'Kanal İstanbul'da Patlatmalı Kazının Hasar Riski Yok'

Patlayıcı Mühendisliği Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Ali Kahriman: 'Kanal İstanbul özelinde, uzman olmayan kişi ve kurumlarca politik ve spekülatif söylemlerle gündeme getirilen patlatmalı kazı uygulamaları eksenindeki tartışmalar, yanlış algılara neden olmaktadır' 'İstanbul kent içi, meskun mahalde 150 kilometre civarında karayolu/metro tüneli inşaatı bu yöntemle gerçekleştirilmiş ve hala bu yöntemlerle güvenli bir şekilde devam etmektedir' Patlatma Uzmanı Rıza Sağlam: 'Kontrollü patlatma yöntemleri vasıtasıyla ülkenin makine mezarlığına dönüşmesi engellendi'

Patlayıcı Mühendisliği Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Ali Kahriman, Türkiye'de patlayıcı mühendisliğinin dünya standartlarında uygulandığını belirterek, "Kanal İstanbul’da usulüne uygun yapılacak kontrollü patlatma faaliyetlerinin, su kaynakları başta olmak üzere çevredeki bina ve tesislere herhangi bir hasar verme riski bulunmamaktadır." dedi.

AA muhabirine açıklamalarda bulunan Kahriman ve derneğin yönetim kurulu üyeleri, Kanal İstanbul Projesi kapsamında ehil olmayan kişilerin patlatmalı kazı teknolojisiyle ilgili yaptıkları açıklamaların çevre dostu yöntemlerle ve başarılı bir şekilde sürdürülmekte olan, metro, tünel ve yeraltı yapılarıyla temel kazı inşaatlarında gerçekleştirilen kontrollü patlatma faaliyetlerini olumsuz yönde etkileme riski taşıdığını söyledi.

Sosyal medyada yer alan Kanal İstanbul'da uygulanacak patlatmalı kazı tekniğiyle onlarca kilometrelik alanda olumsuz etki yaratılacağı söylemlerinin gerçeğini yansıtmadığını kaydeden Prof. Dr. Kahriman, şunları kaydetti:

"Usulüne uygun olarak gerçekleştirilen kontrollü patlatma ile patlatılan alan gerisinde kalan kaya birimlerinin örselenmesi, su kaynaklarının yön değiştirmesi söz konusu değildir. Kontrollü olarak gerçekleştirilecek patlatmalı kazı, geride kalan kayanın en fazla 3 ila 5 metre mesafelere tesir etmektedir ve dolayısıyla Kanal İstanbul Projesi civarındaki yeraltı ve yer üstü su kaynaklarına bir etkisi söz konusu değildir."

Aynı zamanda İstanbul Okan Üniversitesi Patlayıcı Mühendisliği Yüksek Lisans Programı Koordinatörü olan Kahriman, günümüzde özellikle kentsel altyapı, metro, tünel ve otoyol inşaatları, madencilik ve boru hatlarında makineli kazı faaliyetlerinin hem ekonomik hem de teknik açıdan yetersiz kaldığını ifade ederek, bu tür projelerde patlayıcı mühendisliğinin kullanılmasıyla çevresel etkinin azaldığına, proje maliyetlerinin düştüğüne ve zamandan tasarruf edildiğine vurgu yaptı.

Kahriman şöyle devam etti:

"Patlatmalı kazı yapılabilmesi için risk analizi yapılıyor. Çevrede etkilenme riski olan binalar varsa bunlarda kullanılacak patlayıcı madde miktarı, hangi tür maddelerin kullanılacağı tanımlanıyor. Bu tanımlamalar ekseninde ilgili valilikler ve emniyet müdürlükleri patlayıcı kullanacak firmalara ruhsat veriyorlar. Daha sonra bu uygulamalar sırasında yine çevreye zarar verilmesin diye titreşim ölçümleri yapılıyor ve Türkiye'deki uzmanlaşmanın artmış olması sonucu bu tür faaliyetler yapılabilir hale geldi. İstanbul'da doğru dürüst metro hattı yoktu ama bu konularda yetişmiş uzmanlar, teknik ekipmanlar ve uygulayıcı firmalar olmadığı için bu teknolojiden uzak duruluyordu. Biz bu süreci başlatıp mesleki ve teknik eğitimler ve hatta uygulamalara katkı vererek uygulamaların yapılabilirliğini sağladık. Mega kentimiz bu vesile ile son 10 yıl içerisinde metro gibi modern ulaşım olanağına hızlı bir şekilde kavuşmuştur."

-"İnşaatlarda kullanılan patlayıcı ile terör saldırılarında kullanılanlar çok farklı"

Patlayıcı Mühendisliği Derneği Yönetim Kurulu üyesi ve Patlatma Uzmanı Rafet Fidan ise inşaat projelerinde kullanılan patlayıcı maddelerle terör saldırılarında kullanılan patlayıcı maddelerin çok farklı olduklarına değinerek bu konuda kamuoyunda yanlış bir algı bulunduğunu ifade etti.

Fidan, "Bizim projelerde kullandığımız patlayıcı maddeyi sadece ehil kişiler kullanabilir. Patlama esnasında söylendiği gibi herhangi bir gaz salınımı yoktur. Hali hazırda İstanbul'un sadece Anadolu Yakası'nda günlük en az 5 ton patlayıcı madde kullanılarak metro hatları ve farklı projeler için kazı çalışması yapılmaktadır." diye konuştu.

Patlatma Uzmanı Rıza Sağlam da makinelerin çok daha uzun sürede hem çevre hem de gürültü kirliliğine yol açarak yaptıkları çalışmayı patlatmalı kazı yöntemiyle hem daha kısa sürede hem de çevre kirliliğine yol açmadan gerçekleştirdiklerini aktardı.

Patlatmalı kazı tekniğinin proje yapım aşamalarında çevre kirliliğini en aza indirdiğini söyleyen Sağlam, "Kontrollü patlatma yöntemleri vasıtasıyla gerçekleştirilen kazılar neticesinde, kentsel ulaşım ve yapı inşaları hızlı bir şekilde tamamlanarak, meskun mahallerde çevre uzun süreli gürültü, görüntü ve hava kirliliğine maruz bırakılmamış, ülkenin makine mezarlığına dönüştürülmesi engellenmiştir." değerlendirmesini yaptı.

Patlayıcı Mühendisliği Derneği Yönetim Kurulu üyesi ve Patlatma Uzmanı Yasin Kahraman da patlatmalı kazı tekniğinin ekonomik, hızlı ve diğer yöntemlere göre daha çevreci bir uygulama olmasının yanı sıra güvenlik açısından da riskleri azalttığına dikkat çekti.

Kahraman, bu teknikle yapılan çalışmalar sayesinde iş kazalarının da minimize edildiğini sözlerine ekledi.
Kaynak: AA