Kahve Kokan Sokak Geçenleri Mest Ediyor
Eskişehir’in tarihi dokularından biri olan Hamamyolu Caddesi, civarında bulunan kahveci esnafının çektiği kuru kahve kokusuyla yoldan geçenleri adeta mest ediyor.
Tarih boyunca birçok medeniyet tarafından tüketilen kahve, tadı ve kokusuyla içenleri kendine hayran bırakıyor. Eskişehir’in önemli simgelerinden biri olan Hamamyolu Caddesi’nde de yaklaşık bir asırdır kahveciler kuru kahve çekiyor. Burada sabah saatlerinde dükkânlarını açan esnaf, akşama kadar kahve çektikleri için etrafa hoş bir koku yayılıyor. Kahve çekme makinelerinde bulunan zillerden çıkan sesler de caddeden geçenlere adeta müzik resitali yaşatıyor. Konuyla ilgili 28 yıldır kahvecilik yapan Sabahattin Küçük, kahve kültürünün giderek arttığını ifade etti.
Küçük, "Kahve kültürü burada çok yaygın ve biz de bu yüzden böyle bir hizmet veriyoruz. 1950’den beri bizim iş yerimiz kahve satarak biliniyor. Ben yaklaşık 28 yıldır buradayım. Dünya değişiyor. Hamamyolu da değişime uğradı. Görsel olarak da birçok değişime uğradı. Bizim kahve kültüründe çok değişen bir şey olmadı. Artarak ilerleyen bir kültür var. Memnunuz biz bu gidişattan. Halkımız da bizden memnun. Çünkü taze ve sıcak ürün alıyor bizden. Bunun keyfi daha başka" dedi.
"İstanbul’da bulunan Mısır Çarşısı’na, İzmir de bulunan Kemer Altı’na benzetiyorlar"
Vatandaşların kahve dükkânlarının bulunduğu caddeyi Türkiye’nin önemli çarşılarına benzettiklerini aktaran Küçük, "İstanbul’da bulunan Mısır Çarşısı’na, İzmir de bulunan Kemer Altı’na benzetiyorlar. Buradaki tarihi dokuyu hissediyorlar. Köşeden girdikleri anda kahve kokusunu alıyorlar. Bizden de hediye olarak kahve götürüyorlar. Onlar çok memnunlar, hatta sosyal medyada da bizden çok bahsediyorlar. Çok beğendiklerini ifade ediyorlar. Yerli turistin Eskişehir’e çok büyük getirisi olmuştur. Tanıtımı da çok güzel yapılmıştır. Bu sokakta şu an da 5 tane kahveci var. Geçmişte 3 tane bulunuyordu ve diğerleri de farklı sektördeydi. Bu sayının çoğalması burayı tam anlamıyla kahve sokağı haline getirdi. Eskiden bu kadar yaygın değildi ama çok daha fazla rağbet görüyordu. Kahvemizi burada kavuruyorduk ve böylelikle kokusu daha fazla yayılıyordu. Bugünlerde burada kavuramıyoruz ama kahveci sayısı arttığı için kokusu aynı şekilde kaldı. 1950’lerde bizim büyüklerimizi tanıyanlar ve hala o sebepten ötürü bizden kahve alanlar var. Yaşlı dedelerimiz geliyor ve eskiden buradan aldıklarını söylüyorlar. Kahve alırken sıra beklediklerini söyleyerek eskileri yad ediyorlar" diye konuştu.
"Yaptığımız bu iş sanat ve herkesin yaptığı sanat ayrı"
Kahve esnafından Burhan Öngül ise kahve işinin bir sanat olduğunu belirterek şunları söyledi:
"Bizim büyüklerimiz zamanında küçük küçük dükkanlarda 2 arkadaş burada kuru kahveciliğe başlamış. Bundan yaklaşık 80 yıl önce. Bu mahallenin kahve kokmasının sebebi, eskiden burada bulunan kahve ocaklarının bulunması ve kahveyi kendimizin kavurmasıydı. Benim kavurduğumu babam kavuramazdı. Babamın kavurduğu ayrı, benim kavurduğum ayrı, ağabeyimin kavurduğu daha ayrıydı. Yaptığımız bu iş sanat ve herkesin yaptığı sanat ayrı. Ona göre de müşterimiz vardı. Belediye koku yapıyor diye bu ocakları kaldırma kararı aldı. Onları kaldırınca eskisi kadar o kokuları yakalayamaz olduk. Eskiler der ki ’Ehlikeyfin keyfini ne tazeler? Taze elinden pişmiş taze kahve tazeler.’ Kahvenin tazesi her zaman için iyidir."
Kaynak: İHA
Küçük, "Kahve kültürü burada çok yaygın ve biz de bu yüzden böyle bir hizmet veriyoruz. 1950’den beri bizim iş yerimiz kahve satarak biliniyor. Ben yaklaşık 28 yıldır buradayım. Dünya değişiyor. Hamamyolu da değişime uğradı. Görsel olarak da birçok değişime uğradı. Bizim kahve kültüründe çok değişen bir şey olmadı. Artarak ilerleyen bir kültür var. Memnunuz biz bu gidişattan. Halkımız da bizden memnun. Çünkü taze ve sıcak ürün alıyor bizden. Bunun keyfi daha başka" dedi.
"İstanbul’da bulunan Mısır Çarşısı’na, İzmir de bulunan Kemer Altı’na benzetiyorlar"
Vatandaşların kahve dükkânlarının bulunduğu caddeyi Türkiye’nin önemli çarşılarına benzettiklerini aktaran Küçük, "İstanbul’da bulunan Mısır Çarşısı’na, İzmir de bulunan Kemer Altı’na benzetiyorlar. Buradaki tarihi dokuyu hissediyorlar. Köşeden girdikleri anda kahve kokusunu alıyorlar. Bizden de hediye olarak kahve götürüyorlar. Onlar çok memnunlar, hatta sosyal medyada da bizden çok bahsediyorlar. Çok beğendiklerini ifade ediyorlar. Yerli turistin Eskişehir’e çok büyük getirisi olmuştur. Tanıtımı da çok güzel yapılmıştır. Bu sokakta şu an da 5 tane kahveci var. Geçmişte 3 tane bulunuyordu ve diğerleri de farklı sektördeydi. Bu sayının çoğalması burayı tam anlamıyla kahve sokağı haline getirdi. Eskiden bu kadar yaygın değildi ama çok daha fazla rağbet görüyordu. Kahvemizi burada kavuruyorduk ve böylelikle kokusu daha fazla yayılıyordu. Bugünlerde burada kavuramıyoruz ama kahveci sayısı arttığı için kokusu aynı şekilde kaldı. 1950’lerde bizim büyüklerimizi tanıyanlar ve hala o sebepten ötürü bizden kahve alanlar var. Yaşlı dedelerimiz geliyor ve eskiden buradan aldıklarını söylüyorlar. Kahve alırken sıra beklediklerini söyleyerek eskileri yad ediyorlar" diye konuştu.
"Yaptığımız bu iş sanat ve herkesin yaptığı sanat ayrı"
Kahve esnafından Burhan Öngül ise kahve işinin bir sanat olduğunu belirterek şunları söyledi:
"Bizim büyüklerimiz zamanında küçük küçük dükkanlarda 2 arkadaş burada kuru kahveciliğe başlamış. Bundan yaklaşık 80 yıl önce. Bu mahallenin kahve kokmasının sebebi, eskiden burada bulunan kahve ocaklarının bulunması ve kahveyi kendimizin kavurmasıydı. Benim kavurduğumu babam kavuramazdı. Babamın kavurduğu ayrı, benim kavurduğum ayrı, ağabeyimin kavurduğu daha ayrıydı. Yaptığımız bu iş sanat ve herkesin yaptığı sanat ayrı. Ona göre de müşterimiz vardı. Belediye koku yapıyor diye bu ocakları kaldırma kararı aldı. Onları kaldırınca eskisi kadar o kokuları yakalayamaz olduk. Eskiler der ki ’Ehlikeyfin keyfini ne tazeler? Taze elinden pişmiş taze kahve tazeler.’ Kahvenin tazesi her zaman için iyidir."