Ülke Ülke Gezerek Farklı Müzik Kültürlerini Tanıyor
Çanakkale'de yaşayan Cihan Selçuk Ateşoğlu, farklı ülkelerdeki müzik kültürlerini ve enstrümanları tanımak için 3 yıl önce başladığı dünya turu kapsamında İran, Pakistan, Hindistan, Nepal, Endonezya, Malezya, Tayland, Gürcistan ve Ermenistan'ı ziyaret etti Cihan Selçuk Ateşoğlu: 'Asya ülkelerini gezdim. Buralarda değişik müzikler keşfettim. Bunun için tüm dünyayı gezebilirim. Ayrıntıya girmeye çalıştığında bir insanın ömrü yetmez'
BURAK AKAY - Çanakkale'de yaşayan Cihan Selçuk Ateşoğlu, farklı ülkelerdeki müzik kültürlerini ve enstrümanları tanımak için 3 yıl önce başladığı dünya turuyla adeta "modern seyyah" oldu.
Gaziantep'te doğan Ateşoğlu, uzun süre yerleşik şekilde yaşayıp düzenli işe sahip olmanın hayalini kurdu.
Üniversite öğrenimini sinema televizyon alanında tamamlayıp 2 yıl grafikerlik yapan Ateşoğlu, İstanbul'a yerleşip dizi ve film sektöründe sanat yönetmeni asistanı olarak görev aldı. Bu işle uğraşırken dünya müziğine ilgisi artan Ateşoğlu, bu yönde ilerlemeye karar verdi.
İran, Pakistan, Hindistan, Nepal, Endonezya, Malezya, Tayland, Gürcistan ve Ermenistan'a giderek bu ülkelerdeki müzik kültürleri ve enstrümanlarını inceleyen Ateşoğlu, yüzlerce yeni müzik aleti gördü, sanatçılarla tanıştı.
Bu ziyaretlerinde farklı coğrafyalara ait setar, djembe, ağız harpı gibi enstrümanları kullanmasını öğrenen Ateşoğlu, Afrika ülkelerinde kullanılan ayak ziliyle telli sazlara ritim tutabiliyor.
Cihan Selçuk Ateşoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, asıl amacının, müziğin evrenselliğini tüm dünyayla paylaşıp farklı müzik kültürleri arasında etkileşim kurmak olduğunu söyledi.
Bu amaçla son 3 yıldır adeta "modern seyyah" haline geldiğini belirten Ateşoğlu, şöyle devam etti:
"Ankara'da çalışırken dünya müziklerini keşfetmeye başladım. Ondan önce popüler müzikler dinliyordum. Sonrasında daha etnik müzikler dinledim. İstanbul'da çalıştığım dönemde müzik buluşmalarına gitmeye başladım. Deneysel müzikleri canlı olarak dinlemek çok enteresan oluyor. Sonra Afrika enstrümanı olan djembe aldım, 2 yıl kadar kullanmadım. İşi bıraktıktan sonra dünyayı gezme hedefim olunca, 'Enstrümanı da alayım bir seyahate çıkayım' dedim. Bütün düzenimi bozdum. Evimi kapattım ve seyahat etmeye başladım."
- "Farklı ülkelere gittikçe merakım daha da arttı"
Ateşoğlu, farklı ülkelere gittikçe müziğe merakının artmaya başladığını dile getirdi.
Mistik ya da etnik denilebilecek kadim müziklere, kıyıda köşede kalmış eserlere merak sardığını anlatan Ateşoğlu, "Örneğin Konya'da mistik müzik festivaline gittim ve orada çok farklı insanlarla tanıştım. Asya ülkelerini gezdim. Buralarda değişik müzikler keşfettim." ifadelerini kullandı.
Gezip gördükçe dünyadaki müzik kültürleri hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğuna değinen Ateşoğlu, yurt dışında tanıştığı bazı kişilerin kendisine müzik aletleri hediye ettiğini belirtti.
Müzikle en çok İran, Pakistan ve Hindistan gezileri sırasında haşır neşir olduğunu belirten Ateşoğlu, "Hindistan kendi içinde keşfedilmesi gereken uçsuz bucaksız bir yer. Orada farklı müzik tarzları, farklı yaşamlar, enstrümanlar ve bunların kullanım şekilleri var. Çok sayıda müzik okulları var. Dünyanın her yerinden insanlar gelip bu okullarda bir şeyler öğrenmeye çalışıyor." diye konuştu.
Cihan Selçuk Ateşoğlu, İran ve Nepal'den çok etkilendiğini, buralarda farklı müzikler keşfettiğini kaydetti.
Bu ülkelerde coğrafi farklılıklardan doğan müzikler olduğunu ifade eden Ateşoğlu, şöyle konuştu:
"Nepal'de farklı enstrümanlar keşfettim ve birkaçını aldım. Oradan yine Hindistan'a gittim. Hindistan'da dini farklılıkların getirdiği çok farklı müzik ve müzik aletleri var. Burada geleneksel müzik de yapılmaya çalışılıyor yenilikçi müzik de. Orada onları da denedim. Bunun için tüm dünyayı gezebilirim. Ayrıntıya girmeye çalıştığında bir insanın ömrü yetmez. Afrika'da çok sayıda farklı müzik türü var. Bildiğimiz enstrümanların farklı kullanımları var. Müzik yapan insanlar farklı ülkelere gidip oradan aldıkları ritimlerle ülkesine döndüğünde bunu kendi müziğiyle birleştiriyor. Ben de böyle bir şey yapmak istiyorum. Devam etmek, profesyonelleştirmek ve bunu insanlarla paylaşmak istiyorum. Müzik insanı farklı kültürlere, farklı insanlara yaklaştırıyor. Her şeyin ardından farklı bir ortak payda çıkabiliyor. Dünyanın çok farklı ülkelerinden insanlar müzik festivallerinde bir araya geliyor. Bu insanlar kendi enstrümanlarıyla geliyor ama burada başka enstrümanlar da deniyor. 'Hep beraber ne yapabiliyoruz' diyerek çalışmalar yapıyoruz."
Ateşoğlu, müziği öğrenmek ve tüm dünyaya yaymak için başlattığı bu serüvende kendisine eşlik edecek yol arkadaşlarına ve destekte bulunabilecek müzik duayenlerine ihtiyaç duyduğunu sözlerine ekledi.
Kaynak: AA
Gaziantep'te doğan Ateşoğlu, uzun süre yerleşik şekilde yaşayıp düzenli işe sahip olmanın hayalini kurdu.
Üniversite öğrenimini sinema televizyon alanında tamamlayıp 2 yıl grafikerlik yapan Ateşoğlu, İstanbul'a yerleşip dizi ve film sektöründe sanat yönetmeni asistanı olarak görev aldı. Bu işle uğraşırken dünya müziğine ilgisi artan Ateşoğlu, bu yönde ilerlemeye karar verdi.
İran, Pakistan, Hindistan, Nepal, Endonezya, Malezya, Tayland, Gürcistan ve Ermenistan'a giderek bu ülkelerdeki müzik kültürleri ve enstrümanlarını inceleyen Ateşoğlu, yüzlerce yeni müzik aleti gördü, sanatçılarla tanıştı.
Bu ziyaretlerinde farklı coğrafyalara ait setar, djembe, ağız harpı gibi enstrümanları kullanmasını öğrenen Ateşoğlu, Afrika ülkelerinde kullanılan ayak ziliyle telli sazlara ritim tutabiliyor.
Cihan Selçuk Ateşoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, asıl amacının, müziğin evrenselliğini tüm dünyayla paylaşıp farklı müzik kültürleri arasında etkileşim kurmak olduğunu söyledi.
Bu amaçla son 3 yıldır adeta "modern seyyah" haline geldiğini belirten Ateşoğlu, şöyle devam etti:
"Ankara'da çalışırken dünya müziklerini keşfetmeye başladım. Ondan önce popüler müzikler dinliyordum. Sonrasında daha etnik müzikler dinledim. İstanbul'da çalıştığım dönemde müzik buluşmalarına gitmeye başladım. Deneysel müzikleri canlı olarak dinlemek çok enteresan oluyor. Sonra Afrika enstrümanı olan djembe aldım, 2 yıl kadar kullanmadım. İşi bıraktıktan sonra dünyayı gezme hedefim olunca, 'Enstrümanı da alayım bir seyahate çıkayım' dedim. Bütün düzenimi bozdum. Evimi kapattım ve seyahat etmeye başladım."
- "Farklı ülkelere gittikçe merakım daha da arttı"
Ateşoğlu, farklı ülkelere gittikçe müziğe merakının artmaya başladığını dile getirdi.
Mistik ya da etnik denilebilecek kadim müziklere, kıyıda köşede kalmış eserlere merak sardığını anlatan Ateşoğlu, "Örneğin Konya'da mistik müzik festivaline gittim ve orada çok farklı insanlarla tanıştım. Asya ülkelerini gezdim. Buralarda değişik müzikler keşfettim." ifadelerini kullandı.
Gezip gördükçe dünyadaki müzik kültürleri hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğuna değinen Ateşoğlu, yurt dışında tanıştığı bazı kişilerin kendisine müzik aletleri hediye ettiğini belirtti.
Müzikle en çok İran, Pakistan ve Hindistan gezileri sırasında haşır neşir olduğunu belirten Ateşoğlu, "Hindistan kendi içinde keşfedilmesi gereken uçsuz bucaksız bir yer. Orada farklı müzik tarzları, farklı yaşamlar, enstrümanlar ve bunların kullanım şekilleri var. Çok sayıda müzik okulları var. Dünyanın her yerinden insanlar gelip bu okullarda bir şeyler öğrenmeye çalışıyor." diye konuştu.
Cihan Selçuk Ateşoğlu, İran ve Nepal'den çok etkilendiğini, buralarda farklı müzikler keşfettiğini kaydetti.
Bu ülkelerde coğrafi farklılıklardan doğan müzikler olduğunu ifade eden Ateşoğlu, şöyle konuştu:
"Nepal'de farklı enstrümanlar keşfettim ve birkaçını aldım. Oradan yine Hindistan'a gittim. Hindistan'da dini farklılıkların getirdiği çok farklı müzik ve müzik aletleri var. Burada geleneksel müzik de yapılmaya çalışılıyor yenilikçi müzik de. Orada onları da denedim. Bunun için tüm dünyayı gezebilirim. Ayrıntıya girmeye çalıştığında bir insanın ömrü yetmez. Afrika'da çok sayıda farklı müzik türü var. Bildiğimiz enstrümanların farklı kullanımları var. Müzik yapan insanlar farklı ülkelere gidip oradan aldıkları ritimlerle ülkesine döndüğünde bunu kendi müziğiyle birleştiriyor. Ben de böyle bir şey yapmak istiyorum. Devam etmek, profesyonelleştirmek ve bunu insanlarla paylaşmak istiyorum. Müzik insanı farklı kültürlere, farklı insanlara yaklaştırıyor. Her şeyin ardından farklı bir ortak payda çıkabiliyor. Dünyanın çok farklı ülkelerinden insanlar müzik festivallerinde bir araya geliyor. Bu insanlar kendi enstrümanlarıyla geliyor ama burada başka enstrümanlar da deniyor. 'Hep beraber ne yapabiliyoruz' diyerek çalışmalar yapıyoruz."
Ateşoğlu, müziği öğrenmek ve tüm dünyaya yaymak için başlattığı bu serüvende kendisine eşlik edecek yol arkadaşlarına ve destekte bulunabilecek müzik duayenlerine ihtiyaç duyduğunu sözlerine ekledi.