Dünyaca Ünlü Aşçılar Mardin'de Tandır Ekmeği Yaptı

BASQUE Dünya Aşçılık Ödülleri’nde dünyanın ilk 10 şefi arasına giren Mardinli Şef Ebru Baybara Demir, Brezilyalı Şef David Hertz ve İsviçreli Şef Patrick Honauer dünyadaki iklim değişikliğine dikkat çekmek için Mardin’de bir araya gelerek Eryeri Mahallesi kadınları ile hamur yoğurup tandır ekmeği pişirdi.

Dünyaca Ünlü Aşçılar Mardin'de Tandır Ekmeği Yaptı
Topraktan Tabağa Projeleriyle mülteci ve yerel halkın kalkınması, sosyal entegrasyon çalışmalarıyla iklim değişikliğine ve tükenen tohumlara dikkat çekmek isteyen Mardinli Şef Ebru Baybara Demir, Gastromotiva projesinin kurucusu dünyaca ünlü Brezilyalı Şef David Hertz ve İsviçreli Şef Patrick Honauer ile birlikte Mardin’in Eryeri Mahallesi’nde kadınlarla birlikte ilk yerel tohum olan Sorgül buğdayından yapılan un ile tandır ekmeği pişirdi.

İlk kez Mardin’in yöresel taş fırının içinde tandır ekmeği yapan ünlü şefler Eryeri Mahallesi kadınların tandır ekmek yapımını ilgiyle izledi. Brezilyalı Şef David Hertz kendi elleriyle yoğurduğu hamur ile tandır ekmeği yaparken pişen ekmeği Eryeri Mahallesi’nde çocuklar ile paylaştı.

Mezopotamya’nın en eski buğdayı olan ve “Topraktan Tabağa Projesi” ile Mardin’de yeniden üretimi başlanan Sorgül buğdayı hakkında Eryeri Mahallesi kadınlarından ve Mardinli şef Ebru Baybara Demir’den bilgi alan Hertz ve Honauer toprakların korunması ve yerel tohum üretilmesinin arttırılması gerekliliğini vurguladı. Kendi ülkeleri hakkında bilgi veren şefler kendi topraklarına özgü 65 çeşit patates tohumunu da koruma altına aldıklarını söyledi.



"İyi bir tabak yapmaktan öte yaptığımız tabağı toplumsal faydaya dönüştürmek istiyoruz"

Mardinli Şef Ebru Bayrabara Demir, Şef David Hertz’in 12 Mart’ta İstanbul’da gerçekleşecek olan Global Gastroekonomi Zirvesi öncesinde Şanlıurfa ve Mardin’e geldiğini belirterek, "Bizim yaptığımız iş iyi bir tabak yapmaktan öte yaptığımız tabağı toplumsal faydaya dönüştürmek istiyoruz. Daha çok insanların hayatlarını gastronomiyle dönüştürücü gücü ile insanlar hayatlarını dönüştürüp, değiştirmeye çalışıyoruz. İkimiz dünyanın 10 en iyi şefi arasında yer aldık. Kendisinin burada olmasından dolayı çok mutluyuz. Bizim için çok özel bir onur oldu bizim için" dedi.

Brezilyalı Şef David Hertz, eski bir şehirde olmaktan ve kadınların bu projede yer almasından duyduğunu memnuniyeti dile getirerek, "Burada tarihi köyleri, tepeleri ve alanları görmek beni çok etkiledi ve benim için büyük bir sürpriz oldu. Bu bölge tarihi anlamda önem taşıyor. İki Suriyeli mülteci evini ziyaret ettim ve burada nasıl bir yaşam inşa ettiklerini ve bölge halkıyla Mardinlilerle nasıl etkileşim içerisinde olduklarını gördüm. Bu projenin büyük önem taşıdığını düşünüyorum. Biz insanlar olarak doğaya daha fazla bağlanmalıyız. Toprağa, toprakla ilgilenen insanlara daha fazla güvenmeliyiz. Doğayla bağlantımızı yeniden gözden geçirmeliyiz. Dünyada buna benzer başka bir proje görmedim. Bu eski tarım uygulamalarını geri getirme yöntemi. Modern tarım uygulamalarıyla mücadelede her ülke kendi ihtiyaçları doğrultusunda kendi yolunu ve çözümünü bulmak zorunda. Burada yapılanların bu toprakların ihtiyacı olan inovasyonu bulduğuna inanıyorum. Ebru’nun hayata geçirdiği projelerin en önemli yönün bir kadının bir kadına ilham vermesi olduğunu düşünüyorum. Bir şef ve bir kadın olarak Ebru başka kadınlara kendilerini güçlendirmeleri için ilham veriyor, güç veriyor" diye konuştu.



"Tarımı sürdürülebilir kılmak için yeni teknolojiler yapmak zorundayız"

İsviçreli Şef Patrick Honauer, projenin yerel tohum, bio çeşitlilik ve zira ilaç kullanılmamasını kapsayan çok önemli bir proje olduğunu söyleyerek "Ben bir şefim, benim toprağa, çiftçiye, doğaya, hayvanlara karşı ciddi bir sorumluluğum var. Bu nedenle tüm bunları barındıran bu projeyi değerli buluyorum. Bio çeşitliliğin korunması şefler olarak bizim görevimiz. Burada sevdiğim konu projelerin sosyal kapsayıcılığı. Suriyelilerin kendi bildikleri bölge halkının bilgi birikimi harmanlanıyor ve faydalı yeni bir yöntem oluşturuluyor. Sabun atölyesinde, ekmek atölyesinde ve bugün burada tohum projesinde gördüğümüz hep bu oldu. Tarımı sürdürülebilir kılmak için yeni teknolojiler yapmak zorundayız. Dünyamızdaki suyu korumak için burada yapılanlar gibi yenileyici ve doğal metodolojiler bulmamız gerekiyor" dedi.

Eryeri Mahallesi’ndeki kadınlarla vedalaşan heyet Mardin’in tarihi mekanlarını gezdi.
Kaynak: İHA