'İsrail Teleferik Projesiyle Kudüs'e Yahudi Şehri Görünümü Kazandırmaya Çalışıyor'

Mescidi Aksa İmamı ve Kudüs Yüksek İslam Heyeti Başkanı Şeyh İkrime Sabri: 'Bu teleferik, bölgenin tarihi dokusuna zarar verecek. İslami eserlere de olumsuz etkisi olacak. Mescidi Aksa'yı ise doğrudan etkileyecek. Çünkü kabinleri Mescidi Aksa'nın çok yakınından geçecek şekilde planlandı ve teleferiği kullanan turistlere dağıtılacak bilgilendirme broşürleriyle de buranın bir Yahudi şehri olduğu mesajı verilecek '

ABDURRAUF ARNAVUT - Mescid-i Aksa İmamı ve Kudüs Yüksek İslam Heyeti Başkanı Şeyh İkrime Sabri, İsrail'in işgal altındaki Doğu Kudüs'te hayata geçirmeyi planladığı teleferik projesinin şehri Yahudileştirme adımlarından biri olduğunu söyledi.

Sabri, AA muhabirine yaptığı açıklamada, İsrail'in Doğu Kudüs'teki Ağlama Duvarı (Burak Duvarı) alanına ulaşım için hayata geçirmeyi planladığı teleferik projesinin yanı sıra Kudüs ve Mescid-i Aksa'ya yönelik ihlallerini değerlendirdi.

"Bu teleferik, bölgenin tarihi dokusuna zarar verecek. İslami eserlere de olumsuz etkisi olacak. Mescidi Aksa'yı ise doğrudan etkileyecek. Çünkü kabinleri Mescidi Aksa'nın çok yakınından geçecek şekilde planlandı ve teleferiği kullanan turistlere dağıtılacak bilgilendirme broşürleriyle de buranın bir Yahudi şehri olduğu mesajı verilecek." diyen Sabri, sıraladığı bu nedenlerden dolayı teleferik projesine karşı olduklarını aktardı.

Sabri, "İsrail, Kudüs'e Yahudi şehri görünümü kazandırmaya çalışıyor." ifadesini kullandı.

- "Baskınların hedefi Mescid-i Aksa'daki statükoyu değiştirmek"

Fanatik Yahudilerin Mescid-i Aksa'ya düzenlediği baskınların son zamanlarda arttığına işaret eden Sabri, Yahudi bayramları bahane edilerek Aksa üzerinde yeni bir algı oluşturma girişimlerine asla izin vermeyeceklerini belirtti.

Baskınların özellikle Mescid-i Aksa'nın doğu surlarında yer alan Rahmet Kapısı Mescidi'ni hedef aldığını kaydeden Sabri, İsrail güçlerinin, 2003'ten bu yana giriş ve çıkışlara kapalı tutulan Rahmet Kapısı'na inen merdivenlerin başındaki kapıyı 17 Şubat'ta zincirlemesi ve bir gün sonra bir grup Filistinli gencin kapıyı kırarak açmasının ardından İsrail’in Rahmet Kapısı Mescidi’ni sinagoga dönüştürme projesini suya düşürdüklerini anlattı.

Son 3 yıldır fanatik Yahudilerin Rahmet Kapısı Mescidi'ni hedef aldığına dikkati çeken Sabri, bu grupların Aksa'nın avlusuna girdikten sonra hemen Rahmet Kapısı'nın bulunduğu doğu bölgesine yöneldiklerini söyledi.

İsrail Kamu Güvenliği Bakanı Gilad Erdan'ın "Yahudilerin de ibadet etmeleri için Tapınak Tepesi'ndeki (Mescid-i Aksa) statükonun değiştirilmesi lazım." şeklindeki açıklamasını hatırlatan Sabri, "Sayıları her geçen gün artan fanatik Yahudilerin yaptığı bu baskınların hedefi, Mescid-i Aksa'daki statükoyu değiştirmek." diye konuştu.

"Mescid-i Aksa'yı zamansal ve mekânsal olarak bölme çabaları" konusunda da uyarıda bulunan Sabri, 2017'de Aksa'daki kapılara elektronik metal arama dedektörleri yerleştirme girişiminin başarısızlığa uğratıldığını hatırlattı.

Sabri, "İşgal yönetimi, Aksa'yı zamansal ve mekânsal olarak bölme konusundaki çirkin girişimlerini yinelerse Müslümanlardan gereken karşılığı alacaktır." şeklinde konuştu.

- Teleferik projesi

Yerel basında çıkan haberlere göre, proje kapsamında inşa edilecek teleferik hattının Kudüs'teki Zeytin Dağı'ndan başlayarak Mescid-i Aksa'nın sınırları yakınından geçmesi öngörülüyor.

İsrailli bakanlar, geçen hafta, İsrail'in Doğu Kudüs'te Ağlama Duvarı (Burak Duvarı) alanına ulaşım için hayata geçirmeyi planladığı teleferik projesinin finanse edilmesini onaylamıştı.

Filistin ve İsrail insan hakları örgütleri ise projeye karşı İsrail Yüksek Mahkemesine başvuracaklarını duyurmuştu.

Filistinliler, söz konusu projeyi İsrail'in hız kesmeden sürdürdüğü işgal altındaki Doğu Kudüs'ü Yahudileştirme politikasının bir parçası olarak görüyor.

Projenin ayrıca Mescid-i Aksa'nın yakınından geçeceği için kutsal mekanların ve vakıf arazilerinin ihlali olduğu belirtiliyor.

- Kudüs İslami Vakıflar İdaresinin egemenliği ihlal ediliyor

Mescid-i Aksa ve Kudüs'teki vakıflar, İsrail ile Ürdün arasında 26 Ekim 1994'te imzalanan barış antlaşmasına göre Ürdün Vakıflar, İslami İşler ve Mukaddesat Bakanlığına bağlı Kudüs İslami Vakıflar İdaresinin himayesinde bulunuyor.

Daha önce Kudüs İslami Vakıflar İdaresinin izni dahilinde Mescid-i Aksa'yı ziyaret eden Yahudiler, 2003'ten bu yana Vakıflar İdaresinin egemenliğini ihlal eden İsrail'in tek taraflı kararı çerçevesinde polis eşliğinde Müslümanların kutsal mabedine giriyor.

İsrail makamlarının bu tek taraflı kararını tanımayan Kudüs İslami Vakıflar İdaresi, Müslümanların egemenliğini ihlal edici bu tür girişleri baskın olarak tanımlıyor.

İşgal altındaki Doğu Kudüs'te bulunan Mescid-i Aksa, Müslümanların ilk kıblesi olma özelliğini taşıyor.

Yahudiler, içinde Kıble Mescidi ile Kubbetu's Sahra Camisi'nin yanı sıra müze, medreseler ve büyük avlunun yer aldığı Mescid-i Aksa Külliyesi altında, sözde "Süleyman Mabedi kalıntılarının bulunduğu" iddiasıyla kazı çalışmaları yapıyor, Mescid-i Aksa'da kendilerinin de ibadet etme hakları olduğunu savunuyor.

Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) Dışişleri Komisyonu, 13 Ekim 20016'da Mescid-i Aksa'nın Musevilikle bağına dair herhangi bir ibarenin bulunmadığına ilişkin tasarıyı 6'ya karşılık 24 oyla kabul etmişti. Karar tasarısı daha sonra UNESCO Yürütme Kurulu tarafından da onaylanmıştı.

UNESCO Dünya Mirası Komitesi ise 7 Temmuz 2017'de İsrail'in Kudüs'te Mescid-i Aksa ve çevresinde egemenlik hakkı iddiaları ve yürüttüğü yasa dışı kazıları kınayan bir tasarıyı kabul etmişti.

Kaynak: AA