Şehit Oğuzhan Küçük'ün İsmi Yeğenine Verildi
Hakkari’nin Şemdinli ilçesi Tekeli üs bölgesinde iki yıl önce nöbet tutarken PKK’lı teröristlerce düzenlenen havan saldırısında şehit düşen Piyade Sözleşmeli Er Oğuzhan Küçük’ün ismi yeni dünyaya gelen yeğenine verildi. Oğlu şehit olduğunda "Ayıp olmasa güler oynarım" diyerek hafızalara kazınan dede Alaaddin Küçük, ezan okuduktan sonra bebeğin kulağına eğilerek senin adın ’Oğuzhan’ dedi.
Kardeşi Oğuzhan Küçük Hakkari’de görev yaptığı zaman kendisi de Hakkari Çukurca’dan Kuzey Irak’a uzman çavuş olarak görevlendirilen ağabey Mücahit Hamza Küçük, kardeşi şehit olduktan sonra erkek evladı olduğu zaman Oğuzhan ismini vereceği sözünü verdi. Kardeşinin adını yaşatmak ve aynı kaderi paylaşması için böyle bir karar aldığını söyleyen Mücahit Hamza Küçük, kendisi de çatışmalarda yaralanarak gazi oldu. Ardından hayatını Esma Küçük ile birleştiren Mücahit Hamza Küçük, dünyaya gelen oğluna şehit kardeşi Oğuzhan’ın ismini verdi. Oğuzhan Küçük’ün şehadet haberini aldığı zaman "Ben üzülmem buna. Ayıp olmasa güler oynarım. Silahım olsa 3 el havaya ateş ederim" diyerek hafızalarda yer edinen baba Alaaddin Küçük de, ezan okuduktan sonra kulağına senin adın ’Oğuzhan’ dedi.
"Dikkat et ya sen ya ben şehit olacağız"
Şehit olmadan önce kardeşiyle aralarında geçen diyalogları anlatan Mücahit Hamza Küçük, "O zaman 25 Haziran 2017 idi. Oğuzhan ile telefonla sık sık konuşuyorduk. Bayram günü bayramlaştık. Daha sonrasında telefonda 1 hafta sonra bana görevi bırakacağını söyledi.
Kız isteyeceğiz, evleneceğiz. Biz de o muhabbetleri yapıyorduk beraber. Ben de ona dedim ki, ’dikkat et, ya sen ya ben ikimizden biri şehit olacağız. Bunlar iyice azıttılar bak’ dedim. O da ’Tamam abi’ dedi.
Aradan 24 saat geçti. 3 günlük görevden yeni dönmüştük. İşte gözümüze uyku girmiyordu. Bölük komutanıyla bölük astsubayı beni odasına çağırdı. Yanlarına gittiğimde bana ’kardeşin yaralandı, hemen hazırlan helikopterle Van’a gideceksin refakatçi olacaksın’ dediler. ’Bana şehit olduysa şehit oldu deyin sonradan sürpriz olmasın’ dedim. Ondan sonra ’yok yaralı’ dediler. Hemen hazırlandım Kuzey Irak’tan bizi alıp Çukurca’ya Tugay’a götürdüler. Oradan da helikopterle Hakkari merkeze götürüldüm. Zaten o anda anladım şehit olduğunu. ’Allah şehadetini kabul etsin’ diye söyledim. 15 dakika sonra bir helikopter iniş yaptı. Helikopterin kapısını açtıklarında içinde bayrağa sarılmış bir tabut vardı. Helikopterin içine giremedim. Sonra arkamdan iteklediler kapıyı örttüler. Diz çöktüm ben de. Diğer herkes helikopterin içerisinde taburelerde oturuyordu. Ondan sonra ’bu şehit kim’ dedim. ’Nereli bu şehit dedim. Çünkü bizim için normaldi şehit görmek. Ondan sonra ’Şemdinli Tekeli Taburundan’ dediler. ’Yoksa bu çocuğun adı Oğuzhan Küçük mü?’ dedim. Arkamdan astsubay üst çavuş, omuzlarımdan tuttu ’sen Mücahit misin? dedi.
’Evet’ dedim. ’Sen kimsin dedim?’. ’Oğuzhan şehit oldu vatan sağ olsun, Allah şehadetini kabul etsin’ dedi.
Ben de o anda bir on saniyelik falan isyan ettim ’ben sana dikkat et demedim mi?’ diye. Ondan sonrasında ’Allah şehadetini kabul etsin’ dedim. 2015’in Kasım ayından itibaren izinlerim denk gelmedi. Eşimle tanıştıktan sonra Allah dualarımızı kabul etti evlendikten 2 ay sonra çocuk olacağının haberini aldık. Cinsiyetine hiç bakmadık ne verirse Allah verir doğumda öğreniriz dedik. Allah’ta doğumda bize bir erkek evlat nasip etti. Çok şükür yeni bir Oğuzhan Küçük verdi. Biz kulağına ezanı okuduk. Babam okudu, babam verdi adını Allah versin yaşını işte. İnşallah kardeşimle aynı kaderi yaşar. Nasipse oda şehadet şerbeti içsin. Bize gazilik yakıştı ona da şehadet, amcası gibi olsun tek duamız o. Vatana millete hayırlı bir evlat olsun" dedi.
“Bu milleti kimse bölemeyecek ve parçalayamayacak”
Torununu kucağına almanın mutluluğunu yaşadığını belirten dede Alaaddin Küçük, "2 yıl önce vatan için Oğuzhan Küçük oğlum şehit oldu. Allah öyle büyük ki, 2 yıl sonra tekrar şehidin ismiyle beraber bir Oğuzhan Küçük adında torunumuz dünyaya geldi. Şu andan itibaren bizim görevimiz ona Allah’ı öğretmek, bayrak sevgisini öğretmek, şehadeti öğretmek, ismini aldığı şehit Oğuzhan Küçük amcası gibi onun hayatını örnek almak. Yani biz bebeklerimizi bile doğar doğmaz bu şekilde yetiştiriyoruz. Evvela Allah’ın izniyle. Bu milleti kimse bölemeyecek ve parçalayamayacak. Babadan oğula, oğuldan toruna vatan için, hilal için şehit olmayı nesilden nesile aktaran bir milletiz. Bu böyle ilelebet sürecek. Bu böyle sürdüğü sürece de bu millete asla kimse boyun büktüremeyecek. Biz Allah’a ve şehadete inandığımız sürece birlik beraberlik içinde, kimse bizi yıkamayacak Allah’ın izniyle. Düşmanlarda, hainlerde bunu böyle bilsin" diye konuştu.
Kaynak: İHA
"Dikkat et ya sen ya ben şehit olacağız"
Şehit olmadan önce kardeşiyle aralarında geçen diyalogları anlatan Mücahit Hamza Küçük, "O zaman 25 Haziran 2017 idi. Oğuzhan ile telefonla sık sık konuşuyorduk. Bayram günü bayramlaştık. Daha sonrasında telefonda 1 hafta sonra bana görevi bırakacağını söyledi.
Kız isteyeceğiz, evleneceğiz. Biz de o muhabbetleri yapıyorduk beraber. Ben de ona dedim ki, ’dikkat et, ya sen ya ben ikimizden biri şehit olacağız. Bunlar iyice azıttılar bak’ dedim. O da ’Tamam abi’ dedi.
Aradan 24 saat geçti. 3 günlük görevden yeni dönmüştük. İşte gözümüze uyku girmiyordu. Bölük komutanıyla bölük astsubayı beni odasına çağırdı. Yanlarına gittiğimde bana ’kardeşin yaralandı, hemen hazırlan helikopterle Van’a gideceksin refakatçi olacaksın’ dediler. ’Bana şehit olduysa şehit oldu deyin sonradan sürpriz olmasın’ dedim. Ondan sonra ’yok yaralı’ dediler. Hemen hazırlandım Kuzey Irak’tan bizi alıp Çukurca’ya Tugay’a götürdüler. Oradan da helikopterle Hakkari merkeze götürüldüm. Zaten o anda anladım şehit olduğunu. ’Allah şehadetini kabul etsin’ diye söyledim. 15 dakika sonra bir helikopter iniş yaptı. Helikopterin kapısını açtıklarında içinde bayrağa sarılmış bir tabut vardı. Helikopterin içine giremedim. Sonra arkamdan iteklediler kapıyı örttüler. Diz çöktüm ben de. Diğer herkes helikopterin içerisinde taburelerde oturuyordu. Ondan sonra ’bu şehit kim’ dedim. ’Nereli bu şehit dedim. Çünkü bizim için normaldi şehit görmek. Ondan sonra ’Şemdinli Tekeli Taburundan’ dediler. ’Yoksa bu çocuğun adı Oğuzhan Küçük mü?’ dedim. Arkamdan astsubay üst çavuş, omuzlarımdan tuttu ’sen Mücahit misin? dedi.
’Evet’ dedim. ’Sen kimsin dedim?’. ’Oğuzhan şehit oldu vatan sağ olsun, Allah şehadetini kabul etsin’ dedi.
Ben de o anda bir on saniyelik falan isyan ettim ’ben sana dikkat et demedim mi?’ diye. Ondan sonrasında ’Allah şehadetini kabul etsin’ dedim. 2015’in Kasım ayından itibaren izinlerim denk gelmedi. Eşimle tanıştıktan sonra Allah dualarımızı kabul etti evlendikten 2 ay sonra çocuk olacağının haberini aldık. Cinsiyetine hiç bakmadık ne verirse Allah verir doğumda öğreniriz dedik. Allah’ta doğumda bize bir erkek evlat nasip etti. Çok şükür yeni bir Oğuzhan Küçük verdi. Biz kulağına ezanı okuduk. Babam okudu, babam verdi adını Allah versin yaşını işte. İnşallah kardeşimle aynı kaderi yaşar. Nasipse oda şehadet şerbeti içsin. Bize gazilik yakıştı ona da şehadet, amcası gibi olsun tek duamız o. Vatana millete hayırlı bir evlat olsun" dedi.
“Bu milleti kimse bölemeyecek ve parçalayamayacak”
Torununu kucağına almanın mutluluğunu yaşadığını belirten dede Alaaddin Küçük, "2 yıl önce vatan için Oğuzhan Küçük oğlum şehit oldu. Allah öyle büyük ki, 2 yıl sonra tekrar şehidin ismiyle beraber bir Oğuzhan Küçük adında torunumuz dünyaya geldi. Şu andan itibaren bizim görevimiz ona Allah’ı öğretmek, bayrak sevgisini öğretmek, şehadeti öğretmek, ismini aldığı şehit Oğuzhan Küçük amcası gibi onun hayatını örnek almak. Yani biz bebeklerimizi bile doğar doğmaz bu şekilde yetiştiriyoruz. Evvela Allah’ın izniyle. Bu milleti kimse bölemeyecek ve parçalayamayacak. Babadan oğula, oğuldan toruna vatan için, hilal için şehit olmayı nesilden nesile aktaran bir milletiz. Bu böyle ilelebet sürecek. Bu böyle sürdüğü sürece de bu millete asla kimse boyun büktüremeyecek. Biz Allah’a ve şehadete inandığımız sürece birlik beraberlik içinde, kimse bizi yıkamayacak Allah’ın izniyle. Düşmanlarda, hainlerde bunu böyle bilsin" diye konuştu.