Uluslararası Dini Araştırmalar Ve Küresel Barış Sempozyumunun Sonuç Bildirgesi Açıklandı

Mardin’de Türkiye İmam Hatipliler Vakfınca (TİMAV) düzenlenen 5. Uluslararası Dini Araştırmalar ve Küresel Barış Sempozyumunu sonuç bildirgesi yayımlandı.

Uluslararası Dini Araştırmalar Ve Küresel Barış Sempozyumunun Sonuç Bildirgesi Açıklandı
Atatürk Kültür Merkezi’nde, Mardin Artuklu Üniversitesi, Necmettin Erbakan Üniversitesi, Selçuk Üniversitesi, Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi ile İlim ve Hikmet Araştırma Merkezi desteğiyle 29 ayrı oturum halinde yapılan yurt içi ve yurt dışından çok sayıda bilim adamı ve akademisyenin katılımıyla gerçekleştirilen "Toplum-Birey İkileminde Ortak Değerler ve Farklılıklar" temalı sempozyumun bildirgesi yayımlandı.

İki gün süren konferansın ardından hazırlanan sonuç bildirgesinde, şu ifadeler kullanıldı:

“Toplumlar ortak değerler üzerinde yükselirken, bireyler farklılıklar üzerinden kendilerini ifade ederler. Günümüz dünyasının temel sorunlarından birisi de bireylerin farklılıklarını ortaya koyma arzularıyla, toplumların ortak değerler inşa etme çabasının çatışmasıdır. Bu sempozyumda farklı bakış açılarıyla insanlık tarihinin birikimi, bilgi çağının imkanlarıyla birleştirilerek muhtemel çatışma alanları ve çözüm önerileri müzakere edilmiştir. Küreselleşen dünyada farklılıklara mecbur olunduğu aşikar olmasına rağmen bireysel ve toplumsal hayatta ortak değerler vazgeçilmezdir. Birey benliğini inşa ederken, ortak değerlere mutlak anlamda gereklilik duymaktadır. İnsanlığın geleceği ve huzuru, mutlak ben-merkezci batı medeniyetini referans alan bir anlayışla değil, ortak ahlaki değerleri önceleyen bir anlayışla inşa edilmelidir. Ancak birlikte yaşama için gerekli olan ortak değerler yereli yok saymamalı, evrensel karşısında yerel değerler göz ardı edilmemelidir. İnsanlık için elzem olan, yerel ve küresel ölçekte beraber yaşama ve müsamaha kültürünün yaygınlaşmasıdır. Kur’an ve sünnette adaletli olmaya ve haksızlıkları ortadan kaldırmaya yönelik tavsiyeler, ilahi buyruklar olmakla birlikte toplumun huzurunu temin edecek ahlakî gerekliliklerdir. Bu çerçevede, fertler ve toplum iyiyi ve adaleti tesis yolunda etkin bir birliktelik sergilemelidir. Hz. Peygamber’in farklılıkları yönetmesinin Medine Vesikası ile tüm insanlığa örnek olabilecek bir açılım olduğuna dikkat çekilerek bireysel ve kültürel farklılıkların göz önünde bulundurulmasının adaletli bir yönetim için gerekli olduğu vurgulanmıştır. Kişilerin ve toplumun tüm faaliyetlerinin izlenildiği ve ayrıştırıcı amaçlarla kullanıldığı günümüz dünyasında, bu nebevi yöntemin birleştirici özelliği çok daha büyük bir önem arz etmektedir. Savaş ve ekonomik sebebe dayalı göçler Batı toplumlarında İslamofobiyi körüklemiş, Müslümanların kamusal alandaki görünürlüklerinin artması batının seküler dünyasına karşı bir tehdit olarak algılanmaya başlanmıştır. Avrupa’da yerleşik Müslümanların aynılaştırma ve dışlama pratikleri kıskacında seküler ikraha maruz kaldıkları gözlemlenmektedir. Buna karşılık son dönemde batı kamuoyunda İslamofobiye karşı oluşan hassasiyet umut vericidir. Günümüz dünyasında sadece bireyler değil toplumlar da medya vasıtasıyla yönlendirilmektedir. Medyanın değerleri yozlaştırıcı etkisine karşı toplumsal farkındalık oluşturulması oldukça önemlidir. Toplumsalın baskısında varlık mücadelesi veren bireyin kendini ifade yollarından biri olan sanat ve edebiyatın toplumsal hayata katkıları göz ardı edilmemeli ve insanlığın ortak değerlerinin oluşmasında sanat ve edebiyattan azami ölçüde istifadeye gayret edilmelidir. Sonuç olarak; 2 gün boyunca sunulan ve tartışılan bildiriler bağlamında bireyin farklılığını inkar etme, dışlama ve yok etme yoluna gitmeden, toplumsalı ve toplumsalın ortak zeminini inşa etmenin en sağlıklı yolunu bulma yolunda yapılacak çalışmaların değerine vurgu yapılmış, bu yönde yapılacak teorik ve pratik çalışmaların özendirilmesinin önemine dikkat çekilmiştir.”
Kaynak: İHA