Çetin Öğretmen İstedi, Sınıfın Tamamı İşaret Dili Öğrenmeye Başladı
MSKÜ Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü öğrencileri ve öğretim elemanları, kimseyle iletişim kuramamanın üzüntüsünü yaşayan sınıflarındaki işitme ve konuşma engelli Muhammet Açıkgöz'ün dünyasını şenlendirmek için işaret dili öğreniyor Öğretim Görevlisi Çetin Çelebi: 'Muhammet'in yalnız başına kalmış olduğunu fark ettim. 'Arkadaşlar, arkadaşımız bize gelemiyorsa biz ona gidelim' dedim. Herkes bunu büyük bir heyecan ve istekle kabul etti' Muhammet Açıkgöz: 'Arkadaşlarımla işaret diliyle anlaşmaya başladığım için kendimi mutlu hissediyorum. Duyarlılıklarından dolayı çok teşekkür ediyorum'
OSMAN AKÇA - Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi (MSKÜ) Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü öğrencileri ve öğretim elemanları, işitme ve konuşma engelli olması nedeniyle kimseyle iletişim kuramamanın üzüntüsünü yaşayan Muhammet Açıkgöz'ün mutluluğu için işaret dili öğreniyor.
Doğuştan işitme ve konuşma engelli 21 yaşındaki Muhammet Açıkgöz, Yükseköğretim Kurumları Sınavında (YKS) MSKÜ Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü Resim İş Öğretmenliğini kazandı. Açıkgöz, okulun ilk günlerinde 18 kişilik sınıfta arkadaşlarıyla iletişim kuramadığı için kendisini yalnız hissetmeye başladı.
MSKÜ Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Bölümü Resim İş Ana Bilim Dalı Öğretim Görevlisi Çetin Çelebi, bunu fark edince öğrencisi için bir şeyler yapmak istedi. İşaret dili öğrenebileceklerini düşünen Çelebi, sınıftaki öğrencilerle fikrini paylaştı.
Bunun üzerine sınıfın tamamı Açıkgöz'ün mutluluğu için işaret dili öğrenmeye karar verdi. Yetkililerin Menteşe Halk Eğitimi Merkezi ile iletişime geçmesi üzerine, öğretmenler ve Açıkgöz'ün sınıf arkadaşları işaret dili öğrenmeye başladı. Öğrencilerin birleştirici ve kaynaştırıcı tutumu, diğer öğrenci ve öğretmenlerin de takdirini topladı.
- Farkındalık yaratmak istediler
Öğretim Görevlisi Çetin Çelebi, akademik yaşamında ilk kez işitme ve konuşma engelli bir öğrenciyle ders yapmak zorunda kaldığını söyledi.
İlk önce yazarak anlaşmaya çalıştığı öğrencisini bu durumun mutlu etmediğini anladığını aktaran Çelebi, dersin genel işleyişi açısından da çok verimli olmadığını dile getirdi.
Öğrencisi Muhammet Açıkgöz'ün ruh halini anladıktan sonra onun dünyasını şenlendirmek istediklerini belirten Çelebi, şöyle konuştu:
"Muhammet'in yalnız başına kalmış olduğunu fark ettim. 'Arkadaşlar, arkadaşımız bize gelemiyorsa biz ona gidelim' dedim. Herkes bunu büyük bir heyecan ve istekle kabul etti. Daha sonra Halk Eğitimi Merkezinden öğretmen talebinde bulunduk. Üst yönetim de bu konuda hassasiyet gösterdi. İki hafta gibi kısa bir süre sonra derslere başladık. Muhammet ile olan diyaloğumuzun bu anlamda çok daha farklı bir noktaya geldiğine inanıyorum. Amacımız burada her şeyden öte farkındalık yaratmak. Üniversiteye de bunun yayılımını sağlamak istiyorduk. Üniversitemiz de bu anlamda 'engelsiz üniversite' olmaya yönelik bir altyapı çalışması söz konusu."
- "Çok mutlu oldum"
İşaret dili tercümanı aracılığıyla duygularını anlatan birinci sınıf öğrencisi Muhammet Açıkgöz de arkadaşlarının işaret dili öğrenmesinin kendisini çok mutlu ettiğini ifade etti.
Daha önce arkadaşlarıyla yazışarak anlaştığına değinen Açıkgöz, "Arkadaşlarımla işaret diliyle anlaşmaya başladığım için kendimi mutlu hissediyorum. Duyarlılıklarından dolayı çok teşekkür ediyorum." dedi.
Öğrencilerden Alper Ölmez de işaret dili öğrenmeye başladıktan sonra sınıf arkadaşları Muhammet ile diyaloglarının arttığını belirtti.
Daha samimi bir ortam oluştuğunu anlatan Ölmez, kendisini yalnız hissetmeyen Muhammet'in mutluluğunun yüzüne yansıdığını söyledi.
Öğrencilerden İlayda Şatır da kendilerinin de birer engelli adayı olduklarını, o yüzden Muhammet'e yardım etmek istediklerini dile getirdi.
- "Bu kolay kolay karşılaşılacak bir şey değil"
Üniversite Rektörü Prof. Dr. Hüseyin Çiçek de öğrencilerin bu davranışının kendisini çok duygulandırdığını, mutlu ettiğini kaydetti.
Üniversite olarak öğrenci topluluklarıyla beraber öz güveni yüksek öğrenciler yetiştirmeye çalıştıklarına dikkati çeken Çiçek, "Hocalarımızın da buna destek veriyor olması, içimizde aslında birçok kişinin bu manada faaliyetler yapmasına da örnek teşkil etti. Düşünün bir sınıf, işitme engelli arkadaşlarına yardımcı olmak için birlikte hareket ediyor. Bu kolay kolay karşılaşılacak bir şey değil. Herhalde bu ruhu, yapıyı üniversitemizde oluşturuyoruz ki burada da böyle bir davranış sergileniyor. Bu gerçekten tüm Türkiye'ye de iyi bir örnek olacak davranış." diye konuştu.
- "İşaret diliyle anlaşmak çok daha kolay”
Menteşe Halk Eğitimi Merkezi İşaret Dili Eğitmeni Sibel Okçu da haftanın 2 günü 3'er saat olmak üzere 120 saati tamamlayacak şekilde beş ay boyunca işaret dili derslerine başladıklarını anlattı.
Okçu, "Benim olmadığım zamanlarda da arkadaşlarıyla beraber çalışmalar yapıyorlar. Bu iş biraz daha ileri seviyeye gitmeye başladı. 18 saat gibi bir süre zarfında bile birbirleriyle iletişim kurmaya başladılar. İşaret dilinde harfler çok önemli. Harfleri bile öğrenmeleri onları biraz ileri seviyeye götürmüş oldu. Yazarak anlaşmaktansa işaret diliyle anlaşmak daha kolay." ifadelerini kullandı.
Kaynak: AA
Doğuştan işitme ve konuşma engelli 21 yaşındaki Muhammet Açıkgöz, Yükseköğretim Kurumları Sınavında (YKS) MSKÜ Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü Resim İş Öğretmenliğini kazandı. Açıkgöz, okulun ilk günlerinde 18 kişilik sınıfta arkadaşlarıyla iletişim kuramadığı için kendisini yalnız hissetmeye başladı.
MSKÜ Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Bölümü Resim İş Ana Bilim Dalı Öğretim Görevlisi Çetin Çelebi, bunu fark edince öğrencisi için bir şeyler yapmak istedi. İşaret dili öğrenebileceklerini düşünen Çelebi, sınıftaki öğrencilerle fikrini paylaştı.
Bunun üzerine sınıfın tamamı Açıkgöz'ün mutluluğu için işaret dili öğrenmeye karar verdi. Yetkililerin Menteşe Halk Eğitimi Merkezi ile iletişime geçmesi üzerine, öğretmenler ve Açıkgöz'ün sınıf arkadaşları işaret dili öğrenmeye başladı. Öğrencilerin birleştirici ve kaynaştırıcı tutumu, diğer öğrenci ve öğretmenlerin de takdirini topladı.
- Farkındalık yaratmak istediler
Öğretim Görevlisi Çetin Çelebi, akademik yaşamında ilk kez işitme ve konuşma engelli bir öğrenciyle ders yapmak zorunda kaldığını söyledi.
İlk önce yazarak anlaşmaya çalıştığı öğrencisini bu durumun mutlu etmediğini anladığını aktaran Çelebi, dersin genel işleyişi açısından da çok verimli olmadığını dile getirdi.
Öğrencisi Muhammet Açıkgöz'ün ruh halini anladıktan sonra onun dünyasını şenlendirmek istediklerini belirten Çelebi, şöyle konuştu:
"Muhammet'in yalnız başına kalmış olduğunu fark ettim. 'Arkadaşlar, arkadaşımız bize gelemiyorsa biz ona gidelim' dedim. Herkes bunu büyük bir heyecan ve istekle kabul etti. Daha sonra Halk Eğitimi Merkezinden öğretmen talebinde bulunduk. Üst yönetim de bu konuda hassasiyet gösterdi. İki hafta gibi kısa bir süre sonra derslere başladık. Muhammet ile olan diyaloğumuzun bu anlamda çok daha farklı bir noktaya geldiğine inanıyorum. Amacımız burada her şeyden öte farkındalık yaratmak. Üniversiteye de bunun yayılımını sağlamak istiyorduk. Üniversitemiz de bu anlamda 'engelsiz üniversite' olmaya yönelik bir altyapı çalışması söz konusu."
- "Çok mutlu oldum"
İşaret dili tercümanı aracılığıyla duygularını anlatan birinci sınıf öğrencisi Muhammet Açıkgöz de arkadaşlarının işaret dili öğrenmesinin kendisini çok mutlu ettiğini ifade etti.
Daha önce arkadaşlarıyla yazışarak anlaştığına değinen Açıkgöz, "Arkadaşlarımla işaret diliyle anlaşmaya başladığım için kendimi mutlu hissediyorum. Duyarlılıklarından dolayı çok teşekkür ediyorum." dedi.
Öğrencilerden Alper Ölmez de işaret dili öğrenmeye başladıktan sonra sınıf arkadaşları Muhammet ile diyaloglarının arttığını belirtti.
Daha samimi bir ortam oluştuğunu anlatan Ölmez, kendisini yalnız hissetmeyen Muhammet'in mutluluğunun yüzüne yansıdığını söyledi.
Öğrencilerden İlayda Şatır da kendilerinin de birer engelli adayı olduklarını, o yüzden Muhammet'e yardım etmek istediklerini dile getirdi.
- "Bu kolay kolay karşılaşılacak bir şey değil"
Üniversite Rektörü Prof. Dr. Hüseyin Çiçek de öğrencilerin bu davranışının kendisini çok duygulandırdığını, mutlu ettiğini kaydetti.
Üniversite olarak öğrenci topluluklarıyla beraber öz güveni yüksek öğrenciler yetiştirmeye çalıştıklarına dikkati çeken Çiçek, "Hocalarımızın da buna destek veriyor olması, içimizde aslında birçok kişinin bu manada faaliyetler yapmasına da örnek teşkil etti. Düşünün bir sınıf, işitme engelli arkadaşlarına yardımcı olmak için birlikte hareket ediyor. Bu kolay kolay karşılaşılacak bir şey değil. Herhalde bu ruhu, yapıyı üniversitemizde oluşturuyoruz ki burada da böyle bir davranış sergileniyor. Bu gerçekten tüm Türkiye'ye de iyi bir örnek olacak davranış." diye konuştu.
- "İşaret diliyle anlaşmak çok daha kolay”
Menteşe Halk Eğitimi Merkezi İşaret Dili Eğitmeni Sibel Okçu da haftanın 2 günü 3'er saat olmak üzere 120 saati tamamlayacak şekilde beş ay boyunca işaret dili derslerine başladıklarını anlattı.
Okçu, "Benim olmadığım zamanlarda da arkadaşlarıyla beraber çalışmalar yapıyorlar. Bu iş biraz daha ileri seviyeye gitmeye başladı. 18 saat gibi bir süre zarfında bile birbirleriyle iletişim kurmaya başladılar. İşaret dilinde harfler çok önemli. Harfleri bile öğrenmeleri onları biraz ileri seviyeye götürmüş oldu. Yazarak anlaşmaktansa işaret diliyle anlaşmak daha kolay." ifadelerini kullandı.