'İran İle Yüzleşmeden Orta Doğu'da Barış Mümkün Değil'
ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo: 'İran ile yüzleşmeden Orta Doğu'da barış ve güvenlik sağlanamaz. Bu mümkün değil. Lübnan'da, Yemen'de, Suriye'de ve Irak'ta menfi bir nüfuzu var. Husiler, Hamas ve Hizbullah'a destek veriyor. Bunlar gerçek tehditler'
ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, İran'ın izlediği politikaların Ortadoğu'daki problemlerin temel kaynağı olduğunu iddia ederek "İran ile yüzleşmeden Orta Doğu'da barış ve güvenlik sağlanamaz." dedi.
ABD öncülüğünde Polonya'nın başkenti Varşova'da düzenlenen "Orta Doğu'da Barış ve Güvenliğin Geleceğini Desteklemek" başlıklı konferansın açılışında İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile birlikte basın mensuplarına açıklama yapan Pompeo, İran'ın Lübnan, Yemen, Suriye ve Irak üzerindeki etkisini kötü yönde kullandığını ifade ederek, İran ile cepheleşmeden Orta Doğu'da barışa ve bölgesel istikrara ulaşılamayacağını savundu.
Pompeo, "İran ile yüzleşmeden Orta Doğu'da barış ve güvenliği sağlanamaz. Bu mümkün değil. Lübnan'da, Yemen'de, Suriye'de ve Irak'ta menfi bir nüfuzu var. Husiler, Hamas ve Hizbullah'a destek veriyor. Bunlar gerçek tehditler. İran'ı geriletmeden Orta Doğu'da barışa ulaşmak mümkün değil." ifadelerini kullandı.
İsrail Başbakanı Netanyahu da ABD yönetimine konferansı düzenlediği için teşekkür ederek, konferansı "tarihsel bir dönüm noktası" diye niteledi.
Netanyahu, "Burada 60 ülkeden dışişleri bakanı ve hükümet temsilcisi, İsrail başbakanı ve önde gelen Arap ülkelerinin dışişleri bakanları karşılıklı oturup bugüne kadar görülmemiş bir güç ve açıklıkla İran rejiminin yarattığı ortak tehditle nasıl baş edilmesi gerektiğini konuştu. İlk kez birlikte geleceğimizi tehdit eden şeyin ne olduğunu ve onu güvence altına almak için neler yapmamız gerektiğini tartışma fırsatı bulduk. Bu diyaloğu gelecekte yalnızca güvenlik konusunda değil, Orta Doğu halklarının yaşamını etkileyecek her alanda sürdürmeliyiz." değerlendirmesinde bulundu.
Varşova'daki konferans başlangıçta yalnızca İran'a odaklanırken kapsamı sonradan tüm Orta Doğu'yu kapsayacak şekilde genişletilmişti.
ABD öncülüğünde ve Polonya'nın ev sahipliğinde yapılan konferansa aralarında Umman, Suudi Arabistan, Bahreyn, Yemen, Ürdün, Kuveyt, Fas, Birleşik Arap Emirlikleri, Mısır ve Tunus gibi Arap ülkelerinin bulunduğu 60 kadar ülke katılıyor.
Kaynak: AA
ABD öncülüğünde Polonya'nın başkenti Varşova'da düzenlenen "Orta Doğu'da Barış ve Güvenliğin Geleceğini Desteklemek" başlıklı konferansın açılışında İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile birlikte basın mensuplarına açıklama yapan Pompeo, İran'ın Lübnan, Yemen, Suriye ve Irak üzerindeki etkisini kötü yönde kullandığını ifade ederek, İran ile cepheleşmeden Orta Doğu'da barışa ve bölgesel istikrara ulaşılamayacağını savundu.
Pompeo, "İran ile yüzleşmeden Orta Doğu'da barış ve güvenliği sağlanamaz. Bu mümkün değil. Lübnan'da, Yemen'de, Suriye'de ve Irak'ta menfi bir nüfuzu var. Husiler, Hamas ve Hizbullah'a destek veriyor. Bunlar gerçek tehditler. İran'ı geriletmeden Orta Doğu'da barışa ulaşmak mümkün değil." ifadelerini kullandı.
İsrail Başbakanı Netanyahu da ABD yönetimine konferansı düzenlediği için teşekkür ederek, konferansı "tarihsel bir dönüm noktası" diye niteledi.
Netanyahu, "Burada 60 ülkeden dışişleri bakanı ve hükümet temsilcisi, İsrail başbakanı ve önde gelen Arap ülkelerinin dışişleri bakanları karşılıklı oturup bugüne kadar görülmemiş bir güç ve açıklıkla İran rejiminin yarattığı ortak tehditle nasıl baş edilmesi gerektiğini konuştu. İlk kez birlikte geleceğimizi tehdit eden şeyin ne olduğunu ve onu güvence altına almak için neler yapmamız gerektiğini tartışma fırsatı bulduk. Bu diyaloğu gelecekte yalnızca güvenlik konusunda değil, Orta Doğu halklarının yaşamını etkileyecek her alanda sürdürmeliyiz." değerlendirmesinde bulundu.
Varşova'daki konferans başlangıçta yalnızca İran'a odaklanırken kapsamı sonradan tüm Orta Doğu'yu kapsayacak şekilde genişletilmişti.
ABD öncülüğünde ve Polonya'nın ev sahipliğinde yapılan konferansa aralarında Umman, Suudi Arabistan, Bahreyn, Yemen, Ürdün, Kuveyt, Fas, Birleşik Arap Emirlikleri, Mısır ve Tunus gibi Arap ülkelerinin bulunduğu 60 kadar ülke katılıyor.