'İsrail Kuzey Afrika'da Nüfuz Elde Etmeye Çalışıyor'
Fas'taki İslami Ulusal Konferansı Koordinatörü Halid esSufyani: '(Netanyahu'nun Fas'ı ziyaret edeceği iddiaları) Fas'ın tepkisi ölçülmek isteniyor ve böyle bir atmosfer oluşturularak ziyaretler kabullendirilmeye çalışılıyor' 'Netanyahu'nun Arap liderlerle Varşova'da bir araya gelmesinden sonra Mescidi Aksa'nın kapısına kilit vurulmasına yönelik direkt adımlar atıldı. Bu da Siyonist oluşumlarla yapılacak her türlü ilişkinin onları, Filistin halkının öldürülmesi hususunda daha çok cesaretlendirmesi demektir' 'Fas üzerinde Siyonistlerin kuracağı olası bir nüfuz, Filistin ve Fas halkının açık bir şekilde sırtından bıçaklanması anlamına gelir' İsrail'le Normalleşme Karşıtı Fas Gözlemevi Başkanı Ahmed Avihman: 'İsrail, test balonları taktiğini kullanarak Fas halkının ziyareti ne ölçüde kabul edeceğini ölçüp, buna göre adımlar atacak. Eğer halktan ziyarete sert tepki gelirse, normalleşmenin iddialardan ibaret olduğu ve böyle bir şeyin söz konusu olmadığı anlaşılacaktır' 'Fas'ın büyük suçlarla dolu ve Siyonistlerin önde gelenlerinden birini karşılaması mümkün değil'
Başbakan Binyamin Netanyahu'nun, Eylül 2018'de gizli bir şekilde Fas Dışişleri Bakanı Nasır Burita ile bir araya geldiği iddialarının ardından İsrail medyasında Netenyahu'nun kısa süre içerisinde başkent Rabat'ı ziyaret edeceği yönünde haberler çıkmaya başladı.
Faslı siyasi gözlemciler, bu tür iddia niteliğindeki haberlerin yayınlanma nedeninin, İsrail yönetiminin Fas'a yönelik olası normalleşme adımlarına karşı hükümetin ve halkın tepkisini ölçmek olduğu yorumunu yapıyor. Bir diğer nedenin ise Netanyahu'nun seçimler öncesi konumunu güçlendirmek ve Kuzey Afrika'da nüfuz elde etme çabaları olduğu belirtiliyor.
Siyasi gözlemciler, İsrail ile normalleşme girişiminin, Filistin ve Fas halkının "sırtından bıçaklanması" anlamına geldiğini ifade ederek, bu adımın Filistinlileri katletmek konusunda İsrail'e cesaret vereceğini savunuyor.
Fas'taki bağımsız düşünce kuruluşlarından İslami Ulusal Konferansı Koordinatörü Halid es-Sufyani, AA muhabirine yaptığı açıklamada, İsrail medyasında çıkan söz konusu haberleri değerlendirdi.
Netanyahu'nun ziyarette bulunacağına veya daha önce gizli görüşmeler yaptıklarına ilişkin iddiaların yayınlanmasına dair Sufyani, "Fas'ın tepkisi ölçülmek isteniyor ve böyle bir atmosfer oluşturularak ziyaretler kabullendirilmeye çalışılıyor." dedi.
Arap liderlerin Netanyahu ile görüşmesinin Siyonistlerin işgallerine göz yumulması anlamına geldiğini vurgulayan Sufyani, şöyle devam etti:
"Netanyahu'nun Arap liderlerle Varşova'da bir araya gelmesinden sonra Mescid-i Aksa'nın kapısına kilit vurulmasına yönelik direkt adımlar atıldı. Bu da Siyonist oluşumlarla yapılacak her türlü ilişkinin onları, Filistin halkının öldürülmesi hususunda daha çok cesaretlendirmesi demektir."
- İsrail'in Kuzey Afrika'da nüfuz çabaları
Netanyahu'nun Fas ziyareti haberlerinin, İsrail'in Kuzey Afrika'da nüfuz elde etme çabaları bağlamında olduğunu söyleyen Sufyani, "İsrail'in bazı Körfez ülkeleri üzerinde nüfuzunu güçlendirmesinin ardından Netanyahu ve bu ülke yetkilileri arasında görüşmeler gerçekleşti. Şu anda ise Kuzey Afrika ülkeleri üzerinde nüfuzun sağlanması hedefleniyor ve bunun için de İsrail medyası bu tür haberleri işliyor." değerlendirmesinde bulundu.
Sufyani, "Fas üzerinde Siyonistlerin kuracağı olası bir nüfuz, Filistin ve Fas halkının açık bir şekilde sırtından bıçaklanması anlamına gelir." ifadesini kullandı.
İsrail ana akım medyasının, Netanyahu'nun Rabat ziyareti sırasında Batı Sahra sorununun çözümüne ilişkin girişimde bulunacağını da yazdığını hatırlatan Sufyani, şöyle devam etti:
"Bu bir hakaret niteliğindedir çünkü Batı Sahra meselesi Fas'ın sorunudur ve güney bölgesi Fas'a aittir. Kimse bununla oynayamaz. Zaten Fas halkı, Netanyahu gibi kana susamış birisinin böyle bir girişimde bulunması beklentisi içinde değil."
- "Fas'ın Siyonistlerin önde gelenini karşılaması mümkün değil"
İsrail'le Normalleşme Karşıtı Fas Gözlemevi Başkanı Ahmed Avihman da "İsrail, test balonları taktiğini kullanarak Fas halkının ziyareti ne ölçüde kabul edeceğini ölçüp, buna göre adımlar atacak. Eğer halktan ziyarete sert tepki gelirse, normalleşmenin iddialardan ibaret olduğu ve böyle bir şeyin söz konusu olmadığı anlaşılacaktır." diye konuştu.
Fas'ın özellikle Kudüs komisyonuna başkanlık ettiği bir dönemde böylesi bir durumun gerçekleşeceğine inanmadığını dile getiren Avihman, "Fas'ın büyük suçlarla dolu ve Siyonistlerin önde gelenlerinden birini karşılaması mümkün değil." görüşünü savundu.
Avihman, Fas halkının Netanyahu'nun olası ziyareti dahil tüm yönleriyle İsrail'le normalleşme girişimlerine karşı olduğuna dikkati çekerek, "Bu adım, emrivaki bir şekilde daha önce bazı Arap ülkelerine yapılan normal ziyaretlermiş gibi gösterilmeye çalışılıyor." ifadelerini kullandı.
Netanyahu'nun muhtemel Rabat ziyaretiyle ayrıca 9 Nisan'da yapılacak erken seçimler öncesi İsrail kamuoyuna Arap ülkelerle ilişkilerin normalleştiği imajını vererek konumunu güçlendirmeyi hedeflediği belirtiliyor.
İsrail medyası daha önce Netanyahu'nun mart veya nisan ayında Fas'a gideceği yönünde haberler yayınlamıştı.
Fas Dışişleri Bakanı Sözcüsü Mustafa el-Halfi, 31 Ocak'ta gazetecilerin iddia haberlerini hatırlatması üzerine herhangi bir açıklama yapmazken, haberlerin rivayet olduğunu söylemekle yetinmişti.
İsrail'in Kanal 13 televizyonu, 17 Şubat'ta yayınladığı bir haberde Netanyahu'nun Eylül 2018'de Fas Dışişleri Bakanı Nasır Burita ile bir araya geldiğini duyurmuştu. Bakanlık Sözcüsü Halfi ise bu haberi yalanlamıştı.
Fas hükümeti daha önce yayımladığı yazılı açıklamada, İsrail ile Fas arasında herhangi resmi, siyasi ve ticari bir ilişkinin olmadığını vurgulamıştı.