Dr. Özer Açıklaması 'Tiroit Nodüllerinin Takibi Düzenli Yapılmalı'

Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Dr. Hatice Özer, kanser açısından risk oluşturan tiroit nodüllerinin takibinin düzenli olarak yapılması gerektiğini söyledi.

Tiroit bezinde yaştan bağımsız olarak görülebilen tiroit kanseri son yıllarda giderek artış gösteriyor. Toplumda her iki kişiden birinde görülebilecek olan tiroit nodüllerinin kadın hastalarda erkeklere oranla daha fazla görüldüğü uzmanlar tarafından belirtiliyor. Büyük Anadolu Hastaneleri doktorlarından Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Dr. Hatice Özer, kanser riski oluşturan tiroit nodülleri hakkında önemli bilgiler vererek, bu sağlık sorunundaki düzenli takip konusunda uyarıda bulundu.

Hastalığın tanımından başlayarak bilgiler veren Uzm. Dr. Hatice Özer, “Tiroit nodülü, tiroit bezinde yer kaplayan çevresindeki normal tiroit dokusundan kıvam olarak farklı radyolojik olarak sınırları ayrılabilen küresel veya ovel şeklinde lezyonlardır. Tiroit bezlerinin yüzde 6-7’si elle muayenede tespit edilebilir. Tiroit nodüllerinin tanısı tiroit ultrasonu ile konur. Tiroit nodülünün kanser riski cinsiyete, yaşa, ailede tiroit kanseri olup olmamasına göre baş boyun bölgesinde radyoterapi alıp almamasına göre kişinin radyasyona maruz kalıp kalmamasına göre değişir. Tiroit nodülü tespit edildikten sonra, tiroit nodülü fonksiyon görüp görmediği kan tahlilleri ile araştırmalıdır. Fonksiyon gören nodüllere sıcak nodül, fonksiyon görmeyen nodüllere de soğuk nodül denir. Bunun da anlamanın yolu da tiroit sintigrafi anlaşılabilir. İkinci olarak da tiroit nodülünün kanser riski olup olmadığı araştırılmalıdır. Üçüncü olarak bası semptomlarının tiroit nodülünün bası yapıp yapmadığı araştırılmadır. Eğer bası yapan bir nodül ise ses kısıklığı, nefes darlığı, yutma güçlüğü ve öksürük beklenen semptomlardır. Tiroit ultrasonu ile tiroit nodülünün boyutu büyük ise ve ultrason bulguları olarak kötü bir nodül olduğunu düşünüyorsak tiroit ince iğne aspirasyon biyopsisi mutlaka yapılmalıdır. Tiroit nodülünün takibinde kalsitonin ölçümü tiroit meduller ca için iyi bir göstergedir. Nodülün bir tümör çeşidi olan meduller ca olup olmadığını kanda ölçtüğümüz kalsitonin ile belirleyebiliriz” dedi.



“Nodülü olan kişilerin düzenli olarak takibi yapılması gereklidir”

Nodülü olan kişilerin düzenli olarak kontrol yaptırması gerektiğinin altını çizen Özer, şunları söyledi:

“Ailede tiroit kanseri öyküsü varsa mutlaka kişi muayene sonrası ultrason ve kan testlerini yaptırmalıdır. Tiroit nodülünün takibinde, boyut artışı varsa veya yeni oluşan nodül farklı kötü karakterli ise buradan da biyopsi yapılabilir. O yüzden tiroit nodülü olan kişilerin biyopsi temiz gelse bile veya biyopsi yapılması gerek duyulmayan bir nodül olsa bile mutlaka kontrollerinin yapılması şarttır. Çünkü ultrason bulgusu temiz olan bir nodül yüzde yüz temiz nodül olmayabilir. Biyopsisi temiz olan nodülde yüzde yüz mutlaka temiz olmayabilir. Çünkü biyopsi ile ulaşılamayan yerlerde kanser hücresi olabilir. O yüzden nodülü olan kişilerin düzenli olarak takibi yapılması gereklidir.”
Kaynak: İHA