Senfoni Orkestrası, Türk Müziğiyle Buluştu
Ramazan İstanbul Konserleri kapsamında, Türk müziğinin usta ismi Ahmet Özhan ve başarılı tenor Berk Özbek'in solistlik yaptığı tasavvuf müziği konseri, Eser Taşkıran'ın şefliğinde gerçekleşti Ahmet Özhan: 'En büyük avantajımız, yaylı ekibinin temelde Türk müziğinden yetişmiş olması' Tenor Berk Özbek: 'Benim için hayatta en büyük özenilecek şey imandır, Allah'ın tercih ettiği kul olabilmek, onun sevgisine kavuşabilmektir. Müzik de bir vasıtadır'
Ahmet Özhan'ın solistlik yaptığı "Yâr İle" konseri, tasavvuf müziğinin dillerden düşmeyen eserlerinin senfoni orkestrası ve Türk müziği sazlarıyla sahnelendiği yeni tarzıyla dinleyicilerin beğenisini topladı.
Ramazan İstanbul Konserleri kapsamında Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda Eser Taşkıran'ın şefliğinde gerçekleşen konserde, Türk müziğinin usta ismi Ahmet Özhan ve başarılı tenor Berk Özbek solistlik yaptı.
Ahmet Özhan, konserdeki yeni üsluba ilişkin AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, yurt içinde ve yurt dışında da benzer çalışmaların devam edebileceğini söyledi.
Yaylı ekibin Türk müziğinden yetişmesinin en büyük avantajları olduğunu belirten Özhan, "Bizim Türk müziğimizin kendine has perdelerini doğaçlama olarak basan arkadaşlar bunlar. Tamamıyla bir senfoni orkestrası yaylısı olsaydı, o bizim uşşak bemollerini segah perdelerini basmakta zorlanırlardı." dedi.
Şef Eser Taşkıran, "Senfonik hikaye aslında evrensel bir hikaye. Klasik müzik eğitimi alan her müzisyen, önüne koyan notayı çalabiliyor. Bu aslında evrenselliği oluşturan eğitim. Biz bu eğitimi alan müzisyenlerle dinimizin en güzel eserlerini, ilahi aşkı en güzel anlatan eserleri, bu iki güzelliği sentezleyerek bir araya getiriyoruz." ifadesini kullandı.
Orkestranın sadece Batı müziği değil Türk müziği üslubunda da çalabildiğinin altını çizen Taşkıran, usta müzisyen Ahmet Özhan'ın Türk müziğine katkısının anlatmakla bitmeyeceğini söyledi.
Taşkıran, tenor Berk Özbek'in de Türk müziği usullerince Batı müziği eğitimi de almış bir solist olduğunu hatırlatarak, "Edebiyat tarafı da Türk müziği tarafı da Batı evrensel müziği tarafı da eşit ve dengede dikkat ettiğimiz unsurlar." ifadesini kullandı.
Berk Özbek, projenin başlangıcında ilk dikkat ettikleri şeyin, ariflerin üzerinde zerafetin temsili olan Allah aşkının güftelerinin, bestelerini o ruha yakışacak şekilde yansıtabilmek olduğunu dile getirdi.
"Benim için hayatta en büyük özenilecek şey imandır, Allah'ın tercih ettiği kul olabilmek, onun sevgisine kavuşabilmektir. Müzik de bir vasıtadır." diyen Özbek, proje içinde Ahmet Özhan gibi bir usta ve değerli saz ekibiyle sahnede olmanın mutluluğunu yaşadığını sözlerine ekledi.
Tasavvuf müziğinin asırlar boyu dillerden düşmeyen eserlerinin senfoni orkestrası ve Türk müziği sazlarından oluşan bir orkestra eşliğinde dinleyicilerin karşısına çıktığı konserde, Tenor Berk Özbek ise "Sordum Sarı Çiçeğe", "Mevlam Sana Ersem Diye", "Allahu Allah", "Yar İle", "Aşk İle Allah Diyelim" eserleriyle Kaside-i Bürde'den oluşan bir repertuvarla sahne aldı.
Ahmet Özhan ise "Ya Olduğun Gibi Görün", "Ben Bu Yolu Bilmez İdim", "Güzel Aşık Nice Feryad Edip", "Uyan Ey Gözlerim Vakit Seher", "Sure-i Kadirde Erler Demine", "Seherde Bir Bağa Girdim, Eller Meded", "Hak Bir Gönül Verdi, İstediğimi Buldum" eserlerini seslendirdi.
Kaynak: AA
Ramazan İstanbul Konserleri kapsamında Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda Eser Taşkıran'ın şefliğinde gerçekleşen konserde, Türk müziğinin usta ismi Ahmet Özhan ve başarılı tenor Berk Özbek solistlik yaptı.
Ahmet Özhan, konserdeki yeni üsluba ilişkin AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, yurt içinde ve yurt dışında da benzer çalışmaların devam edebileceğini söyledi.
Yaylı ekibin Türk müziğinden yetişmesinin en büyük avantajları olduğunu belirten Özhan, "Bizim Türk müziğimizin kendine has perdelerini doğaçlama olarak basan arkadaşlar bunlar. Tamamıyla bir senfoni orkestrası yaylısı olsaydı, o bizim uşşak bemollerini segah perdelerini basmakta zorlanırlardı." dedi.
Şef Eser Taşkıran, "Senfonik hikaye aslında evrensel bir hikaye. Klasik müzik eğitimi alan her müzisyen, önüne koyan notayı çalabiliyor. Bu aslında evrenselliği oluşturan eğitim. Biz bu eğitimi alan müzisyenlerle dinimizin en güzel eserlerini, ilahi aşkı en güzel anlatan eserleri, bu iki güzelliği sentezleyerek bir araya getiriyoruz." ifadesini kullandı.
Orkestranın sadece Batı müziği değil Türk müziği üslubunda da çalabildiğinin altını çizen Taşkıran, usta müzisyen Ahmet Özhan'ın Türk müziğine katkısının anlatmakla bitmeyeceğini söyledi.
Taşkıran, tenor Berk Özbek'in de Türk müziği usullerince Batı müziği eğitimi de almış bir solist olduğunu hatırlatarak, "Edebiyat tarafı da Türk müziği tarafı da Batı evrensel müziği tarafı da eşit ve dengede dikkat ettiğimiz unsurlar." ifadesini kullandı.
Berk Özbek, projenin başlangıcında ilk dikkat ettikleri şeyin, ariflerin üzerinde zerafetin temsili olan Allah aşkının güftelerinin, bestelerini o ruha yakışacak şekilde yansıtabilmek olduğunu dile getirdi.
"Benim için hayatta en büyük özenilecek şey imandır, Allah'ın tercih ettiği kul olabilmek, onun sevgisine kavuşabilmektir. Müzik de bir vasıtadır." diyen Özbek, proje içinde Ahmet Özhan gibi bir usta ve değerli saz ekibiyle sahnede olmanın mutluluğunu yaşadığını sözlerine ekledi.
Tasavvuf müziğinin asırlar boyu dillerden düşmeyen eserlerinin senfoni orkestrası ve Türk müziği sazlarından oluşan bir orkestra eşliğinde dinleyicilerin karşısına çıktığı konserde, Tenor Berk Özbek ise "Sordum Sarı Çiçeğe", "Mevlam Sana Ersem Diye", "Allahu Allah", "Yar İle", "Aşk İle Allah Diyelim" eserleriyle Kaside-i Bürde'den oluşan bir repertuvarla sahne aldı.
Ahmet Özhan ise "Ya Olduğun Gibi Görün", "Ben Bu Yolu Bilmez İdim", "Güzel Aşık Nice Feryad Edip", "Uyan Ey Gözlerim Vakit Seher", "Sure-i Kadirde Erler Demine", "Seherde Bir Bağa Girdim, Eller Meded", "Hak Bir Gönül Verdi, İstediğimi Buldum" eserlerini seslendirdi.