4. Etnospor Kültür Festivali Başladı
Dünya Etnospor Konfederasyonu tarafından Atatürk Havalimanı'nda düzenlenen festivalin açılış seremonisi yapıldı DEK Başkanı Bilal Erdoğan:'Kendi kimliğimizi, kültürümüzü kuşanacağız. Öncelikle biz olacağız. Bize ait olana sahip çıkacağız'
Dünya Etnospor Konfederasyonu (DEK) tarafından organize edilen 4. Etnospor Kültür Festivali'nin açılış töreni yapıldı.
Anadolu Ajansının global iletişim ortağı olduğu festival, bu yıl "Pilavdan dönenin kaşığı kırılsın" sloganıyla gerçekleştiriliyor. Sloganıyla azim, kararlılık ve mücadele vurgusunun yapıldığı organizasyon, Atatürk Havalimanı'nda 4 gün sürecek.
Organizasyonun açılış töreni, Atatürk Havalimanı'nda kurulan festival alanındaki Han Çadırı'nda gerçekleştirildi. Törende halk oyunları gösterilerinin ardından kortej geçişi yapıldı.
Açılış seremonisine Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, DEK Başkanı Bilal Erdoğan, Türkiye Geleneksel Spor Dalları Federasyonu Başkanı ve DEK Başkan Vekili Hakan Kazancı, DEK Yönetim Kurulu üyeleri, Gençlik ve Spor Bakan Yardımcısı Hamza Yerlikaya, Spor Genel Müdürü Mehmet Baykan, THY Yönetim Kurulu ve İcra Komitesi Başkanı İlker Aycı, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanı Abdullah Eren, Esenler Belediye Başkanı Tevfik Göksu, Beyoğlu Belediye Başkanı ve Okçular Vakfı Başkanı Haydar Ali Yıldız, TRT Genel Müdürü İbrahim Eren, Türkiye Basketbol Federasyonu Başkanı Hidayet Türkoğlu ve AK Parti İstanbul İl Başkanı Bayram Şenocak katıldı.
Festivalin açılış konuşmasını yapan DEK Başkanı Bilal Erdoğan, Türk milletinin kendi kültürüne sahip çıkması gerektiğini belirterek, "Biz, 'Pilavdan dönenin kaşığı kırılsın.' dedik. Bize ait olana, bizim olana sahip çıkmadığımız takdirde kolumuz kanadımız kırılır, üzerinde durmak istediğimiz zemin, üzerinde yükselmek istediğimiz temeller yıkılır. Kendi kültürümüze, gelenek ve göreneklerimize, estetik anlayışımıza sahip çıkmak zorundayız ki biz gelecekte de biz olmaya devam edelim. Aksi takdirde başka kültürlerin payandası oluruz, başka kültürlerin parçası haline gelmek durumunda kalırız. Kendi kültürlerimizi, binlerce yıldan getirdiğimiz özelliklerimizi, güçlü taraflarımızı kaybetmekle karşı karşıya kalırız." ifadelerini kullandı.
Festivale katılan çocuklar ve gençlere seslenen Erdoğan, şunları kaydetti:
"Yüzlerce yıl ecdadımız teknolojide, bilimde, sanatta, edebiyatta dünyaya öncülük ederken kültürümüzü yücelterek yaptılar. Millet olarak, 'Artık biz yapamayız. Biz bu halimizle kaybetmeye mahkumuz. Biz asla filancalarını geçemeyiz' diye düşünmeyeceğiz. Kendi kimliğimizi, kültürümüzü kuşanacağız. Öncelikle biz olacağız. Bize ait olana sahip çıkacağız. O zaman bizim kültürel kodumuz olan ideamıza, öz güvenimize kavuşacağız. Çocuklar, gençler! Ne olursunuz bize ait olana sahip çıkın. Müziğimizi dinleyin, halk oyunlarımızı oynayın, geleneksel sporlarımızı ve oyunlarımızı unutmayın. Kendi yemeklerimizi, el sanatlarımızı unutmayın. Bizi biz yapan bütün kültürel ögelere sahip çıkın ki gelecekte dünyada yeniden iddia sahibi olalım. Geçmişimize yaslanmazsak, kültürümüzü yaşatmazsak soysuz kalırız."
Bilal Erdoğan, çocuklara ve gençlere Türk kültürünü ve geleneksel sporları sevdirmek için festivalleri düzenlediklerini aktararak şöyle konuştu:
"Dünyaya verebileceğimiz en büyük varlığımız binlerce yıla dayanan kültürümüz, inancımız, varlığımız. Bu bizim tecrübemiz. Bunları yaşadığımız ve yaşattığımız zaman bütün dünya bize bakacak. Bütün dünya bizden bunları almak, öğrenmek isteyecek. Onun için DEK olarak sadece Türkiye, güzel Anadolu'nun güzel insanları için değil, bütün dünyanın kültürlerinin yüceltilmesi, yaşatılması ve yeni nesillere aktarılması gerektiğini düşünüyoruz. Çocuklarımıza, gençlerimize kendi kültürümüzü, geleneksel sporlarımızı tanıtmak ve sevdirmek için bu festivalleri yapıyoruz. Türkiye'nin her bölgesinden yurdumuzun her kesiminden bütün vatandaşlarımızı kendi kültürü ve kimliği ile keyifli bir şekilde buluşturmak istiyoruz."
Festivali ziyaret edecek çocukların edinecekleri tecrübeleri hayatında uygulamasını istediklerini aktaran DEK Başkanı, sözlerini şöyle tamamladı:
"Buraya gelen çocuklardan kimisi geleneksel sporlardan, kimisi eski çocuk oyunlarından, kimisi el sanatlarımızdan, halk oyunlarımızdan ve müziklerimizden, kimisi yemeklerimizden etkilensin. Hayatının geri kalanında başkalarına özentilikle geçirmesin. Elbette dünyayı tanısın. Küreselleşen küçülen dünyada ne var ne yok iyi bilsin. Bir ayağı burada, diğer ayağı dünyanın her tarafından olsun ama buradaki sapasağlam ayağını asla bu topraklardan, asla bu toprakların değerlerinden, inancından, kültüründen alıkoymasın, başka yere basmasın. Biz bunu istiyoruz. Bu festivalimiz hayırlara vesile olsun. Burada vermeye çalıştığımız mesaj, iyi niyet, sağduyu ve soğukkanlılıkla dinlensin. Çünkü millet olarak buradan alacaklarımız, kazanacaklarımız var."
- Kazancı: "Kültürümüze ve değerlerimize sahip çıkmak zorundayız"
Hakan Kazancı ise dünyanın 200 yılı aşkın süredir Batı'nın ekonomik ve kültürel hakimiyetinde olduğunu söyledi.
Kültürel değerlerin ve geleneksel sporların canlandırılması gayretinde olduklarını dile getiren Kazancı, "Etnospor Kültür Festivali ile ülkemize ve ülkemiz özelinde oluşacak farkındalıkla dünyaya, müzikten spora, sanattan geleneksel çocuk oyunlarına kadar ülkemize ait olan değerleri tanıtmak için buradayız. Gölgede bırakılmış geleneksel sporları canlandırma gayretinin yanında saydığım değerleri de günlük hayata ulaştırmaya çalışıyoruz. 200 yılı aşkın bir süredir dünya üzerinde Batı uygarlığının ekonomik hakimiyetini izliyoruz. Sadece ekonomik değil kültürel değerlerde de hakimiyetini sağlıyor. Türkiye olarak 21. yüzyılda kendi ayağımızın üzerinde durmak ve kendi kararlarımızı vermek istiyorsak kültürümüze ve değerlerimize sahip çıkmak zorundayız." şeklinde görüş belirtti.
Okçuluk, rahvan at, mangala, cirit, güreş gibi oyunları dünyaya tanıttıklarını vurgulayan Kazancı, "Yarının geleceği olan çocuklarımıza geçmişimizi yaşatmalıyız. Federasyon olarak Anadolu'nun belirli bölgelerinde sıkışmış ve unutulmaya yüz tutmuş spor dallarını yıl içindeki faaliyetlerimizle, yılda bir kez de olsun yapılan festivalle halkımıza öğretmeye çalışıyoruz. Okçuluk, rahvan at, mangala, cirit, güreş gibi oyunlarımızı dünyaca tanınacak hale getiriyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
Gelecek sene Türkiye'de Dünya Göçebe Oyunları'na ev sahipliği yapacaklarını aktaran Hakan Kazancı, "2020 yılında geleneksel sporların olimpiyatı olan Dünya Göçebe Oyunları'nı Türkiye'den tüm dünyaya tanıtacağız. Azmin, mücadelenin ve kararlılığın var olduğu bu spor dallarının yaşatılması için var gücümüzle çalışacağız, devam edeceğiz. Onun için hep varız. Pilavdan dönmüyoruz, 'Pilavdan dönenin kaşığı kırılsın.' diyoruz." diye konuştu.
Konuşmaların ardından protokol üyelerinin katılımıyla açılış kurdelesi dualar eşliğinde kesildi.
Kaynak: AA
Anadolu Ajansının global iletişim ortağı olduğu festival, bu yıl "Pilavdan dönenin kaşığı kırılsın" sloganıyla gerçekleştiriliyor. Sloganıyla azim, kararlılık ve mücadele vurgusunun yapıldığı organizasyon, Atatürk Havalimanı'nda 4 gün sürecek.
Organizasyonun açılış töreni, Atatürk Havalimanı'nda kurulan festival alanındaki Han Çadırı'nda gerçekleştirildi. Törende halk oyunları gösterilerinin ardından kortej geçişi yapıldı.
Açılış seremonisine Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, DEK Başkanı Bilal Erdoğan, Türkiye Geleneksel Spor Dalları Federasyonu Başkanı ve DEK Başkan Vekili Hakan Kazancı, DEK Yönetim Kurulu üyeleri, Gençlik ve Spor Bakan Yardımcısı Hamza Yerlikaya, Spor Genel Müdürü Mehmet Baykan, THY Yönetim Kurulu ve İcra Komitesi Başkanı İlker Aycı, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanı Abdullah Eren, Esenler Belediye Başkanı Tevfik Göksu, Beyoğlu Belediye Başkanı ve Okçular Vakfı Başkanı Haydar Ali Yıldız, TRT Genel Müdürü İbrahim Eren, Türkiye Basketbol Federasyonu Başkanı Hidayet Türkoğlu ve AK Parti İstanbul İl Başkanı Bayram Şenocak katıldı.
Festivalin açılış konuşmasını yapan DEK Başkanı Bilal Erdoğan, Türk milletinin kendi kültürüne sahip çıkması gerektiğini belirterek, "Biz, 'Pilavdan dönenin kaşığı kırılsın.' dedik. Bize ait olana, bizim olana sahip çıkmadığımız takdirde kolumuz kanadımız kırılır, üzerinde durmak istediğimiz zemin, üzerinde yükselmek istediğimiz temeller yıkılır. Kendi kültürümüze, gelenek ve göreneklerimize, estetik anlayışımıza sahip çıkmak zorundayız ki biz gelecekte de biz olmaya devam edelim. Aksi takdirde başka kültürlerin payandası oluruz, başka kültürlerin parçası haline gelmek durumunda kalırız. Kendi kültürlerimizi, binlerce yıldan getirdiğimiz özelliklerimizi, güçlü taraflarımızı kaybetmekle karşı karşıya kalırız." ifadelerini kullandı.
Festivale katılan çocuklar ve gençlere seslenen Erdoğan, şunları kaydetti:
"Yüzlerce yıl ecdadımız teknolojide, bilimde, sanatta, edebiyatta dünyaya öncülük ederken kültürümüzü yücelterek yaptılar. Millet olarak, 'Artık biz yapamayız. Biz bu halimizle kaybetmeye mahkumuz. Biz asla filancalarını geçemeyiz' diye düşünmeyeceğiz. Kendi kimliğimizi, kültürümüzü kuşanacağız. Öncelikle biz olacağız. Bize ait olana sahip çıkacağız. O zaman bizim kültürel kodumuz olan ideamıza, öz güvenimize kavuşacağız. Çocuklar, gençler! Ne olursunuz bize ait olana sahip çıkın. Müziğimizi dinleyin, halk oyunlarımızı oynayın, geleneksel sporlarımızı ve oyunlarımızı unutmayın. Kendi yemeklerimizi, el sanatlarımızı unutmayın. Bizi biz yapan bütün kültürel ögelere sahip çıkın ki gelecekte dünyada yeniden iddia sahibi olalım. Geçmişimize yaslanmazsak, kültürümüzü yaşatmazsak soysuz kalırız."
Bilal Erdoğan, çocuklara ve gençlere Türk kültürünü ve geleneksel sporları sevdirmek için festivalleri düzenlediklerini aktararak şöyle konuştu:
"Dünyaya verebileceğimiz en büyük varlığımız binlerce yıla dayanan kültürümüz, inancımız, varlığımız. Bu bizim tecrübemiz. Bunları yaşadığımız ve yaşattığımız zaman bütün dünya bize bakacak. Bütün dünya bizden bunları almak, öğrenmek isteyecek. Onun için DEK olarak sadece Türkiye, güzel Anadolu'nun güzel insanları için değil, bütün dünyanın kültürlerinin yüceltilmesi, yaşatılması ve yeni nesillere aktarılması gerektiğini düşünüyoruz. Çocuklarımıza, gençlerimize kendi kültürümüzü, geleneksel sporlarımızı tanıtmak ve sevdirmek için bu festivalleri yapıyoruz. Türkiye'nin her bölgesinden yurdumuzun her kesiminden bütün vatandaşlarımızı kendi kültürü ve kimliği ile keyifli bir şekilde buluşturmak istiyoruz."
Festivali ziyaret edecek çocukların edinecekleri tecrübeleri hayatında uygulamasını istediklerini aktaran DEK Başkanı, sözlerini şöyle tamamladı:
"Buraya gelen çocuklardan kimisi geleneksel sporlardan, kimisi eski çocuk oyunlarından, kimisi el sanatlarımızdan, halk oyunlarımızdan ve müziklerimizden, kimisi yemeklerimizden etkilensin. Hayatının geri kalanında başkalarına özentilikle geçirmesin. Elbette dünyayı tanısın. Küreselleşen küçülen dünyada ne var ne yok iyi bilsin. Bir ayağı burada, diğer ayağı dünyanın her tarafından olsun ama buradaki sapasağlam ayağını asla bu topraklardan, asla bu toprakların değerlerinden, inancından, kültüründen alıkoymasın, başka yere basmasın. Biz bunu istiyoruz. Bu festivalimiz hayırlara vesile olsun. Burada vermeye çalıştığımız mesaj, iyi niyet, sağduyu ve soğukkanlılıkla dinlensin. Çünkü millet olarak buradan alacaklarımız, kazanacaklarımız var."
- Kazancı: "Kültürümüze ve değerlerimize sahip çıkmak zorundayız"
Hakan Kazancı ise dünyanın 200 yılı aşkın süredir Batı'nın ekonomik ve kültürel hakimiyetinde olduğunu söyledi.
Kültürel değerlerin ve geleneksel sporların canlandırılması gayretinde olduklarını dile getiren Kazancı, "Etnospor Kültür Festivali ile ülkemize ve ülkemiz özelinde oluşacak farkındalıkla dünyaya, müzikten spora, sanattan geleneksel çocuk oyunlarına kadar ülkemize ait olan değerleri tanıtmak için buradayız. Gölgede bırakılmış geleneksel sporları canlandırma gayretinin yanında saydığım değerleri de günlük hayata ulaştırmaya çalışıyoruz. 200 yılı aşkın bir süredir dünya üzerinde Batı uygarlığının ekonomik hakimiyetini izliyoruz. Sadece ekonomik değil kültürel değerlerde de hakimiyetini sağlıyor. Türkiye olarak 21. yüzyılda kendi ayağımızın üzerinde durmak ve kendi kararlarımızı vermek istiyorsak kültürümüze ve değerlerimize sahip çıkmak zorundayız." şeklinde görüş belirtti.
Okçuluk, rahvan at, mangala, cirit, güreş gibi oyunları dünyaya tanıttıklarını vurgulayan Kazancı, "Yarının geleceği olan çocuklarımıza geçmişimizi yaşatmalıyız. Federasyon olarak Anadolu'nun belirli bölgelerinde sıkışmış ve unutulmaya yüz tutmuş spor dallarını yıl içindeki faaliyetlerimizle, yılda bir kez de olsun yapılan festivalle halkımıza öğretmeye çalışıyoruz. Okçuluk, rahvan at, mangala, cirit, güreş gibi oyunlarımızı dünyaca tanınacak hale getiriyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
Gelecek sene Türkiye'de Dünya Göçebe Oyunları'na ev sahipliği yapacaklarını aktaran Hakan Kazancı, "2020 yılında geleneksel sporların olimpiyatı olan Dünya Göçebe Oyunları'nı Türkiye'den tüm dünyaya tanıtacağız. Azmin, mücadelenin ve kararlılığın var olduğu bu spor dallarının yaşatılması için var gücümüzle çalışacağız, devam edeceğiz. Onun için hep varız. Pilavdan dönmüyoruz, 'Pilavdan dönenin kaşığı kırılsın.' diyoruz." diye konuştu.
Konuşmaların ardından protokol üyelerinin katılımıyla açılış kurdelesi dualar eşliğinde kesildi.