'Türkiye Tüm Dünyanın İhtiyacına Cevap Verebilir'

Muğla'nın Bodrum ilçesinde faaliyet gösteren firma, Türkiye'de yetişen bitkilerden, gıda ve ilaç sanayisine yönelik etken maddeler üretiyor İmmuNat Firması Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Akar: 'Türkiye, tüm dünyanın ihtiyacına cevap verebilecek coğrafi yapıya sahip. Biz özellikle yatırımcılara, hükümetlere ve diğer ilgililere, tarıma dayalı sanayinin önemini anlatmaya çalışıyoruz' 'Dünya nüfusundaki artış, matematiksel olarak bizi 100 sene sonrasında 30 milyar nüfusa doğru sürüklemektedir. Bu ihtiyacı karşılayabilmek için tarım artık sadece tarım olarak değil sanayi olarak da ele alınmak zorundadır'

ALİ BALLI - Muğla'nın Bodrum ilçesinde faaliyet gösteren firma, Türkiye'de yetişen bitkilerden, gıda ve ilaç sanayisine yönelik etken maddelerin üretimini yapıyor.

Yalıkavak Mahallesi'nde yaklaşık 10 yıldır faaliyet gösteren ve ikinci tesisini açmaya hazırlanan İmmu-Nat firması, bitki, çiçek, baharat ve köklerden, takviye edici gıda olarak sıvı özütler üretiyor.

Firmanın Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Akar, AA muhabirine, Türkiye'de yetişen endemik ve aromatik bitkileri işleyerek çıkardıkları etken maddelerin, ilaç ve kozmetik sanayi başta olmak üzere gıda katkı koruyucuları ve fitoterapi alanında kullanıldığını söyledi.

Türkiye coğrafyasında 3 binden fazla endemik bitki türü bulunduğunu anlatan Akar, bunun, neredeyse tüm Avrupa'da yetişen tür sayısından fazla olduğunu belirtti.

Türkiye'nin yer üstü zenginlikleri açısından oldukça avantajlı konumda bulunduğuna işaret eden Akar, şöyle konuştu:

"Türkiye, tüm dünyanın ihtiyacına cevap verebilecek coğrafi yapıya sahip. Biz özellikle yatırımcılara, hükümetlere ve diğer ilgililere, tarıma dayalı sanayinin önemini anlatmaya çalışıyoruz. Örnek olarak 1830'lu yıllarda dünya nüfusu 1 milyarken, 200 yıl geçmesine rağmen 7,5 milyara ulaşmıştır. Bu artış matematiksel olarak bizi 100 sene sonrasında 30 milyar dünya nüfusuna doğru sürüklemektedir. Bu ihtiyacı karşılayabilmek için tarım artık sadece tarım olarak değil sanayi olarak da ele alınmak zorundadır. Çünkü kozmetik ve ilaç sanayi, hatta rüzgar ve toprak enerjisi, tamamı yer üstü zenginliği olarak dünyaya bir şekilde hakim olacaktır. Bugün buna yatırım yapan ülkeler, gelecekte vazgeçilmezler arasında bulunacaktır."

Bitki veya benzeri ürünlerin, her türlü sanayi alanında yan ürün olarak kullanılması gerektiğine dikkati çeken Akar, "Bu sayede, sadece ülkede katma değer üretmek, istihdam sağlamak değil, yeni nesle ve nüfusa hizmet etmek de amaçlanmaktadır." dedi.

Türkiye'nin, dünyada geçmişte yaşanan buzul çağından etkilenmeyen bir coğrafyada olduğuna değinen Akar, "Birçok bitki, halen genetik ve tohum olarak varlığını sürdürmektedir. Çok uzun yıllar önce İpek Yolu sayesinde de Uzak Doğu'dan baharatlar bir şekilde Türkiye'ye ulaşmıştır." diye konuştu.

Akar, şöyle devam etti:

"Coğrafyamızı da görmezden gelemeyiz. Türkiye'de yetişen ya da orijinal olarak bulduğumuz bitkilerin, Avrupa ve daha uzak batıda karşılığı ilaç ve hammadde olarak bulunmaktadır. Özellikle Fransa'nın dünyada parfüm ve kozmetik sanayisinde öne çıktığını biliyoruz. Fakat temel ihtiyaçlarını, Türkiye veya benzeri ülkelerden karşılıyorlar. Son zamanlarda ülkemizde lavanta ekimi de hızlanmıştır. Bütün bunlar, kozmetik sanayisini destekler. Tarıma dayalı sanayiye baktığınız zaman birçok iş kolunu da yanında getirmektedir. Dikkati çekmeye çalıştığımız husus, bu tesisleri bizler de ülkemizde kurabiliriz. Sadece bitki veya etken madde satmak değil bunları bizzat işleyebilir ve markalaştırabiliriz. Artık milli markalar ve milli projeler üzerinde durmalıyız. Türkiye markası olmalı, amacımız budur."

Ar-Ge tabanlı fitoterapi ürünleri ve bitkisel ilaç etken madde üretim tesisini açmaya hazırlandıklarını dile getiren Akar, 20 kişinin çalışacağı yeni fabrikalarının açılışını Bodrum'da 26 Ocak'ta yapmayı planladıklarını kaydetti.

İşletmenin Üretim Müdürü kimyager Pelin Solmazer de eksperler aracılığıyla çiftçilere toplattıkları endemik bitkileri, laboratuvarda her türlü tahlil ve analizden geçirdiklerini ifade etti.

Kimyager Deniz Ercan ise laboratuvarda 30 hammadde bitkisi bulunduğunu, bunların 22'sinin Türkiye'den tedarik edildiğini vurguladı.
Kaynak: AA