdığını vurgulayan Zeytinoğlu, AB kriterlerine uyum sürecinde gerileme olduğunun belirtildiğini ekledi. Zeytinoğlu, AB adayı bir ülke olarak, raporda yer alan değerlendirmelerin dikkate alınması gereğini aktardı.
Zeytinoğlu ancak bunun yanında, raporun eleştirilerde tek taraflı ve yapıcı olmayan bir yaklaşım sergilediğini de belirtti.
2016’dan beri AB üyelik müzakerelerinde yeni bir faslın açılmadığını ve geçen sene alınan karar ile gümrük birliği güncellenme sürecinin de başlatılmayacağını dile getiren Zeytinoğlu, şunları kaydetti:
"AB’nin aday ülkelerde ilerleme sağlamak için elindeki en önemli araç üyelik müzakereleri. Bu müzakerelerin temel amacı aday ülkeyi AB üyeliğine hazırlamak ve AB değerlerine yakınlaştırmak. Oysa AB Türkiye’nin durumunda elindeki bu mekanizmayı kullanmıyor. Türkiye’de hukuk, yargı ve özgürlükler alanında ilerleme sağlamak için bu konularla ilgili 23’üncü Fasıl'ın açılması en etkili adım olur. Ancak GKRY’nin blokajı sebebiyle açılamıyor. Zaten Gümrük Birliği ile ilgili 8 fasıl da yine Kıbrıs konusu sebebiyle askıya alınmış durumda. Türkiye gibi bir ülkenin AB ile ilişkilerini sadece Kıbrıs meselesine endekslemek AB’nin önemli bir hatası. Eleştirmek kolay. Esas olan ilerleme kaydetmek için Türkiye’ye destek olmak ve süreçleri işletmek. Müzakereleri canlandırmak şöyle dursun, gümrük birliğinin güncellenmesine ilişkin müzakereler dahi açılamadı. Vize serbestliğinde sonuçsuzluk devam ediyor. İlişkileri sadece mülteci meselesine indirgemek kısır bir politika. Türkiye AB için herhangi bir ülke değil, olamaz. Göç konusundan, terörle mücadeleye, enerjiden, yatırımlara, Balkanların istikrarından Suriye meselesine kadar Türkiye AB için son derecede önemli. AB Türkiye ilişkilerini çözümsüzlüğe terk etmek atılacak en yanlış adım olur. Tam tersine çok daha fazla işbirliği ve uyuma ihtiyaç var. AB Türkiye bağlarının güçlenmesi ve ortak çıkarların gözetilmesi bir kazan-kazan ilişkisini tetikler."
-"Amaç Bağcıyı Dövmek Değil, Üzüm Yemek Olmalı"
Raporun önemli tespitlerin yanında sıklıkla ön yargılı ve dışlayıcı bakış açısına yenik düştüğünü de belirten Ayhan Zeytinoğlu, "Amaç, bağcıyı dövmek değil, üzüm yemek olmalı." değerlendirmesinde bulundu.
Zeytinoğlu, Türkiye’nin Kopenhag kriterlerine uyumunu inceleyen bu raporun AB’nin genişleme stratejisi ve Türkiye-AB ilişkileri bağlamında ele alınması gerektiğini anımsattı. İKV Başkanı, AB’nin içinden geçtiği zorlukların ve aşırı sağ hareketlerin yükselişinin AB’nin yeni üye alım sürecini de yavaşlattığını vurguladı.
Buna rağmen, Komisyon’un Arnavutluk ve Kuzey Makedonya ile üyelik müzakerelerinin başlatılmasını önerdiğini belirten Başkan Zeytinoğlu, Avrupa’ya entegre olan bir Balkan bölgesinin istikrar ve güvenlik açısından daha güçlü olacağını belirtti.
Ayhan Zeytinoğlu, Türkiye ile müzakerelerin durma noktasına geldiği bir ortamda, AB üyelik hedefinin reform süreci üzerindeki etkisini kaybettiğini belirtti. Avrupa Komisyonu’nun AB genişleme müzakerelerini yürütmekten sorumlu olduğunu ve müzakerelerin Kıbrıs meselesi ve siyasi vetolar sebebiyle tıkanmasının Türkiye-AB ilişkilerine zarar verdiğinin altını çizen Zeytinoğlu, ülkede AB değerleri doğrultusunda ilerleme sağlamak için en etkili aracın üyelik müzakereleri olduğunu ve AB’nin bu mekanizmayı çalıştırmayarak Türkiye ile müzakereleri açma kararı verdiği zamanki iradesini tersine çevirdiğini belirtti.
Zeytinoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Raporun Kıbrıs ile ilgili bölümü de dikkat çekici. Kıbrıs’ta Türkiye tarafından doğal gaz aramaları bir AB üyesi devletin egemenlik haklarına saygısızlık olarak nitelenirken, KKTC’nin adanın münhasır ekonomik bölgesindeki hakları dikkate alınmamış. Rapor, Türkiye’nin AB değerlerinden uzaklaştığı tespitini yaparken, AB’ye yakınlaşmayı sağlayacak herhangi bir öneride bulunmuyor. Avrupa’nın güvenliği için de son derecede önemli olan Türkiye gibi bir ülkenin karşı karşıya olduğu güvenlik risk ve sorunlarına gözlerini kapatarak, sadece eleştiriler üzerinden ilerlemesi raporun etkisini azaltıyor."
Kaynak: AA
Zeytinoğlu, mevcut AB Komisyonunun açıkladığı son Türkiye raporuna ilişkin olarak yaptığı değerlendirmede raporun Türkiye’nin AB için anahtar bir ortak ve aday ülke olduğunu tespit ettiğini ve göç ve mülteci konusu başta olmak üzere iş birliğinden memnuniyet duyulduğunu belirtti. Bunun yanında, raporun AB üyeliği için öngörülen siyasi ve ekonomik kriterler alanında da önemli tespitler barındırdığını vurgulayan Zeytinoğlu, AB kriterlerine uyum sürecinde gerileme olduğunun belirtildiğini ekledi. Zeytinoğlu, AB adayı bir ülke olarak, raporda yer alan değerlendirmelerin dikkate alınması gereğini aktardı.
Zeytinoğlu ancak bunun yanında, raporun eleştirilerde tek taraflı ve yapıcı olmayan bir yaklaşım sergilediğini de belirtti.
2016’dan beri AB üyelik müzakerelerinde yeni bir faslın açılmadığını ve geçen sene alınan karar ile gümrük birliği güncellenme sürecinin de başlatılmayacağını dile getiren Zeytinoğlu, şunları kaydetti:
"AB’nin aday ülkelerde ilerleme sağlamak için elindeki en önemli araç üyelik müzakereleri. Bu müzakerelerin temel amacı aday ülkeyi AB üyeliğine hazırlamak ve AB değerlerine yakınlaştırmak. Oysa AB Türkiye’nin durumunda elindeki bu mekanizmayı kullanmıyor. Türkiye’de hukuk, yargı ve özgürlükler alanında ilerleme sağlamak için bu konularla ilgili 23’üncü Fasıl'ın açılması en etkili adım olur. Ancak GKRY’nin blokajı sebebiyle açılamıyor. Zaten Gümrük Birliği ile ilgili 8 fasıl da yine Kıbrıs konusu sebebiyle askıya alınmış durumda. Türkiye gibi bir ülkenin AB ile ilişkilerini sadece Kıbrıs meselesine endekslemek AB’nin önemli bir hatası. Eleştirmek kolay. Esas olan ilerleme kaydetmek için Türkiye’ye destek olmak ve süreçleri işletmek. Müzakereleri canlandırmak şöyle dursun, gümrük birliğinin güncellenmesine ilişkin müzakereler dahi açılamadı. Vize serbestliğinde sonuçsuzluk devam ediyor. İlişkileri sadece mülteci meselesine indirgemek kısır bir politika. Türkiye AB için herhangi bir ülke değil, olamaz. Göç konusundan, terörle mücadeleye, enerjiden, yatırımlara, Balkanların istikrarından Suriye meselesine kadar Türkiye AB için son derecede önemli. AB Türkiye ilişkilerini çözümsüzlüğe terk etmek atılacak en yanlış adım olur. Tam tersine çok daha fazla işbirliği ve uyuma ihtiyaç var. AB Türkiye bağlarının güçlenmesi ve ortak çıkarların gözetilmesi bir kazan-kazan ilişkisini tetikler."
-"Amaç Bağcıyı Dövmek Değil, Üzüm Yemek Olmalı"
Raporun önemli tespitlerin yanında sıklıkla ön yargılı ve dışlayıcı bakış açısına yenik düştüğünü de belirten Ayhan Zeytinoğlu, "Amaç, bağcıyı dövmek değil, üzüm yemek olmalı." değerlendirmesinde bulundu.
Zeytinoğlu, Türkiye’nin Kopenhag kriterlerine uyumunu inceleyen bu raporun AB’nin genişleme stratejisi ve Türkiye-AB ilişkileri bağlamında ele alınması gerektiğini anımsattı. İKV Başkanı, AB’nin içinden geçtiği zorlukların ve aşırı sağ hareketlerin yükselişinin AB’nin yeni üye alım sürecini de yavaşlattığını vurguladı.
Buna rağmen, Komisyon’un Arnavutluk ve Kuzey Makedonya ile üyelik müzakerelerinin başlatılmasını önerdiğini belirten Başkan Zeytinoğlu, Avrupa’ya entegre olan bir Balkan bölgesinin istikrar ve güvenlik açısından daha güçlü olacağını belirtti.
Ayhan Zeytinoğlu, Türkiye ile müzakerelerin durma noktasına geldiği bir ortamda, AB üyelik hedefinin reform süreci üzerindeki etkisini kaybettiğini belirtti. Avrupa Komisyonu’nun AB genişleme müzakerelerini yürütmekten sorumlu olduğunu ve müzakerelerin Kıbrıs meselesi ve siyasi vetolar sebebiyle tıkanmasının Türkiye-AB ilişkilerine zarar verdiğinin altını çizen Zeytinoğlu, ülkede AB değerleri doğrultusunda ilerleme sağlamak için en etkili aracın üyelik müzakereleri olduğunu ve AB’nin bu mekanizmayı çalıştırmayarak Türkiye ile müzakereleri açma kararı verdiği zamanki iradesini tersine çevirdiğini belirtti.
Zeytinoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Raporun Kıbrıs ile ilgili bölümü de dikkat çekici. Kıbrıs’ta Türkiye tarafından doğal gaz aramaları bir AB üyesi devletin egemenlik haklarına saygısızlık olarak nitelenirken, KKTC’nin adanın münhasır ekonomik bölgesindeki hakları dikkate alınmamış. Rapor, Türkiye’nin AB değerlerinden uzaklaştığı tespitini yaparken, AB’ye yakınlaşmayı sağlayacak herhangi bir öneride bulunmuyor. Avrupa’nın güvenliği için de son derecede önemli olan Türkiye gibi bir ülkenin karşı karşıya olduğu güvenlik risk ve sorunlarına gözlerini kapatarak, sadece eleştiriler üzerinden ilerlemesi raporun etkisini azaltıyor."