'Market Zincirleri Tarladan Mal Alamayacak'
TBMM, Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Başkanı Yunus Kılıç: 'Market zincirleri, tarladan mal alamayacak. Hal sistemine dahil olacaklar' 'Yeni Hal yasası ile üretici birlikleri kurulacak. Birlikler hallerde en az yüzde 30 oranında mekana sahip olacak. Birliğe üye üreticiler daha az kira verecek' 'Türkiye'de yaş sebze ve meyvede zayiat oranı yüzde 30 civarında. Market zincirleri ve tüccarlar malı ucuza alıp, pahalıya sattıkları için bu zayiatı ortadan kaldırmak için tedbir almıyor'
ADEM BALTA - TBMM, Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Başkanı Yunus Kılıç, çalışmaları devam eden hal yasası hayata geçtiğinde, büyük zincir marketlerin hal sistemine dahil olacağını ve böylece tarladan mal alamayacağını belirterek, "Ya komisyoncudan ya tüccardan ya da halden alacaklar." dedi.
Kılıç, AA muhabirine yaptığı açıklamada, hal yasası konusundaki düzenlemeler ile sebze ve meyve fiyatındaki artış nedenlerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Yasa üzerinde son çalışmaların yapıldığını, toplumun beklentilerine cevap verecek bir düzenleme gerçekleştirildiğini vurgulayan Kılıç, köylerde belli yaş grubu üzerindeki insanların tarımla uğraştığını, gençlerin büyükşehirlerde başka iş alanlarında çalıştığını aktardı.
Kılıç, "Hasat döneminde işçi arayışına giren tarım üreticilerimiz, mevsimlik işçiler ve Suriye'den gelenlerle ürünlerini toplamak zorunda kalıyor. Mevsimlik işçiler, 'dayıbaşılık' denilen sistem ile organize olup çalışıyor. Dayıbaşıları büyük marketlerle anlaştıkları için köylülerin işçi talebini kabul etmiyor. Bağ, sera veya bostandaki ürün toplanamayınca bir süre sonra çürümeye başlıyor." diye konuştu.
- "Market zincirleri, üreticileri kendilerine mahkum bırakıyor"
Büyük zincir marketleri ile tüccarların, köylünün bu durumunu fırsata çevirdiğini ve "Ya istediğim fiyattan satarsın ya da ürünün çürür" tehditi ile ürünü ucuza aldığını kaydeden Kılıç, "Çiftçi ürününü düşük fiyattan satmaya mecbur bırakılıyor. Piyasayı elinde tutan bu fırsatçılar, üreticileri ve tarla sahiplerini gübre, tohum ve ilaç desteği ile önceden tekelleri altına alıyor. Sistemini bu şekilde kuran büyük tüccar ve zincir marketler, üreticileri kendilerine mahkum bırakıyor. Bu sisteme giremeyen üreticiler de işçi bulmakta zorlandıkları için ürünlerini ucuza satmak zorunda kalıyorlar." ifadesini kullandı.
Mağaza zincirleri ve büyük tüccarların, insan gücü ihtiyacını dayıbaşılarla anlaşarak giderdiklerini vurgulayan Kılıç, "Dayıbaşıları günlük anlaştıkları yevmiyenin tamamını işçiye vermiyor. Bu yevmiyeler üzerinden de para kazanıyorlar. Hem güneş altında çalışan insanlar hem de tarlasındaki ürününü satmayı bekleyen üreticiler mağdur ediliyor. Burada bir tekelleşme oluşmuş durumda. Tarla sahibi üretici de alın teri döken gariban da emeğinin karşılığını alamıyor." değerlendirmesinde bulundu.
Zincir marketlerin sebze ve meyve zayiatında gereken tedbirleri almadığını belirten Kılıç, "Türkiye'de yaş sebze ve meyvede zayiat oranı yüzde 30 civarında. İnsan zor kar edebileceği bir üründe yüzde 30 zayiata göz yumar mı? Teknolojinin bu kadar geliştiği bir çağda market zincirleri ve tüccarlar, malı ucuza alıp pahalıya sattıkları için bu zayiatı ortadan kaldırmak için hiçbir tedbir almıyor." dedi.
- "Komisyonculuk sisteminde de sıkıntılar var"
Tarladaki ürünün, sadece zincir marketler ve tüccarlar aracılığıyla değil aynı zamanda komisyoncular üzerinden de tüketiciye ulaştırıldığına işaret eden Kılıç, burada da çok ciddi sıkıntılar yaşandığını vurguladı.
Kılıç, yürürlükteki kanunlara göre komisyoncuların üreticiden en fazla yüzde 8 oranında bir komisyon alabildiğini ve alınan ürünün ikinci bir komisyoncuya satılamayacağını kaydetti.
Yasada belirtilen şekliyle uygulanması durumunda komisyoncuların ancak yüzde 4 oranında kar elde ettiğini, komisyoncuların ayakta kalması için bu rakamın normal olduğuna değinen Kılıç, "Ancak sahada farklı bir uygulama var. Komisyoncular, aldıkları ürünü yasalara aykırı olarak yüzde 8 kar oranıyla başka komisyonculara satıyor. Tarlada ucuza alınan ürün, komisyoncularda el değiştirdikçe fiyat da artmış oluyor. Mevcut sistemde üreticiler, perakende satışını elinde tutan zincir marketler, büyük tüccarlar ve komisyoncuların insafına kalmış durumda. Buna seyirci kalamayız." diye konuştu.
- "Hal yasası ile üretici birlikeleri kurulacak"
Hal yasası ile her ürünün bir künyesinin olacağını, komisyoncu sayısının azalacağını, tüccarlara ve özellikle komisyonculara ilave yükümlülükler getirileceğini bildiren Kılıç, "Denetim ve takip sistemi ile ürünün hangi şartlarda alınıp satılacağı ve kar oranları belirlenecek. Ürünün ayak izleri belli olacak. Ürünün nereden ve kimden alındığı, çıktığı yer ile vardığı yer arasında kimlerin elinden geçtiğini bileceğiz. Birden fazla komisyoncu bir malın alım ve satımını yapamayacak." değerlendirmesini yaptı.
Üretici birliklerinin kurulacağını, hal içindeki birliklerinin daha çok mekana sahip olacağını vurgulayan Kılıç, hal yasasındaki düzenlemeleri şöyle anlattı:
"Hallerde üretici birlikleri en az yüzde 30 oranında bir mekana sahip olacaktır. Bunu kanunla sağlayacağız. Üretici birlikleri bir takım avantajlara sahip olacak. Birliğe üye üreticiler, haldeki diğer esnaflardan daha ucuz dükkan kirası vereceklerdir. Üretici birliklerine pozitif ayrımcılık yapacağız. Üretici birliğine üye bir çiftçimizin malını herkes istediği fiyata alıp satamayacak. Bu birlikler, hal yasasının en önemli yapı taşı olacak. Bunlar üreticiyi koruma noktasında aktif görevler alacak. Üretici birlikleri, zaman içinde satış mağazaları da açarak üreticinin ürettiği malı doğrudan tüketiciye ulaştırabilecek."
- "Zincir marketler tarladan ürün alamayacak"
Zincir marketlerin ve AVM'lerin artması ile birlikte mahalle bakkallarının ortadan kalktığını ve yeni düzenleme ile perakendecilik sistemi içinde yaş sebze meyve satışıyla ilgili bazı düzenlemelerin de olacağını belirten Kılıç, şöyle konuştu:
"AVM'lerde her şey satılıyor. Hal yasasında bazı sınırlandırmalar olacaktır. Şu anda perakendeciler hal sistemini kullanmıyor. Tarladan ucuza aldığı ürünü istediği fiyata satabiliyor. Büyük market zincirleri artık gidip vatandaşın tarlasından mal alamayacak. Hal sistemine dahil olacaklar. Ya komisyoncudan ya tüccardan ya da halden alacaklar. Böylece ürünü kaça alıp sattığını görebileceğiz. Tarlada üreticinin aleyhine olabilecek işlemlerin önüne geçmiş olacağız. Bu da ürünün hallere girmesi ile olacak. Aksi takdirde üreticiyi onların elinden kurtaramayız."
Üreticinin tarladan elde ettiği malıyla birlikte hale geleceğini, alıcıların satıcılarla direkt temas kuramayacağına işaret eden Kılıç, "Alıcılar, üretici ile direkt temas kurmadan camın arkasından ürünü görebilecekler. Beğendiği firmanın ürününü görevliler aracılığıyla isteyecekler. Beğendiyse alacak. Böylece bir rekabet ortamı da oluşacak. Ürün satılmadıysa üreticiler birliği tarafından alınacak. Hal yasası ile haller adeta kocaman çiçek mezatları gibi olacak. Hale girmeyen bir mal satılamayacak. Haller, ürünlerin 20 gün dayanabileceği depoların olduğu mekanlar haline dönüşecek." bilgisini paylaştı.
- "Soğutma sistemine sahip araçların kullanımı teşvik edilecek"
Yeni yasa ile lojistiğin uygun hale getirilmesinin teşvik edileceğini açıklayan Kılıç, "Devlet, özellikli araçlarla taşımayı gerçekleştiren ve uygun iklimlendirme koşullarına sahip depoları kullanan firmaları teşvik edecek. Bu desteklemeler olmazsa mevcut sistemi değiştiremeyiz. Yaş sebze ve meyve taşımacılığında soğutma sistemine sahip araçların kullanımı teşvik edilecek. Ürünün bu araçlarla gideceği yerlere teslim edilmesi lazım." diye konuştu.
Kaynak: AA
Kılıç, AA muhabirine yaptığı açıklamada, hal yasası konusundaki düzenlemeler ile sebze ve meyve fiyatındaki artış nedenlerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Yasa üzerinde son çalışmaların yapıldığını, toplumun beklentilerine cevap verecek bir düzenleme gerçekleştirildiğini vurgulayan Kılıç, köylerde belli yaş grubu üzerindeki insanların tarımla uğraştığını, gençlerin büyükşehirlerde başka iş alanlarında çalıştığını aktardı.
Kılıç, "Hasat döneminde işçi arayışına giren tarım üreticilerimiz, mevsimlik işçiler ve Suriye'den gelenlerle ürünlerini toplamak zorunda kalıyor. Mevsimlik işçiler, 'dayıbaşılık' denilen sistem ile organize olup çalışıyor. Dayıbaşıları büyük marketlerle anlaştıkları için köylülerin işçi talebini kabul etmiyor. Bağ, sera veya bostandaki ürün toplanamayınca bir süre sonra çürümeye başlıyor." diye konuştu.
- "Market zincirleri, üreticileri kendilerine mahkum bırakıyor"
Büyük zincir marketleri ile tüccarların, köylünün bu durumunu fırsata çevirdiğini ve "Ya istediğim fiyattan satarsın ya da ürünün çürür" tehditi ile ürünü ucuza aldığını kaydeden Kılıç, "Çiftçi ürününü düşük fiyattan satmaya mecbur bırakılıyor. Piyasayı elinde tutan bu fırsatçılar, üreticileri ve tarla sahiplerini gübre, tohum ve ilaç desteği ile önceden tekelleri altına alıyor. Sistemini bu şekilde kuran büyük tüccar ve zincir marketler, üreticileri kendilerine mahkum bırakıyor. Bu sisteme giremeyen üreticiler de işçi bulmakta zorlandıkları için ürünlerini ucuza satmak zorunda kalıyorlar." ifadesini kullandı.
Mağaza zincirleri ve büyük tüccarların, insan gücü ihtiyacını dayıbaşılarla anlaşarak giderdiklerini vurgulayan Kılıç, "Dayıbaşıları günlük anlaştıkları yevmiyenin tamamını işçiye vermiyor. Bu yevmiyeler üzerinden de para kazanıyorlar. Hem güneş altında çalışan insanlar hem de tarlasındaki ürününü satmayı bekleyen üreticiler mağdur ediliyor. Burada bir tekelleşme oluşmuş durumda. Tarla sahibi üretici de alın teri döken gariban da emeğinin karşılığını alamıyor." değerlendirmesinde bulundu.
Zincir marketlerin sebze ve meyve zayiatında gereken tedbirleri almadığını belirten Kılıç, "Türkiye'de yaş sebze ve meyvede zayiat oranı yüzde 30 civarında. İnsan zor kar edebileceği bir üründe yüzde 30 zayiata göz yumar mı? Teknolojinin bu kadar geliştiği bir çağda market zincirleri ve tüccarlar, malı ucuza alıp pahalıya sattıkları için bu zayiatı ortadan kaldırmak için hiçbir tedbir almıyor." dedi.
- "Komisyonculuk sisteminde de sıkıntılar var"
Tarladaki ürünün, sadece zincir marketler ve tüccarlar aracılığıyla değil aynı zamanda komisyoncular üzerinden de tüketiciye ulaştırıldığına işaret eden Kılıç, burada da çok ciddi sıkıntılar yaşandığını vurguladı.
Kılıç, yürürlükteki kanunlara göre komisyoncuların üreticiden en fazla yüzde 8 oranında bir komisyon alabildiğini ve alınan ürünün ikinci bir komisyoncuya satılamayacağını kaydetti.
Yasada belirtilen şekliyle uygulanması durumunda komisyoncuların ancak yüzde 4 oranında kar elde ettiğini, komisyoncuların ayakta kalması için bu rakamın normal olduğuna değinen Kılıç, "Ancak sahada farklı bir uygulama var. Komisyoncular, aldıkları ürünü yasalara aykırı olarak yüzde 8 kar oranıyla başka komisyonculara satıyor. Tarlada ucuza alınan ürün, komisyoncularda el değiştirdikçe fiyat da artmış oluyor. Mevcut sistemde üreticiler, perakende satışını elinde tutan zincir marketler, büyük tüccarlar ve komisyoncuların insafına kalmış durumda. Buna seyirci kalamayız." diye konuştu.
- "Hal yasası ile üretici birlikeleri kurulacak"
Hal yasası ile her ürünün bir künyesinin olacağını, komisyoncu sayısının azalacağını, tüccarlara ve özellikle komisyonculara ilave yükümlülükler getirileceğini bildiren Kılıç, "Denetim ve takip sistemi ile ürünün hangi şartlarda alınıp satılacağı ve kar oranları belirlenecek. Ürünün ayak izleri belli olacak. Ürünün nereden ve kimden alındığı, çıktığı yer ile vardığı yer arasında kimlerin elinden geçtiğini bileceğiz. Birden fazla komisyoncu bir malın alım ve satımını yapamayacak." değerlendirmesini yaptı.
Üretici birliklerinin kurulacağını, hal içindeki birliklerinin daha çok mekana sahip olacağını vurgulayan Kılıç, hal yasasındaki düzenlemeleri şöyle anlattı:
"Hallerde üretici birlikleri en az yüzde 30 oranında bir mekana sahip olacaktır. Bunu kanunla sağlayacağız. Üretici birlikleri bir takım avantajlara sahip olacak. Birliğe üye üreticiler, haldeki diğer esnaflardan daha ucuz dükkan kirası vereceklerdir. Üretici birliklerine pozitif ayrımcılık yapacağız. Üretici birliğine üye bir çiftçimizin malını herkes istediği fiyata alıp satamayacak. Bu birlikler, hal yasasının en önemli yapı taşı olacak. Bunlar üreticiyi koruma noktasında aktif görevler alacak. Üretici birlikleri, zaman içinde satış mağazaları da açarak üreticinin ürettiği malı doğrudan tüketiciye ulaştırabilecek."
- "Zincir marketler tarladan ürün alamayacak"
Zincir marketlerin ve AVM'lerin artması ile birlikte mahalle bakkallarının ortadan kalktığını ve yeni düzenleme ile perakendecilik sistemi içinde yaş sebze meyve satışıyla ilgili bazı düzenlemelerin de olacağını belirten Kılıç, şöyle konuştu:
"AVM'lerde her şey satılıyor. Hal yasasında bazı sınırlandırmalar olacaktır. Şu anda perakendeciler hal sistemini kullanmıyor. Tarladan ucuza aldığı ürünü istediği fiyata satabiliyor. Büyük market zincirleri artık gidip vatandaşın tarlasından mal alamayacak. Hal sistemine dahil olacaklar. Ya komisyoncudan ya tüccardan ya da halden alacaklar. Böylece ürünü kaça alıp sattığını görebileceğiz. Tarlada üreticinin aleyhine olabilecek işlemlerin önüne geçmiş olacağız. Bu da ürünün hallere girmesi ile olacak. Aksi takdirde üreticiyi onların elinden kurtaramayız."
Üreticinin tarladan elde ettiği malıyla birlikte hale geleceğini, alıcıların satıcılarla direkt temas kuramayacağına işaret eden Kılıç, "Alıcılar, üretici ile direkt temas kurmadan camın arkasından ürünü görebilecekler. Beğendiği firmanın ürününü görevliler aracılığıyla isteyecekler. Beğendiyse alacak. Böylece bir rekabet ortamı da oluşacak. Ürün satılmadıysa üreticiler birliği tarafından alınacak. Hal yasası ile haller adeta kocaman çiçek mezatları gibi olacak. Hale girmeyen bir mal satılamayacak. Haller, ürünlerin 20 gün dayanabileceği depoların olduğu mekanlar haline dönüşecek." bilgisini paylaştı.
- "Soğutma sistemine sahip araçların kullanımı teşvik edilecek"
Yeni yasa ile lojistiğin uygun hale getirilmesinin teşvik edileceğini açıklayan Kılıç, "Devlet, özellikli araçlarla taşımayı gerçekleştiren ve uygun iklimlendirme koşullarına sahip depoları kullanan firmaları teşvik edecek. Bu desteklemeler olmazsa mevcut sistemi değiştiremeyiz. Yaş sebze ve meyve taşımacılığında soğutma sistemine sahip araçların kullanımı teşvik edilecek. Ürünün bu araçlarla gideceği yerlere teslim edilmesi lazım." diye konuştu.