UNESCO'nun Koruması Altındaki 'Macahel'de Büyüleyen Yolculuk
Türkiye'nin ilk ve tek biyosfer rezerv alanı Macahel (Camili Havzası), kendine has kültürü, doğası, şelaleleri ve tarihi yapılarıyla görenleri adeta büyülüyor Artvin'in Borçka ilçesinde bulunan Türkiye'nin ilk ve tek biyosfer rezerv alanı olan Macahel, doğal yaşlı ormanları, endemik bitkileri, tarihi camiler ve doğal güzellikleriyle hayranlık uyandırıyor.
YUSUF OKUR - Artvin'in Borçka ilçesinde bulunan Türkiye'nin ilk ve tek biyosfer rezerv alanı olan Macahel (Camili Havzası), doğal yaşlı ormanları, endemik bitkileri, tarihi camileri ve doğal güzellikleriyle hayranlık uyandırıyor.
Camili, Düzenli, Efeler, Kayalar, Maral ve Uğur köylerini bünyesinde barındıran ve 25 bin 395 hektardan oluşan Macahel'de, 23'ü endemik 990 bitki türü yayılış gösteriyor.
Gizli kalmış ekolojik ve kültürel bir hazine olan Camili Havzası'nda insan etkisine maruz kalmamış yeşil vadiler, yüksek alpin çayırları, yaşlı ormanlarının yanı sıra saf Kafkas ırkı arı, boz ayı, çengel boynuzlu dağ keçisi, dağ horozu ve yırtıcı göçmen kuşları da gözlemlemek mümkün.
Nemin egemenliği altında derin vadiler boyunca yükselen bakir bitki örtüsü ile yağmur ormanı ekosistemi özelliğine de sahip Macahel, dünyanın 25 sıcak noktasından biri olarak Türkiye'nin ilk ve tek biyosfer rezerv alanı olma özelliğini taşıyor.
UNESCO'nun İnsan ve Biyoküre Programı Ulusal Koordinasyon Konseyi kararı doğrultusunda 29 Haziran 2005'te "Biyosfer Rezervi Alanı" ilan edilen Macahel, her yıl doğa tutkunu yerli ve yabancı turistleri ağırlıyor.
Camili köyünün muhtarı Altan Gülbin, 6 köyden oluşan havzanın Türkiye'nin ilk ve tek biyosfer rezerv alanı olduğunu anımsattı.
Gülbin, "Bu bölge bitki ve biyo çeşitlilik bakımından çok zengin bir bölge. Oldukça yüksek bir turizm potansiyeline sahip bir bölgede yaşıyoruz. Artvin'in en uzun yeşil yolu bizde. Turistlerin ilgisi her geçen yıl giderek artıyor. Macahel dediğiniz zaman arısıyla, balıyla ve doğasıyla ön planda. Gelen misafirlerimize yaylaları gezmelerini tavsiye ediyoruz. Türkiye'nin en yüksek şelalesi olan Maral Şelalesi yine bu bölgede. Tüm bu güzellikleri görmeleri için tüm vatandaşlarımızı Camili’ye bekliyoruz." dedi.
Turistik gezi için Tekirdağ'dan gelen coğrafya öğretmeni Sevil Toprak da Artvin'e karşı çocukluktan beri hayranlık duyduğunu kaydederek, "Macahel'i bir belgesel programında seyrettim. Bu yöreye geldiğimizde burayı görmeyi çok istedim. Çok zor bir yolculuk olsa da buradaki güzellik her şeye değdi. Gürcistan sınırındaki bu havzada olmak çok güzel." diye konuştu.
Yöre halkından Ayşe Şakar da Camili bölgesinin biyosfer açısından dünyanın en zengin alanlarından bir tanesi olduğunu belirtti.
Havzanın UNESCO'nun koruması altında olduğunu kaydeden Şakar, "İnsanlarımız da bu korumanın içinde. Buradaki korumanın bir parçası. Burada yaşayan insanların bilinç seviyesi çok yüksek. Buradaki insanlar bilinçli olmasa UNESCO burayı nasıl koruyacak." ifadelerini kullandı.
İstanbul'dan Karadeniz turu kapsamında Camili'ye gelen Ertan Yılmaz ise Macahel bölgesine dair çok özel şeyler duyduklarını ve meraklarını gidermek için bölgeyi gezdiğini söyledi.
- Maral Şelalesi ziyaretçilerini büyülüyor
Camili Havzası'ndaki 6 köyden biri olan Maral köyünde bulunan, yöre halkının "yeryüzü cenneti" olarak adlandırdığı Maral Şelalesi, bölgeyi ziyaret eden turistlerin vazgeçilmezi konumunda.
Ormanla çevrili patika yoldan yaklaşık 10 dakika yürünerek ulaşılan Maral Şelalesi, 68 metreden vadi tabanına dökülüyor. Tabanda yaklaşık 100 metrekarelik göl oluşturan şelale, çevresindeki doğal yaşlı orman ve bitki örtüsüyle eşsiz görüntüler oluşturuyor.
İstanbul'dan havzaya gelerek Maral Şelalesi'ni gezen Recep Topuz, "Maral Şelalesi şimdiye kadar gördüğüm en güzel ve en görkemli şelale. Bu doğa harikası şelaleyi herkesin görmesini tavsiye ediyorum." dedi.
Macahel'deki Maral köyünde Osmanlı döneminde 1851'de inşa edilen tarihi İremit Camisi, ahşap mimarisi ve kök boya kullanılarak yapılan rengarenk motifleriyle göz dolduruyor. 2 asra yakın bir süre yıkılmadan günümüze kadar gelen ata yadigarı cami, bölgenin en önemli tarihi yapılarının başında geliyor.
Camili köyü merkezinde 1855 yılında yapılan cami ile Gürcü Krallığı döneminde yapıldığı ön görülen kemer köprüler de havzanın kültürel tarihi yapılarını teşkil ediyor.
Kaynak: AA
Camili, Düzenli, Efeler, Kayalar, Maral ve Uğur köylerini bünyesinde barındıran ve 25 bin 395 hektardan oluşan Macahel'de, 23'ü endemik 990 bitki türü yayılış gösteriyor.
Gizli kalmış ekolojik ve kültürel bir hazine olan Camili Havzası'nda insan etkisine maruz kalmamış yeşil vadiler, yüksek alpin çayırları, yaşlı ormanlarının yanı sıra saf Kafkas ırkı arı, boz ayı, çengel boynuzlu dağ keçisi, dağ horozu ve yırtıcı göçmen kuşları da gözlemlemek mümkün.
Nemin egemenliği altında derin vadiler boyunca yükselen bakir bitki örtüsü ile yağmur ormanı ekosistemi özelliğine de sahip Macahel, dünyanın 25 sıcak noktasından biri olarak Türkiye'nin ilk ve tek biyosfer rezerv alanı olma özelliğini taşıyor.
UNESCO'nun İnsan ve Biyoküre Programı Ulusal Koordinasyon Konseyi kararı doğrultusunda 29 Haziran 2005'te "Biyosfer Rezervi Alanı" ilan edilen Macahel, her yıl doğa tutkunu yerli ve yabancı turistleri ağırlıyor.
Camili köyünün muhtarı Altan Gülbin, 6 köyden oluşan havzanın Türkiye'nin ilk ve tek biyosfer rezerv alanı olduğunu anımsattı.
Gülbin, "Bu bölge bitki ve biyo çeşitlilik bakımından çok zengin bir bölge. Oldukça yüksek bir turizm potansiyeline sahip bir bölgede yaşıyoruz. Artvin'in en uzun yeşil yolu bizde. Turistlerin ilgisi her geçen yıl giderek artıyor. Macahel dediğiniz zaman arısıyla, balıyla ve doğasıyla ön planda. Gelen misafirlerimize yaylaları gezmelerini tavsiye ediyoruz. Türkiye'nin en yüksek şelalesi olan Maral Şelalesi yine bu bölgede. Tüm bu güzellikleri görmeleri için tüm vatandaşlarımızı Camili’ye bekliyoruz." dedi.
Turistik gezi için Tekirdağ'dan gelen coğrafya öğretmeni Sevil Toprak da Artvin'e karşı çocukluktan beri hayranlık duyduğunu kaydederek, "Macahel'i bir belgesel programında seyrettim. Bu yöreye geldiğimizde burayı görmeyi çok istedim. Çok zor bir yolculuk olsa da buradaki güzellik her şeye değdi. Gürcistan sınırındaki bu havzada olmak çok güzel." diye konuştu.
Yöre halkından Ayşe Şakar da Camili bölgesinin biyosfer açısından dünyanın en zengin alanlarından bir tanesi olduğunu belirtti.
Havzanın UNESCO'nun koruması altında olduğunu kaydeden Şakar, "İnsanlarımız da bu korumanın içinde. Buradaki korumanın bir parçası. Burada yaşayan insanların bilinç seviyesi çok yüksek. Buradaki insanlar bilinçli olmasa UNESCO burayı nasıl koruyacak." ifadelerini kullandı.
İstanbul'dan Karadeniz turu kapsamında Camili'ye gelen Ertan Yılmaz ise Macahel bölgesine dair çok özel şeyler duyduklarını ve meraklarını gidermek için bölgeyi gezdiğini söyledi.
- Maral Şelalesi ziyaretçilerini büyülüyor
Camili Havzası'ndaki 6 köyden biri olan Maral köyünde bulunan, yöre halkının "yeryüzü cenneti" olarak adlandırdığı Maral Şelalesi, bölgeyi ziyaret eden turistlerin vazgeçilmezi konumunda.
Ormanla çevrili patika yoldan yaklaşık 10 dakika yürünerek ulaşılan Maral Şelalesi, 68 metreden vadi tabanına dökülüyor. Tabanda yaklaşık 100 metrekarelik göl oluşturan şelale, çevresindeki doğal yaşlı orman ve bitki örtüsüyle eşsiz görüntüler oluşturuyor.
İstanbul'dan havzaya gelerek Maral Şelalesi'ni gezen Recep Topuz, "Maral Şelalesi şimdiye kadar gördüğüm en güzel ve en görkemli şelale. Bu doğa harikası şelaleyi herkesin görmesini tavsiye ediyorum." dedi.
Macahel'deki Maral köyünde Osmanlı döneminde 1851'de inşa edilen tarihi İremit Camisi, ahşap mimarisi ve kök boya kullanılarak yapılan rengarenk motifleriyle göz dolduruyor. 2 asra yakın bir süre yıkılmadan günümüze kadar gelen ata yadigarı cami, bölgenin en önemli tarihi yapılarının başında geliyor.
Camili köyü merkezinde 1855 yılında yapılan cami ile Gürcü Krallığı döneminde yapıldığı ön görülen kemer köprüler de havzanın kültürel tarihi yapılarını teşkil ediyor.