'Cezayir, İkiyüzlü Politikaların Hedefinde'
Uluslararası Hak İhlalleri İzleme Merkezi Genel Sekreteri Veysel Başar: 'Cezayir, Mısır ve Venezuela gibi Batılı devletlerin kendi sınırları dışında yürüttüğü çifte standart ve ikiyüzlü politikaların hedefi olma tehlikesi altında' 'Cezayir halkının ortak aklını temsil eden barışçıl gösterilerinde manipülasyonlara izin verilmemeli, kaos ortamına karşı tüm kesimler duyarlı olmalıdır. Cezayirlilerin ortak talepleri doğrultusunda oluşturulacak diyalog ortamıyla, Cezayir'in geleceği yeniden şekillendirilmelidir' 'Türkiye ile benzer bir siyasi geçmişe sahip Cezayir'de, Türkiye'nin demokratikleşme ve küresel sistemle mücadele yöntemi ilgiyle takip ediliyor'
Uluslararası Hak İhlalleri İzleme Merkezi (UHİM) Genel Sekreteri Veysel Başar, Cezayir'in, Mısır ve Venezuela gibi Batılı devletlerin kendi sınırları dışında yürüttüğü çifte standart ve ikiyüzlü politikaların hedefinde olduğunu belirtti.
UHİM adına Beşiktaş Malta Köşkü'nde, "Batılı Demokrasinin Kıskacında Cezayir" başlıklı basın açıklaması yapan Başar, Arap Baharı'nın teğet geçtiği Cezayir'de, Cumhurbaşkanı Abdulaziz Buteflika'nın 5. dönem adaylığına tepki olarak başlayan eylemlerin, yoğun katılımlı, barışçıl ve rejim karşıtı gösterilere dönüştüğünü söyledi
Cezayir halkının Buteflika'nın seçimlerden çekilmesini, şeffaf ve özgür bir seçim sürecini talep ettiğini aktaran Başar, "1999 yılında Cezayir'in başına geçen ve günümüze kadar iktidarını sürdüren Abdulaziz Buteflika'nın, özgürlükleri kısıtlaması, petrol ve doğalgaz gelirlerini başta Fransa olmak üzere Batılı devletlere peşkeş çekmesi, yolsuzluktan dolayı bütçedeki açığın artması, işsizliğin yüzde 30'lara yükselmesi gibi olumsuz gelişmeler üzerine cumhurbaşkanlığına aday olması bardağı taşıran son damla oldu." değerlendirmesinde bulundu.
132 yıl Fransız işgali altında kalan Cezayir'in, bağımsızlıktan sonra harap bir ülkeye döndüğünü ifade eden Başar, Cezayir'in siyasi hayata geçiş sürecinin, Türkiye ile benzerlikler taşıdığını söyledi.
- "Buteflika'nın geçiş sürecinde rol almamasını istiyorlar"
Veysel Başar, 20 yıl boyunca Cezayir'i tek başına yöneten Buteflika'nın 18 Nisan'da yapılması planlanan cumhurbaşkanlığı seçimlerini ertelediğini, halkın tepkisi üzerine adaylığını geri çektiğini ve ulusal diyalog çağrıları yaptığını aktararak, "Halk, bunu bir değişim değil, eskinin devamı olarak kabul ediyor." ifadelerini kullandı.
Başar, şunları kaydetti:
"Cezayir'de her kesimden insan, özellikle cuma günleri adil ve şeffaf seçimlerin yapılması için meydanlara toplanıyor. Tek bir merkeze bağlı olmadan sürdürülen gösteriler, ortak bir aklı temsil etmektedir. Buteflika'nın adaylığına karşı çıkan muhalif gruplar, Buteflika'nın 28 Nisan'da kesinlikle koltuğunu bırakmasını ve geçiş sürecinde rol almamasını istiyorlar. En büyük parti olan Barış Toplumu Hareketi, Buteflika'nın yol haritasını, halkın gerçek değişim taleplerinin üzerini örtme olarak değerlendiriyor. Barış Toplumu Hareketi, tüm taraflara, hiçbir kesimin dışlanmadığı bir diyalog dilinin kullanılması çağrısında bulunuyor."
- "Cezayir'in geleceği yeniden şekillendirilmelidir"
Türkiye ile benzer bir siyasi geçmişe sahip Cezayir'de, Türkiye'nin demokratikleşme ve küresel sistemle mücadele yönteminin ilgiyle takip edildiğine dikkat çeken Başar, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Jeostratejik konumu, zengin doğal gaz ve petrol yataklarıyla Batılı küresel güçlerin iştahını kabartan Cezayir'de yaşanmakta olan olaylar, Kuzey Afrika ve Orta Doğu'yu yeniden hareketlendirme potansiyeline sahiptir. Cezayir'deki gelişmeler, İsrail'in çıkarlarını korumayı kendine görev edinen ABD ve müttefiklerinin bölgede oluşturmaya çalıştığı yeni düzene karşı bir tehlike arz etmektedir.
Cezayir, Mısır ve Venezuela'da olduğu gibi, Batılı devletlerin kendi sınırları dışında yürüttüğü çifte standart ve ikiyüzlü politikaların hedefi olma tehlikesi altındadır. Cezayir halkının ortak aklı temsil eden barışçıl gösterilerinde, manipülasyonlara izin verilmemeli, kaos ortamına karşı tüm kesimler duyarlı olmalıdır. Cezayirlilerin ortak talepleri doğrultusunda oluşturulacak diyalog ortamıyla, Cezayir'in geleceği yeniden şekillendirilmelidir. Büyük bedeller ödeyerek özgürlüğüne kavuşan ülkede, hiçbir dış ve askeri müdahaleye mahal verilmemelidir."
Kaynak: AA
UHİM adına Beşiktaş Malta Köşkü'nde, "Batılı Demokrasinin Kıskacında Cezayir" başlıklı basın açıklaması yapan Başar, Arap Baharı'nın teğet geçtiği Cezayir'de, Cumhurbaşkanı Abdulaziz Buteflika'nın 5. dönem adaylığına tepki olarak başlayan eylemlerin, yoğun katılımlı, barışçıl ve rejim karşıtı gösterilere dönüştüğünü söyledi
Cezayir halkının Buteflika'nın seçimlerden çekilmesini, şeffaf ve özgür bir seçim sürecini talep ettiğini aktaran Başar, "1999 yılında Cezayir'in başına geçen ve günümüze kadar iktidarını sürdüren Abdulaziz Buteflika'nın, özgürlükleri kısıtlaması, petrol ve doğalgaz gelirlerini başta Fransa olmak üzere Batılı devletlere peşkeş çekmesi, yolsuzluktan dolayı bütçedeki açığın artması, işsizliğin yüzde 30'lara yükselmesi gibi olumsuz gelişmeler üzerine cumhurbaşkanlığına aday olması bardağı taşıran son damla oldu." değerlendirmesinde bulundu.
132 yıl Fransız işgali altında kalan Cezayir'in, bağımsızlıktan sonra harap bir ülkeye döndüğünü ifade eden Başar, Cezayir'in siyasi hayata geçiş sürecinin, Türkiye ile benzerlikler taşıdığını söyledi.
- "Buteflika'nın geçiş sürecinde rol almamasını istiyorlar"
Veysel Başar, 20 yıl boyunca Cezayir'i tek başına yöneten Buteflika'nın 18 Nisan'da yapılması planlanan cumhurbaşkanlığı seçimlerini ertelediğini, halkın tepkisi üzerine adaylığını geri çektiğini ve ulusal diyalog çağrıları yaptığını aktararak, "Halk, bunu bir değişim değil, eskinin devamı olarak kabul ediyor." ifadelerini kullandı.
Başar, şunları kaydetti:
"Cezayir'de her kesimden insan, özellikle cuma günleri adil ve şeffaf seçimlerin yapılması için meydanlara toplanıyor. Tek bir merkeze bağlı olmadan sürdürülen gösteriler, ortak bir aklı temsil etmektedir. Buteflika'nın adaylığına karşı çıkan muhalif gruplar, Buteflika'nın 28 Nisan'da kesinlikle koltuğunu bırakmasını ve geçiş sürecinde rol almamasını istiyorlar. En büyük parti olan Barış Toplumu Hareketi, Buteflika'nın yol haritasını, halkın gerçek değişim taleplerinin üzerini örtme olarak değerlendiriyor. Barış Toplumu Hareketi, tüm taraflara, hiçbir kesimin dışlanmadığı bir diyalog dilinin kullanılması çağrısında bulunuyor."
- "Cezayir'in geleceği yeniden şekillendirilmelidir"
Türkiye ile benzer bir siyasi geçmişe sahip Cezayir'de, Türkiye'nin demokratikleşme ve küresel sistemle mücadele yönteminin ilgiyle takip edildiğine dikkat çeken Başar, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Jeostratejik konumu, zengin doğal gaz ve petrol yataklarıyla Batılı küresel güçlerin iştahını kabartan Cezayir'de yaşanmakta olan olaylar, Kuzey Afrika ve Orta Doğu'yu yeniden hareketlendirme potansiyeline sahiptir. Cezayir'deki gelişmeler, İsrail'in çıkarlarını korumayı kendine görev edinen ABD ve müttefiklerinin bölgede oluşturmaya çalıştığı yeni düzene karşı bir tehlike arz etmektedir.
Cezayir, Mısır ve Venezuela'da olduğu gibi, Batılı devletlerin kendi sınırları dışında yürüttüğü çifte standart ve ikiyüzlü politikaların hedefi olma tehlikesi altındadır. Cezayir halkının ortak aklı temsil eden barışçıl gösterilerinde, manipülasyonlara izin verilmemeli, kaos ortamına karşı tüm kesimler duyarlı olmalıdır. Cezayirlilerin ortak talepleri doğrultusunda oluşturulacak diyalog ortamıyla, Cezayir'in geleceği yeniden şekillendirilmelidir. Büyük bedeller ödeyerek özgürlüğüne kavuşan ülkede, hiçbir dış ve askeri müdahaleye mahal verilmemelidir."