Büyükada'daki Toplantıya İlişkin Davada Mütalaa
Büyükada'da yapılan toplantıya ilişkin Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Taner Kılıç'ın da aralarında bulunduğu 11 sanığın yargılandığı davada, savcılığın esas hakkındaki mütalaasının detayları ortaya çıktı Mütalaada, sanık Taner Kılıç'ın Fetullahçı Terör Örgütü'nün gizli yazışma programı ByLock kullanıcısı olduğu, sanığa ait cep telefonunda örgüt elebaşı Fetullah Gülen'in videosunun bulunduğu, Bank Asya'ya örgüt elebaşının talimatının ardından para yatırdığı belirtildi Diğer sanıklar Günal Kurşun, İdil Eser, Özlem Dalkıran, Nejat Taştan ve Veli Acu'nun, terör örgütleri ve mensuplarıyla olan irtibatları, faaliyet alanları itibarıyla sivil toplumu etki güçlerinin bulunduğu ifade edilen mütalaada, bu sanıkların 'terör örgütlerinin amaçları doğrultusunda sivil toplum örgütleri faaliyeti görüntüsü altında organize edilen ve terör örgütlerince desteklenen, şiddet eylemleriyle kamu düzenini tehdit eden toplumsal kaosa dönüşecek hareketlenmeler yaratmak' amacıyla toplantı düzenledikleri kaydedildi.
İstanbul 35. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada, cumhuriyet savcısı esas hakkındaki görüşünü mahkemeye sundu.
Sanıkların tek tek ele alındığı mütalaada, 5 Temmuz 2017'de Adalar'da sanıkların katıldığı ve önceden herhangi bir duyuru yapılmaksızın ''çalışma atölyesi'' adı altında bir toplantı organize edildiği belirtilerek, toplantıya katılanlar hakkında FETÖ, PKK/KCK ve DHKP/C terör örgütlerinin üyeleriyle bağlantıları oldukları iddiasıyla "terör örgütlerine yardım etme", sanık Taner Kılıç hakkında da ''silahlı terör örgütüne üye olmak'' suçundan kamu davasının açıldığı anımsatıldı.
Mütalaada, sanıklardan Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Taner Kılıç'ın FETÖ'nün gizli haberleşme programı ByLock kullanıcısı olduğu, Bank Asya'ya örgüt elebaşısının talimatının ardından para yatırdığı, bu hesap hareketlerinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu ifade edildi.
Kılıç'ın kız kardeşinin eşinin, halen firari olan ve hakkında yakalama kararı bulunan kapatılan Zaman Gazetesi Genel Yayın Yönetmen Yardımcısı Mehmet Kamış olduğu anlatılan mütalaada, sanığın cep telefonunda yapılan incelemede, FETÖ elebaşısı Fetullah Gülen'in 41 saniyelik bir videosunun da bulunduğu aktarıldı.
Mütalaada, Kılıç'ın dijital materyallerinde bulunun iki yazının da, devletin terör örgütlerine yönelik aldığı tedbirler aleyhinde, örgütlerin faaliyetleri ve lehlerine kamuoyu oluşturulmasına yönelik olduğuna yer verilerek, bu nedenlerle örgütün hiyerarşik yapılanmasında yer aldığı belirtilen sanığın ''FETÖ silahlı terör örgütüne üye olmak'' suçundan 7 yıl 6 aydan 15 yıla kadar hapisle cezalandırılması istendi.
Diğer sanıklar Günal Kurşun, İdil Eser, Özlem Dalkıran, Nejat Taştan ve Veli Acu'nun terör örgütleri ve mensuplarıyla olan irtibatları, faaliyet alanları itibarıyla sivil toplumu etki güçlerinin bulunduğu belirtilen mütalaada, şunlar kaydedildi:
"Terör örgütlerince benimsenen ve örgütlerin yaşantılarını sürdürmelerine yönelik, faaliyet şekillerinin vazgeçilmez bir unsuru olan yöntem ve taktiklere ilişkin devletimizin anayasal düzeni ve toplum huzurunu hedef alan, ülkemiz aleyhine gerçekleştirilen uluslararası faaliyetlerde taşeronluk görevi üstelendikleri izahtan vareste olan terör örgütlerinin amaçları doğrultusunda sivil toplum örgütleri faaliyeti görüntüsü altında organize edilen ve terör örgütlerince desteklenen, şiddet eylemleriyle kamu düzenini tehdit eden toplumsal kaosa dönüşecek hareketlenmeler yaratmak amacıyla toplantı düzenlemişlerdir."
Bu sanıkların, "terör örgütüne üye olmak" suçundan bahisle haklarında dava açılan şahıslara ayrı ayrı değişik tutarlarda para gönderdikleri belirtilerek, aralarındaki irtibata dair görüşme kayıtlarına yer verilen mütalaada, sanıklardan ele geçirilen dijital belgelerde terör örgütlerine ait dokümanların bulunduğu, sanıklardan Veli Acu'nun ele geçirilen dijital dokümanda PKK terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'a ait yazıların bulunduğu anlatıldı.
Mütalaada, sanıklardan Özlem Dalkıran'dan elde edilen dijital materyallerde DHKP/C terör örgütü içerisinde faaliyet göstermek suçundan tutuklanan ve yargılanan Semik Özakça ve Nuriye Gülmen ile ilgili yazılar ve Berkin Elvan'ın öldürülmesi olayı gibi terör örgütünün toplumsal taban kazanması için propaganda faaliyetleri kapsamında toplumsal yürüyüşlerin ilçelere nasıl yayılacağı şeklinde yazıların bulunduğu kaydedildi.
Büyükada'da yapılan toplantı öncesinde kurulan WhatsApp grubunda toplantıya ilişkin konuşmaların yer aldığı belirtilen mütalaada, bu konuşmalardan birinde sanık Özlem Dalkıran'ın ''Şimdi ciddi bir şey yazıyorum. Kolaylaştırıcımız Ali'den tercüme ediyorum. İlk ödeviniz; vapura binmeden önce tüm teknolojik aletlerinizi kapatacaksınız. Telefon laptop, tablet, smart aat vs. etrafı seyrederek, keyfini çıkararak seyahat ederek otele girinceye kadar açmayacaksınız. Okuyan 'ok' desin ki herkesin gördüğünden emin olalım.'' şeklinde mesaj yazdığı belirtildi.
Mütalaada, bağlantılı oldukları terör örgütleri lehine faaliyette bulundukları belirtilen sanıklar Günal Kurşun, İdil Eser, Özlem Dalkıran, Nejat Taştan ve Veli Acu'nun üzerlerine atılı "silahlı terör örgütlerine (FETÖ, PKK/KCK, DHKP/C) yardım etmek" suçunu işledikleri vurgulanarak, 7,4 yıldan 15'er yıla kadar hapis cezasına çarptırılması istendi.
Savcılık mütalaasında, sanıklar Peter Frank Steudtner, Ali Ghravi, İlknur Üstün, Nalan Ekrem ve Muhammed Şeyhmus Özbekli hakkında ise ''örgüte yardım etmek'' suçunu işlediklerine dair kamu davası açıldığı ancak sanıkların dijital incelemelerinde bulunan belgelerde ve MASAK raporunda terör örgütlerine yardım yapıldığına dair delil olmadığı, yine bu sanıkların örgüt üyesi olduğu gerekçesiyle dava açılan kişiler ile yaptıkları görüşmelerin savunmalarında açıkladıkları üzere hayatın olağan akışına uygun görüşmeler olduğu ifade edilerek, her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğinden bu sanıkların ayrı ayrı beraatlerine karar verilmesi istendi.
Ayrıca mütalaada, tüm sanıklar hakkında ''casusluk'' ve ''terörizmin finansmanı'' suçlarından yürütülen soruşturma sonucunda kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği de anımsatıldı.
Mütalaanın duruşmada okunmasının ardından söz alan sanık ve avukatları, mütalaaya karşı beyanda bulunmak için süre talebinde bulundu. Bazı sanık avukatları ayrıca mütalaanın eksik olduğunu iddia ederek, ek mütalaa verilmesi gerektiğini iddia etti.
Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanık ve avukatlarına mütalaaya karşı beyanda bulunmak için süre vererek, duruşmayı erteledi.