Ekoloji Ve Kahverengi Devrim Kapadokya Üniversitesinde Konuşuldu
Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği Kurucularından Güneşin Aydemir, Kapadokya Üniversitesi Kent, Çevre ve Yerel Yönetimler Yüksek Lisans Programı öğrencileriyle verdiği seminerde buluştu.
Kapadokya Üniversitesi Eğitim, Öğretim ve Araştırma Enstitüsünün misafiri olarak Nevşehir’e gelen Güneşin Aydemir, üniversitenin Kent, Çevre ve Yerel Yönetimler Yüksek Lisans Programı öğrencilerine enstitünün tarihi konağında “Günlük Yaşamı Dönüştürmede Ekolojinin Önemi” başlıklı bir seminer verdi. Doğada her şeyin birbiriyle bağlantılı olduğu döngüsel yapıyı anlatan Aydemir, iklim krizi çağında onarıcı tarım gibi uygulamaların önemine ve kahverengi devrim olarak adlandırılan bu sürece değindi. Eşsiz bir coğrafyada, önemli bir konuda Kapadokya Üniversitesinin misafiri olmaktan mutluluk duyduğunu belirterek katılımcılara kendi serüvenini anlatan Güneşin Aydemir, “Üniversite yıllarım içerisinde okuldaki ekolojik modelleme çalışmalarında asistan olarak çalıştım. Aynı zamanda kuş gözlemciliği yaptım ve kuş gözlemciliği beni sivil toplum dünyasıyla tanıştırdı. Gönüllü olarak doğa koruma konusunda çalışan sivil toplum örgütlerinde görev almaya başladım ve üniversiteden mezun olduktan sonra yaklaşık iki sene Türkiye doğasının olağanüstü taraflarını gözlemleme fırsatını elde ettim.” şeklinde konuştu.
Katılımcılara “Doğa nedir?” sorusunu yönelterek “Günlük Yaşamı Dönüştürmede Ekolojinin Önemi” başlıklı seminerine başlayan Aydemir, “Doğa hem mekan hem de bir mekanizmadır. Doğada her gün yüzlerce tür yok oluyor ve siliniyor yani çok ciddi bir yok oluş çağındayız. Tabii doğanın yok olmayan ve bizi çok ilgilendiren tarafı mekanizmadır. Gerçek anlamda sürdürülebilir tek sistem doğadır. Yani insanın oluşturduğu sistemlerdeki sürdürülebilirlik ancak doğayı taklit ederek, doğanın mekanizmasını iyi anlayarak gerçekleşebilir. Doğadaki döngüyü tanımlayacak olursak bu mekanizmanın içinde örüntüler, kenar etkisi, çeşitlilik ve sadelik bir aradadır. Ayrıca tüm bunlar birbirine besin zinciri üzerinden bağlıdır ve hiçbir şey sonsuza kadar yaşamaz. Tüm bunların sonucunda da muazzam bir doğa dediğimiz kavram ortaya çıkar.” dedi.
Dünyada, sanayi devrimi sonucu seri üretim ve makineleşmenin artması, ardından özellikle tarımda verimi arttırmak amacıyla kimyasalların yoğun kullanımı sonucu doğal eşiklerin aşıldığını vurgulayan Aydemir, “Şimdi ise onarıcı tarım faaliyetleri olarak tanımlanan bir devrim geliyor. Adı kahverengi devrim.” ifadelerini kullanarak, doğaya dair onarıcı yaklaşımın yaşamın her alanında önemini vurguladı ve katılımcılara önerilerde bulundu.
Seminer, Güneşin Aydemir’in katılımcıların sorularını cevaplamasıyla sona erdi.
Kaynak: İHA
Katılımcılara “Doğa nedir?” sorusunu yönelterek “Günlük Yaşamı Dönüştürmede Ekolojinin Önemi” başlıklı seminerine başlayan Aydemir, “Doğa hem mekan hem de bir mekanizmadır. Doğada her gün yüzlerce tür yok oluyor ve siliniyor yani çok ciddi bir yok oluş çağındayız. Tabii doğanın yok olmayan ve bizi çok ilgilendiren tarafı mekanizmadır. Gerçek anlamda sürdürülebilir tek sistem doğadır. Yani insanın oluşturduğu sistemlerdeki sürdürülebilirlik ancak doğayı taklit ederek, doğanın mekanizmasını iyi anlayarak gerçekleşebilir. Doğadaki döngüyü tanımlayacak olursak bu mekanizmanın içinde örüntüler, kenar etkisi, çeşitlilik ve sadelik bir aradadır. Ayrıca tüm bunlar birbirine besin zinciri üzerinden bağlıdır ve hiçbir şey sonsuza kadar yaşamaz. Tüm bunların sonucunda da muazzam bir doğa dediğimiz kavram ortaya çıkar.” dedi.
Dünyada, sanayi devrimi sonucu seri üretim ve makineleşmenin artması, ardından özellikle tarımda verimi arttırmak amacıyla kimyasalların yoğun kullanımı sonucu doğal eşiklerin aşıldığını vurgulayan Aydemir, “Şimdi ise onarıcı tarım faaliyetleri olarak tanımlanan bir devrim geliyor. Adı kahverengi devrim.” ifadelerini kullanarak, doğaya dair onarıcı yaklaşımın yaşamın her alanında önemini vurguladı ve katılımcılara önerilerde bulundu.
Seminer, Güneşin Aydemir’in katılımcıların sorularını cevaplamasıyla sona erdi.